Yazan: Nedim AKIN

Konu: Çözülmeleri de zor ve sancılı oluyor.                         

Sofya’yı görenler bilir. Bakanlar Kurulu ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı karşı karşıyadır. İki bina ortasındaki meydan iki yıl önce daha genişti. Şimdi yarısı cam çatı, altta Bulgar Largo var.

2013’un yazında sarı kaldırımlı geniş meydan 20 bin kişi toplanmıştı. Hak ve Örgütlükler Hareketi (DPS) milletvekili – Rus kökenli mali oligarşi temsilcisi – D. Peevski’nin bir istihbarat örgütü olan, kısa adı DANS Başkanı seçilmesi protesto edilmişti. Tepki başarılı olmuştu.

Aynı meydanda şimdi siyah bayraklar, “Siyasi Sistem Öldürüyor” yazan pankartlar ve birkaç bin kişi var. Göstericiler, özürlü çocukların anneleri! İstekleri uğrunda çadır kamp kurdular. Meclisi kuşattılar. Bakanlar Kurulu kapısı önünde gecelediler. Evlatları için anneler ne yapmaz! Büyük il merkezleri destekleyince, bu direnişler artık siyasi aşamaya girdi. Bardağı taşıran ise şu oldu.

27 Mart 2017’de Bursa’dan ve İstanbul’dan kalkan ve erken genel seçime katılmak isteyenleri taşıyan otobüsten zorla indirilen bir ninemizi sınırda tartaklayan güya “Bulgaristan Kurtarma Cephesi” siyasi partisinin lideri, Bulgar aşırı milliyetçiliğinin başbuğlarından biri ve seçimden sonra da  Başbakan Yardımcısı olan Valeri Simyonov bir demecinde çocukları için direnen bayanlar hakkında şöyle dedi: “Çığırtkan kadınlar” ve “sözde hasta çocuklar.” Türk Bayanlara saldıran bu sapık, Çingene kadınlar içinse “Kösnük domuzlar” demişti.

Bardak taştı ve kamuoyu bu faşistin Başbakan Yardımcılığından istifa etmesinde direniyor.

Sofya hükümetinin yapısı.

2017’de kurulan Bulgar hükümeti sağ ülküde buluşan bir ortaklıktır. Temel dayanağı bir koalisyon anlaşmasıdır. Bu anlaşma 2 katlı bir yapıdır. 3. defa Başbakan olmak için 240 sandalyeli mecliste 121’i bulamayan GERB partisi Başkanı Boyko Borisov, sözde “Yurtsever Cephe” kuran, “Ataka”, İç Makedon Devrim Örgütü VMRO ve “Bulgaristan’ı Kurtarma Cephesi”aşırı sağcı, hatta Avrupa Konseyi tarafından “Bulgar faşistleri” olarak nitelenen bir üçlü güçle bağdaştı. Ortaklık 2 dayaklı gibi gözükse de, aslında ayakları 4 olan bir saçtır.

İdeolojik olarak tutuculuktan faşizme (ırkçılığa) kadar uzanan bu koalisyonun temelinde olan üzerinde uzlaşma sağlanan bir HüKÜMET PROGRAMI’dır. “Yurtsever” üçleri birbirine bağlayan, kenetleyen ve birlikte hareket etmelerine temel olan Türk ve İslam düşmanlığı, ırkçılıkla nefes alan ayrımcılık ve aşırı milliyetçiliktir.

Dördü de sağ cepheye basan bu saç ayaklardan ikisi – güya “Bulgaristan’ı Kurtarma Cephesi” Başkanı Valeri Simyonov ile İç Makedon Devrim Örgütü VMRO Başkanı Krasimir karakaçanov – B. Borisov kabinesinde Başbakan Yardımcısı koltuklarına oturdular.

1944 yılından beri Bulgar hükümetine “faşist” temsilci katılmamıştı. Üçlü gruptan en birikimlisi olan, VMRO 1902’de Sofya’da okuyan Makedon üniversite öğrencileri tarafından kurulmuştur. Şu günler 125. Kuruluş yıldönümünü kutluyor. John Türkler İhtilalinden başlayarak Osmanlıyı parçalama, Türkleri Bulgaristan’dan kovma ve Bulgaristan’ı Makedon topraklarına da yayma amaçlı tüm silahlı ve silahsız olaylara, isyanlara, suikastlara, katliamlara katılmıştır. Bulgar bilinçli milliyetçi Makedonların örgüttür. 1934 – 44 ve 1944 – 1990 dönemlerinde yasaklanmıştır. 1990’dan sonra Bulgaristan’da hükümet dışı örgütlenme olarak bilinen (stk) dernekleşmesiyle tutunmuştur. İkinci Borisov hükümetiyle başlayan yeni Makedonya ve Batı Balkanlar siyaseti rüzgârıyla dirilerek güç toplamıştır. Dayandığı taban 1918’den sonra Ege ve Vardar bölgesindeki savaşlardan kaçarak Bulgaristan’a gelen 30 000 kişinin soylarıdır. Şimdiki bunalımda K. Karakaçanov “uzlaştırıcı” konumda olmayı seçse de, Valeri Simyonov’u destekliyor.

Şimdiki bunalım K. Karakaçanov, VMRO meclis grubu ve parti yönetimine endişeli anlar yaşatıyor. Onlar hükümet düşerse, BSP ve HÖH partilerinin katılımıyla bir uzun süreli geçici seçim (program) hükümeti kurulacağından, erken genel seçimden korkuyorlar. Meclis ve AB parlamentosu dışında kalacaklarını hissediyorlar. Türklerin partisi olan HÖH’ü iktidara yaklaştırmayı istemiyorlar. Meclisteki “Dinler Kanununa Eklerle” sözde radikal İslam’ı ezmek ve budamak ve Türkleri bir daha sindirmek istiyorlar, Müslümanlara saldırıları devlet eliyle kışkırtıyorlar. “Bulgar Etnik Modeli”nin çöküşünü fırsat bilerek asimilasyon şiddetini körüklemeye hevesleniyorlar.

Dört yıllık hükümet ortaklığında 2. Parti olan “Ataka” Başkanı, sözüm ona “Yurtsever Cephe” ortaklığının meclis grubu başkanı Volen Siderov, Başbakan Yardımcısı Simyonov’u sözlü yayınlarda “kabul edilemez, müstehcen sözlerinden” dolayı istifaya davet etti. Aralarındaki üçlü anlaşmada, onun Başbakan Yardımcısı V. Simyonov’un istifasını isteme yetkisi var. Ne var ki, bunu yapabilmesi için, cepheye katılan 3 parti liderinin bir araya gelip karar alması gerekiyor. Bu danışma ve karar toplantıları Salı günleri yapılırken, son haftalarda toplanamıyor. Bu hafta da toplanamadı. Anlaşılan Siderov’un durumu da direk olarak Moskova’ya bağlı olduğundan, hükümeti yıkacak adımı daha kararlı atmaktan çekiniyor. Aynı zamanda Hak ve Özgürlükler Partisi ile Bulgaristan Sosyalist Partisi ve “Volya” (İrade) Partisi Başbakan Yardımcısının istifasında direnmeye devam ediyorlar.

Yazımı kaleme aldığım 23 Ekim 2018 tarihinin akşam saatlerine kadar böyle bir karar açıklanmadı. Bakanlar Kurulu önünde “çocukları özürlü” anneler ve genişlemiş formatıyla çocuklu annelerin siyah bayraklı protesto mitingi devam ediyor. Bu akşam da 28 il merkezinde siyah bayraklar dalgalanacak ve “ politik sistem öldürüyor”, “Simyonov sen ulusun yüzkarasısın!”, “Simyonov İstifa!” “Ne zamana Kadar!” yazılı pankartları taşınacak.

İstifa etmeyi hala reddeden Başbakan Yardımcısı V. Simyonov ülkemizdeki durum hakkında “türlü güveç” dedi. Basının açıkladığına göre, İşverenler Birliğinden destek alıyor. 2017 Haziranından  beri şimdiki hükümet Bulgar işverenlere 2 defa olmak üzere birer milyardan fazla katma değer vergisi (KDV) bağışlıyor. İşverenler Birliği Başkanı Domuzçiev son demecinde, “Sofya merkezindeki göstericileri silip süpürecek güce sahibiz” dedi.

Son günlerde Katar – Mısır ziyaretinde bulunan Başbakan B. Borisov, duruma TV söyleşileriyle defalarca müdahale ederken, “Simyonov’u istifaya zorladığımda hükümet düşecek” vurgusu yapıyor.

Filibe (Plovdiv) şehrindeki “Payisiy Hilendarski” Üniversitesinde öğrenciler önünde konuşan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, ülkede derin bir siyasi bunalım yaşandığını, 6 aydan beri süregelen kabine içi çelişkilerin aşılamadığını, hükümete gensoru verildiğini, hareketlenen halkın küstahlık eden Başbakan Yardımcısı Simyonov’un istifa etmesinde ısrar ederken ödün vermek istemediğini ve siyasi sistem değişikliğinde direndiğini belirtti.

Öğrencilerin, “siyasi parti kurmaya hazırlanıyor musunuz?” sorusuna Radev’in cevabı: “Bu yöndeki adımları destekliyorum” oldu.

Başkanlık sistemine geçebilir miyiz?” sorusuna yanıtında ise, bunun için Anayasa değişikliği yapılması gerektiğine işaret etti.

İktidardakiler parçalanmış, toplum birbirlerinden nefret eden ve birbirlerine öfke besleyen gruplara ve cephelere bölünmüştür.  Bu görünümün ardında, sağ cephe güçlerinin birbirine kenetlenmiş durumunu, dayanışmasını görüyoruz. Bunalım derinleştikçe ırkçılığın dirildiği dikkati çekiyor. Irkçı söylev TV ekranlarını dolduruyor. Tehdit, korku, kin ve nefret savruluyor.

Tutuculuğu  perçinleştiren iktidar sevdası ve para hırsıdır.

  1. Simyonov Başbakan Yardımcılığından düştüğünde bir daha siyasete giremeyeceğini, yönettiği faşizan partinin dağılacağını ve yok olacağını çok iyi duyumsuyor ve biliyor. Aynı sözler Karakaçanov için de söylenebilir. Siderov ise, artık Bulgaristan siyasetinden el çekmiş ve 19 Mayısta yapılacak AB parlamentosu seçimlerine katılmak ve Avrupa Halk Partisi kanadı altında Brüksel’e yerleşmek niyetinde. Kremlin’den böyle bir emir almış da olabilir.

GERB partisi de orduya, polise, devlet memurlarına para saçarak ayakta durmaya çalışsa da, Avrupa Birliği bunalımları ve Moskova baskıları altında artık omurgasını dik tutamıyor. Politik gözlemciler, duruma hakim olan çevrelerin GERB içinden yeni bir politik fışkırmayla faşistlerin dışlanacağına ve Sosyalist partiden belirli bir kitleyle bütünleşerek yeni bir iktidar formülünde buluşma sağlanacağını umuyor ve biçimlendirmeye çalışıyorlar.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Paylaşmayı ihmal etmeyiniz.

Reklamlar