Hafta sonunda Büyük Ada’da bulundum. Arkadaşım çok çiçekli ve sakin bu cenneti anlatırken Leon Troçki bu evde kalmış, dedi ve bir ahşap yapı gösterdi.
– Burada, Türkiye’ye ikinci gelişinde kalmıştı, değil mi? deyince açıldı.
– Stalin tarafından “hain” ilan edilip vatanından kovulduğunda, diye ekledi.
Troçki son derece ilginç bir tarihsel figür. Balkan Savaşında (1912) İstanbul’da
bulunmuş ve Odesa gazetelerine askeri muhabirlik yapmıştır. İş Bankası Kültür Yayınları savaş muhabiri yazılarını topluca yayınladı. O bir deha! Sapına kadar adaletli bir yazar.
– Ben de sana Troçki hakkında bildiklerinden bir şey anlatayım mı?, dedim.
– Anlatsana, derken heyecanı yükseldi.
– Asker parkası ve şapkası giymiş bir Rus köylüsü Ekim 1917 Devrimi öngünlerinde
devrim stratejisinin büyük üstadı V.L.Lenin’in yanına sokulur ve “Biz bu Kerenski hükümetini ne zaman düşürebiliriz?!” diye sorar. Lenin de askerin kulağına eğilerek:
– Kerenski’den daha zeki ve akıllı bir önder bulunca!, cevabını verir.
Lenin yazılarında bu zeki kişinin Leon Trotski olduğunu yazmıştır. Ekim Devrimi bir Kitle Devrimi’dir ama birkaç kişinin zekâsıyla zafer kazanmıştır. Daha sonra Troçki Rus İşçi Köylü Devleti Savunma Bakanı oldu. Lenin’in ölümünden sonra Stalin tarafından “hain” ilan edildi. Ülkeden kaçtı, Büyük Ada’ya sığındı. Stalin’in işçi devleti tarafından görevlendirilen kiralık katiller Troçki’yi İstanbul’dan Kuzey Amerika’ya kadar izledi. Peşini hiç bırakmadılar. Sonunda birsi Meksika’da onun kafasına ölümcül bir kazma darbesi indirmeyi başardı. Anlattıklarımı ilginç bulan arkadaşım hemen yetiştirdi.
– PEKİ, KATİLE NE OLDU? Devam ettim:
– Yaklaşık on yıl Meksika cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilince, Moskova’ya
döndü. Komünist Partisi tarafından bir kahraman gibi resmi törenle karşılandı. Stalin tarafından ülkenin EN BÜYÜK KAHRAMANLIK NİŞANIYLA ÖDÜLLENDİRİLDİ.
Bu öyküde “hain” ve “katil” var. Devletin “hain” dediği kişi öldürülüyor, devletin tutuğu kiralık katil, “kahraman” ilan edilip ödüllendiriliyor.
Bizim Bulgaristan Türklüğüne ihanet edip hain olanların durumu biraz farklı. Çünkü Ahmet Doğan’ı ajan yapan, ardından hain durumuna düşüren, aynı zamanda en yüksek ödülle – “Şeritli Koca Balkan” – ödülüyle ödüllendiren hep aynı devlettir. Birisi Bulgaristan Halk Cumhuriyeti sosyalist (totaliter) devleti, ötekisi de 1990’da ilan edilen Bulgaristan Cumhuriyeti (demokratik) devlettir. İşte bu nokrada, terör ve baskı yıllarında halkına ihanet eden bir haine, demokratik devletin sahip çıkması, işin içinde iş olduğuna en büyük kanıttır. Birinci devletin zülüm mekanizması olan gizli polis DS yasaklandı. Fakat ajanlarından Ahmet Doğan gibiler ayakta kaldı, korunuyor ve en iyi şartlarda yaşatılıyor. Neden mi? Halkımıza yapılacak yeni pisliklerde kullanılmak üzere semizletiliyorlar.
Bundan dolayı, bizdeki totalitarizmden demokrasiye dönüşüm olmamıştır. Olsaydı hainlerin yeri hapishane olurdu. Onlarsa saraylarda yaşatılıyor. Verdiğimiz kurbanlarınsa hakkı hesabı yok. Hem hainlik et, hem rejim değişsin, hem de ödüllendirilme olayı, insanlık tarihinde bir istisnadır. Tarih tekerrürden ibarettir deyenler benzer bir örnek gösteremezler.
Burada katledilense Bulgaristan Türklerinin geçmişi de geleneğidir.
Devam edecek.
BG – SAM