Nargiz Gurbanova:
Tarih: 04 Mart 2019
Bulgaristan başkenti Sofya’da Halk Ordu Evi büyük salonunda düzenlenen bir törenle Azerbaycan Hocalı katliamının 27 yıldönümü anıldı. Başkent kamuoyu siyasi partiler ve din kurumları temsilcileri hazır bulundular. Azerbaycan Sofya Büyükelçisi Bayan Nargiz Gurbanova’nın acısı dinmeyen Ermeni katliamını kınama ve bir adalet daveti olan konuşması ilgiyle dinlendi. Bakü Pantomim Devlet Tiyatrosu ekibi trajediyi sahne oyununda canlandırdı.
Sayın Büyükelçi Gubanova şöyle konuştu:
Hocalı soykırımı yıldönümünü ve Ermeni Azerbaycan Savaşında gerçekleşen, en büyük kıyımın suçsuz kurbanlarının anısını birlikte anmak üzere aramıza katıldığınızdan dolayı hepinize teşekkür ederim.
Bundan 27 yıl önce, 1992’nin 25 Şubatını 26’ya bağlayan gecede, doğal kaynakları ve Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ bölgesinde bir tek uçak alanının bulunduğu Hocalı şehri gaddar saldırıya uğradı ve toplam 613 sakininden 106 kadın, 63 çocuk ve 70 ihtiyar öldürüldü ve 487’si de yaralandı. 1275 kişi rehin alındı, 150 kişinin kaderi henüz bilinmiyor. 8 aile tamamen yok edildi. 130 çocuk eve beyinlerinden birini, 25 çocuk ise ikisini de kaybetti; Can verenlerden 56 kişinin hayatına eşine rastlanmamış bir vahşilikle kıyıldı. Bu suçsuz insanlar, sadece Azerbaycanlı olduklarından dolayı olmak üzere, bileşimi öncelikle Ermenilerden oluşan, eski Sovyetler Birliği’nin 366. Motorize Piyade Alayı tarafından çok gaddar bir şekilde öldürüldü. 1991’in Ekim’inden beri Hocalı Ermeni silahlı güçleri tarafından kuşatılmış bulunuyor. Hocalı’yı diğer yerleşim merkezleriyle bağlayan yolların hepsi abluka altında olup 1992 ‘nin 2 Ocak tarihinden sonra şehre elektrik de verilmiyor. Hocalı ile Azerbaycan’ın diğer bölgeleri arasında yalnızca havadan ulaşım sağlanıyordu. Ne var ki 28 Ocak 1992’de Agdam-Şuşa arasında uçan, sivil havacılığın “Mi-8” helikopteri ateş açılıp düşürüldükten sonra hava irtibatı da kesildi. Bu saldırıda 3 kişilik mürettebat ve 41 yolcu öldü. Hocalı bir kapalı şehir haline geldi. Çok yakın geçmişte tedarik tamamen kesilince su, elektrik ve gıda sıkıntısı yaşandı.
O sert kış gecesinde, Ermeni silahlı güçleri, 336. motorlu piyade alayından 180 uzman savaşçı ve büyük sayıda askeri görevliyle birlikte, 10 tank, 16 zırhlı araç, 9 piyade savaş aracıyla şehre saldırdığında ve onu işgal ettiğinde, 7 bin kişilik şehirden 3 bin kişi hala Hocalıdaydı. Azerbaycan’ın kontrolündeki en yakın yerleşim yeri olan ve Hocalı’dan 16 km uzaklıkta bulunan, Agdam’a sığınmak üzere kaçmaya çalışan çaresiz Hocalı sakinleri o gece bir kâbus yaşadı. Bütün gayretleri boşa çıktı. Hocalı sakinleri kesilip kıyıldılar. Kaçarak kurtulmaya çalışanlar tuzağa düştü, Ermeni askeri nöbetçilerinin açtığı top ateşinde can verdiler ya da tutuklandılar. Büyük sayıda çocuk ve kadın donarak öldü. Onlardan yalnız bazıları o zaman Azerbaycan kontrolündeki Agdam şehrine varabildiler.
“Memorial” (Rusya) ve “Human Rights Watch” eski Helsinki “Helsinki Watch” İnsan Hakları Merkezi bağımsız raporlarında kanıtlandığı üzere, Hocalı işgal edilirken, çok ciddi insan hakları ihlalleri yapılmıştır. O zaman Azerbaycan haberleşme bakımından abluka altında bulunsa ve dünya medyalarında yüksek boyutta Ermeniler lehinde propaganda yapılsa da, Hocalı katliamı haberleri dünyayı dolaştı. Sivil Azerbaycan vatandaşlarına karşı işlenen, Ermeni saldırılarının kabalığı ve işlenen suçların ağırlığı o kadar dehşet verici ki, basın yayın organları dünyaya bildirmek zorunda kalmışlardır. 14 Mart 1992 tarihli sayısında Fransız “Le Mond” gazeteci gaddarlığı şöyle anlattı. “Agdam’ı ziyaret eden, yabancı gazeteciler, Hocalı’da öldürülen kadın ve çocuklar arasında, tırnakları sökülmüş, param parça 3 ceset gördüler. Bu Azerbaycan propagandası değil, gerçektir.”
Hocalı’nın, yasal olmayan bölücü rejimin, sözüm ona “Savunma Güçleri Komitesi” nin eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan tarafından yönetildiği bir zamanda ele geçirildiği dikkate alındığında, onun hatıralarının en önemli kanıt kaynağı olduğuna vurgu yapıyoruz.
Ermenistan Savunma Bakanı olduğu dönemde S. Sarkisya’nın söylediği şu sözler, Hocalı cinayetini işleyenlerin kim olduğu sorusunun cevabında kuşku bırakmadı: “ Hocalı’dan önce Azerbaycanlılar ….Ermenileri sivil nüfusa el kaldıramayacak kişiler olduğunu sanıyorlardı. Biz bu köhne bakış açısını değiştirdik.”
Hocalı katliamı günlerinde Ermenistan’ın Birinci Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan’ın baş danışmanı görevinde bulunan Jirar Libaridyan yayınladığı bir yazıda, “Bir Ermeni’nin Hocalı hakkında yazı yazması zor bir iştir” çünkü “ bu olayı kabullenmek zordur, Karabah’daki Ermeni güçleri tarafından Azerbaycan vatandaşları öldürülmüş veya sakat bırakılmıştır” diye belirtti. Başka bir Ermeni yazar olan Markar Melkonyan, yazdığı kitapta, Hocalı saldırısına bizzat katılan kardeşi Monte Melkonyan hakkında şunları yazmıştır: “Hocalı hem bir stratejik hedef, hem de intikam aldığımız bir yerdi.” Yazar Melkonyan, “Arabo” ve “Aramo” adlı iki Ermeni ordu müfrezesinin rolüne özellikle değindikten sonra, Hocalı sivil sakinlerini, kendilerine işkence ederek, nasıl öldürdüklerini ayrıntılı anlatmıştır. İşkence merkezinden kaçan ve 6 kilometre uzakta bulunan güvenli yere varabilen sivillerin askerler tarafından nasıl yakalandığını anlatıyor. Onun yazdığına göre, “askerler bacaklarında taşıdıkları hançerleri çıkarmış ve sivilleri onlarla doğramıştır.”
Hocalı katliamı, silahlı çatışmalarda sivil vatandaşların savunulması gerektiğinin temel önemini hatırlatıyor. Çatışma sırasında, uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları ile sivil vatandaşların savunulmasının güvence altına alınmalıdır. Adalet, insan şerefine, hak ve özgürlüklere saygı sağlanmadan uzun vadeli ve kalıcı barış tesis edilemez.
Hocalı katliamına Ermenistan’ın direk olarak katılması, Ermeni propagandasının uluslararası kamuoyunu kandırmak için yaptığı kısır denemelerinin de gösterdiği üzere, Azerbaycan topraklarını kuvvet kullanarak gasp etmesini ve orada tek etnikli – homojen – nüfus bulundurmayı amaçladığını, bölücü isteklerin başından beri “barışçı hamleler” olmadığını açık delillerle kesin kanıtlamıştır. Hocalı trajedisi Ruanda ve Srebrenitsa katliamlarından önce olsa da, katilleri hala cezalandırılmamıştır. Guşçular, Malıbeyli, Garadağlı ve Azerbeycan’ın diğer köylerinde yapılan gaddarlıkların suçlularının bugüne kadar cezalandırılmamış olması Azerbeycan ile Ermenistan arasında uzun vadeli uzlaşma ve barış kurulmasına engeldir. Sorumsuzluğa son verilip, somut katillerin birer birer cezalandırılması, çatışan ülkeler arasında sorumluluk tesis edilmesi için gerekli olduğu kadar, kalıcı barış sağlanması için de gereklidir.
Trajik Hocalı olayları bir soykırımdır. Katillerin hepsi yakalanıp yargıya teslim edilmelidir. Uluslararası “Hocalı’da Adalet Tesis Edilsin!” kampanyası, “Gaydar Aliev Vakfı” Başkan Yardımcısı Leyla Alieva’nın girişimiyle 2008 yılının 8 Mayıs tarihinde başladı ve uluslararası insancıl haklar ve uluslararası insan hakları alanlarında insan haklarının Hocalı ’de en vahşi bir şekilde ayakaltına alındığı konusunda dünya kamuoyunu geniş olarak bilgilendirdi.
Bununla birlikte bu çatışma sırasında uluslararası insancıl hakların ve insan haklarının kabaca çiğnenmesi açısından gerçeklerin saptanması, kurbanlara tazminat ödenmesi, mallarının ve mülklerinin geri verilmesi, benzer ihlallerin bir daha tekrar etmemesi amacıyla gerekli önlemlerin alınması barış ve uzun vadeli istikrar sağlanması için gereklidir. Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki uzlaşmazlığın çözüme bağlanması uğruna alınan önlemler, barışçı çabalar çok önemlidir. Bu arada, askeri suçların, insanlığa karşı işlenen suçların, soykırım ve etnik temizlik gerçekleştirmenin teşvik edilmesine her yerde engel olunmalıdır. Yasa dışı güç kullanma ve uluslararası hukuk normlarının kabaca yöntemlerle çiğneme ve gerginlik kışkırtma durumlarını kızıştırıp körüklemeye asla ve hiçbir zaman yol verilmemelidir. Azerbaycan Cumhuriyeti çatışmanın politik çözümü ve uzlaşma sağlanması için ve bölgede barış ve güvenlik tesis etmek için elinden geleni yapmaya devam edecektir.
Azerbaycan devlet pantomim tiyatrosu şimdi sizlere Hocalı katliamı konulu bir sahne oyunu gösterecektir. 1992 yılının o çok soğuk kış gecesinin suçsuz kurbanlarının yaşadığı çile anılarının canlandırılmasıyla biz öç almak istemiyoruz, ancak adalet çağrımızı yineliyoruz. Hocalı için adalet istiyoruz.