Yazan: Hamiyet ÇAKIR
Konu:   Kulağımdadır hala annem ninnileri.

Eğer her sabah yüreklerimiz aynı hislerle çarparsa, anadilimiz canlıdır zihnimizde. Milletimin kutsal yıldızı! Parlamak için doğar ve durmadan parlar. Söylemek için gelmiştir, söyleyecektir. Şenlenmeye gelmiştir, şenlenecektir.

Tutuldu mu dilin?” Yürekten sesini işitmek gelir içimden. Güzlerin yakar gönlümü,  biz yine de dilinin çözülmesini beklerim.

Tutuldu mu dilin çağırmaz oldun! Yüreğim avunmaz oldu!” deriz sesini ararken. Hasrettir dilin kucaklaşmasını beklemek, çocuklukta başa gelir, çözülür, gençlikte gene tutulur, sonra akar akar ve sonunda tutulan dil değil, çenedir. Hayat yoludur bu. Gönlü dünyaya akıtan dildir. Beklenendir dil, anadili, dillerin en güzeli.

Ardından “Söyletme beni gelir!” Ve ancak sevdayı saklıyorsa kalpteki deniz, dile gelir ve dalga dalga vurdukça gönül tellerine dilin sevgi ocağı tutuşur ve şarkılarını anadil telleri dile gelir. Dilim ana dilimdir ve annemden, anneannemden gelir.
Anadil sevgisi her sabah yeniden doğar.
Şairlerimizi söyletelim:

Rasim BİLAZEOĞLU
ANADİLİM

Mutluluğum seninle evrende anadilim,
Ebedi varlığımla bağlıyım sana anadilim,
Öz Türkçe konuşarak annem doğurdu beni,
Öz mayama bal katıp, sütle yoğurdu beni,
Anadilim, tüm güzellikler gibi güzelsin,
Ay yüzlü, güzel yüzlü dilber gibi güzelsin!

O ölümcül yıllarda kilitliydi ağzımız,
Mahpustu kitabımız, yasaktı öz yazımız!
Baharımız, yazımız, karakışa dönmüştü,
Ruhumuzu ısıtan ocağımız sönmüştü.
Demir bilekçeleri demokrasimiz kırdı,
Bizi basan kâbusu üstümüzden sıyırdı.
Kulağımdadır hala annemin ninnileri,
Kızların söylediği yanık aşk manileri,
Ta ezelden okuruz şarkılarımızı biz,
Türkülerimiz gibi ahenklidir Türkçemiz
Bu dilde dinlemişim ninemden masalları,
Bu dilde yüceliyor Türklüğümün vakarı.

Dilimizin süsüdür Türk halk bilmeceleri,
Özlü atasözleri ve şen gülmeceleri,
“Hak ve Özgürlüğümüzü” kazandık ilelebet,
Gerçek demokrasiye minnettarız biz elbet,
Ebedi varlığımızla bağlıyım sana dilim,
Mutluluğum seninle evrende anadilim.

_____________________________________________

Zahit GÜNEY
TÜRKÇE’M

Güllük güneşlik bahçelerin tam ortasında
Hiç solmayan en güzel çiçek;
Yaprak yaprak ölümsüzlüğü tinimin
Özüm denli gizemli

Özlem denli gerçek;
Kokuların en güzeli sende
Renklerin en güzeli sende
Seslerin en güzeli sende

Günde üç öğün
Bardağımda suyum
Soframda ekmeğim;

Çağlarca
Engin maviliklerde
Bayramın süzülüşü güneşe doğru;
Ne bileyim, belki de
Annemin ışık saçan yüzü, gülüşü
Saksılarda çiçek görünümünde.

_______________________________________

İsa CEBECİ
DİLLER İÇİNDE BİR DİLBER

Binlerce dil duyulur şu yaşlı yeryüzünde
Diller içinde birsin, gürsün, dilbersin Türkçem
Türlü türlü nameler gizlenir her sözünde
Kıvrak türkülerinde yaşar gülersin Türkçem.

Bazen bir dağ çayının coşkun şırıltısısın
Seslerim kulağıma efsaneler fısıldar
Bazen güz yağmurunun sakin şıpırtısısın
Seni dinlerken kalbim kıpır kıpır kıpırdar

Çocukluk yavuklumsun, ilk göz ağırımsın benim
Sevdirdi seni bana ninnileri annemin
Seninle söyleşirim, seninle şendir evim
Türkçem, sen sevimli bir bireyisin hanemin

Seni küçümseyenler olmuş türlü biçimde
Yabancı hayranları hor görmüş sözlerini
Yine de gürlemişsin Avrasya’nın içinde.
Sayende Türk boyları korumuş özlerini.

Karamanoğlu Mehmet Bey ve Atatürkümüz.
Seni öven, koruyan ve yükselten erlerdi
Onlarsız yaşamazdı ne şarkı ne türkümüz
Onlar seni kendilerinden çok severlerdi

Annemin has ninnilerinde buldum hep seni
Yunus’un Karacaoğlan’ın dizelerinden içtim
Ozanların sözleri büyüledi hep beni
Halkımızın türküleri ile kendimden geçtim.

Sen gelişmeye devam et dünya durdukça
Beyinleri aydınlar benim eşsiz dilberim
Sevip öğreneceğim seni kalbim vurdukça
Sana diller içinde kutlu bir yer dilerim.

Reklamlar