Değerli dava arkadaşlarım ve kardeşlerim!
Mart 1990 yılından şu ana kadar, HÖH partisi içinde siyasi faaliyetlerde bulunuyordum. 3 Şubat 2016 tarihinde parti genel merkezindeki görevimden istifa etmiş bulunuyorum.
Yılların heyecanı ve yorgunluğu, partimizin aldığı doğru veya yanlış kararlar, insanlık dışı ve seviyesiz hareketler , bu kararı almama neden oldu.
Partimizde,artık gurur ve onur denilen bir şey kalmadı!
“Kurucu mu”, Bulgaristan’da, Avrupa Birliği’nde ve ABD’de çok”sevilen” Peevski`mi, tayin edilen eşbaşkanlar`mı, bir sözle artık bu partinin pilotu veya komutanı kim olduğu belirsiz…
Bilmem, parti içi demokrasisi denilen bir şey kaldı mı? Yöresel bazda parti tüzüğünü istediği gibi kullanan bir örgüt var karşımızda, farklı üyelere farklı uygulamalar devrede. Bütün oylama ve alınan kararlara bakarsak, demokrasiden söz etmemiz doğru olmaz…
Bizler büyük bir ırkın ve ecdadın torunlarıyız!
Siyasi alanda bu tür basiretsiz davranışlar bizlere yakışmaz. Ayrıca bu şekilde devam edersek, genç nesillere ve torunlarımıza çok kötü örnek oluruz ve kötü bir miras bırakırız.
Bizim çok büyük gaflarımız oldu. “Mehmed Hoca olayı”, katil “Todor Jivkov’la kahfe sohbeti”, “Güner Tahir vakası”, “Devlet porsiyonlarını bölmek”, “Kasim Dal ve Korman İsmailov kopması, en sonuncusu da “Lütvi Mestan’ın uçak deklarasyonu”…
Kurucu Başkan,`bizleri de Yeni yıl partisine davet etmişti ama sağlık sorunlarımdan dolayı erken ayrılmam gerekti. Genel başkanımız Lütvi Mestan’ın konuşması patavatsız bir şekilde kesilmiş ve daha sonra salonda bulunanlara uzun uzuna, NATO’nun ne kadar çıkmaz halde olduğu, AB’denin çıkmazda olduğu, Rusya’nın ufuktaki parlak geleceği, Mecliste okunan “Uçak Krizi” Deklarasyonunun yalnış olduğu ve Bulgaristan’daki Türklerin Ankara’nın Beşinci Kolordusu olmasına müsaade edilmeyeceği üzeri basa basa aktarılmış.
Ertesi gün, bunları duyunca, Allahım, ben adeta şaşkına döndüm. Yaşadığım yörede, hane sahibi davet ettiği bir misafire bu tür bir yaklaşım sergilerse, bizler buna açıkça saygısızlık ve şerefsizlik deriz…
Kurucu Başkan, acaba demokrasinin ilk yıllarında yapılan o muazzam yardımları nasıl unutmuş olabilir?
Kendisinin de bir çok kez bahsettiği o Anavatan,Türkiye Cumhuriyeti değil mi?
Siz şimdi, bizden birer NATO sevdalıları olarak, Baltık ülkelerinin hava sahasını, kardeş Kırım’ı işgal edeni, Karabağ’da saltanatlık edeni, Suriye’de Türkmen kardeşlerimizi bombalayanı mı sevelim diyorsunuz?
Yaşadığımız Bulgaristan’da, Türklere karşı aşırı bir milliyetçilik var, bunu kim aşıladı? Üç günlük, VMRO kahramanı olmak sana yakışmıyor Kurucu Başkan…
Parlamento grubumuz iki yıldır bir çalışma temposuna girmişti. Şu andaki durumu görüyorsunuz. En büyük başarımız “Bat Sali” denilen bir dinsiz vekili Din komisyonuna atamak oldu…
Şimdi sade bir seçmen olarak, vekillerimize sualim var. Oy kullanırken, hür idarenize göre oy veriyorsunuz. Genel Başkanımızın Mecliste okuduğu Deklarasyonu gözyaşlarıyla alkışladınız, ama Saray’daki kutlama esnasında, Mestan’ın görevden uzaklaştırılmasında, o bahsettiğim hür idarenize ne oldu?Böyle bir ikiyüzlülüğü sizlere yakıştıramıyorum…
Yolsuzluk kralı vekilimizin banka hesapları şaşırtıcı. Ben herkesin mesut ve zengin olmasını isterim. Ama benim zavallı ve köylü Ayşe ablam ne yapsın? Köylerimizdeki yalnız, yoksul ve gariban kardeşlerimiz neler yapsın?. Hey, üniversite mezunu işsiz genç kardeşim, artık söz sizde, sustuğunuz müddetçe haliniz olumlu istikamette asla düzelmeyecek…
Şu an bizim parti yöneticilerimize ve deputatlarımıza, Rusya yanlıları hariç, hiç bir yabancı diplomat selam bile vermiyor. Bu Türkiye Cumhuriyeti, Büyük Elçisi için de geçerli…
Bu acı gerçekleri söylemem gerekiyordu. Dürüst olanlardan özür diliyorum! Yeni kongre geliyor, yedi tane önemli belediyeyi kaybettik. Kuzey Bulgaristan’da deprem hattı gibi büyük bir çatlak meydana geldi.
Azınlık olarak, yıllardır darbeler yedik. Bizden farklı düşünenleri aramızdan kovduk. Kimse, Bulgaristan’daki Türklerin sahibi olamaz! Buna izin vermemeliyiz!
Siyasi hayatımda, bizim gibi duruma hiç rastlamadım. Gerçek parti yöneticisi bir saraya gizlenmiş ve uzak bir gezegende yaşar gibi, parti yöneticisi ve üyeler ise sanki birer robot asker…Böyle bir durum asla tasvip edilemez!
Seçim ve parti faaliyetlerinden dolayı, gönlünü kırdığım bazı dava arkadaşlarım ve vatandaşlarımız varsa, özür dilerim! Hakkınızı helal ediniz! Her zaman gönlümdesiniz!
Eğer ömrümün sonuna kadar, topluluğumuzun bir sorunu olursa, ben her zaman yanınızda olurum! Allah’a emanet olunuz!
Sevgi ve saygılarımla!
Ahmed HÜSEYİN
Reklamlar