Ömer Özkaya
Yeryüzü, giderek gökyüzünün hakimiyetine giriyor. Sofistike araçlarla gerçekleştirilen istihbaratta ciddi ilerlemeler kaydediliyor. Ancak bu teknolojik yenilikler yüzünden klasik istihbarat yöntemlerinin pabucunun dama atılmaması gerekiyor.
Çünkü her ne kadar bugün, gökyüzünde salınan Mata Hari’ler, fersah fersah uzaklardan insan yapımı köstebek yuvalarını son karışına kadar tespit edebilme yeteneğine sahip olsa da, akustik teknolojiler sayesinde kıtalar çapında her türlü çıtırtı işitilir hale gelse de, tüm bunlar, en eski ve daha az “egzotik” yöntemlerin yerini asla alamayacaktır.
Yemler ve gerçekler
Soğuk Savaş yıllarında her olayın arkasında Rus Gizli Servisi KGB aranırdı. Şimdi onun yerini CIA aldı. Oysa küresel çapta operasyon yapabilen, başka ülkeler de vardır. “Yem”lere takılıp, olayı ön yargı ile birinin üzerine atarsanız diğerlerinin üstünü örtmüş olursunuz.
Amacımız CIA’yi korumak değil, ön yargılardan bağımsız, gerçekleri aramaya yönlendirmektir. Ancak böylece, yemleyerek bizi yönlendirmek isteyenler, er ya da geç, gerçek neyse onu bulacağımızı anlarlar. Ayrıca uluslararası gelişmeler üzerindeki rolümüz artarken, doğal olarak herkes buna olumlu bakmayacak ve engellemek isteyeceklerdir.
Bugün güçlü olmasak da, geleceğin seyrini doğru kestirmek suretiyle “belirleyen”lerden olmamız mümkündür. Büyük gizli servislerin istihbarat operasyonlarına yaklaşım ve genel felsefelerini bilmek, bu sürece katkıda bulunacaktır.
Bir karşı-istihbarat servisinin, veya bir istihbarat servisinin karşıt-istihbarat boyutunun yapısı veya işlevlerinin, esas olarak büyük rakiplerin faaliyetleri tarafından belirlendiği yönünde bir varsayım vardır.
Rusya sızmak ister
Batılı istihbarat servisleri, açık kaynaklardan yapılan istihbarat derlemesi ve bunlara ilişkin analizden elde edilebilecek sonuçlara önem atfederler. Ruslar ise bunları; ancak ve ancak, genellikle çalıntı bir şekilde elde edilen belgelerden sağlanan istihbaratı teyit etmek veya yorumlamak üzere kullanırlar. Yaklaşım anlamındaki bu kökten farklılık, kısmen, iki farklı medeniyetin kökenleri ve tabiatıyla açıklanabilir: Sovyet istihbaratı, oldukça gizli ve entrikalara dayanan bir siyasi atmosfer dahilinde gelişip faaliyet göstermektedir ve bu ortamda rakibin, ortalıkta söylediği veya yazdığı şeylere ilişkin yoğun bir şüphe duyulur.
NKVD Generali Alexander Orlov’a göre; “Ruslar, ancak gizli muhbirler ve yeraltından çalışan ajanların ürettiğine ‘gerçek istihbarat’ gözüyle bakarlar; açık ve meşru kaynaklardan gelen materyale ise ikincil önem ve güvenilirlik atfederler.” Ruslara göre, “bir yabancı devletin sırları, ancak bu devletin gizli hükümet dosyaları veya bu dosyalara erişimi olan yabancı görevlilerin ve kamu mensuplarının işbirliğiyle elde edilebilir.”
Ruslar dünyanın farklı noktalarındaki “kilit” önem taşıyan siyasi ve askeri liderlere yönelik özel operasyonlar düzenler. Bu tür bir tahrip yöntemi, tüm, evet tüm yaklaşımları içinde barındırır. Rusya’sız tüm enerji hatlarının üzerinde düğümlendiği Türkiye, giderek Kremlin’in odak noktasına oturmaktadır.
Güneş gazetesinden alıntı.