rafet-uluturk Rafet ULUTÜRK

Konu:  Hiçbir şeye karşı ilgisiz kalamayız.

17 Aralık 2015’te siyaset kulisi tarafından hazırlanan ve

DS” – (Devlet Güvenli Dairesi);

DANS” – (Devlet Ulusal Güvenlik Ajansı);

KGB” – (Devlet Güvenlik Komitesi)  ve

FCB” – (Federal Güvenlik Dairesi) ajanı ve Bulgaristan istasyon şefi HÖH-DPS “fahri” başkan Ahmet Doğan eliyle “saray” adı verilen gizli tuzak merkezinde gerçekleştirilen “İç Darbe” ve Bulgaristanlı Türklerin siyasi örgütünü bir daha silkeleyip budama saldırısından beklenen büyük sonuç alınamadı.

Bir yandan Türk-Müslümanları HÖH partisinden çekilmeyi hızlandırdı. Bulgarlar ise tepkisini biz ölmüş bir imparatorluğun, başka bir devletin bayramını Milli Bayram olarak kutlamak istemiyoruz şeklinde tepki gösterirken Sofya’da Cumhuriyet Manifestosu forumu toplandı.

Gelişmelere önce HÖH partisindeki parçalanma ve sökülme açısından bakalım.

Bir defa “HÖH partisini ben kurdum ve parti benimle beraber kapanır” tezinde ısrarlı olmaya ve halkımızı korkutmaya devan eden Ahmet Doğan’dan ne gelebilir buna bir bakalım.

Soru şudur. Nisan ayında yapılacak olan 9. HÖH Kurultayında A. Doğan Hak ve Özgürlükler Partisini kapatabilir mi. Burada “kapatabilir mi?  yerine dağıtabilir mi? diye sormak daha doğru olur. Bulgaristanlı Türk Müslümanlara her türden kötülük yapmaya yeminli olan bu sahte “liderden” her şey beklenebilir. Tüzük kendisine böyle bir hak tanımasa da, aynı Tüzük ona parti içinde iç darbe yapma hakkı da tanımazken, 17 Aralıkta bunu yapabildi. Adamcağız, Bulgaristan Türklerinin partisinde istediği gibi at oynatıyor, sanki babasının çiftliği.

Parti örgütlerine çok büyük bir yüklenme ve baskı olduğu her yerde belli oldu. Kırcaali’de Hasan Aziz’in “yukarıdan gelen emirlere uymak zorundayız” sözleri çok anlamlıdır. Parti Nisanda dağılmazsa, üye sayıları çok azalacak ve belki de gelecek seçimlerde meclise giremeyecektir.

İkinci önemli gelişme ise, Sofya meclisinde baş gösterdi. Sağ kanat Bulgar milliyetçilerinin partisi olan Yurtsever Cephe “PF” lideri Simyonov, (SKAT TV sahibi)  meclis komisyonundan geçirdiği ve genel kurula sunabildiği SEÇİM KANUNU DEĞİŞİKLİĞİNDE,

Bir yandan seçimlerde her vatandaşın zorunlu oy kullanması şartını getirirken, Türk partilerine, Bulgaristan meclis seçimlerine dış ülkelerde oy vererek katılan soydaşlarımızı bu kutsal haktan mahrum etmeye çalışıyor. Nasıl mı? Örneğin Türkiye’de dernek başkanlarına göre 280 bin oyumuz varken, oylama yalnız Ankara’da Büyük Elçilik Konağında ve İstanbul Ulustaki Baş Konsoloslukta yapılacak gibi bir kısıtlama getirilerek, soydaşlarımızın siyaset dışına, Bulgaristanlı Türklerin politik partilerinin de parlamento dışına itilmeleri öngörülüyor. Gerekçe olarak da, Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olmadığı gösteriliyor. AB üyesi olan ülkelerde ise daha fazla seçim sandığı açılması öneriliyor. Böylece Bulgar milliyetçilerinin yüzü gülecek. Çünkü Ankara ve İstanbul temsilciliklerinde açılacak 2 seçim sandığında toplam 2 bin oydan fazla kullanılamaz. Hem de bir taşla iki kuş vuracaklar. Hem Bulgaristanlı Türklerin oy kullanma hakkı kavgasız gürültüsüz ellerinde alınırken,  Türk partilerini parlamenter siyaset dışına itilebilecek. Zaten, 6 ay memlekette yaşama zorunluluğu getirildiğinde yerel seçimlere katılma hakkımızı kaybettik. “Türkler her zaman bizim düşmanımızdır” zihniyetini yenemeyeler her gün adım adım üzerimize geliyor.

Bu arada, HÖH üyesi sıradan partililer haklarına saldıranlara karşı uyandı. İşleri kendi ellerine alma yolundan şaşmadan ilerliyorlar. Bu dirilme ülkenin dört bin yanında devam ediyor. Özellikle Nisan ayında Sofya’da toplanması öngörülen HÖH DPS Dokuzuncu olağan kurultayı yaklaştıkça, belediye ve ilk konferanslarında partiden ihraç hız alıyor.

Çemen il konferansı sert tartışmalı geçti. Deliorman’ın öteki şehirlerindeki gelişmeler Şumen HÖH teşkilatını etkiledi. Parti teşkilatından uzaklaştırılan seçkin genç özgürlükçü demokratlar şunlardır. Başbakan Plamane Oreşarski hükümetinde (Mayıs 2015 – Ağustos 2014) Çevre Bakan Yardımcısı olan Din Onbaşı; Şumen Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Kadir; Hak ve Özgürlükler Hareketi eski İl Başkanı Günay Tefikov ve HÖH-DPS Kadın Dernekleri Başkanı Emine Osman cezalandırılarak bir yıl süreyle partiden uzaklaştırıldı. Bu cezalandırma “saray” emriyle yapılmıştır. Saray ağası Doğan bu gençlerimizi Türkçü bulmuştur. Partiden uzaklaştırma kampanyası Haskovo ve Kırcaali teşkilatlarını kaynatıyor. Yerel, belediye ve il parti teşkilatlarında parti milli merkezi ve kabiliyetsiz oldukları her sözlerinde beli olan “troyka”  aleyhinde gelişen bilinçli başkaldırı parti içi ayaklanma niteliği almış durumdadır.  Dulovo, Kubrat ve İsperih seçmeninin değişiklik yaparak yenilenme yolunu seçmesi artık bütün Deliorman’ı etkisi altına almış bulunuyor. Kırcaali yöresi merkez ve köy parti teşkilatlarının HÖH-DPS kelepçelerini kırıp kapandan kurtulmaları, oyumu kime istersem ona veririm havaları esmesi Rodop dağlarının merkez ve batı köy ve kasabalarındaki siyasi dalgalanmayı başlatan güç oldu. Halen Hak ve Özgürlük Hareketi Türk Müslüman seçmenin dörtte birini tamamen kaybetmiş durumdadır.

Dikkati çeken başka bir olay daha var. HÖH partisi şimdiye kadar 5 kez budandı. Partiden atılan Mehmet Hocov, Necmettin Hak, Adem Kenan, Osman Oktayi, Güner Tahır ve şimdi de Lütfi Mestan ve onunla birlikte ihraç edilen Bahri Ömer, Şabanali Ahmet ve Hüseyin Hafızov be daha birçok seçkin siyaset adamları Türkiye’ye gitmiyor.

Gitseler de geri dönüyorlar ve halkımızın baskı ve zulüm uygulayanlara karşı hak ve özgürlükçü demokrasi uğrunda dirilişine her yönlü omuz veriyorlar. Halen, Türkiye’de “ZAMAN” gazetesi dolayındaki olaylardan sonra, haftalık Bulgarca ve Türkçe çıkan “BULGARİSTAN ZAMAN” gazetesinin kapanması beklenirken, Bulgaristanlı Türk Müslümanlara direk olarak etki yapacak bir haftalık Türkçe gazete ve aylık tarih, edebiyat, sanat ve kültür dergisi çıkarılmasına ihtiyaç olduğu konusunda ön anlaşma sağlanmıştır. Aydın çevreler Türkiye’de soydaşlar arasında dağıtılan ve geniş etki uyandıran “Bulgaristan Türklerinin Sesi Gazetesi”nin memlekette de dağıtılmasının yararlı olacağı fikrini öne sürüyorlar.

Öte yandan Sofya’da “Grand Otel Sofya”da düzenlenen özgürlükçü hareketin eski tüfekler buluşması bütün Bulgaristan Türklüğünü olduğu gibi, Türkiye’deki soydaşlarımızı ve Batı ülkelerinde çalışan seçmenlerimiz arasında da fazlasıyla ilgili buldu. Herkes Bulgaristan Müslümanlarının yeni bir arayış içinde olduğu görüşünde birleşiyor.

“www.bghaber.org”, “thaber.bg”, “dombira.eu” “Bulgaristan Türklerinin Sesi Gazetesi” vb yayınlar son yıllarda Bulgaristan Türklerin bütün toplumla paralel aydınlanıp bilinçlenmesinde çok yararlı oldu. Son 26 yılda HÖH partisinin seçmeni ve halkı aydınlatma yönünde hiçbir adım atmaması büyük sıkıntı yarattı. XX. yüzyılın en şiddetli zulmünü gören insanlarımız gerçekleri göremedi. Kötülüklerin başını tanımakta zorlandı. Son dönemde bu yönde ciddi bir atılım var.

Bir örnek: 4 yıl 6 ay Stara Zagora hapishanesinde yattıktan sonra İstanbul’a göç eden ve evinde Bulgar gazetecilerine demeç veren Mehmet isimli soydaşımız Bulgar basınına demeç verdi ve gizlediği büyük bir gerçeği açıkladı. “KGB ile işbirliği yapacağına dair imza attım. Ancak kimseyi ispiyonlamadığım. Bunu da istihbaratın niyetini öğrenmek için yaptığım. Rus istihbaratının Türk siyasi mahkumlar arasından ajan aradığına tanık oldum..” İşte bu noktada da gerçeklerin sökülmesi gerekiyor. Çünkü iç kurallarına Bilinen kurallara göre imza attırdığı kişiyi konserve eden ve torunu büyüyene kadar bekleyen KGB totalitarizm yıllarında bizde geniş kapsamlı yemlemede bulundu.  (Doğan’ın dedesi Kırımda KGB tarafından ele geçirilmiş, hain babası bize karşı çalıştırıldı.) Türkiye’deki diğer imza atmış ajanlar açıklamalarda bulunsa torunlarına iyilik etmiş olurlar.

Bu arada, Dosyalar Komisyonu, gizli belgelerle ilgili 26. cildi yayınladı. 1962’de ve 1982 yılında Bulgar istihbarat teşkilatı  (DS) ile Rusya Devlet Güvenlik Komitesi (KGB) arasında “DS”nin Rus istihbaratının Bulgaristan Şubesi olduğu ve KGB’ye ülkemizde serbestçe çalışma hakkı tanındığı” yayınlanan belgelerde ortaya çıktı. Son 60 yılda hepimizden fazla hırpalanmış ve kafası özel yöntemlerle yıkanmış olan “Belene” kahramanlarımız ve hapishane koğuşlarında çürütülen kardeşlerimiz arasında Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) tarafından yıllarca aldatılmış ve ihanete uğramış olanların duygusal tepkisi arttı. Aldatılmış oldukları siyasi bilinç olarak uyandı. Yeni dönemde HÖH partisine karşı daha geniş çaplı ve daha kararlı bir tepki dalgası yükselmesi bekleniyor. HÖH’ün son 26 yılda yaptığı en büyük yanlışlardan biri de Türk Müslümanlarımız arasında anti-Türkiye dalgası kışkırtma yeltenişi oldu.

Sofya aydın özgürlükçüler toplantısında Türkiye’den gelen 14 dernek başkan ve temsilcisiyle beraber “Belene” mağdurları ve siyasi mahkumlar heyetinin tokmağı aynı örse vurması, gerekirse halkın özgürlükçü demokrasi davasına sivil toplum örgütleri olarak öncülük edeye hazır oluşları dikkati çekti. Konuşmacıların hepsi, Bulgaristanlı Türk gençler arasında ideolojik çalışma yürütülmesi gerektiği, “dedelerimizin düşmanı bizim de düşmanımızdır” anlayışıyla ülkemiz üzerine Doğu’dan yeniden yükselen tehlikeden kaynaklanan korkuya karşı birlik ve beraberlik olmamız gereği vurgulandı.

Yine tatil günlerinde Sofya’da Cumhuriyet forumu yapıldı ve Cumhuriyet Manifestosu yayınlandı. Bu foruma katılan ve sol ve sağ kanatan siyasetçi, hukukçu ve aydınlar “Devlet ve Oligarşi”, “Mafya KİM ve Oligarşi” gibi konuları tartışırken, Bulgaristan’da bir gün önce olmak üzere rüşvetle mücadele yasası çıkarılmasında birleştiler. Foruma katılan sivil toplum örgütleri temsilcileri sosyal yaşamda son derece derin bir adaletsizlik olduğunu, nüfusun % 10’u bankalarda 42 milyar leva üzerine çöreklenmişken % 90’nın açlık sınırında yaşadığını ve Bulgar oligarşi babaları isimlerinin dört yana asılmasında ısrar etti.  Yoksulluktan hırsızlık ve baskı doğduğunu, büyük sayıda yüksek öğretimli yaşlının da çöp kutusundan geçinmeye çalıştığı belirtildi. Bilinen siyasetçilerden Tatyana Donçeva “yasa dışı yollardan zenginleşme imkanları dondurulmalıdır!”dedi.  Bu forumda da, Bulgaristan halkının bundan sonra “başka bir ülkenin bayramını kutlamaya zorlanmasına son verilmesi”, ayrıca da “Bulgaristan tarihinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği, şimdiki tarih anlayışının toplumu parçaladığı” gündeme geldi.

Bu forumda üzerinde en fazla durulan konu “Devlet ve Oligarşi” oldu. Bu ağır ve irdelenmesi çileli konunun tartışması, Bulgaristan Baş Savcısı Tsatsarov’un Sofya Meclisine Hak ve Özgürlük Hareketi 43. meclis milletvekili İliya İliev’ı sorgulayıp yargı organına teslim etmek için dokunulmazlığının (imunitet) kaldırılmasına ilişkin Meclis Başkanlığına dilekçe sunmasıyla başladı. Mebus İliya İliev, Ahmet Doğan’ın çok yakın dostu olup meclise her defasında T.C.’den gelen oylarla girmiştir. O meclis sandalyesinde otururken 2007 – 2009 yılları arasında  “Rozaliya MM” Ltd, “Enerji Grup 2003” Ltd ve “Stroitelstvo i investıtsii” Ltd şirketlerini uzaktan komandalı sahte aracılarla yönlenmiştir. (İnşaat başlatılmasına ve yapılmasına ilişkin evrak, sahte tutanak, sahte sözleşme ve sahte fatura sağlamıştır.) Gorna Oryahovitsa tren istasyonuna bağlı demir yollarında kullanılmak üzere devlet tarafından tesis edilen milyonlarca levaya el koymakla suçlanıyor. Konuşmacılar HÖH partisinin devleti bir ahtapot gibi soyma işinde uzmanlaştığına işaret ettiler. BTK bankası ile BULGARTABAC şirketi soygunlarının örneklerinin araştırılmasını ısrarla talep ettiler.

Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK, İstanbul Bayrampaşa Genel Merkezde son gelişmelerle ilgili bilgilendirme toplantısı yaptı. Bilhassa aydınların, göçmen öğretmen, doktor ve mühendislerle üniversiteli gençlerin yoğun katılımı dikkati çekti. Söz alıp konuşanlar, HÖH partisinin halktan tamamen koptuğuna, bu partiye bundan sonra umut bağlamanın boş iş olduğuna işaret ederken, Sofya’da toplanacak 9. kurultayda bütün parti yönetiminin değişmesi gerektiği vurguladı. Yeni program ve yeni Tüzük sorunları konu edildi. Genç hatipler, artık parti için çözülme ve sökülmenin durdurulamayacağına işaret ederken, yenilenme ve değişimden yana olduklarını, yeni ortaya çıkan siyasi oluşumların program ve tüzüğünü, yıllara ve aylara bölünmüş, köy köy, beledi belediye, soydaş derneklerinin hepsinde ve basında tartışılmasını istediler.

Burada önemle değinilmesi gereken bir incelik de şudur.

Yalan tavası ısıtılmaya devam ediyor. Kırklareli / Lüle Burgaz / Büyükkarıştıran’da Göçmen Derneklerince düzenlenen ve HÖH partisi son defa parçalanmazdan önce milletvekili olan Hüseyin Hafızov, Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Aziz ve başka yetkililerin de katılımıyla  “Göçün 25. Yıldönümü” görüşmesi düzenlendi. Halka hitaben konuşan milletvekilleri, “vatan” ve “anavatan,” “Türk-Müslüman kimli,”  HÖH içindeki ahtapotlara, rüşvet dalavereciliğine, devlet soygununa, halkımızın dayanılmaz yoksulluğuna ve ülkemizdeki genel sefalete değinmeden mani okudular. Görüldüğü üzere, siyaset sahnesinden inmek istemeyenlerden gerçek siyasete, halkın dertlerine, her öğün lokma sayanların problemlerine, çocuklarına okul harçlığı veremeyenlerin sorunlarına inip hepsini birer birer ele almadan hiçbir konuda ileri adım atılamaz.

Seçim yapmak zorundayız: ya eski yalanları dinlemeye devam ederiz ya da ploçayı değiştireceğiz.

 

Konu devam edecek.

Reklamlar