Raziye ÇAKIR

İtil Bulgar Devleti, ilk Bulgar Devleti olarak telafuz ettiğimiz Büyük Bulgarya’nın dağılmasıyla Büyük Bulgarya’yı yıkan Türk Devleti Hazar bünyesine girmeyi kabul etmeyen ve kuzeye doğru göç eden Ak Bulgarlar tarafından kuruldu. İtil Bulgar devleti ile ilgili bilgilerimiz, tarihi kaynaklarda yeteri kadar belirtilmediği için 900 yılına kadar olan süreçte oldukça kısıtlıdır.

Ancak 900’lü yıllarda Rus Knezleriyle yapılan münasebetlerde kayıtlara rastlanmaktadır.

İtil (Volga) Bulgar’ları, 7. Yüzyıl’ın sonlarına doğru varlıklarını ilan ederek devlet olma teşebbüsünde bulundular. Bu nedenle 700. Yılı kuruluş yılı olarak telafuz edebiliyoruz. İtil Bulgar’ları 6 asıra yakın bir süre varlıklarını sürdürdüler. Bu nedenle Türk Tarihinde önemli bir yere sahip olmaları gerekirken popüler tarihçilik kültürü nedeniyle tarihin arka sayfalarında kısıtlı bilgilerle yer bulabilmektedir.

İtil Bulgarları Kurulduğu dönemde (7. Yüzyıl) bölgede hakim güç olan Hazar’ların otoritesini kabul etmek durumunda kaldılar. Yarı bağımsız bir yapıyla Hazar’lara bağlı olan İtil Bulgarları 10. Asıra kadar bölgede hakim güç olan Hazar Devletinin hakimiyeti altında varlıklarını sürdürdüler. 965 yılında Hazar Devletinin yıkılmasıyla tamamen bağımsızlıklarına kavuşabildiler.

İtil Bulgarlarının bilinen ilk hanı Kotrga Han’dır. Devletin teşkilatlanma ve yapılanma şekli ile tam anlamıyla bir Türk devleti olduğu sonucuna varılmaktadır. İtil Bulgarları aynı zamanda islamı devlet dini olarak kabul eden ilk Türk Devletidir. Maalesef popüler kültür literatürü Karahan’lıları ilk Müslüman Türk Devleti olarak kabul etmektedirler. Oysaki İtil Bulgarlar’ının islamı kabul etmeleri Karahanlılardan öncesine tekabül etmektedir.

İtil Bulgarları hakkındaki bilgiler, Hazarlara bağlı kaldığı dönemde oldukça kısıtlı olmasına karşın Müslümanlığı kabul etmelerine vesile olan Abbasilerle ilişki kurmaya başladıkları dönemde (921) daha detaylı bilgilere ulaşabiliyoruz. 921 yılında, İtil Bulgarlarının hanı olan Almış han, islama ilgi duymaya başlamış, Abbasi halifesi Muktedir’den İslam hakkında bilgi almak ve öğrenmek için mimar, mühendis ve din bilginleri göndermesini istemiştir. Kısa bir süre sonrada İslamı kabul ederek bünyesindeki Bulgar toplulukları arasında yayılmasını sağlayarak devlet dini haline getirmiştir, adınıda Cafer olarak değiştirmiştir. Abbasi’li bir seyyah olan İbn-i Fidan’ın seyahatnamesinde 922 yılında Almış han, huzuruna gelen Abbasi heyetini şükür secdesi ve tekbir ile karşıladığı belirtilir.

Müslümanlığı kabul eden İtil Bulgarları, 965 yılında hakimiyeti altında bulundukları Hazar Devletinin yıkılması ile tamamen bağımsızlıklarına kavuşmuş olurlar. Boyundurukluktan kurtulan ve Müslümanlığı kabul eden İtil Bulgarları, kısa zaman içerisinde güçlenerek Doğu Avrupa’nın en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelirler ve bu vasfını 12. Yüzyıla kadar sürdürürler.

Güç ve bölgesel hakimiyet ile birlikte beraberinde bölgesel politikaların sonucu olarak Kuzey Doğu komşuları Kiev Prensliğiyle mücadeleye girdiler. Yaklaşık 20 yıl süren bu mücadeleden sonra 1006 senesine ticari münasebetler kurulmaya başlandı. Ancak 11. Asrın sonlarına doğru (1090-1100 arası) kuzeydeki kürk ticaretinde ortaya çıkan anlaşmazlıklarla uzun süreli anlaşmazlıklar ve savaşlar meydana geldi. Bu savaşlar Moğol istilasına kadar devam etti.

1200’lü yıllarda Moğolların Doğu Avrupaya doğru ilerlemesi bölgedeki tüm Devletleri rahatsız etti. İtil Bulgarları, Moğolların (Altın Ordu Devleti) 1224’de Halka Nehri kıyılarına kadar ilerleyip Rusları mağlup etmesinden sonra geri dönüş yolunda tuzağa düşürerek ağır kayıplar verdirdi. 1236 yılında, Bulgar’lardan intikam almak isteyen Moğol (Altın Ordu) Hanı Batu Han, muazzam ordusu ile Bulgarların üzerine yürüdü ve güzergahları üzerindeki tüm şehir ve köyleri talan ettikten sonra 50 Bin nüfusu bulunan Bulgar şehrini yerle bir etti. Bu olaydan sonra İtil Bulgarları yıkılarak Altın Ordu devletinin hakimiyeti altına girmek zorunda kaldı.

İtil Bulgarları, pek çok kez baş kaldırmalarına rağmen bağımsızlıklarını tekrar kazanamadılar. Altın Ordu hanı Pulat Timur, Bulgarların başkaldırmalarını cezalandırmak amacıyla 1361 yılında Bulgarların üzerine yürüyerek ağır tahribatlar yaparak geri çekildi. 1391 yılında ise bölgede hakimiyet kazanan Timur’un (Timur İmparatorluğu), Altın Ordu Devletinin Hanı Toktamış’a karşı mücadeleye girişir. Bu mücadele Altın Ordu devletinin hakimiyeti altındaki İtil Bulgarlarını da önemli ölçüde etkilemiştir. Hakimiyetlerine kavuşmayı düşünen İtil Bulgarları, daha da zayıflayarak güçlerini yitirdiler.

1399 yılında Ruslarla giriştikleri mücadeleyi de kaybedince zayıflayan otoriteleri tamamen ortadan kalkarak dağıldılar. Halkın büyük kısmı Kama Nehrinin kuzeyindeki Kazan Nehri boyunca göç ederek bulundukları bölgeyi Türkleştirdiler. 1437 yılında kuzulan Kazan Hanlığı’nın temel taşlarını oluşturan İtil Bulgarları, Kazan Türkleri ve Şimal Türkleri olarak anılırlar

Reklamlar