Raziye ÇAKIR
Bizim Doğu Rodoplar’da düğünün ilk akşamı damat evinde davul çalınırken, kayınço bölüğünün kaprisleri karşılanırken, gelin tarafında kına gecesi yapılır. Gelinin eline kına yakılır.
Kına gecesinde, gelinin yarın kocasına götüreceği bütün çeyiz odalara serilir, herkesin görebileceği şekilde duvarlara asılır. Bütün ev adeta bir etnograf sergisine döner. Konu komşu kadınları çeyizleri birer birer gözden geçirirler, el işlerine bakarlar, beğendiklerini söylerler, kızın anasını çok çeyiz verdiği için överler.
– Aşkolsun bizim Fatme’ye. Ne de çok çeyiz yapmış kızına.
– Yapar o, idarelidir. 17 yıldır birer birer toplamış bunları
– Güveyin parasıyla yaptılar bunları diyenlerde çıkar. (Damat da birşeyler alır buraya)
Kına gecesi gelin, iki sandık üzerine uzatılmış bir tahta üzerine oturur.
İki tarafında da en yakın kız arkadaşları vardır.
Hepsi şen görünmeye çalışır am bir mahzunluk vardır üstlerinde.
Bu dostlar birbirlerinden ayrılacaklardır.
Hayat yolları, yaşam koşulları değişecektir.
Bu gece ayrılık gecesidir. Nasıl garipsemesinler.
Bu hüzünlü kasvetli havayı bozmak için söyledikleri şarkılar da yanıktır, yürekleri daha da yakardır:
İndim çeşme başına
Yazı yazdım taşına
Sevda nedir bilmezdim
O da geldi başıma.
* * *
Uzaklar seçilmiyor
Gönülden geçilmiyor
Gönül bir top ibrişim
Dolaşmış açılmıyor
* * *
Ben sarılar giymezdim
Sevda nedir bilmezdim
Bir ateşten gömlekmiş
Bileydim hiç giymezdim
* * *
Şarkılardan sonra kınacı yenge çıkar ortaya elindeki kına tasıyla.
Kızın ellerine ağır ağır kına sürmeye başlar.
Hem de tutturur bir kına türküsü:
Kız kınası, naz kınası
Ellerinde mum yanası
Ko ağlasın kız anası
Sevinsin oğlan babası…
* * *
Nerede kızın leğenesi
Kına yaksın kendi ingesi
Kına yaksın öz ingesi
Kepek döksün öz ingesi.
* * *
Altın tasta kınamı ezerler
Gümüş tarak ile saçımı çözerler
Ak bakırlarım susuz kaldı
Ak evlerim kızsız kaldı.
* * *
Bu sırada bağrı yanık anne sarılır kızın boynuna…
Kızım sana, kızım sana
Kan ağlasın gözüm sana
Sevip emzirdiğim südüm
Helal olsun kızım sana
* * *
Eline kına yaktım
Yüzüme güller taktım
Dokuz ay zahmet çektim
Helal olsun kızım sana.
Ak bakırlar susuz kaldı
Ak evlerim kızsız kaldı.
* * *
Annenin inilti makamındaki türküsüne kız hıçkırıklar arasında cevap verir.
Annem, annem, canım, ninem
Südünü emdim kana kana
Helal eyle döne döne
Ayırmayın beni anneciğimden
* * *
Uçurmayın beni yuvacığımdan.
Bakırlarım susuz kaldı
Anneciğim susuz kaldı
Ayırmayın beni anneciğimden
Uçurmayın beni yuvacığımdan
* * *
Anne kız arasında bu türkülü konuşmadan sonra abla sarılır kardeşinin boynuna:
Yüksek kahvelerde gülüm
Lambalar yanar
Lambaların ışığına gülüm
Şahinler konar
Herkes sevdiğine acep
Böyle mi yanar.
* * *
Yengeler de sıralanır. Hepsinin peşinen hazırlanmış türküler vardır.
Kimisi tutturmuş hüzünlü “Akşam olur” türküsünü.
Akşam olur kardeşlerim aç gelir
Bu gece bana el kapıları güç gelir
Bülbül eşten ben kardeşten ayrıldım
Bülbül gülden ben annemden ayrıldım
* * *
Akşam olur kardeşlerim gezinir.
Gezinir de hayatlarda büzülür.
Bülbül eşten ben kardeşten ayrıldım
Bülbül gülden ben annemden ayrıldım
* * *
Kına yakma işlemi bu minval üzerine bir saat kadar devam eder. Genç gelinler, yaşlı kadınlar kendi kınalarını hatırlamışlar, kalpleri yanmış, gözleri yaşlanmıştır.
Bu ortamda yaşlı kadınlardan biri çıkar ortaya kalbimiz şenlensin diye haykırır ve hemen bir kaynana türküsü yakardı.
Kaynanayı napmalı,
Kaynak suya atmalı,
Kaynak suda kaynarken
Cümbüşüne bakmalı
* * *
Garanfili napmalı,
Kaynak suya atmalı,
Gelin kaynana çekişirken
Cümbüşe bakmalı
Artık yol açılmıştır. Dayansın kaynanalar.
Taş avlu örülür mü,
Kaynana dövülür mü,
Kaynanasını döven gelin,
Mahallelikte övülür mü?…
* * *
Arpalar anız oldu
Kaynanalar domuz oldu
Kaynanaların dilinden
Gelinler durmaz oldu…
* * *
Bu türküler, takılmalar kınaya gelenlerin gönlünü açar. Herkesin ağzı sökülmüştür artık.
Kimisi türkü söyler, kimisi masal anlatır.
Bu karışmalıkta kınalı gelin adayının kız arkadaşlarıyla yandaki odalardan birine sıvıştığı anlaşılmaz bile. Dostların ayrıca aralarında konuşacakları çok şeyler vardır.
Arkadaşları yarın gelin olacak dostlarının durumuna gıpta ederken.
“Ah, ben de Ahmed’ ime kavuşabilsem”, “Benim kına gecem acaba kaç sene sonra olur?” diye hem ümit, hem korku ile düşünürler. O akşam son olarak beraber yatarlar, sabahlara kadar fingirdeşirler.
Kına gecelerine gelen hısım akraba, eş dost kadınlar arasında ertesi gün için iş taksimi yapılır.
Bir kısmına kaynanayı, misafir kadınları karşılayıp ağırlama görevi verilir.
Bir kısmı ise çeyizi, çemberi toplayıp paketleyecekler, denk yapacaklardır.
Sizlere Doğu Rodoplar’ın geleneksel kına gecelerinden birini anlattım.