Bulgaristan Türk ve Müslümanları 2 bin yıllık uzun tarihlerinden bir kesim olan son Bulgar toplumuyla yaşadıkları son 139 yıl gibi bir öz tarihlerinde Bulgar sağ kanat politikacılarıyla hiç iç içe olmadı. Ortaklık kurmadı. Veliko Tırnovo’da toplanan daha il Bulgar meclisinde 40 kişi tarafından temsil edilen Müslüman halk topluluğu orta direk rolü oynadı. Atatürk de 1913 seçimlerinde temsilcilerimizi bir Orta direk partisi olan liberaller etrafında birleştirmişti.
Balkan savaşı (1912) den sonraki ağır yıllarda bize yakın duranları destekleyen insanlarımız, daha sonra Bulgar Çiftçi hareketinin başı Al. Stanboliyski’nin reformlarının ardına durdu. 1934 askeri darbesinden sonra İkinci Dünya Savaşı’nda son top patlayana kadar kabuğuna sığındı. Bulgaristan Türklerinin önemli silahlarından biri hep sabır oldu.
1945’ten sonra vaatlere bel bağlayıp, halk idaresi, halk demokrasisi ve sosyalizm rüzgârlarına kanat açan insanımız “soya dönüş”, “Bulgarlaştırma” gibi baskı ve terörle uygulanan zulüm politikalarına karşı isyan etti. Bulgar toplumunu dönüşüme yüreklendiren cesur hareketin “Büyük Göçle” kırılmasından sonra da, yüz yıl devam eden insan hakları uğruna ağır mücadelemizin doğal bir sonucu olarak görüp kabul ettiğimiz Hak ve Özgürlükler Hareketi’nde 1990’da kenetlendi. Yılların geçmesiyle Türk ve Müslüman kitlenin özlem ve emellerini sabırla, bir şey yapmamakla kıran, hak topluluğumuzu aç, işsiz sefillik içinde yorarak soysuzlaştırmaya çalışan, sivil polis ajan dosyalarının açılmasıyla hain tayfası oldukları ve halk topluluğumuzu ezmek ve tüketmek amacıyla misyon gerçekleştirmeye çalışan HÖH lider ekibi Müslüman kitlenin orta direk konumunu kurucu tabanından tamamen koparıp uzaklaştırdı. Türk ve Müslüman kesimden yeni kadro eğitmedi, yönetim olarak kadroları diğer politik partilerin çöplüğünden toplamayı tercih etti. Bir de memleket içinde karma nüfuslu yerlere eski sivil polis kadrolarını kendi elemanı olarak atadı. Böylece HÖH yönetimi ile seçmen kitlesi arasında su geçirmez, uzaklaştırıcı, yabancılaştırıcı bir tabaka meydana geldi. Çöplükten alınan ve devlet yönetimine yükseltilen kadrolardan üçü şunlardır:
Politik çöplükten toplanan kadrolar:
1) HÖH partisi, Başbakan İvan Kostov’un Demokratik Güçler Birliği (SDS) yönetiminden ve Başbakan yardımcılığından attığı Çingene kökenli dolandırıcılar başı Hristo Biserov’u HÖH / DPS Genel Başkan Yardımcılığı’na, Meclis Başkan Yardımcılığı’na yükselti. Bu kişi daha sonra uluslar arası para aklama operasyonunda tutuklandı. Halen politikadan uzaklaştırılmıştır.
2)Yine SDS çöplüğünden alınan kumarhane ebesi Nikolay Tsonev HÖH / DPS Merkez Yönetim Kurulu üyeliğine ve Meclis Ekonomi Komisyonu Başkanlığına yükseldi. Partiyi, meclisi ve ulusal ekonomiyi bir kumarhane gibi gören N. Tsonev, Bulgar ekonomisini tamamen kansız ve takatsiz bırakmaya çok gayret etti.
3) 5 Kasım 2014’te parlamento seçimlerinde HÖH / DPS partisinin Sofya ve Monatana ili liste başı adayının isminin açıklanması Bulgar kamuoyunu şok etti. Her gün biraz daha eriyen Sosyalist Parti’nin yetiştirdiği bir kadro olan ve yerli ve yabancı finans oligarşisine yakınlıyla bilinen, geçen ay düşen Plamen Oreşarski hükümetinde Maliye Bakanı olan, sadece 1 yılda (Haziran 2013 – Temmuz 2014) Bulgar finans sisteminden 7. 2 milyar (yedi milyar 200 milyon leva) çöküşe neden olan, (devlet bütçesinin dörtte birine eşittir) parayi “gitti gelmedi” masalına benzeten, büyüklük bakımından 4. Bulgar bankası olan “KTB” bankasından 4.2 milyar levanın aşırılmasını görmezden gelen, tüm hırsızlıklara göz yuman Maliye Bakanı Petır Çobanov’u milletvekili adayı gösterdi.
Sosyalist parti saflarından atılan ve milletvekili listelerine almayan bu kişiyi çöplükten aldı. HÖH / DPS liste başı yaptı. Çobanov HÖH /DPS’ye ne hizmette bulundu?!. Yoksa çöplükten nemlenen kargalar, denizlin kumsala attığı ölü balıklarla beslenen graluslar gibi, HÖH / DPS partisi de politik çöp kofalarını mı karıştırıyor? Partiye halkımızın davasına sadık kadro yetiştirmeyen, halktan kopan, halkın ruhundan uzaklaşan tüm politik subjelerin kaderini mi birleştiriyor. Tabanından kayan tüm partiler yok olup gider. Tarih bir bakıma da politik parti mezarlığıdır.
Acı veren bir başka konu: DALIN DALI KESİLDİ.
Bununla birlikte, 29 ağustos günü Bulgar kamuoyunda bir başka olay daha patlak verdi. Reformcu Blok (RB) partisinde yönetim üyesi olan, eski gizli polis “DS” şefi general Atanas Atanasov, merkez TV yayınlarından “bTV” sabah programında Kasım Dal’ın HÖH / DPS Genele Başkanı ve milletvekili Lütfü Mestan ile 3. süre HÖH / DPS milletvekili adayı olan, Bulgar medya holging şefi, birkaç gazete sahibi, hiçbir şirketi olmasa da Rus oligarşi çevreleri ile “Ahmet Doğan Holdıng” arasında aracılık yaptığı için finans çevrelerinde nüfuslu olan Delyan Peevski’yi suikast düzenleyerek öldürtme planı açıklandı.
RB bir sağ kanat politik gruplaşması olarak 2013 sivil toplum örgütleri eylemlerinden derlenerek ortaya çıktı. Genelde, politika dışı kalan, gizli polis ajanı ve eski Komünist Partisi M K ve Politik Büro üyelerinin yakınlarından olan Miglena Kuneva gibi kadroların aktifliğiyle oluşan bu politik blok üyelerinden biri de, Başkanı Korman İsmailov ve lideri Kasım Dal olan Şeref ve Özgürlük Partisi’dir.
K.Dal 1985’te illegal Bulgaristan Türkleri Milli Kurtuluş Hareketi kuran 12-si gizli Bulgar polisi DS ajanı olan 18 kişiden biridir. 1990’da yine Bulgar gizli polisi DS tuzağı olarak legal tescil ettirilen Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH / DPS) kurulurken baş hain Ahmet Doğan’ın en yakınında yer almış, HÖH Genel Başkan Yardımcısı görevinde bulunmuş ve 3 defa HÖH milletvekili olmuştur.
Birkaç yıl önce Kasım Dal HÖH / DPS partisi Başkan Yardımcılığından ayrıldı. Neden olarak eski başkan Ahmet Doğan, yeni genel başkan Lütfü Mestan ve başka birçok yönetim kadrosunun gizli Bulgar polisi ajanı olduğunu gösterdi. Hainlerle çalışmak istemediğini öne sürdü. Türk basınına verdiği demeçte K. Dal 30 yıldan beri beraber çalıştığı kişilerin gizli polis ajanı ve hain olduklarını, hedeflerinin Bulgaristan Türkleri partisini eriterek yok etmek, mevzilerinden kaydırmak olduğunu açıklarken, kimin ajan olduğunu daha 1991’den beri bildiğini söyledi.
Şimdi, Kasım Dal “eski polis olmaz” değimini unutmuş olacak, gizli polisin DS eski şefleriyle, generallerle aynı masaya oturdu, işbirliği sözleşmeleri imzalayarak, sağ kanatta Reformcu Blok’ta yer aldı. Onun unuttuğu bir de şu var: Gizli polis işlerinde zaman aşımı yoktur. Polis ömür boyu polistir.
General A. Atanasov bir yandan K. Dali’ı suyu sıkılmış limon gibi çöpe atmak isterken, öte yandan da amanı RB parçalanmak isteniyor yaygarası koparıyor. Ne yazık ki şu Bulgar politika sahnesine orijinal bir şey çıkmıyor. Senaryo yazarları 25 yılda çok yoruldu. Laf arasında, şu yeni seçilecek milletvekillerine bir yeni Anayasa yazdıralım da şu perdeyi indirelim deyenler sanki haklıdır. Derme çatma bloklarla bir sağ bir sol boşluklar doldurulma işi uzandırıcı oldu. İnsan hameleon olsa bu kadar renk değiştirmez. RB’un bırakın sermayeyi, üretim güçlerini ya da kalkınma planlarını, ofisleri bile yok. Bol para ödeyip de yaptırdıkları sosyolojik araştırmalarda rakam oyunlarıyla bir yerlere gelmeye çalışıyorlar.
Yeni kurulan geçici seçim hükümetinde Başbakan eski komünist, sonra sosyalist, şimdi de sağcı Georgi Bliznaşki, tüm bakanlar ise 2013 sivil toplum örgütleri eylemlerini Londra, Washington, Paris ve Tokyo ofislerinden izleyen genç “reformcu” sağ-kanat uzmanlarıdır. Bunlar bir Bulgar köyüne uğramamış, iki tavuğa yem vermemiş, fabrika nedir bilmez, dünyaya bilgisayar ekranında aşık genç hayalperestlerdir. Göreve başladıkları ay, elektrik enerjisi fiyatlarında % 50 zam istediler, ülkenin soluyabilmesi için 6 milyar leva dış borç almamız gerekiyor beyanında bulundular. Olabilir, eski maliye bakanı ve şimdi HÖH milletvekili liste başı adayı Perır Çobanov yenilere çalacak çırpacak hiçbir şey bırakmamış olabilir. Yeni Maliye Bakanı Rumen Projanov “sıçan aldı götürdü geri getirmedi” türünden eksik olan paranın 7.1 milyar (yedi milyar yüz milyon) olduğunu açıkladı. Şimdi HÖH / DPS partisi aman eski bakan Petor Çobanov’u Savcılığa davet edip, hapishane kapısını göstermesinler diye, kanat açıp, himayemize alarak şimdi de biz milletvekili mi yapıyoruz. Hem de onun bu vekilliğe soydaşlarımın oylarıyla Sofya’dan uzanması, “beni kahır mı etsin, yüreğimi mi yesin,” diye ah vah edenleri anlamamak elde değil… Bizim bilinçlenme yolumuz bu defa da çok mu çok dikenli…
TV programlarında boy gösteren ve K. Dal’ın Lütfü Mestan ile Daniel Peevski’yi öldürtmek için bir komplo içinde olduğunu yeni ismi DANS (ulusal güvenlik ajansı) olan aynı gizli polise bilgisayarda yazılmış birkaç sayfalık bir anonim mektupla ihbar edildiği ortaya çıktı. DANS’ın da 8 (sekiz) aydan beri gece gündüz K. Dal’in bütün telefon görüşmelerini ve yazışmalarını dinlemiştir. Mestan’la Peevskiyi’nin güvenliği için çok özel tedbirler aldığı yazıldı, anlatılıyor. Demek oluyor ki, sarıca arı kovanı devamlı kaynıyor, özel ve devlet basın ve elektronik medyası hiçbir kuruş ödemeden hem Kasim, hem Lütfü, hem de Peevski isimlerini devamlı yayarak seçim propagandasını yapıyor. Propagandanın kötüsü, armudun günüsü gibi en iyisidir. Gelen seçimdir, ismimiz ne kadar çok işitilirse o kadar iyidir, mantığı hakimdir.
Her şey iyi de, Kasım Dal’ın 18 Ocak 2013’te HÖH / DPS Genel Başkanı Ahmet Doğan’a Milli Kültür Sarayı’nda HÖH partisi olağan 8. kurultayında yapılan suikast teşebbüsünde azmettirici olduğu üzerinde uzun zaman yazılıp çizilmişti. Olaylar birbirine birleştirildiğinde K.Dal sinirlerine hakim olamayan ve bir yerlerden aldığı paralarla kurucusu ve uzun yıllar ileri gelen yöneticilerinden olduğu HÖH / DPS partisi birinci sıra yeni lider kadrosuyla hesaplaşma peşinde olduğu ve yeni komplolarda yine azmettirici rolünde olduğu intibası yaratılmak isteniyor. Bu tuzakların son hedefi K. Dal’ın Reformcu Blok ve genelde Bulgar politik yaşamındaki rolüne son vermek olabileceği akla yakındır. Dün DANS – adresine anonim ihbarlar gönderen, yarın Baş Savcılık adresine anonim ihbar dosyası gönderebilir. HÖH / DPS emrinde olduğu iddia edilen savcılığın kelepçeleri bir daha olmak üzere 1986’da olduğu gibi K. Dal bileklerinde şaklar. Olmayacak bir şey yoktur. HÖH Sarayından artık birkaç ceset kalktı. Hapislerde birçok kadromuz nar siliyor.
Dulovo (Ak Kadınlar) şehri Belediye Başkanı, eski milletvekili Doktor Nihat Tabakov iş bu ihbarlar, tuzaklar, rüşvet zorlamaları yüzünden Varna hapishanesinde narın boyunu ölçüyor. Yine HÖH eski milletvekillerinden S. Sever ha bugün gelecekler ha yarın gelip toplayacaklar diye tiril tiril titriyor. Ailesinin gözüne uyku girmeden polisleri bekliyor. Son dönem milletvekili olarak hapisten bir yıl kaçabilen HÖH / DPS eski Sofya şehir örgütü Başkanı Şterü Şterev, “dokunulmazlığım kalktı yandım” diyor. “Toplayacaklar beni ağabey,” deyip gün sayıyor. Vidin milletvekili Dimitrov da parlamentodan çıkar çıkmaz ülkeyi terk etmiş. Korku dağları bekliyor.
Bugün artık Kasım Dal’ın dalının kesildiğine şahit olduk. Yarın kimin dalı kesilecek? Sorun budur. Bulgaristan Türk ve Müslümanları HÖH / DPS partisinden, ajan ve hainlerlerin eşek arısı kovanından korktukları için HÖH/DPS ajan adaylarına oy vermek zorunda kalıyor. Seçmen arasında korku giderek büyüyor.. İçine düştüğü tuzaktan çıkmak isteyenler eziliyor. Karma nüfuslu bölgelerde HÖH/DPS terörü var. Halk korku içinde yaşıyor.
Bulgaristan Türk ve Müslümanlarının kurtuluş dalgası 5 Ekim parlamento seçimlerinde yükselmelidir. Oylarımızı HÖH /DPS adayları dışında bildiğimiz, tanıdığımız adaylara vermemiz kurtuluş yolunda atılmış büyük adım olacaktır. HÖH partisinin izlediği politika Bulgaristan Türk ve Müslümanlarının menfaatlerine tamamen ters olduğundan ziyade, Bulgar devletinin ve geniş halk kitlelerinin menfaat ve emeklerline de tamamen aykırıdır. Kurtuluşumuzun yolu ilk aşamada 5 Kasım 2014 seçimlerinde yapacağımız doğru seçimle güçlenecektir.
Devam edecek.
Dr.Müjgan Deniz