Raziye ÇAKIR

Çocuklarımız geleceğimizdir; bu, herkesin kabul ettiği bir gerçektir.
Ancak onların nasıl bir dünyada büyüyecekleri, kim olacakları ve nasıl bir karakter geliştirecekleri, yalnızca onlara verdiğimiz eğitimle değil, bizim kim olduğumuzla şekillenir.
Çocuklarımızı eğitmeye çalışırken çoğu zaman en büyük hatayı yaparız: Kendimizi unuturuz.
Halbuki çocuklar, söylediklerimizden çok yaptıklarımızdan öğrenir. Bu yüzden önce kendimizi düzeltmeliyiz.
Çocuk yetiştirmek, kelimelerle değil, örnek olmakla mümkün olur.
Sabır, empati, dürüstlük gibi değerleri çocuklarımıza öğretmek istiyorsak, önce bunları hayatımıza yerleştirmemiz gerekir. Örneğin, çocuğunuza “Dürüst ol” dediğiniz bir anın ardından bir yalan söylediğinizi fark ederse, hangi ders onun zihninde kalıcı olur? Sözleriniz mi, davranışlarınız mı? Tabii ki davranışlarınız.
Çocuklar, yetişkinlerin aynasıdır ve bu aynaya ne yansıtırsanız, ileride onun bir yansımasını görürsünüz.

Peki, kendimizi düzeltmek ne demektir?
Öncelikle kendimize şu soruları sormalıyız: Hayatımızda hangi değerleri önemsiyoruz ve bu değerleri davranışlarımızda ne kadar yansıtıyoruz? Eleştiriyi kabul ediyor muyuz? Öfke kontrolümüzü sağlıyor muyuz?
İnsanlarla olan ilişkilerimizde saygılı ve dürüst davranabiliyor muyuz?
Çocuklarımıza iyi bir hayat sunmak istiyorsak, bu sorularla yüzleşip eksiklerimizi gidermek zorundayız.
Unutulmamalıdır ki bir çocuğun karakteri, evdeki atmosferde şekillenir.

Aile içinde sevgi ve saygı varsa, bu çocuğa sirayet eder.
Ancak sürekli kavga, öfke veya ilgisizlik içinde büyüyen bir çocuk, bu olumsuz atmosferden etkilenir.
Onlara verebileceğimiz en büyük miras, güvenilir bir rehberliktir.
Bunun için de kendi hayatımıza ve ilişkilerimize çeki düzen vermeliyiz.

Bazı ebeveynler, çocuklarına sürekli nasihat ederek, onların hayatını kontrol etmeye çalışır.
Ancak çocuklar üzerinde kurulan bu baskı, onların gelişimini engeller.
Bunun yerine onlara örnek olacak bir yaşam tarzı sunmalıyız.
Özgürlük, sorumluluk ve sevgiyi önce kendi hayatımızda uygulamalıyız ki çocuklarımız da bunları öğrenebilsin.

Sonuç olarak, çocuklarımızı eğitmeye çalışmaktan önce kendimizi eğitmeliyiz.
Çünkü onlar bizim aynalarımızdır.
Eğer adil, sevgi dolu ve bilinçli bireyler olmalarını istiyorsak, önce bu özelliklere sahip birer yetişkin olmalıyız.
Unutmayalım, değiştirebileceğimiz tek insan kendimizdir ve bu değişim, çocuklarımızın geleceğini şekillendirir.
Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sunmanın yolu, kendi eksiklerimizi görüp düzeltmekten geçer.
Çünkü çocuklarımız bizi dinlemekten çok, bizi izlerler.

Reklamlar