BGSAM

Kitaplarla dolu bir sabahın ardından, rotamı Kocaeli’ye çevirdim. 14. Kocaeli Kitap Fuarı’na katılmak için yola çıkarken, her şeyin bir anı olacağını biliyordum. Gökalp ŞENTÜRK Başkanım sağ olsun, bir arkadaşı Kadir Yılmaz beyefendiyi yollamış; kitaplarımı arabaya yükleyip fuar alanına doğru yol aldık.

Ancak ilk durağımız Azerbaycan Derneği oldu. Azetbaycan Derneği Başkanı Bilal DÜNDAR Abimiz bizi sıcak bir şekilde karşıladı ve birer yorgunluk kahvesi içtikten sonra derneğin içindeki soykırım müzesini gezdirdi. Burada yapılan her iş, Bilal Bey’in bu davaya ne kadar gönül verdiğini ortaya koyuyordu. O müzeyi dolaşırken, verilen mücadelenin ağırlığını ve derneğin nasıl bir emekle bu noktaya geldiğini hissetmemek imkânsızdı. Bilal DÜNDAR Beyefendinin kararlılığına tanık olmak gerçekten ilham vericiydi.

Azerbaycan davasına adanmış bu yerden ayrılırken, derin bir saygı ve minnet duygusuyla ziyaretçi defterine notumuzu düştük. Gökalp başkanım geldiğinde, bizi otelimize doğru yönlendirdi. Kısa bir dinlenmeden sonra, fuar alanına geçtik. TOYŞAD Derneği’nin standı kuruluyordu; gençler harıl harıl çalışıyor, her köşeyi özenle düzenliyorlardı.

Bu esnada, Kocaeli’deki BULTÜRK temsilcimiz Alptekin Cevheri de Melekler Yayıncılık standını hazırlamıştı. Eşi ve iki küçük kızıyla beraber çalışıyordu; ailece bu yolculukta olmaları beni ayrıca mutlu etti.

Alptekin kardeşimiz, Kocaeli’de yazarlar için bir merkez hâline gelen yayınevini büyük bir emekle kurmuş. Kocaeli’nin birçok yazarı kitaplarını bu yayınevinde yayımlıyor ve bu başarı onu daha da ileriye taşıyor. Alptekin’in, ailesiyle birlikte hem yayınevi kurucusu hem de yazar olmaları, bu başarıyı daha da anlamlı kılıyor. Ailesiyle gurur duyduğum bu kardeşim, her anlamda topluma hizmet ediyor ve bu hizmetin değerini görmek, onunla birlikte bu yolda yürümek tarifsiz bir duygu.

Akşam yemeğinde, Gökalp, Alptekin ve Sevilay Hanım ile birlikte denizin kıyısında güzel bir restoranda keyifli bir sohbet ettik. Denizin sakinliği, dostlarla geçirilen vakti daha da anlamlı kıldı. Yemeğin ardından otele döndüm; ertesi günün heyecanını hissetmeye başlamıştım.

Sabah erkenden Gökalp Başkan beni aldı ve tekrar fuar alanına gittik. Fuarın atmosferi, kitapseverlerin coşkusuyla dolmuştu. Herkesin gözünde kitaplara duyulan sevgi ve merak vardı. Melekler Yayıncılık’ın standı, özellikle kalabalıktı; sabahın erken saatlerinde bile imza günü için uzun bir kuyruk oluşmuştu. Alptekin’in küçük kızlarının bile yazar olarak bu sahnede yer alması, bu ailenin ne denli özveriyle çalıştığının en güzel göstergesiydi.

Akşam saatlerine yaklaştığımızda, Kırcaali belgeselinin gösterileceği konferans salonuna geçtik. Her şey hazırdı; teknik kontroller yapıldıktan sonra izleyiciler yerlerini aldı. Bulgaristan’daki güncel durumu anlattıktan sonra, Kırcaali belgeselini sunduk. İzleyicilerin ilgisi ve soruları, konferansın verimli geçmesine vesile oldu. Kırcaali’nin tarihini ve bugünkü durumunu derinlemesine işleyen bu belgesel, izleyenlerde derin bir etki bıraktı. Nevzat Öztürk, belgeseldeki rolüyle, Kırcaali’nin sembolik babası olarak izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı.

Günün sonunda, Alptekin kardeşimizle son kez sohbet ettik ve ardından İstanbul’a dönmek üzere yola çıktım. Kocaeli Kitap Fuarı, sadece kitapların değil, dostlukların da buluştuğu bir yer oldu. Bu güzel deneyim ve bu yolculuğun her anı, hayatımda unutulmaz bir iz bırakacak. Gökalp başkanıma, Alptekin kardeşime ve tüm emeği geçen dostlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Kitaplar ve dostluklar, bu fuarın asıl kahramanları oldu.

Reklamlar