Tarih: 06 Eylül 2019
Yazan: Dr. Nedim BİRİNCİ
Konu: Adayları, politik grupları, ipleri çekenleri, oyunları ve hedefleri tanıyalım.
Bulgaristan’daki yerel (mahalli, belediye) seçimleri 27 Ekim 2019 tarihinde yapılacak. Kampanya 27 Eylülde başlayacak. Artık yalnız Sofya’da Büyük Şehir Belediye Başkanlığına 167 aday kaydını yazdırdı.
4-5 aday medya ve kamuoyu dikkatine hemen yerleşti. Eski başkan (GERB-li) Bayan Yordanka Fındıkova ile eski BSP-li ombudsman (kamu denetçisi) görevinden gelen Bayan Maya Manolova iki ana aday olarak öne çıktılar.
Kuşkusuz “Demokratik Bulgaristan” adayı Yüksek Mimar İgnatov; “Sofya’yı Kurtaralım Hareketi” adayı Bonev ve rüşvetçilerle mücadelede kendisine tuzak kurulan 22 yıl hapis isteğiyle içeri düşen ve halen Büyük Şehir Belediye Başkanlığına aday olan, “Mladost” semtinin Belediye Başkanı Bayan İvançeva da kamuoyunun dikkatini çekti.
***
Biz, seçim kampanyası başlamadan, bu konuyu ikinci defa işlemekle bazı özelliklere işaret etmek istiyoruz. Özellikle, Türkiye’de yaşayan ve Bulgar yasalarına göre, dış ülkede yaşayan, çalışan okuyan Bulgaristan vatandaşlarının yerel seçimlerde oy kullanabilmesi için, seçimden önceki 6 köyünde, kasabasında (Bulgaristan’da) yaşamış olması şartı yürürlüktedir. Bu kanunla, biz gurbetçi ve soydaşlar vatanımızın sorunlarından koparılmak istenmişti ve ilk defa 2015’te koparıldık. Vatanımızın sorunlarına ilgisizlik aldı yürüdü.
***
Adına Bulgarca “usednalost” denen ve seçimden önceki son 6 ayda Bulgaristan’da yaşamamış olan Bulgaristan vatandaşlarının muhtar, Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyesi seçimlerinde (yerel seçimlerde) oy kullanmasını yasaklayan kanunu, 2014’te BSP milletvekili olan Bayan Maya Manalova hazırlamış ve meclis onaylamıştı. Bu yasa, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin vatandaşlarına 27 AB üyesinde serbest dolaşma hakkı tanıyan AB Anayasasına ve yasalarına yüzde yüz aykırıdır. Bu durum, bugün de geçerlidir ve engelleyici kanun sanki özel olarak Türkiye’de ikamet eden soydaşlarımıza karşı hazırlanmıştır ve kardeşlerimizi ata-yurdundan, köylerinden, evlerinden, mülklerinden koparmayı, ilgisizlik ve yetersiz uyandırmayı amaçlamaktadır. Bu durum, biz Bulgaristan Müslümanlarının Maya Manolova’ya oy vermemizi imkânsız kılmalıdır.
***
Bayan Maya Manolova, Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) milletvekilliği döneminden Bulgaristan Müslüman Türk seçmenini direk olarak ilgilendiren başka bir olayın da ardındadır. BSP ile DPS partileri, “Ataka” partisinden de 1 oy alarak 2013’te Başbakan Plamen Oreşarski hükümeti kurdu. DPS milletvekili, Moskova’nın Bulgaristan’da yetiştirdiği oligarşi temsilcilerinden biri olan Daniel Peevski’yi DANS – Milli Güvenlik Devlet Ajansı Başkanı görevine Bayan Maya Manolova önermişti. Bu, 2013’te kitle gösterilerine neden olmuştu.
2013 yazının gece protesto mitingleri Peevski’yi bu görevden indirmişti. Olayı Rusya’nın istihbaratımızın tüm kaynaklarını ele geçirmesi açısından değerlendirildiğinde, Bulgaristan kamuoyunu korkutmuş ve sonu görünmeyen bir tepki dalgası başladı ve başarıyla sonuçlandı.
***
Bu olayların kökleri derindir. 1909’dan sonra Bulgar istihbaratı Alman modeline göre kurulmuştur. Ne var ki bu sistemin içine Sovyet istihbaratı kendi ajanlarını aşılayabilmiştir. Bunlardan biri 1934 askeri darbesinden sonra, 19 Mayıs 1934 – 22 Ocak 1935 tarihleri arasında Başbakan olan Albay Kimon Georgiev’tir. Aynı zamanda Mi-6 İngiliz dış ülkelerdeki istihbaratı da Bulgaristan istihbaratına kendi aşılarını yapmış olacak ki, Çar III. Boris gizli istihbaratının şefi olan Geşev, 4 Eylül 1944’te Sovyetler Birliği Bulgar Çarlığına savaş ilan etmesiyle ülkeyi terk etmiştir. Geşev, beraberinde Bulgar faşizminin gizli ajanlarının kodlanmış belgeleri de almış ve bunları, o yıllarda İngiliz Secret İnteligence Service Mİ 6’in Türkiye istasyon Şefi olan Kim Philby’ye vermiştir. Tabii, Geşev, Kim Philby’nin aynı zamanda Sovyet dış istihbarat servisi KGB’ye çalıştığını bilmiyor olacak ki, Bulgaristan faşizminin tüm gizli ajanlarına ait belgeler böylece Moskova’nın eline geçmiştir. İlginçtir, 1944-1946 yılları arasında Sovyet ajanı Kimon Georgiev’in yeniden Başbakan olduğu yıllarda, yargısız öldürülenlerin sayısı 25 bin kişiden fazladır.
***
Üstelik 1944’te KGB yetkilileri Bulgaristan Çar hükümeti İç İşleri Bakanlığı arşivini ele geçirdiler. Ardından 1989 sonuna kadar Bulgar istihbarat ve parti kadroları hareketini kontrol eden Moskova, Bulgar istihbaratı “DS” arşivine D. Peevski’yi DANS şefi atayarak bütünüyle ele geçirmeye çalışmıştı. Bu önerinin Bayan Manolova tarafından yapılmış olması ise çok anlamlıdır.
***
Gelişmeler, bu olayların arkasında duranlardan birinin Ahmet Doğan olduğuna işaret ediliyor. Bugün (elindeki Rusya imkânlarıyla) Bulgar basının büyük bir kısmına sahip olan Peevski’nin hayat öyküsü çok ilginçtir. İlk önce milli sorgulamada soruşturma yargıcı oldu. Başarısızlıktan görevden uzaklaştırılınca Çevre, Doğal Afetler Bakan Yardımcısı atandı. Başbakan Stanişev tarafından görevden uzaklaştırıldı. Hemen Varna Liman Başkanı tayin edildi. Oradan da uzaklaştırılınca DPS milletvekili ve DANS-şefi yolunca yükseltme basamaklarına adımladı. Bu yolda Maya Manolova ile D. Peevski isimlerinin karşılaşması ve yardımlaşması tesadüf değildir.
***
Bayan Manolova, gençlik yıllarında Moskova Komünist Gençlik Okulunda eğitim almıştır. Bayanın Karieri Moskova teşviki ve himayesinde gelişmiştir. Hazırladığı kanunlar, Moskova’nın Bulgaristan Müslümanlarını yerel idarelerde ancak bir yere kadar yer almalarına tahammül ettiğine bir kanıttır. BSP bir parti olarak ve atak temsilcisi Bayan Manolova Türklerin sınırı geçip köylerine kasabalarında yerel seçimlerde oy kullanmaya gelmesine karşı olduğunu açıkça göstermiştir. Türk düşmanı kanun M. Manolova’nın eseridir.
***
Şu da var, 4 Eylül 2019’da 44. Meclisin dönem toplantısı açılışında Cumhurbaşkanı Radev’in yaptığı konuşmada, “Avrupa Birliği ülkelerinde ve AB dışındaki ülkelerde –ABD, Kana’da, Türkiye vb – ülkelerdeki Bulgaristan vatandaşlarının, çifte vatandaş olan yurttaşlarımızın, milletvekili, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı gösterilebilmesi ve hatta seçilmesi” önerisi ile Manolova görüş beyan etmemiştir. Hak ve Özgürlük Hareketinin bu konuda çok daha kararlı bir tavır almanı bekliyoruz. Soydaşlarımızın iradesini dile getiren ve Batı Avrupa ülkelerindeki gurbetçilerimizin desteğini alan “Bultürk” derneğinin “meclis ve milletvekili seçimlerinde, hatta referandumlarda dış ülkelerdeki soydaşlarımızın posta usulüyle oy kullanabilmesi hakkının yasallaşması” konusunda da Bayan Manolova susuyor.
Bu konulara değinmemizin nedeni, seçmenimizin yaklaşan yerel seçimlerin ikinci turunda Bayan Maya Manolova gibi adaylara “hadi bizden gitsin destekleyelim de değişiklik olsun” çağrısını yapanlara, asla uyulmaması gereğidir.
Çünkü kadroların iplerini çekenlerin ne düşündüğünü bilmiyoruz ve bilemiyoruz.
***
Biz DPS partisinin Sofya ilinden meclise milletvekili çıkardığını, hükümetle pazarlıklardan Sofya Valisi Başkanı ve Başkan Yardımcısı görevlerine atamalar yaptırdığını biliyoruz, fakat Sofya Büyük Şehir Belediye Meclisine üye seçtirmeyi başaramamıştır. Oysa Sofya seçimlerindeki oy potansiyelinin % 38’ı etniklerin yaşadığı mahallelerdedir. Sofya’da 25 000 Müslüman seçmen yaşıyor. DPS Sofya şehir örgütü başkanı Şterev’in seçmeni aktifleştirme konusunda çalışması gerekir. Bu seçim parti listeleriyle gerçekleşiyor. Bu defa DPS il kez olmak üzere Büyük Şehir Meclisi üyeliğine 2 aday gönderme planı hazırlamıştır. Bu rakam çok daha büyük olabilir. Sofya DPS örgütü üyelerini bilgilendirmek zorundadır. Etnik azınlık oyları temelinde, büyük bir oy potansiyeline sahip olan örgüt son yıllarda seçim inisiyatifini yeşiller ve çevreci partisine kaptırmıştır. Gerekli önlemler alınmalı kabristanlık, ikinci bir cami inşaatı, ulusal basın yayın merkezi kurulması gibi sorunlarla siyaset cephesine ve seçim kampanyasına kollarını sıvamalıdır.
Maya Manolova adaylığının arkasında duran kimdir?
Bu sorunun yanıtını siz bulacaksınız. İpleri çeken henüz joker vermiyor. Bu adaylık bir inisiyatif komitesi tarafından yapıldı. Komitede hapishaneden çıkmış, başarılı olamamış sanatçılar, sahte aydınlar ve şehrin lümpen kesiminden 2 500 imza var. Manolova, toplumun en dip, yoksul, haksız, cahil ve çaresiz tabakasına kamu denetçisi olarak inebilmişti. Şimdi bu tabaka onunla beraber uyanıp yükselecek umudu olduğunu düşünenler var. Fakat bu tabakanın dipten nasıl kopacağını açıklayabilen birisi henüz meydanlarda belirmedi. İkinci soru da, kampanya masrafını kimin cebinden çıkarıp Manolova’nın umut ve vaat tarlasına saçacağını açıklayan da olmadı. Bekliyoruz…
Seçimle ilgili bilgilendirme çalışmalarımız devam edecektir.
Paylaşınız.
Teşekkür ederiz.