Gülten RAYİMOĞLU
Hayat, bazen üzerimize kara bulutları örter; hiçbir ışık yolumuzu aydınlatmaz gibi hissederiz. Bu anlarda ne yaparsınız? Kime gidersiniz? Hangi cümlelerle içinizi dökersiniz? Belki de en çok ihtiyacımız olan şey, hiçbir şey söylemeden sadece yanımızda duran birinin varlığıdır.
İnsanın ruhunu dinlendiren şey, bazen büyük sözler ya da büyük adımlar değildir. “Sana ihtiyacım var,” deme ihtiyacı bile hissetmeden, gözlerinizdeki hüznü okuyup yanınıza oturan bir dostun sıcaklığıdır. Hayat bu denli karmaşıklığın içinde bize aslında çok basit bir mesaj verir: Gerçek dostluk, bazen bir omuzda, bazen sessiz bir anda saklıdır.
Kederli günler, bir aynadır aynı zamanda. Kimlerin sizinle kalacağını, kimlerin sadece güneşli gün dostu olduğunu anlamanın en saf yollarından biridir. Acılar, maskeleri düşürür; zor zamanlar, ilişkileri gerçeğe çevirir.
Bu yüzden, etrafınızda sizi gerçekten anlayan, sizinle sessizliği bile paylaşabilen insanlar olsun. Ve unutmayın ki, bu insanlar yalnızca “bize ihtiyacın olduğunda buradayım” diyenler değil, ihtiyacınızı anlamak için beklemeyenlerdir.
Kendi kederli günlerimden öğrendiğim bir şey varsa, o da şudur: Zor zamanlar bizi yıkmak için değil, güçlendirmek için gelir. Ama bu yolda, bize güç verecek olan şey yalnızca içsel direncimiz değil, yanımızdaki insanların samimiyetidir. Kimi zaman bir bakış, kimi zaman bir söz, kimi zaman ise derin bir sessizlik…
Sizi anlayan ve kederinize ortak olan insanlarla dolu bir hayat dileğiyle…