Musa VATANSEVER
Konu: Halkın kararı halkta gizlidir.
Bulgaristan seçmeni bu defa dağıldı gitti. Cumhurbaşkanı adayları önce 30’du, sonra 23’e düştü, artık 21 kaldıkları açıklandı. Aday çuvalını karıştırdıkça kazana düşmüş çekirdek kapları gibi üstüne çıkıverdiler. Bu kadar çok aday olması hayra alamet değildir, demek isterken, olumlu düşünmeye çalışsak da, ardından herkesten devlet başkanı olmaz diye hep ekledik.
Bunları yazarken, adaylar arasında en yaşlı olan Jorj Gançev Gançev’ı hatırladım 1939 doğumlu. Sağ eli bastonlu. Hıristiyan Sosyal Birlik adayı! Daha önce bağımsız aday oluyordu. Dört defa denedi kısmetini. Georgi Pırvanova karşı yarışta % 17 oy almıştı. Fransa’da Chaeles de Gaulle de 5. seçimde seçilmişti, ben de deniyorum, deyip kahve lokanta sohbetlerine devam ediyor. Kuşkusuz onun da ardında bazı güçler var ki, 77 yaşında ve elindeki bastonu bir yerde unutsa, gören 60’ında deyecek, duruşu dimdik.
Konumuza daha derin girerken, Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değildir masalıyla kapı açmak istiyorum.
Sık sık dünyaya inen iki melek, insanların nasıl yaşadıklarını, durumlarını yakından görebilmek için, onların evlerinde geceliyormuş. Bir gün zengin bir kişinin evinde kalmışlar. Misafirperver ve dostane davranmayan aile, meleklere gecelemeleri için evin zemin katında soğuk ve karanlık bir oda göstermiş ve hatta bir şeyler atıştırmaları için sini bile indirmemiş.
Sabah erken mahzenden çıkarlarken, daha yaşlı olan melek duvarda bir çatlak görmüş. Çatlak yeri doldurmuş ve üstünü sıvamış. Bunu gören genç melek sormuş:
- Sen bu iyi onlara neden yaptın? Onlara bize misafirperver davranmadılar ki!
- Hiçbir şey göründüğü gibi değildir, cevabını vermiş yaşı melek.
Ertesi akşam melekler çok fakir bir ailede gecelemek istediklerinde, dostane ve sıcak bir kabul görmüşler ve aile son lokmasını misafirleriyle paylaşmış ve dinlenebilmeleri için onlara kendi yatağını sermiş.
Sabah uyandıklarında melekler yaşlı karı kocayı çok üzgün bulmuşlar. Onların sofrasını dolduran biricik inekleri gece ölmüş.
Durumu gören genç melek de şaşakalmış ve yaşlı meleğe şu soruyu yöneltmiş:
- İneğin ölmesine neden engel olmadın? Zengin ailenin her şeyi vardı ama sen yine
de duvarı doldurup sıvadın ve onlara yardım ettin. Bu ailenin varlığı çok kıttı, fakat lokmasını bizimle paylaştı. Bir inekleri vardı, sen onun ölmesine seyirci kaldın. Neden?
- Hiçbir şey göründüğü gibi değildir, cevabını tekrar eden yaşı melek şöyle devam
etmiş:
- Zengin ailenin mahzenindeyken, duvarda gizli altın olduğunu anladım. Onlar iyi
insan değil ve hiç kimseye iyilik yapmak istemiyorlar. Ve ben altını görüp almasınlar diye deliği doldurup sıvadım. Ertesi akşam biz yoksul ailenin evinde gecelerken, Azrail ev sahibinin eşini almaya geldi. Ben onunla anlaştım ve ona kadının yerine ineğin ruhunu verdim.
Masalımız böyle bir mutlu sonla biterken, bize hayatta birçok şeyin göründüğü gibi olmadığına işaret etmek için yaşar. Öerneği bugün aynı olayları yaşamaya devam ediyoruz. Örneğin Bulgaristan Cumhurbaşkanı adaylarından, artık cetvelden silinen Svetoslav Emilov Vitkov, Yürksek Seçik Kuruluna kaydını yaptırırken şöyle demiş. “Ben bir seçim komitesinin adayıyım, işte size benim aday olmamı isteyen 2 160 imzalı liste!” Kurul listeyi almış ve 2 160 kişiden 700’ünün parmaktan emilmiş, olmayan kişiler olduğunu tespit edince Vitkov’a “Olmaz!” demiş. Vitkov’un Televizyon ekranında boy gösterişini gören adam sanır, oysa baştan aşağı yalan dolan. Hayat böyle, devlet başkanı olmak isteyen bu kişiler “adalet” dağıtacak, “demokrasi” ve “eşitlik” deyecekler, oysa bastıkları ilk adımda çamura batıyorlar.
Biz seçmenler olarak, bizim hesabımıza ve bizim adımıza yapılan her şeyin doğruluğuna, ismimizin kötüye kullanılmayacağına inanmak zorundayız. Gerçekleri bilmeliyiz.
Herkes artık gördü ki, siyaset yapmak çiklet çiğnemek ya da sofra başında fıkra anlatmak değildir. Siyaset bir ırmak gibi akar, bir yerden gelir ve bir yerlere gider ve bu seçimler de bu uzun yolun ancak çok kısa bir kesimidir.
Geçen hafta Bulgaristan’da 20 muhtarlıkta yerel seçim yapıldı. Bu seçimlere 15 yerde iktidarda bulunan GERB partisi de katıldı. Ğktidar gücü yalnız 3 Muhtarlıkta kazanırken, 3 yerde ikinci tura kaldı. 9 muhtarlıkta da kaybetti. Öte yandan bu yerel seçimlere 11 muhtarlıkta katılan Halk ve Özgürlükler Partisi (DPS) 8 muhtar çıkardı, 2 yerde ikinci tura kalırken yalnız bir yerde kaybetti. Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörü için Demokratlar partisi DOST da seçimlere katıldı, fakat hiçbir muhtarlıkta kazanamadı.
Halk dediğin, seçmen dediğin, hakları gizli olan büyük bir güçtür.
Halka rağmen bir şey yapmak çok zordur. Diktatörlük kurup halka istemediği şeyleri dayatmak isteyenlerin akıbeti her zaman ve her yerde kötü olmuştur. Aynı şeyleri halkı korkutmak ve sindirmek isteyenler için de söyleyebiliriz.
Bir de şu var. Hiç kimse kendisini halkın üstünde görmemelidir. Gördüğünde yanlış eder. Çünkü halk her zaman her şeyi devirmenin yolunu bulan oyun kurucudur.
Bu dünya Sultanlardan …..bilmem hangisine kalmamış, sözü bu yoldan gelir.
Halkımızın bildiği ve her insanın aynı yeteneklere sahip olmadığına işaret eden birçok atasözü, değim ve masal vardır. Köpekle sahibi de onlardan biridir.
Bir adamın bir eşeği, bir de köpeği varmış. Köpekle hep oynar, akşam döndüğünde mutlaka yiyecek bir şeyler verirmiş. Köpek kuyruğunu sallayarak sahibinin kucağına atlar, minnetiyle sevgisini böyle gösterirmiş. Çok kıskanan eşek bir gün sahibine aynı şekilde sevgisini göstermeye karar vermiş, ama üstüne atlarken yere yıkıp tekmelemiş. Neye uğradığını şaşıran adam hizmetçilerine eşeği cezalandırmalarını ve bağlamalarını emretmiş.
Şahsi gözlemlerime göre, Bulgaristan’da 6 Kasım’da yapılacak olan seçimlerde, halk kazan kaldırabilir. Bu arada, kendilerine çok güvenen yenilerin geleneksel gerçekleri unutmaya başladığı da dikkat çekmiyor değil. Bulgaristan Cumhurbaşkanları her defasında Müslüman Türklerin oylarıyla seçilmiştir. Durumda değişen bir şey yoktur. Tekrar edilmiş gibi algılanmasın. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Halkın kararı halkta gizlidir. Seçmenin kararı hür ve bağımsızdır. Etkilemek isteyince geri tepebilir.