Konu: Ağır topların görüşleri.
“Duma” gazetesinden alınmıştır.
Prof. Petır-Emil Mitev
2017’de erken seçim olabileceği gibi, “GERB GERRBİ iktidardan indiriyor” olasılığı da gerçekleşebilir.
***
Petır-Emil Mitev 1936’da Sofya’da doğdu. Politika bilimcisi ve sosyolog olup, felsefe doktorudur. 7. Büyük Halk Meclisi’nde vekildi. Bulgar Sosyoloji Kurumu Başkanlığı yaptı.”İvan Haciyski” Sosyal Değerler ve Yapılar Enstitüsü kurucusu ve başkanıdır.
***
“Başbakan Borisov’un tesis ettiği istikrar, insanların günlük yaşamlarında hissetlikleri yoksulluğun ve kıt kanat geçinmenin, iki ucunu birbirine bağlamamanın istikrarıdır.”
***
Soru:
Prof. Mitov, Lütfi Mestan’ın devrilmesi Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH) ile Avrupa İçin Vatandaşlık Partisi (GERB) arasındaki dostluğa son verdi mi?
Yanıt:
Lütfi Mestan’ın “Oreşarski hükümetini” alaşağı etme usulü HÖH partisinde sağ viraj işaretiydi. 43. Halk Meclisinde L. Mestan’ın izlediği taktik, (reformcular hesabına olmakla) GERB partisi ile ilişkileri istikrarlaştırma ve 2013’te seçimleri kazanan ama kabine kurup idare etmeye partner bulamayan GERB’in o zaman içine düştüğü durumu yeniden yaratma ve yeni bir ortaklıkta beraber olma gibi ikili bir taktiğe dayandırılmıştı. Bulgaristan’da, ülkenin bütünsel istikrarını sağlayabilecek, GERB ve HÖH gibi, yalnız iki güçlü parti oldu imajı yaratılmaya çalışılıyordu. HÖH partisinin iktidardan uzaklaştırılmasıyla meydana gelen değişiklikler, HÖH’ün merkezci konumlara geri döndüğüne işarettir. Bu çizginin, HÖH lideri Ahmet Doğan’ın stratejik vizyonuna uygun düştüğü gün gibi ortadadır. Bu çizgide GERB desteklenebilir, ama “dostluk” olarak tarif edilemez, çünkü her şeyin farklı bir konumu olduğu ortadadır.
Soru:
Mustafa Karadayı’nın HÖH Başkanı seçilmesi bu partinin anti-GERB koalisyonuna açılması anlamına gelebilir mi?
Yanıt:
Merkezci konumda o9lmak, kapıları sağa ve sola açmak anlamındadır. Mestan sol kapıyı kapatmıştı. Şimdi açılacak. HÖH partisi politik çizgisindeki değişiklik, sahte muhalefetçilikten gerçek muhalefet olmaya geçiş olarak anlaşılmalıdır. Kurultay’da Mustafa Karadayı’nın okuduğu siyasi raporda önemli işaretler var. “Oreşarski” kabinesi ilk kez değerlendirildi, “demokrasi geri dönebilmişti” dendi. İkinci vurgu ise, Borisov tarafından yönetilen şimdiki koalisyon hükümetine, “sosyal alanda istikrarsızlık, yüksek işsizlik ve iş alanında özendirme olmadığı” gibi, oldukça sert bir eleştiri yöneltilmesidir. GERB tarafından oluşturulan koalisyon kabinesi anti-HÖH hükümeti ve Bulgar Etnik Modeli’nden gerileme olarak tanımlandı. Bulgar Sosyalist Partisi (BSP) Parlamento grubu başkanı başta olmak üzere, sol parti temsilcileri kurultay konukları arasında yer aldı. Tekrar etmek istiyorum, HÖH partisinin yeni yönetiminin tutumu tek anlamlı olmayacaktır. Merkezci rotaya dönülmesi fazla şıklı karmaşık bir siyasi oyuna katılma anlamına gelir.
Soru:
Daha Ocak ayında, HÖH partisi erken genel seçim istemişti, erken meclis seçimi yapılması mümkün olabilir mi?
Yanıt:
HÖH partisi erken seçimden geçen sene de söz etmişti. Aradaki fark şudur: O zaman erken seçim isteği GERB ile “dostluk” konumlarını güçlendirmek için bir baskı aracıydı. Şimdi HÖH ilkesel olarak yeni bir konumda bulunuyor. Erken seçim yapılmasında wb fazla ısrarda bulunan partinin HÖH olması doğaldır, çünkü rakip parti olarak ortaya çıkan DOST’un bir uça itme yolu budur. Erken seçimler, aynı zamanda seçmenleri DOST partisinin Atlantik maskesi altında izlediği Türkçü siyasetine karşı kışkırtmaya yarayacaktır. Öte yandan Mesyan’ın partisi tecrit edilmiş durumda kalacak, kendi başına meclise girme olanağı da yok. Bu açıdan bakıldığında, erken seçim ne kadar daha erken olursa, hatta DOST yerel yapılanmasını gerçekleştirmezden önce yapılabilirse, HÖH’ün olası zaferi o kadar daha güçlü olacaktır.
Sözün özü, Mestan’lı HÖH şimdiki yönetim için istikrar kayağı idi. Karadayı’lı-HÖH halen yöneten koalisyon için istikrar bozucu bir faktör oldu. Meydana gelen değişikliğin özü budur. Ne var ki, erken seçime gidilmesi için bunu yalnız bir partinin istemesi yeterli değildir.
Soru:
Olası erken seçim havasına giren ülkemizdeki politik yapılanma nedir? GER partisinin seçimleri kazanmasına rağmen, hükümet kurmaya partner bulamadığı 2013 yılındaki durum tekrarlanabilir mi?
Yanıt:
Başbakan Borisov, GRERB’İ iktidardan ancak GERB indirebilir, dedi. Uzun bakışlı analiz edildiğinde, bu sözler bize Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’ni Anayasası’nın BİRİNCİ MADDESİ’ ni anımsatıyor. Kısa süreli bakıldığında bu artık bir defa oldu. 2013 yılının bu deneyi, iktidar oyunlarının çok riskli olduğuna işarettir. Bugünkü siyasi yapımız çok bilinmezli bir denklemdir, bu da iktidar partisinin daha dikkatli olmasını zorunlu kılıyor. Reformcu Blok’un (RB) derlenip toparlanması dinamik bir süreç ortaya koydu. Borisov’un çıkarı ikilidir. Bir yandan, kabinenin Avrupa boyutlu istikrarlı oluşunu meşrulaştıran, RB ile hükümet ortaklığında işbirliğini sürdürürken, aynı zamanda RB kadrolarına bakanlıklar vererek, yönetimdeki olumsuzlukları onların hesabına yazıyor. Bir de, Güçlü Bulgaristan Hareketi (DCB) lideri tarafından açıkça ifade edilen, bazı partnerlerinin rakip hırslarını güçsüz kılmasına olanak buluyor. Bu ikili taktik, sorunsuz olmasa da, bugüne kadar başarılı iş görüyor. Reform yapılamaması reformcuları hiddetlendiriyor. Yeri gelmişken ifade edeyim, Borisov’un “B” planı da olabilir. GERB’İN GERB’i iktidardan indireceği erken seçimler bu olabilir. Bu olursa GERB yalnız bugünkü GERB’in yerini almakla kalmayacak, bugünkü koalisyon hükümetinin yerine de kendisi oturacak. Borisov’un bir aktris ustalığıyla oynadığı bu taktik olundaki püf noktası ise, bu taktiğin ülkede gerilim yaratmasıdır. Başbakan Borisov’un tesis ettiği istikrar, insanların günlük yaşamlarında hissetlikleri yoksulluğun ve kıt kanat geçinmenin, iki ucunu birbirine bağlamamanın istikrarıdır.
İşler böyle devam ederse erken seçim olasılığı da artacak ve 2017’de erken seçim günden olacaktır. Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) için erken seçim yapılması kazançlı olabilir. Hükümet süresinin yarıda kesilmesi siyasi açıdan analiz edildiğinde başarısızlıkla eşittir ve muhalefete kozlar sunacaktır. BSP yönetimi “sol cephe” siyasetine devam edecektir. Sonuçta, BSP sol alanda tekelini yeniden kurabilir.
Soru:
Biz Mayıs ayına giriyoruz, geçen yılın Kasımında adaylığını açıklayan Akademisyen Stefan Vodeniçarov’tan başka ismi açıklanan Cumhurbaşkanı adayı hala yok. Neden?
Yanıt:
Birinci sebep gözle görülüyor. Şimdiki Cumhurbaşkanı’nın birinci süresi biter bitmez, onun ikinci süre isteyeceği biliniyor. Reyting ve siyasi nedenlerden dolayı olmakla, birçok neden yüzünden, şimdiki cumhurbaşkanımızın bir daha seçilme şansı yoktur. Bu ise bir vakum oluşturuyor. İkinci sebep de ortadadır. Bizde, iktidarda bulunan bir parti yok, iktidar koalisyonu çok karmaşık uluslararası ilişkiler içindedir. İş bu durumda şu ikilem ortaya çıkıyor: Parti adayı mı? Yoksa geniş kamuoyu desteğine dayanan bir aday mı? GERB partisi liderinin bu konuda farklı ve birbirine zıt konuşmalarını işittik. Üçüncü özellik de “herkesin bildiği” bir sırdır: Cumhurbaşkanı seçimlerinde HÖH partisi seçmenlerinin oyları her zaman sonuç belirlemiştir. Bu bakıma istisna gösterilemez. Ne ki, bu deha HÖH kendisi çok özgün bir durumda bulunuyor ve kendisi de bu ikilem üzerinde düşünüyor olmalı…Olasılıklardan biri Bulgar siyasi arenasına ait olduğunu vurgulaması ya da ikincisi seçmenlerin etnik özelliklerini öne sürmesidir. Üstüne üstelik, solun da pek gönül açan bir durumda olmadığına da değinmek iyi olur. Başı çeken politik güç kuşkusuz BSP olsa bile, bu partinin eski lideri iki süre Cumhurbaşkanıydı ve şimdi de “kral” olamazsa, “kralı gösteren” güç olma hevesinden kurtulamıyor. Bu hırsın söndürülüp temizlenmesi için hiç olmazsa bir parti kurultayı toplanması gerektiğine inanıyorum.
Soru:
Sizin kanınızca Borisov’un canını sıkan nedir?
Yanıt:
Bu sorun biraz psişiğe ilişkin olduğu için yanıtlamakta zorlanabilirim. Fakat onun sosyolojik ve politik açıdan değerlendirildiğinde canını sıkan pek çok şey olduğunu söyleyebilirim. Rakamlarla ifade edilebilen gerçeklere bir bakalım. “Galıp İnterneyşınal” sosyolojik araştırmalar ajansının Nisan verilerinde, rüşvet gerekçesine dayanarak başbakanın kamu ihalelerini durdurması onun reytingini yükseltmedi. Ankete katılan iki kişiden biri, bu kararıyla Borisov’un “kamuoyunu aldatmaya çalıştığınaı” işaret ederken, her 3 kişiden biri ise, bu hareketiyle “Borisov rüşveti durdurmak istiyor” dedi. Katılımcılardan yalnız % 26’sı rüşvetle gerçekten mücadele edildiğine inandığını paylaştı. Sığınmacılar konusunda hükümetin adımlarına olumsuz bakanlar daha da fazladır. Vatandaşlarımızdan yalnız % 7.6’sı ülkemizin sığınmacı karşılamaya iyi hazırlandığı görüşündedir. % 79’u ters görüştedir. Orantı 1’e karşı 10’dur. Ocak ayında yaptığımız söyleşi,de, meclise olan güvenin % 21, hükümete güvenin ise % 32 olduğunu söylemiştim. Şimdi bu oran % 17 ve % 27’dir. Vatandaşlarımızın üçte ikisi (% 62) ülkemizin “kötüye doğru gittiğini” paylaşıyor.
Borisov’un ekonomik bunalımdan olduğu gibi hükümet ortaklığının durumundan da gerginlik yaşaması gerekir ki, bunlara kendi partisinin yaşadığı sorunlar da eklenmelidir. Bunlara bir de içinde bulunduğumuz ceo-politik durumu ilave edebiliriz.
Birleşik Amerika ile Rusya arasındaki yoğun diyalogun da tanığıyız. Ufukta yumuşama yok. Tarafların silah gücüyle denge sağladığı ortadadır. Bizde gündem olan en can alıcı konu, yeni Zezar’ın imparatorluk kalbine antlantik hançeri saplamaya her zaman hazır olan bir Karadeniz NATO filosu (BRUT -Bulgaristan, Romanya, Ukrayna ve Türkiye ortaklığı) ve karada ise Romanya – Ukrayna – Bulgar kolordusu kurulacaktır. Her zaman (Avrupa / NATO ile ve hiç bir zaman Rusya’yla) ce-politik oyununu oynamak isteyen her bir Bulgar siyaset adamı, dengesini kolay kaybedebilir.