Rafet ULUTÜRK
Sabah gözlerimizi açtığımız o ilk anı düşünün. Belki bir alarm sesiyle, belki kuş cıvıltılarıyla uyanıyoruz.
Çoğu zaman farkına bile varmadan, günün telaşıyla kendimizi bir koşuşturmacanın içinde buluyoruz.
Ama o ilk anın, gözlerimizi açtığımız ve dünyayı tekrar gördüğümüz anın, ne kadar büyük bir mucize olduğunu hatırlıyor muyuz?
Hayat bize her sabah yeni bir şans sunar.
Nefes aldığımız, gökyüzünü görebildiğimiz, sevdiklerimize kavuşabildiğimiz her gün, başlı başına bir hediyedir. Oysa çoğu zaman bunu unuturuz. Küçük sıkıntılar, günlük dertler ve hiç bitmeyecek gibi görünen işler arasında kayboluruz. Oysa sabahları şükretmek, bizi hayata yeniden bağlayan en basit ama en etkili eylemdir.
Çünkü şükretmek, sahip olduklarımızı fark etmek ve onların değerini bilmek demektir.
Gözlerimizi açabildiğimiz için şükretmek…
Bu, yalnızca fiziksel bir eylem değil, bir farkındalıktır.
Gözlerimizle dünyayı görebilmek, renkleri seçebilmek, bir gün daha bu hayata dahil olabilmek, düşünsenize ne kadar kıymetli.
Ama çoğumuz bunu ancak bir şeyleri kaybettiğimizde anlıyoruz.
Oysa her sabah bu hediyeyi hatırlamak ve ona teşekkür etmek, ruhumuzu dinlendirir, huzur verir.
Bir an durup düşünelim. Sabah uyandığımızda ilk aklımıza ne geliyor?
İşlerimiz, sorunlarımız, yetişmemiz gereken yerler mi? Yoksa “Bugün de buradayım.
Bugün de nefes alıyorum.” diyebiliyor muyuz?
Hayatın güzelliklerini fark etmek için illa büyük şeylerin olması gerekmez.
Pencereden süzülen ışık, sabah kahvesinin kokusu, sokaktan geçen bir çocuğun kahkahası…
Hepsi, hayata duyduğumuz şükrü hatırlatabilir.
Şükretmek, hayatı değiştirmez belki. Ama hayata bakışımızı değiştirir.
Bir sabah, gözlerinizi açtığınızda o anın kıymetini bilip “Teşekkür ederim” demek, dünyayı daha parlak bir yer haline getirebilir.
Çünkü şükür, yalnızca bir kelime değil, bir duruştur. Sıkıntılarımızı, eksikliklerimizi bir kenara bırakıp sahip olduklarımıza odaklanmak; her günümüzü bir armağan gibi yaşamak demektir.
Unutmayalım, herkesin bir sabahı olmayacak.
Bir gün hepimiz için bu armağan son bulacak.
O yüzden, bugün sahip olduğumuz sabahın kıymetini bilelim.
Gözlerimizi açıp dünyayı görebildiğimiz için, bir gün daha umut edebildiğimiz için, sevdiklerimize sarılabildiğimiz için şükredelim.
Hayat bize her sabah “yeniden başla” deme fırsatı verir.
Bu fırsatı görmek ve ona teşekkür etmek, hem ruhumuza hem de günümüze huzur katar.
O zaman, gelin her sabah kendimize küçük bir söz verelim:
Şükredeceğiz.
Çünkü sabahlarımız, en büyük hediyemizdir.
Reklamlar