Tarih: 13 Mayıs  2019
Yazan: Dr. Nedim BİRİNCİ
KonuGerçekleri öğrenmeden ileri gidemeyiz. Bizi izleyiniz.

Mustafa Karadayı, göz bebeğimiz olan, Hak ve Özgürlük hareketi (HÖH-DPS) Başkanı seçildiği gün yazdığım yazımda, bu gencin ensesinde çürük patates kokusu var, suratında ise helal süt emmiş olduğuna bir  alamet yok, diye yazdım. İki sene geçmedi, etraf baştan sona patates çürüğü koktu, gizli gizli ördüğü çoraplar söküldü, veda günü kapıyı çalınca hiç  birimiz “helalühoş olsun” diyemiyoruz.

Karadayı hakkındaki tahminlerimin doğru çıkmaması için duğa etmiştim.

Allahıma “yanılt beni” diye secdeye durdum. Ama gerçek bu, graniti ve karakayayı bile delip gün ışığında şakıyıverdi “yıldız” gibi parladı.

Görüldüğü üzere, M. Karadayı’nın yalan dolan mikrobu çok kuvvetli ki, doğup büyüdüğü Smolyan (Paşmaklı) ili, Borino  (Kara-Bulak) köyünü tutuşturup yakmıştır. Hemşehrileri bile ondan utanır olmuş… haberi yok…

Ne yazık ki, Mustafa’nın çocuk yaşta dedesinden, babaannesinden ve kendi annesinden işittiği “Bulgar’dan borç para alınmaz”, “Bulgar’ın sözüne güvenilmez-inanılmaz” vb sözler boş kafasına işlememiş. Avrupa Birliğinden Köy Bölgelerini Geliştirme Yardım Paralarında 3-5 milyon çalarak kendini ve ailesini, soyunu sopunu, hatta anasını rezil ettiği gibi, Halkımızın Hak ve Özgürlük davası ateşiyle yapılanan partimizi, bütün Avrupa’nın en şerefli, onurlu, en dürüst, en ahlaklı ve alicenap, sevgi ve umut yüklü, hoşgörü ve minnet küpü Bulgaristan Müslümanlarının yüzüne de kara katran sürdü. Seninle, boynuna sarılmadan ayrılmak, helallaşmadan uzaklaşmak, sana “al eline fırçayı ve sür içine kara boyayı “demek geliyor içimden. Bu asil dava ateşini yakarken dedelerimiz,  babalarımız şehit oldular Mustafa! Kara-Bulak köyünde de sıra sıra şehit mezarları var. Hırsızlık, çapulculuk, dolandırıcılık, yalan dolan, onun bunun oyununa gelerek, hainlerin sözüne kanarak DAVAMIZI sattığını, haysiyetimizi beş para ettiğini işitseler MEZARDAN KALKAR SENDEN VE SÜLALENDEN HESAP SORARLAR. Seni yol kenarındaki ilk karaağacın en yakın dalına küflü telle asarlar.

Mustafa Karadayı’nın HAK VE ÖZGÜRLÜK HAREKETİ ADINA  Bulgaristan Müslüman Türklerine tanıttığı Avrupa Parlamentosu milletvekili aday listesine bir bakalım lütfen:

Bir numaralı AP milletvekili adayı – dolandırıcı: 

MUSTAFA KARADAYI. Yakınlarıyla hırsız çetesi kurup 5 milyon çalmış. (Bivol.bg) Avrupa parlamentosuna milletvekili seçilip yargıdan 5 sene kaçmak istiyor.

İki numaralı AP milletvekili adayı – dolandırıcı:

Delyan Peevski – Rusya zenginlerinin Bulgaristan’daki paralarını çoğaltıyor. BULGARTABAC Holdıngi sattı. Tütüncülüğümüzü yok etti. Banka soyguncusu Meclise girmiyor. Mitinglere katılmıyor. Hayin Ahmet Doğan’ın HÖH içine yerleştirdiği kara yılan. Türk kimliğimizin baş düşmanı. Avrupa parlamentosuna milletvekili seçilip yargıdan 5 sene kaçmak istiyor. Hepsi kanun kaçağı.

Üç numaralı AP milletvekili adayı – dolandırıcı:

İskra Mihaylova.  2013-2014 yıllarında Başbakan Plamen Oreşarski hükümetinde Çevre Bakanı oldu. Bu iki yılda Bulgar Devlet Yedekleri Ajansı Genel Müdürü olan eşi, yedekleri satıp savurduğu için 10 yıl hapis cezası isteği ile yargılanıyor. Bayan İsk. Mihaylova 2014 ylından beri HÖH-DPS AP milletvekiliydi ve yargıdan kaçtı. Şimdi yeniden seçilmek istiyor ve 5 yıl daha adaletten kaçmak istiyor.

Dört numaralı AP milletvekili adayı – dolandırıcı:

Atice Alieva-Veli. Mustafa Karadayı’nın köydeşi. Dolandırıcılığı, insan kayırıcılığı, babasının adına Sofya’da aldığı lüks daireler açıklanınca artık Borino  (Kara-Bulak) köyüne gidemez oldu.  Avrupa Parlamentosuna milletvekili seçilip 5 yıl tutuklanmaktan ve yargılanmaktan kaçmak istiyor. Çünkü Bulgaristan’da onun Başkan Yardımcısı olarak yönettiği “fon” paralarından amaca uygun kullanılmayan, özel mülke geçirilmiş,  765  “misafir köşkü”, “dağ evi”, deniz sayfiyesi, “lüks köşk” ve “SPA kompleksi”, “motel”, “otel”, “site”   kurulmuş ve her birinin ardında dolandırıcı başlarının imzası ve kurumun kaşesi var. AB’den çalınan paralerın iade edilmesi ısrarı var. Bu yapılmazsa Bulgaristan Avrupa Birliği üyeliğinden atılabilir. Tutuklamalar başlamış bulunuyor. M. Karadayı hasırın tutuştuğunu gördü. Atice kızı da Brüksel’e kaçırmak istiyor. HÖH partisi, Bulgaristan Müslümanlarının onuru ve gururu, ahlak ve moralı ateşe verilmiş umurundadır.

Bu adayların sayısı 17’dir.

Diğerlerinın otobiografisini açmak istemiyoruz, çünkü seçilme şansları sıfır. Olay olağanüstü ciddi nitelik aldı. Türklük kalelerimizden AP’ne hiçbir aday yükseltilmedi. Silistre’den, Kırca Ali’ye, Şumen, Razgrat, Tırgovişte, Burgaz, Varna, Sliven Haskovo seçmeni AB seçimini şerefsiz ve incitici bulduğu için sandığa gitmek istemiyor. Şu DPS şöyle bir “temizlensin”, dolandırıcılar sayılsın,  diyenler her geçen gün artıyor. T.C. deki soydaşlarımız bu seçimlerde pasif kalmaya kararlıdır. Dernek ve Federasyonlar açıklanan yolsuzluklar ve Ahmet Doğan’ın başa getirdiği onursuzla karşısında dilini yutmuş durumdadır. Tabii bu çok kötü ve çok olumsuz bir gelişmedir. Biz halkın yükselttiği milletvekillerimizin AP milletvekili olmasını istiyoruz. Bunu, milliyetöi ve ırkçıların yolu kesme yollarından biri olarak görüyoruz. Seçmen Doğana ve dolandırıcı tayfasına bir Osmanlı tokatı vurmak ve siyasi hayatımıza yeni ayar aramakta kararlı tavır alıyor. Bulgaristan Müslümanlığına büyükbir hüzün bastı. Helallaşma zamanı geldi! Diyorlar. Bizim birinci parti olma potansiyelimiz ve güç derinliğimiz, kudret kaynağımız varken, ne yazık ki batıyoruz. Haylazları temizleyip partiyi korumak zorundayız. HÖH partisi kimsenin tekelinde değildir ve olamaz. Halkımızındır.

Bulgaristan Müslüman Türkleri büyük bir gerçeği artık görebildi.

Bu dolandırıcı, rüşvetçi ve hainler için Güneş bir daha asla doğmaz.
Bundan sonra onlar için rüzgar esmez ve esmeyecektir.

Onların bu Vatan toprağında bir damla kanı yoktur.
Onların ardına takılıp seçime gittiğimiz için utanıyoruz.

Şu gerçekler çok iyi bilinmelidir.

Hayin Ahmet Doğan ve dalaveracı tayfası bize dilimizi unutturmaya ve dolayısıyla hafızamızı, belleğimizi silmeye çalıştı. Hedefinde geçmişimizi unutturmak vardı. Yetmiş yıldan beri başarılı olamadılar. Onların iplerini çekenler (Ahmet Doğan, Mustafa karadayı, Lütfi Mestan ve diğerlerinden oluşan dolandırıcı tayfası) dili olmayan insanların, belleği (hafızası) (anısı) olmayan bir halk topluluğunun hiçbir zaman bir millet, milli güç olamayacağını iyi biliyorlardı. Bunun için kardeşlerimizi, akrabalarımızı bir oy potansiyeli, seçme makinası olarak kullandılar. Hiçbir hakkımız tanınmadı.  Kardeşlerim bir Türk halkının özünden bir parçayız. Devletler, imparatorluklar kurmuşuz, 70 millete ekmek vermiş, 56 soyda kimlik  uyanmasına ve hepsinin millet olmasına, devlet kurmasına olanak tanımışız. Osmanlının kardeş sofrası günümüzün Türkiye kardeşlik sofrasıdır. Bunları yaparken belleği olmayan insanların ve halkların tarihten silineceğini, yalnız ve ortak geleceği olamayacağını anlatmışız ve anlatıyoruz.

Bulgar devleti 140 yaşındadır. Bulgar soyu daha önce 2 yüzyıl Bizans çatısı altında ezilmiş, 600 yıl kimlik aramış,  5 asır da Osmanlı kardeş sofrasında yaşamış ve uyanma ve dirilme ortamı bulmuştur. 150 yaş, bir devletin “bebekdevlet” olduğuna en büyük kanıttır. Bulgar devleti Bulgar soyuna zehir aşılayan dış güşler tarafından kurulmuş ve idare ediliyor. 3. Bulgar devletinde tarihsel bellek bloke edilmiş durumdadır. Bloke edilmiş olduğu için de gerçekleri göremiyor, görülmesini de istemiyor. Dolayısıyla Bulgaristan Türkleri ve diğer azınlıkların tarihsel belleği de dondurulmuş ve devlet eliyle, baskı ve terörle, zulümle azınlıklarımızın belleğinden geçmişimiz zorla kazınıyor ki, Türklerden sonra diğer azınlıklar da artık bu acıya dayanamadığından dolayı,  memleketi terk ediyor. Örnekleyelim: Plovdiv (Filibe) “Yeni Mahalle” (Stolipenevo) semtinde toplam 160 bin Çingene yaşarken  şimdi toplam sayıları 17 bin kişiye düşmüş; Vidin şehrinde ve etraf köylerde toplam 66 bin Romen yaşarken  artık sayıları toplam 10 bin kalmıştır. Bu vatandaşlar geri dönmememek üzere Kuzey Almanya eyaletlerine taşınmış ve orada yaşıyorlar. (Kaynak BTV – 13 05 2019).

Bulgaristan’da yaşayan Hristiyan ve ateistler arasında (Katolikler hariç) yapılan son ankette  şu soru sorulmuştur.

“Kendinizi Bulgar mı Makedon mu kabul ediyorsunuz.

Cevap: “Bulgar tarihinden utandığım ve bir parça olmak istemediğimden dolayı  “Makedon” diyenlerin oranı % 64’tür. Ülkemizde yaşayanlar belleklerinin kazınması acısına dayanamıyorlar”.

Ahmet Doğan, Karadayı ve tayfa bu acıyı yaşamak istemediklerinden ruhlarını birkaç milyona satmış bir hayin grubu oluşturdukları için bu seçimlerde oy alamayacaklar, ya da “Çözümsüz Sorunlar” bataklığında kör ve yok olmayı kabul edeceklerdir.

Siz de görüyorsunuz,  izlenen yeni politik saldırılar, semt, getto, mahalle, ev, kuliba yakmalar yeni bir göç dalgası yarattı ki, HÖH başına oturtulan ve ayrım ve zulüm politikası yolunu kesmesi ana ödevi olan Karadayı kendisini dolandırıcılığa kaptırdu ve geleceğini yaktı.

Kırca Ali’de son halk mitinginde, Bulgar devlet yönetimi önünde, Bulgaristan Türklerine Türkçe ve okul hakkı isteyen Büyükelçi Sayın Dr. Hasan ULUSOY’a haksız tepki yukarıda anlatmaya çalıştığım büyük gerçeğin bir damlasıdır. Hiçbir devletin gücü tarihsel gerçekleri değiştiremez, silemez ve baştan sona yalan bir dünya yaratamaz. Haklı olan biziz. Bulgar devlet iradesi önce bu topraklarda Türkler olmadan, onlarla anlaşmadan ve yardımlaşmadan yaşamanın geleceksiz olduğunu kabul etmelidir. Şu dünyada Osmanlı tokatından ağır bir tokat varsa, o da hayatın kendi tokatıdır. Acıya dayanılır, ama bu tokata kimse dayanamaz.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Dostlarınızla paylaşınız.
Sağlıklı ve başarılı günler.
Tüm okuyucularıma iyi Ramazanlar dilerim.

Reklamlar