ivo-hristov-finTarih:01.10. 2017 /Sofya

Yorumlayan: Prof. İvo Hristov – milletvekili.

Konu:   Barzani referandumunda derin anlam nedir? “Ermeni Soykırımını” Kürtler yapmıştır. Barzani zamanı dolmuş itibarsız bir politikacıdır.

 30 Yıl Savaşı

Bulgaristan Politik Araştırmalar Merkezi Müdürü ve Sosyalist Partisi (BSP) milletvekili, Sofya parlamentosu Dış Siyaset Komisyonu üğyesi ve siyaset yorumcusu Prof. İvo Hristov  ile gazeteci BSP Kırcaali milletvekili Aleksandır arasında bir sohbet.

Konu:  Eylül ayında Irak Kürk Bölgesinde yapılan  “bağımsızlık referandumu.”

Kaynak:  “Poglek.info”

Irak Kürt bölgesindeki son gelişmeler: Kürtler kullanılarak komşu devletlerin “şah” durumunda tutulması planları yürürlüktedir. Yakı Doğu coğrafyasında sürekli kanayan bir çıbanbaşı yaratılıyor. Birleşik Amerika Kürtleri destekleyerek ve ellerine daha modern silahlar vererek Suriye’yi neden cezalandırmak istiyor gibi sorunlara yanıt arıyoruz. En önemlisi de Baba Bush zamanından beri yanan bu bölgede yeni bir 30 yıl savaşı mı yakıldı?

Soru: Sayın Prof. Hristov, Bulgaristan kamuoyu Irak Kürt bölgesinde gelişen olaylar, “bağımsızlık referandumu”, bölgeye yapılan yeni büyük ölçekli silah sevkiyatının neden ve hedefleri gerekli derinlikte bilgilendirilmiyor. “Bağımsızlık referandumu” nereden çıktı? Hedefteki nedir? Komşu ülkelerden hiç biri “referandum” sonuçlarını tanımıyor, “Bağımsız Kürt devletini” da tanımak isteyen komşu ülke  yok.

Yanıt: Haritaya bakınca, “bağımsız Kürdistan” olayının hiç istisnasız bütün komşu ülkeler için büyük problem yarattığını hemen görebiliyoruz. Irak, İran, Suriye ve Türkiye kendi gerekçilerine dayanarak böyle bir devlet kurulmasını istemiyorlar. İhtarda bulundular. Yaptırımlar uyguluyorlar.

İkinci olarak hemen belirtmek istiyorum. Hatırlanacağı üzere, bu topraklarda 1990’lı yıllarda böyle bir referandum yapılmıştı. Sonuçları o zaman da % 90-95 oranında çıkmıştı.  O zaman da nu işten pek bir şey çıkmadı. Yine Irak Kür bölgesinde yapılmıştı. 1991—92’de de, Körfez Savaşı döneminde yine “bağımsızlık” talebinde bulunmuşlardı. Durumun açıklanmasında şimdi olan birinci perde değildir. Durum ortadadır.

Kürt sorunu geniş, kapsamlı ve derin bir sorundur. Birçok tarihsel aşamadan geçmiştir. Önemeli olan neden 2017’de yeniden aktifleştirildi? Orada bir Kürt topluluğu yaşıyor. 30 milyon Kürt olduğundan söz ediliyor, fakat bu halk topluluğu bir bütün değildir.

Soru:  Bir de Kürtlerin hepsi aynı dili konuşmuyorlar. Dağılmışlar ve birkaç devletlerde yaşıyorlar. Öyle mi?

Yanıt: Onlar tek dil konuşmuyorlar. Dilleri hiçbir yerde resmi dil olarak kabul edilmemiştir. Onların kendi yazı dilleri yoktur. Irak, İran ve Suriye’dekiler Arap harfleriyle, Türkiye’de yaşayanlar Latin harfleriyle yazıyorlar. Aşiret dilleri birbirinden farklı olduğundan birbirlerini anlamakta güçlük çekiyorlar. Kuzey ve Güney Kürt lehçelerini kullananların birbirini anlaması olanaksız gibi… Kürtler tek dilli bir topluluk değildir, soy cemadatları olarak yaşıyorlar. Kürtlerin birlik ve beraberliğinden söz edilemez. Buradan çıkarak da liderlerinin farklı kişiler olduğundan ve izlenen siyasetin de farklılığından söz edebiliriz. Kürt halkı, savaşçı bir halktır. Bölgenin coğrafya konumu da dikkate alınarak, dış dev güçler Kürt liderlerinden kendi bölgesel stratejilerinde yararlanıyorlar. Bu, eskiden de böyleydi, şimdi de böyledir.

Soru:  Belirli bir zaman önce, sizinle yaptığımız başka bir söyleşide “Kürdistan” devleti kurulması, tüm komşu devletleri “şah” durumunda tutma planıdır, demiştiniz. Bu “referandumu” dışardan destekleyen ülke olduğunu işitmedim. Bunu kimin himayesinde yaptılar. Bu işin arkasında kimler var? Bu işin ardındaki oyun kurucuların hesapları nedir?

Yanıt:  Birbirinden uzak iki bölge var: Yakın Doğu ve Balkanlar. Balkanlar’daki Arnavutluk sorununu hatırlayalım. Arnavutların da Kuzey ve Güney bölgesi var. BU bölgeler arasında da derin farklar olmasına rağmen, Arnavutluk kartı 1990’lı yıllarda oynanmıştı. Arnavutluk kartı oynandı, Yugoslavya dağıldı. Makedonya, Hırvatistan, Slovenya Bosna-Hersek, Kosova, Sırbistan devletleri doğdu. Şöyle ki Alman milliyetçiliğinin tırmandırılmasına çalışanlar, aslında Bulgaristan da aralarında bütün Balkanlara egemen olmak istemişlerdi. Balkanlarda barut fıçısını patlatarak, eski bir teknik olan, “ayır buyur” taktiğiyle bütün bölgeyi ele geçirmeye çalıştılar.

Arnavut ve Kürt sorununda büyük benzerlik var.

Haritaya baktığınızda, adına “Kürdistan” demeye çalıştıkları bölge için önemli olan nedir? “Bağımsızlık referandumunun” ardında duran İsrail ve Birleşik Amerika için bir Kürt devleti kurulması asla önemli sayılmaz. Önemli olan bu bölgenin büyük petrol ve su kaynağı olmasıdır. 2005’te bir emekli Amerikan Generali bir “Kürdistan Haritası” çizmişti. Bu haritada Türkiye Cumhuriyeti’nin yarısı hayali Kürt devletine katılmıştı. Büyük bir endişe uyanmıştı. Olay gerginliklerin kaynağıdır. Şimdiki “bağımsızlık referandumu” ile Yakın Doğuda 25 yıldan beri devam eden savaşa yeni bir 30 yıl savaşı eklenmeye çalışılıyor. Yakın Doğuya 30 yıl savaşı bombası gömülüyor. Referandumun anlamı budur.

Soru: Bu savaşın başlaması önlenebilir mi?

Yanıt:  Hayır, önlenemez. Görüldüğü üzere DEAŞ ve s.o. “İslam Devleti” planını hazırlayanlar ve haritasını çizenler sanki ilk etap ödevlerini başarıyla yerine getirdiler. İran, Irak, Rusya ve Suriye silahlı güçleri karşısında durabilecekleri tezini savundular.  DEAŞ projesi sona ermek üzeredir. Kurdukları orduyu kendileri yendiler. Şimdi YPG gibi yeni güçlere bel bağladılar. Görüldüğü üzere, Suriye tek başına bu güçlerle ile başa çıkamayacak, Rusları yardıma çağırdı. Karşılarına büyük bir savaş gücü yığıldı. 3 bin TIR silah geldi. Savaş gemileri yığınak yaptı. En yeni silahlar denendi. “DEAŞ” sayfasını kapamaya çalışanlar, Suriye’de silahlandırdıkları sözüm ona yurtsever askeri güçlere bel bağlayıp onları kışkırtıyorlar ve onlar kullanarak ilerlemeye çalışacaklar, savaşta ikinci perde açılıyor. Artık PYD savaşacak. Bu Kürt güçler direk olarak Amerikan generallerince seçildi. Eğitim gördüler. Silahlandırılıyorlar. Savaş alanına sürülüyorlar.

Soru: Rusya bu gelişmelere neden tepkili değil?

Yanıt: Çünkü eşdeğerli ilişki içindeler. Şöyle açıklayabilirim. 1989 -1990 yıllarında Rusya Kürt kartını çok oynadı. O zaman Kürt meselelerinde Bulgaristan çok önemli bir rol oynuyordu. Bildiğiniz üzere Türk, Türkiye ve Yakın Doğu konularında sosyalist ülkeler arasında çok önemli rol üslenen ülke Bulgaristan’dı. Bulgaristan olarak Kürtlerle, Kürt İşçi Partisi (PKK) ile geliştirilen ilişkilerden sorumlu ülke Bulgaristan’dı. Geçerli olan formül şuydu. “Düşmanımın düşmanı dostumdur.” Türkiye düşmanımızdı. PKK Türkiye Cumhuriyetine büyük belalar açıyordu. Onu silahlandırıyorduk. Dolayısıyla Türkiye’nin düşmanı olan PKK bizim dostumuzdu. Biz Kürtlerin nasıl insanlar olduğunu o zaman pek bilmiyorduk, şimdi de yeni yeni öğrendik. Öğrendiğimize göre, Osmanlı devrinden birkaç defa başkaldırmışlar. Acımasız işkence, zulüm, gaddarlıklar işlemişler. Başka bir şey vurgulamak istiyorum. Osmanlı devrinde “Ermeni Soykırımını elleriyle gerçekleştirenler, kırıp, yakıp kesip öldürenler Kürtler olmuştur. Bu asla unutulmamalıdır. Bulgaristan’da birçok kişi bunu işitince, “ah ne oluyor” diyeceklerdir. Fakat başka gerçek yoktur. Gerçek birdir. Bununla birlikte Trabzon’da Rumların başını kesenler de Kürtlerdir. Bu çok büyük bir zulümdür ve Kürtler tarafından işlenmiştir. Onlar Osmanlı imparatorluğunda kendilerine özel haklar tanımışlardı. Şimdi kalkıp kendi efendilerine saldırıyorlar. Ankara’nın elini ısırmak istiyorlar.

Soru: Tayyip Erdoğan’ın “Biz bir gece ansızın geliriz” sözlerinin anlamı bu mudur?

Yanır: Evet. Gerçek budur.

Soru: PKK’nın Barzani’yi Kürtlerin lideri olarak tanımadığı doğru mudur?

Yanıt: Evet doğrudur. Barzani rüşvetçi ve dolandırıcılar babasıdır. Halk arasında ahlaklı biri olarak nüfusu yoktur. O, Irak Kürdistan’ında Kuzey – Zaho bölge aşiretlerinden birinin ağalarındandır, Türkiye devlet sınırı boyunda yaşıyorlar. Türkiye’nin Güney Doğusunda yaşayan Kürtler dil bakımından Zaho – Kürtlerinden farklıdır. Burada önemli olan Zaho Kürtlerinin belini doğrultmasında çok önemli olan gelir kaynağı Türkiye üzerinden geçmektedir.

Soru: Başkan Erdoğan “biz vanayı kapatırsak petrolü kime satacaksınız?” dedi. Bu sözlerin anlamı açıktır.

Yanıt: Doğrudur.

Soru: “Bağımsızlık referandumunun” başka nedenleri olabilir mi?

Yanıt: Rus kaynaklarına bakılırsa, Barzani ve etrafındaki güruh Kuzey Irak Kürtleri için can sıkıcı oldu. Değiştirilmeleri için ısrar var. Bu sözde referandum da ömür uzatma tatbikatı gibi bir şey oldu. Yeni gelen Kürt nesil Barzani ve adamlarını kabul etmiyor. Şu da var. Barzani Kürtleri, Suriye Kürtleri ve Türkiye Kürtlerinin menfaatleri her defasında ve her konuda örtüşmüyor. Onların aralarında da çok ciddi çelişkiler ve kavgalar var. Irak’ta PKK ile Barzani peşmengereleri aralarında defalarca çatışmıştır.

Soru; Öyleyse Barzani bütün Kürtlerin lideri olup hepsini temsil etmek mi istiyor.

Yanıt: Evet, fakat aslında 1992’den beri bir bağımsız Irak Kürdistanı vardı. Onlar son dönemde Kuzey Suriye ve Musul çarpışmalarına girdiler. Bir yere kadar tecrübe sahibi oldular ve şimdi dünyanın bu bölgesindeki petrol kaynaklarının bekçiliğini yapmak için hazırlık görüyorlar. Göz diktikleri bölge Derezor ve Musul arasıdır. Burası bir petrol bölgesidir.

Soru: Irak’ın rolü ne olacak. ABD Irak’a bir devlet gözüyle bakmaz mı oldu?

Yanıt: Evet.  Amerika Irak’a bir devlet gibi bakmıyor. Kuşkusuz Amerika Yakın Doğu savaşını kaybetti diyenler kalabalık olsa da, kanımca Yakın Doğu devletlerini yerle bir eden, hepsini yenen Amerikan silahlı güçleri, bölgede tek egemen güç gibi hareket ediyorlar. Yaptıkları yanlış şudur. Bağdat’ta suni yönetimi devirip yerine Şii iktidar gelirken aslında İran Bağdat’a yerleşmiş oldu. Şunu da ilave edeyim. Bağdat hükümeti İran yanlısıdır ama aynı zamanda Rusya ile de oyun içindedir.

Ne ki Osmanlığı paşalığı olan Bağdat şimdi çok önemli 2 stratejik nedenden ötürü. Birisi çok önemli stratejik konumu ve 2. Kuzey Irak’taki zengin petrol kaynakları olması bakımından ve Güney Irak (Basra) petrol kaynakları olduğu için çok önemlidir. Yeni dönemde Kuzey Irak petrol kaynaklarının denetimi Barzani peşmengelerine verilecek yani Amerikan kontrolünde kalacaktır. Güney petrolleri de İran kontrolüne geçmiş olacaktır.

Soru: Demek oluyor ki, Yakın Doğu sınırları yeniden çizilecek.

Yanıt: “Arap Baharı” yazarı Amerikalıyı hatırlarsanız. Eserin bir yerinde “Araplar aşirettir. Devlet değildir. Biz onları geldikleri deliklere geri tıkacağız!” demiştir. İşte bu işler uğraşıyorlar şu dönemde. Şöyle yani, bu topraklarda Türkler ve İranlılardan, biraz da Mısır’dan başka devlet geleneği olan halk yoktur. Yüksek medeniyet sahibi olanlar Türkler ve İran halklarıdır. Haritaya bakınız. Ürdün, yolda bulunmuş bir devlettir. Tam adı, “Ürdün Irmağının öte yakasında bulunan toprak” tır. Aynı değerlendirmeyi Suriye ve Irak için de yapabiliriz. Bunlar uydurma devletlerdir.

Soru: Türkiye Suriye sınırındaki duvara ne diyeceksiniz.

Yanıt: Türkiye Suriyeli Kürtlerle uzun sürecek bir savaşa hazırlanıyor. Bu duvar, Bizim Türkiye sınırına çektiğimiz tel örgü gibi değil, ciddi bir tesistir. Suriye Kürtleri nüfusun % 10’u olmasına rağmen, ülke topraklarının üçte birini istiyorlar. Ele geçirmek istedikleri bölgeler Suriye petrol bölgeleridir. İkinci olarak da Fırat nehri sularına sahip çıkmak istiyorlar. Ruslarca desteklenen Şam hükümeti ile Amerikan himayesindeki Araplar ve silahlandırılan YPG Kürtleri petrol bölgesi için savaşıyor. Suriye savaşı bitmedi. Şimdi en kesin aşamasına giriyor. Amerika’nın silah yığınağı yapması böyle anlaşılmalıdır. Bu savaşta biz artık Birleşik Amerika ile Rusya’nın yüz yüze geldiğini görüyoruz ve 2 taraf da şehitler veriyor. Son haberlere göre, 4 Rus Generali öldürüldü. Fakat Ruslar da içinde büyük sayıda Amerikan ve Batı yetkili ve askeri danışmanlar olan 4 oteli yerle bir ettiler.

Soru: Türkiye için ne diyebilirsiniz.

Yanıt: Türkiye’ye büyük sorumluluklar düşüyor. Bölgedeki güvenilir devlet Türkiye’dir. 4 milyon sığınmacı aldı. Türk halkı için en önemli olan devletin ve vatanın bütünlüğüdür. Türkiye’nin en büyük güç kaynağı vatan ve devlet etrafında gösterebildikleri birlik ve beraberliktir.

Reklamlar