“TÜRK DÜNYASINDA KADIN” KONULU KURULTAYINDAN
BULTÜRK GENEL BAŞKANI RAFET ULUTÜRK’ÜN KONUŞMASI
Öncelikle BULTÜRK adına başta Türk dünyası kadınları olmak üzere bütün Türk kadınlarının gününü kutluyorum.
Uzak diyarlardan “Türk Dünyasında Kadın” konulu konferansına hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Değerli Üyeler, Kıymetli misafirler,
Bu anlamlı günde Türk Dünyası Kadın temsilcisi olarak aramızda bulunan, konferansımıza değerli fikirleri ile katkı yapacak olan,
- Kafkasya-Azerbaycan kadınlarını temsilen Bakü’den teşrif eden Türk Dünyasının Medar-ı iftiharı Sayın Ganira PAŞAEVA’ya,
- Akdeniz Türk Kadınlarını temsilen konferansımıza katılan KKTC’nin Medar-ı iftiharı Sayın Emete GÖZÜGÜZELLİ’ye
- Orta Asya Türkistan Kadın Dünyasını temsilen aramızda bulunan Sayın Cemile Kınacı’ya;
- Balkanların Mücadeleci Kadın Dünyasını temsilen teşrif eden Bulgaristan’ın Medar-ı iftiharı Sayın Av. Seniha Rasim SABRİ’ye
- Avrupalı Türk kadınlarımızı temsilen davetimize icabet eden Hollanda’nın Medar-ı iftiharı Sayın Fatma AKTAŞ’a ve
- Çuvaşistan Kadınları adına Medar-ı iftiharı Sn. Nadina CAVADOVA’ya
- Kazakistan’ın Saygın Vatandaşı Sn. Fatma SÖNMEZ’e
- Güneyazerbaycan Türklerinin adına Sevinç AZER’e
- Gagauzya Kadınları adına Sn. Vera ERTUĞRUL’a
- Doğu Türkistan’nın Medar-ı iftiharı Sema Uygur BUDAK’a
- Bulgaristan Kadınları adına Havva ÖZGÜR’e
- Yunanistan Türklerinin Medar-ı iftiharı Sn. Işık SADIK AHMET’e
- Türkiye Kadınları adına Konferansımızı şereflendiren Sayın Prof. Dr. Hasine ŞEN’e
Şükranlarımı arz ediyor, hepinizden bu Türk Dünyasının Asenalarına coşkulu bir alkış rica ediyorum.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü bir kere daha kutlu olsun.
Sevgili Bayanlar, anneler, kız kardeşlerim, değerli konuk hanımefendiler,
Dünya literatüründe sizler bugün “emekçi kadınlar” olarak anılıyorsunuz.
Elbette bu, sizin büyük fedakârlıklarınızı, hayata kattıklarınızı açıklamaya yetmez. Özellikle son yıllarda Türk dünyasında kadın hareketinin pozitif yöndeki toplumsal katkısı takdire şayandır.
Bu olumlu sürecin devamı için BULTÜRK olarak üzerimize düşen her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu huzurlarınızda bir kere daha ifade etmek isterim.
Zira BULTÜRK, kadının yer almadığı ve katkı yapmadığı, daha doğrusu kadın elinin değmediği hiçbir milli davanın başarıya ulaşamayacağına samimi olarak inanmaktadır.
Ayrıca BULTÜRK misyonunun dayanaklarından biri olan 1989 Bulgaristan olayları, bir kadın hareketidir.
Çünkü;
1989’da Bulgaristan’da ilk olarak Müslüman Türk kadınları ayaklandı. Gönülleri kenetlendi, ruhları birleşti.
72 bin Bulgaristanlı Türk kadını yolları ve meydanları doldurdu. Erkekleri hapishanelerde, toplama kamplarında ve sürgünlerdeydi.
Bu ayaklanma hiç kuşkusuz bir devrim niteliğindeydi.
Nihayetinde totaliter bir rejim devrildi. Fakat dönemin Bulgar toplumu bu devrimi algılayamadı. Bulgaristan Türkleri baskı ve terörle vatanlarından sökülüp atıldılar. Bu büyük dramdan kalan bugün sadece Türkiye’de 1 milyonu aşmıştır.
Her gün memleketimiz kokuyor burnumuzda. Bulgaristan Türkiye ve Avrupa Birliği vatandaşıyız fakat düşlerimiz arkamızda kaldı.
Vatanı, tüm bereketini, tüm çiçeklerini, tüm kokularını, suyunun tadını beraberinde getiremezdik. Duygularımızdaki hasrettir. Yürek acımızdır. Türk kimliği ve ruhundan koparılmak istendik, fakat başta kadınlar olmak üzere direndik, canımız tenden ayrılıncaya kadar da direnmeye de devam edeceğiz.
Atılımlarımızın ana hedefini; Türkiye, Türk Dünyası, Türk kimliği ve ruhuyla kaynaşmak ve bütünleşmek oluşturdu.
İşte bugün burada bizi Türk Dünyası Kadını konferansında buluşturan bu büyük özlemdir. Aynı emellerle aynı bayrağın altında var olmaktır.
Şu gereceği de huzurlarınızda ifade etmek istiyorum;
Mensubu olduğum için Rabbime Hamd ettiğim İslâm dini; câhiliyyenin de, muharref ehl-i kitâbın da modern câhiliyyenin de kadına çizdiği hakir ve perişan rolü reddetti ve kaldırdı.
Onu şerefli ve kıymetli mevkiine yükseltti.
Rahmet Peygamberi, “Cennet annelerin ayakları altındadır” diyerek bakışını açıkça ifade etmiştir. İslam’a göre; erkek ve kadın, kulluk plânında Allah katında eşittir. Kadın, kadın olduğundan dolayı Allah katında asla eksik ve kusurlu görülemez. Bugün kadına şiddet uygulayan insanlar, İslâm terbiyesiyle, Muhammedî ahlâkla yetiştirilmiş insanlar değildir. Aksine televizyonlardaki menfî programlar, ahlâksız diziler ve filmler, teşhir ve aile değerlerini tahkir mevzuunda telkin bombardımanına tutulmuş kişilerdir.
Kıymetli konuklar,
Türk dünyası kadın hareketine katkı yapacağını umduğumuz konferansın toplanmasında emeği geçen kardeş Dernek ve şaıslara, özellikle de Türk Dünyası Gençlik ve Kadın Örgütlerine huzurlarınızda minnet borçlu olduğumu ifade ederken özellikle teşekkür ediyorum.
Elbette her şartta Balkan Türklüğünün güçlü destekçisi olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a kalpten teşekkürlerimi arz etmeyi vazife sayarım.
Bu vesile ile bize bu olanağı sağlayan Bayrampaşa Belediyesine, Büyük şehir Belediyesine şükranlarımı sunarım.
Son olarak “Türk dünyasının birleşme umudunun taşıyıcısının kadınlarımız” olduğuna inandığımızı ifade ederken, konferansımızın başarılı ve verimli geçmesini dilerim.
Hepinizi en kalbi duygularımla hürmetle selamlar, saygılarımı sunarım.
Paylaşmayı unutmayınız.