Tarih. 05 Ocak 2019
BGSAM
Konu: Liberalizmle konservatizmi birbirinden ayırmak bir yılan topacını sökmek kadar zordur.
Fransızca bir terim olan konservatizm (Türkçemizde tutuculuk) dendiğinde anlaşılması gereken şudur: Var olan siyasal, toplumsal ve kültürel sistemin olduğu gibi sürdürülmesinden yana olan, bu alanlarda değişime, yenilenmeye karşı çıkan tutum.
Yine Fransızca bir kavram olan liberalizm (Türkçemizde özgür düşünceye bağlı bir dünya görüşü olarak kullanılır) herkese vicdan, inanç, düşünce özgürlüğü tanınmasının gerekli olduğunu savunur.
Günümüzde – 2019 yılına girerken – Bulgaristan’da tartışma konusu olan 2 temel ideolojik görüş liberalizm ile konservatizim’dir. Hemen söyleyelim dünya görüşü olarak bunların ikisi de tedavülden çıkmış geçmez para, zamanını çoktan doldurmuş iki ideolojidir.
Bizde bu mesele üzerinde devam eden sert tartışmalar Avrupa’da adına reformizm (düzelticilik) dediğimiz çağda, öncelikle din alanında, Protestanlar ve Katolikler arasında Tanrıya hangimiz daha doğru ve gönülden ibadet ediyoruz kavgalarını anımsatır. Siyasi alandaki adına Rönesans (Yeniden Doğuş) ve Reform Hareketleri çağı olarak da rastlanır ve kökleri 15.–16.Yüzyıllara iner. Aslında Bulgaristan’da “soya dönüş süreci” saçmalığı adı uydurulurken yeniden doğuştan esinlenilmiş ve Bulgaristan’daki Müslüman kardeşlerimizin ruhsal birikiminin söndürülmesi için seçilen kısır liberalizm tarlasının ve siyasi organı olan ALDE’nin şifa suyu olarak damarımıza akıtılmasının gerçek anlamı siyasi sahtekârlıktır.
Hele de bu yönlendirmenin ipleri Kremlin’e bağlı olan feylesof müsveddesi hain Ahmet Doğan tarafından yönlendirildiği ortada oldukça, aldatılmak istediğimiz ortadadır. Protestanlığın doğduğu yıllardan günümüze kalan bir adet vardır. Kiliseye giden ve azığını açan çocukların dilinin üstüne papaz, beyaz demir para şeklinde bir şeker pul koyar. Bunun anlamı “siz beni tatlı tatlı dinleyin ve dedikleri yapın anlamındadır” ve bu anlamda ALDE HÖH elitinin ideolojik “babası” sayılır.
Siyasi anlamda reformculuk dendiğinde anlaşılan ise şudur:
Devrime başvurmaksızın, var olan kurumlar ve olanaklarla bir ülkenin, bir toplumun daha iyi bir duruma getirilebileceğini, toplumsal adaletin görüştür.
Bulgaristan’daki Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS) 29. Kuruluş yıl dönümü münasebetiyle Avrupa Liberalleri (ALDE) örgütü başkanı Hans van Baalen’den bir kutlama mesajı geldi. HÖH Başkanı M. Karadayı’ya gönderilen mesajda, partinin Liberaller ailesinde ve Avrupa Parlamentosundaki ALDE grubunda anahtar rol oynadığına vurgu yapılıyor.
Bu mesaj, “aman suyu kaynatmayın ve sakın yeni istekte bulunmayın” anlamındadır ve Fransa’da “sarı yeleklilerin“ reformcu Başkan Emanuel Makron için “Gilotin!” diye haykırdığı 2019 yılbaşına rastlamış olmasıdır. “Gilotin!” reformlardan önce devrimler ve köklü yenilikler ülkesi olarak bilinen Fransa’da Büyük Devrimden 224 yıl sonra yeniden yükseltilmesi ilginçtir. Bıçak kemiğe dayandı, taşıdığı gerçek anlamdır. Büyük Devrimde eskiyi yaşatmaya çalışan Kral’dan köklü dönüşüme çağıran Robespierre Fransız elitin kellesi Giyotin’den geçmiş, nüfusun % 25’i telef olmuştu.
Kalın sağlıcakla dostlarınızla paylaşmayı unutmayınız.