mustafa 220Dr. Mustafa KAHRAMAN

Konu: Ahmet Doğan ile Delyan Peevski’nin T.C.’ye girmesi yasaklandı.

Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH-DPS) partisinin fahri başkanı Ahmet Doğan ile Rusya oligarşisinin Bulgaristan ayağı HÖH milletvekili Delyan Peevski’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne girmesinin yasaklanması, soydaşlarımız ve Bulgaristan Müslüman azınlığı tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı.  Son günlerde Bulgaristan’da rüşvet olayını analiz eden Avrupa Birliği basını da olaya olumlu baktı.

 

Bulgar iletişim araçları bir sürpriz olmayan iki Rus yanlısı HÖH partiliye birden gelen yasağın Doğan ve Peevski’nin T.C. hava sahasına giren ve “geri dön” uyarısına uymayan Rus “CU – 24” savaş uçağının TSK jetleri tarafından düşürülmesinden sonra aldıkları tutumla ilintili olduğuna yer verdi. Bu olaydan sonra Putin’ci olduklarını tamamen açıklamak zorunda kalan ve bütünüyle Rusya tarafına geçen, hava sahasını ve egemenliğini savunma hakkını kullanan Türkiye’ye karşı DİKLENEN, Cumhurbaşkanı Sayın R.T. Erdoğan’a DİL UZATAN Ahmet Doğan bu yasağı tamamen hak etti. En kötü olan da onun HÖH partisini ve Bulgar demokratik kamuoyunu Türkiye’ye karşı kışkırtmaya yeltenmesi oldu. Türkiye’ye saldırmakla 26 yıldan beri oy verip onu ve partiyi ayakta tuttuğumuzu unuttuğunu yani nankörlüğünü açıklamış oldu. Bu amaçla parti içi darbe yapması çok güçlü ve geniş tepki uyandırdı. Köyde ve kasabalarda yorumlandı. 17 Aralık gece konuşmasıyla kızışan  “Bulgaristan milli çıkarları” tartışması bir yandan tamamen saçma bulunurken, öte yandan Doğan’ın geleneksel ayak oyunlarının devam ettiğine de işaret oldu ve bütün Avrupa basını HÖH-DPS partisinin bir KGB ajanı tarafından yönetildiğini yazdı. Bulgaristan Türk Müslümanlarına onun bir sürü koyun gibi baktığı ve köpekleri havlatarak onları istediği yöne hatta Türkiye’ye karşı tutum almaya zorlayabileceği savı artık kesinlikle ve ebediyen suya düştüğü gibi yorumlar çıktı. Büyün AB ve dünya Bulgaristan Türklerinin Türk milletinden bir parça olduğunu ve Türklük kalesinde kenetlendiğini görebildi.

 

Son gelişmeler, 17 Aralık 2015 kriziyle başlayan HÖH içsel çöküşünde derinleşmeyle yeni bir aşamaya girdi. Bu krizin çürümüş savlarından birisi A. Doğan’ın ağzından çıkan “Müslümanlarımızın Türkiye’nin beşinci kol ordusu” olduğu saçmalığıdır. Böyle bir şey yoktur. Türkiye ile Bulgaristan aynı askeri paktın, NATO’nun üyesidir. Karşılıklı anlaşma ve yükümlülüklere göre, her Bulgar vatandaşı Türkiye cumhuriyetinin egemenliği ve toprak bütünlüğü uğruna savaşmak zorundadır ve Bulgaristan egemenliği söz konusu olduğunda bu yükümlülük her Türk için de geçerlidir. Son örnek. Türkiye hava kuvvetleri Bulgaristan hava sahası güvenliğini savunmaya hazırdır.

 

Şu unutulmamalıdır ki, 1878’den beri Türk Müslüman kimliği davası veren Bulgaristanlı Müslümanlar  bu zaman kesiminde 6 kez kitlesel olarak vatanlarından kovulmuştur. Gittikler yer Türkiye’dir. Bu gerçek bize Türkiye bizim anavatanımızdır, dedirtmiştir. Bizim çilelerimiz hep Türkiye’de sarıldı. Birçoğumuzun dedesi Çanakkale şehididir. 1500 Bulgaristan Türk genci yüksek öğrenimini Türkiye Yüksek okullarında bitirdi ve memleketimize yeni Türklük ruhu getirdi.

 

138 yıllık geçmişlerinde zulüm görmeden geçen gün yoktur. Ahmet Doğan’ın bu yeni oyunu da bir zulüm biçimidir. Şimdi “Bulgar milli çıkarları” saçmalığı etrafında başlatılan suni gerginlik ve saldırılar, yan bakmalar, göz kızartmalar bu zulmün yeni bir şeklidir. Bu olayların önü alınmaz bir düşmanlık kükreyişine bürünmesinden koktuğumuzu gizleyemeyiz. “Saray” ejderhası da bunu bekliyor zaten. Kendini bir daha  “kurtarıcı” yapacak aklınca. İşittiğimize göre güvendikleri kişilerden köylere para gönderilmiş ve halkın memnuniyetsizliğini söndürmek için “köfte kebap bira” kör sofra sohbetleri gırla gidiyor.

Anlaşılan bizi Rusçuluk Türkçülük Bulgarcılık konusunda gırtlak gırtlağa getirmek istiyorlar.

Yiyin için fakat boşa basmayın, oyuna gelmeyin.

 

Alman “Bild” dergisinin de yazdığına göre, Rusya ajanı Ahmet Doğan’ın ağzından yeni saçmalıklar ve suçlamalar çıksa da, Bulgaristan Türkleri bundan böyle HÖH partisine bir tek oy vermeme konusunda kararlı olduklarını görmeyen kalkmadı. Bu konuda T.C. deki soydaşlarımızın kanısı da kesindir. Zaten bir önceki seçimde 99 bin oy vermişken son seçimde 40 bin kişi sandığa gitmemişti. Ne kadar istemesek de, HÖH partisinin can çekişmesi, insansız kalarak kendini dağıtması günü geliyor. Bu partinin yasaklanmasını,  kapatılmasını ve Ahmet Doğan ve Delyan Peevski gibi Türk düşmanlarının siyasetle uğraşmasına ebedi yasak getirilmesini beklemek yanlış olur. Onları ancak biz çöpe atabiliriz. Çünkü onlar bizim, senin benim ve Türklerin değil, Bulgar devletinin, istihbaratların adamıdırlar.  Onlardan kurtulmamız, Bulgar halkının da Rus mafya, şirketler çemberi, oligarşi ve masonlar ağından, kan emicilerden, memleketimizi soyanlardan kurtulmasında olduğu gibi, Bulgaristan’da devleti çökertmeye çalışanların yolunu kesilmesi davasında öz katkımız olacaktır.

 

1989 anti-totaliter ve anti-komünist ayaklanmamız zamanda olduğu gibi, bugün de Bulgaristan toplumunda en güçlü devinim gücü, itici kuvvet Türk Müslümanlardır. Bunun en büyük yeni kanıtı, güçlü kulis güçlerinin, Avrupa liberallerinin ve Rusya saldırgan oligarşisinin baskısı ve diretmesiyle Ahmet Doğan’ın HÖH-DPS partisi içinde darbe yapıp Bulgar toplumunu Rus ipine takarak oynatmaya çalışmasıdır. Kuşkusuz azgın Rusofiller ve ırkçı milliyetçiler ile Türk-İslam aleyhtarları arasında arka ve destek bulamadı deyemem. Herkesin “sarayda” can çekiştiğini sandığı Doğan’ın kükremesi kamuoyunu karıştırdı. Şimdiye kadar hep iğrenç oyunlar çevirdiği için bu defa da dolap ve tuzak peşinde olduğunu sananlar fazlaydı. 1990’da Ruslar HÖH – DPS yönetimini ele geçirmeseydi Türklerle eski dostlukları yeniden yaşayacaktık deyenler çoktu. Türkün dostluğu bakidir deyenlerin fısıltıları kulağımdadır.

 

Sinsi iç darbeler çok anlamlıdır. Özelliklerinden biri Genel Başkan Lütfi Mestan’ın devrilmesinden ve partiden atılmasından sonra, onun yerine atanacak ve iş yapacak birnin bulunamamasıdır. Biz daha önceden Musta Karadayı’nin parti Genel Başkanlığına getirileceğini ve onun partinin son başkanı olacağını yazmıştık. Onun ve daha işe yaramazın Genel Başkan atanması partinin gerçekten tükendiğine, kansızlaştığına, çaresizlik içinde bulunduğuna kesin işarettir. Geçen ay, Bulgaristan demokratik kamuoyu ve Türk Müslüman seçmen Çetin Kazak, Mustafa Karadayı ve Ruşen Rıza kroykasını HÖH-DPS lider ekibi olarak kabul etmediğini gizlemedi. Bu üçlü hiçbir TV ve Radyo ciddiye alınmadı, Rusya oligarşisi ve mafya parasıyla beslenen “Delyan Peevski basını” dışında merkez basın onların hiç birine yer vermedi, hiç birini arayıp sormadı.

 

Bu arada HÖH – DPS partisinde iç darbeyi hazırlayanlar olayların derinleştiğini fark ederek, Bulgar gizli istihbaratına ve bu arada Müslüman Türk, Pomak ve Çingenelerle diğer azınlıklar arasında ve onlara karşı çalışacak polis kadroları eğiten ve görevlendiren “Kütüphaneciler Enstitüsü” Ahmet Doğan’ı yılın “Politik Lideri” nişanıyla ödüllendirdi. Üstelik nişanı sunmaya hazırlanan eski totaliter istihbarat şefi Dimitır Popov. Şaşmamak elde değil.

2015 yılında Ahmet Doğan hiçbir gün Sofya’ya çıkmamış, hiç toplantıya katılmamış,  hiçbir basın toplantısı yapmamış, hiç gazetede bir yazı bile yazmamış ve nereden nereye YILIN ADAMI seçiliyor?  Her şey bir casusluk örgütü tuzak gibi bir şey! Yetiştirdikleri armudun çekirdekleriyle birlikte çürüdüğünü anladılar, cilalamak ve paketlemeye çalışıyorlar, pazara sürecekler. Bizim memlekette işe insan değil, adama göre iş aranıyor. Hiçbir işe yaramayan, kendini hapsetmiş bir zavallıyı neredeyse milli kahraman yaptılar. Önemli olan Türkleri oyalamak, aldatmak, gözlerine kül atmak…

 

Bilindiği üzere 1997 yılında polis hafiyesi dosyası açıklanan ve içinden 10 cilt ihbar yazısı çıkan Ahmet Doğan’ın siyasetle uğraşmasını yasaklayan meclis kararı beklense de, kulis güçleri bunu önlediler. Böyle bir karar çıkmadı. Komünist dönem suçluları, katiller cezasız kaldı. Tutuklanıp yargılanmadılar. Romenler bizden adam çıktı. 90 yaşına girmiş katilleri tutuklayıp içeri atıyorlar. Politik suçluların siyasete karışması yasaklansaydı Ahmet Doğan çoktan gidecekti köyüne. Fakat o bir Rusya ajanı olarak totaliter rejim suçlularının cezalandırılmasını önlerken, HÖH milletvekillerini bu yönde oy kullanmaya zorlarken, aslında kendini kurtardı. Halkımız bu gelişmelerden çok huzursuzdu.

 

Buna tepki olarak 2013’te yapılan HÖH-DPS 8. olağan kurultayında genç hak ve özgürlükçülerimizden, Yüksek Mimarlık öğrencisi, Burgaslı Oktay Yeni Mehmet, kurultay kürsüsüne çıkıp, “yeter benim çilekeş halkıma ihanet ve zulüm ettiğin” diye bağırarak Ahmet Doğan’ı yakasından tutup saman çuvalı gibi kürsüden fırlattı. Halen hapistedir. O halkımızın genç kahramanlarından biridir.

 

T.C. makamlarının Ahmet Doğan ve Delyan Peevskiyi T.C. sınırlarından içeri sokmama kararı artık her yönüyle taşan, halkımızın tüm umutlarını körelten, fakiri daha yoksul eden, ruhumuzu karartan gidişe kesinlikle “DUR!” deme yürüyüşünde yeni önemli, kararlı bir adımdır. Bulgar devletinin sahte güvenlikten değil, gerçek güvenlikten ihtiyacı var. Doğan Bulgaristan’ı Rus ayısının mağarasına itmeye çalışıyor. Ülkemiz büyük bir sosyal patlamaya gebedir. Ahmet Doğan Delyan Peevski, oligarşi, mafya ve mason hücreleri mutlaka eşilecek ve kara kan akacaktır. Bu böyle devam edemez. İnsanlar yaşamaya korkuyor. Güney Batı Bulgaristan’da köy evleri bir çakmak fiyatına, bir paket sigara fiyatına satılıyor.

 

Ahmet Doğan yalnız Bulgaristan Türklüğüne, Müslümanlığına, Pomaklarına ve Çingenelerine ihanet etmekle, kötülük etmekle kalmadı. Bulgar halkını da rüşvet oyununa getirdi. Devleti soydu.  Her konuda dalavere çevirdi. Devletin zayıf düşmesine ve bugünkü çaresizliğe sürüklenmesine ön ayak olurken, her alanda güçsüz kaldığımız, bezginlik geçirdiğimiz, usandığımız bir dönemde Rusya oligarşisini ülkemize çağırdı ve çöreklendirdi. Ülkemizdeki, mafya olgusunu yok etmemiz bu nedenle imkânsızlaştı. Kötülüklerle mücadelede devletin varı yoğu yetersiz duruma geldi. Halkın baş kaldıracağı gün yaklaşıyor.

 

Şöyle bakalım: Ahmet Doğan Mason-Mafya grubunun çökerttiği BTK-Bankası’nın içinden en fazla para yargıç, sorgu polisleri, savcı ve parti hesaplarında çıktı. Bunun anlamı şudur. Davaların hiç birinden adaletten yana karar çıkmaması için yol paraylar kesildi. HÖH Genel Başkan Yardımcısı Biserov, “uluslar arası para transferlerinde para aklarken” yakalandı. Davası zaman aşımına uğradı. Kılına dokunulmadan aklandı. Elini kolunu sallaya sallaya geziyor, belli olmaz Nisan 2016’da Ulusal Kültür Sarayı’nın 9. salonunda yapılacak 9. ulusal HÖH-DPS Kurultayı’nda Ahmet Doğan tarafından GENEL BAŞKAN atanabilir. Bu kurultaya Türkiye’den ve Bulgaristan Türk, Pomak ve Çingenelerin hiçbir kimse gitmemelidir. Atanacak olan Biserov, para akla işinde usta, Çingeneleri kandırma yetenekleri gelişmiş, Doğan’ın gözüne girmiş, Rusya oligarşisiyle gizli bağlarla bağlı, Türk düşmanlığı kıvamda, bundan iyisini kadın pazarında arasan bulamazsın…

 

Peevski meselesi ise çok önemli, yaşı 33 olan ve HÖH-DPS kapısından meclise giren ve insan arasına karışan bu general çömezi, “Güney Akım” gaz boru hattının kazılıp döşenmesi için Moskova’dan Bulgaristan’a gelen paraların üzerine oturan kişidir. BTK- Bankasının çökmesine ve bankanın sahibi olan Vasilev’ın Belgrat’ta kaçıp saklanmasının nedeni odur. Şöyle ki, BTK Bankası Moskova’dan gelen paraların kullanılmasına gerekli olan GARANTİ MEKTUPLARINI verememiştir. Verememesine sebep ise, Kuzey Bulgaristan’dan geçmesi tasarlanan bu gaz boru hattını D. Peevski’ye bağlı inşaat şirketler mi yapsın, yoksa o zaman muhalefette olan şimdiki Başbakan Boyko Borisov’a bağlı şirketler mi yapsın kavgasıdır ki, ipler tam bu noktada kopmuştur. “Türk Akım” böyle ortaya çıktı. Bu bakıma D. Peevski Ahmet Doğan’ın kölesidir. Çünkü Bulgaristan şu an o paraları geri çevirmek zorundadır. Bu işte zorlanıyorlar. Çünkü para kayıplara karıştı. “CU-24” ve “Bulgar milli menfaatleri” çatırtısı ve parti içi koptu. Olaylar can sıkıntısının ürünüdür, anlaşılan Kremlin sıkıştırıyor.

Anlatmaya çalıştığımız,  HÖH partisinin beyaz bayrak kaldırmasına kadar devam edecek uzun bir konudur. Bu beyaz bayrak ise Bulgaristan’ın ensesine basmış Rus sermayesinin beyaz bayrak kaldırması anlamındadır. Bu ise Bulgarlarla birlikte Türklerin de başkaldırmasıyla olacak bir iştir. Dünya’nın çürük elmaları görmeye başlaması ve sert tavır alması ne güzel oluyor. Birkaç güne kadar Delyan Peevski’nin kaçak sigaralarını taşıyan TIR’ların AP ülkelerine girmesinin yasaklanmasını bekliyoruz. Bu hainlerin Kürt katillere silah taşımadığı da ne malum! Türkiye düşmanlığını moda yapmak istediklerine göre..

Reklamlar