Tarih. 17 Eylül 2018

Yazan: Şakir ARSLANTAŞ

Konu: Hükumet, siyasi sistem ve kötü gidişi değiştirmek  kolay iş mi?

Sofya’ya toplanan dış ülkelerdeki Bulgarların protesto mitingi 16 Eylül Pazar gün yapıldı. Uçakla ve özel araçla gelenlerin toplam sayısı 500 kişiyi aşmadı. 50 leva karşılığı mitinge toplananlar da 200 protestocudan fazla değildi.

İlk ilanda “Kartal Köprü” meydanında toplanacakları bildirilmiş olsa da, Halk Meclisi önünde buluştular. Trafik kesildi. Parlamento etrafındaki demir engeller önceden kaldırılmış olduğundan ve “Durun! Nereye böyle?” diyen olmayınca “İstifa!” sloganıyla meclis basamaklarından çıktılar. Halka dönerek yüksek sesle konuşmalar başladı.

Birinci hatip, ucuz tarifeli uçak bileti Sırbistan başkenti Belgrat’ta kaçak yaşayan “BTK-Bankası” Müdürü sabıkalı G. Vasilev tarafından ödenen, Londra Grubu’ndan Emil Rusinov oldu.  Bulgaristan’da elektrik, su, ısı, çöp fiyatlarının yüksel olduğunu, okul giderlerinin arttığını, dış ülkelerde çalışanların yakınlarına gönderdikleri paraların yetmediğini, hayat pahalığıyla başa çıkılamadığını belirttikten sonra sözlerini şöyle tamamladı “İstifa, Adalet, Sistem Değişikliği!

Toplam sayıları 3 milyon kişi olan dış ülkelerdeki Bulgaristan vatandaşları ile birlikte 2018-2019 ders yılında Bulgaristan’da birinci sınıfa kayıt yaptırıp okula başlaması gereken 7 bin çocuk dış ülkelerde bulunduğundan dolayı okula gidemedi, duyurusu yapıldı. Aynı zamanda okul dışı kalan çocukların toplam sayışının 60 bin olduğu, bu rakama Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Bulgaristanlı çocukların katılmadığı, hükümetin eğitim-öğretim problemini çözemediği belirtildi. Okul sorunun ön plana çıkması, 17 Eylülde ülkede yeni ders yılının açılmasıdır. Bu sene okula gitmeyen çocukları toplamak için 1 039 komisyon ve grup çalıştı. Azınlıkların çocuklarını sakladığı iddiaları dolaşıyor. Çocuklar anaokullarında ve ilkokulda Bulgarlaştırılıyor sesleri yükseliyor. Azınlıkların çocuklarını Bulgar devlet okullarına göndermek istemediği, azınlıkların kendi dilinde eğitim veren okullar açılmasını talep ettiği yeniden gündem oldu.

Mikrofon başına geçenler, “İstifa!” isteğine açıklık getirdiler. Boyko Borisov tarafından yönetilen GERB- “Birleşik Yurtseverler” kabinesinin istifa etmesini ve yetine 9 aylık bir süre için kendilerinin gösterecekleri bir PROGRAM HÜKÜMETİ kurulmasını ve Anayasa’da değişiklikler yapılması için Büyük Halk Meclisi seçimi yapılmasını önerdiler. Dış ülkelerden gelen konuşmacılar, şimdiki halk meclisinin dağılmasında ısrar etmediklerini, çünkü PROGRAM HÜKÜMETİNİ şimdiki meclisin onaylaması gerekeceğine işaret ettiler.

Anayasa değişikliğinin temelinde, ülkenin İsviçre Modeli bir iktidarla yönetilmesi yer aldı. İsviçre 4 dilli, 3 kantonu, milli meclisi, başkenti ve resmi dili olan, NATO ve Avrupa Birliği üyesi olmayan, Avrupa banka sisteminin merkezi, modern öğretim, yüksek teknolojili ve modern tarıma sahip bir ülkedir. İsviçre’de çalışanların % 7’si yabancı işçidir.

Bu modelde, resmi dil olarak Bulgar dilinin korunması şartıyla, etniklerin dillerine göre kültürel özerk sahibi kantonlara (eyaletlere) bölünmesi tartışılan konular arasına alınmış bulunuyor. İsviçre’de lise öğrenimi zorunludur. Belediye meclislerinde kanton (eyalet) dili kullanmaktadır. Okullarda 4 dil ders programına alınmıştır.

16 Eylül günü Bulgaristan’da Cumhurbaşkanlığı Sarayının kapılarını halka açtığı bir gündür. Gösterileri planının ilk şeklinde, dış ülkelerden protestocuların Sofya merkezinde “Dondukov 2” adresinde bulunan Başkanlık Sarayına girerek, isteklerini orada açıklamaları da düşünülmüştü. Nedense sonradan vazgeçildi.

Gündeme getirilen ikinci temel konu olan “Adalet!” isteğinde ifade edilen şudur. 1990 yılından beri iktidarda bulunmuş olan başbakan ve bakanların hepsinin sorgulanması ve ülkeyi dibe çökertip Avrupa’nın en fakir, en yoksul ve olanakları tükenmiş ülke haline getirilmesinden yargılanması isteği başta gelmektedir. Devlet ve kooperatif mülklerinin özelleştirmesi yıllarında dönen dolapların araştırılması; halkı soyan suçluların tutuklanıp yargılanması; ülkede sermaye birikimi ve özel mülkiyet temelinde kalkınmayı engelleyen güçlerin tutuklanıp sorguya çekilmesi ve yargılanması önemli isteklerden biridir. İç ve dış ticareti baskı altına alan mafya gruplarının çözülüp sorgulanması, mali oligarşinin çözülmesi, banka iflasları sebeplerinin araştırılması, rüşvet ve dolandırıcılık yasaları gereği yargılanması ve birçok başka istek sıralanmıştır. Bunların yapıla bilmesi için yasama, yürütme ve yargının birbirinden tamamen ayrılması, hukuksal üstünlük sağlanması ve yargı sisteminin reform edilmesi, eski komünistlerin ve istihbarat birimlerine bağlı kişilerin sistem dışı bırakılması, milletvekili olmalarına yol verilmemesi öneriliyor.

***

Politik sistem değişikliğinin yenilenmesi örneği olarak, Macaristan örneği de kullanılabilir. Macaristan’da iki kamaralı meclis var. Milletvekillerinin üçte ikisi mecliste, üçte biri de senatoda görev alıyor. Komşu ülkelerde yaşayan – Romanya, Slovenya, Polonya, Avusturya – ve oy kullanma hakkı olan Macarlar 3 milyon kişidir. Ülke ekonomisine direk katkıları olmasa da, Macar halkıyla aynı eğitim, öğretim, gelenek ve kültür sistemini paylaşıyorlar. Okullarda Macar dili, gelenekleri, edebiyatı, tarihi ve kültürünü öğrenmeleri etnik vatanlarına kendilerini daha yakın hissetmelerini sağlıyor. Dış Macarlar oylarını parti listelerine göre kullanabiliyorlar. Yüzde yüz seçime katılma imkanı sağlanıyor.

***

Göstericilerin üçüncü istek olarak slogan ettikleri “Sistem değişikliği!” siyasi sistemde köklü yeniliğe gidilmesini hedef alıyor.  Batı Avrupa devletlerinde çalışan ve okuyan vatandaşlar seçim sistemindeki değişikliklerin başında, zorunlu oy kullanma ve internet üzerinden elektronik oy vermeyi öne çekerken,  milletvekili sayısının 240’tan 120’ye indirilmesini ve aday listelerinin halkın hazırlamasını, Partiler tarafından aday gösterilmesine son verilmesinde ısrar ediyorlar. Sofya mitinginde, Türkiye’deki soydaşlarımızın seçimde yaşadığı sorunların aşılması için özel çalışmaları olan BULTÜRK derneğinin, dış ülkelerdeki Bulgaristan vatandaşlarının mektupla oy kullanması isteğine açıklık getirmediler.

Bu haftanın sonunda Bulgar göstericilerin Brüksel’de Avrupa Parlamentosu etrafına toplanıp bu isteklerini bütün Avrupa’ ya duyurma hazırlıkları görülüyor.

Kabarmaya başlayan bu halk direniş dalgasının ardında,  halen her yıl Avrupa ülkelerinden ABD ve Kanada’dan gelen 1 260 000 000 (bir milyar iki yüz altmış milyon) Euro yakınlara yardım parası var. Bulgar devleti bu karşılıksız yardımı “yatırım” parası olarak gösteriyor.

Öte yandan, bu yıl ülkede 60 bin öğrencinin birinci sınıfa başlaması ve 60 bin çocuğunda okul dışı kalması çok trajik bir gerçektir. Eğilime bakıldığında bu yıl okula kaydedilen birinci sınıf öğrencilerinin sayısı geren ders yılına göre 3 bin azdır. Bu hesaplara T.C. ’deki soydaş çocukları katılmıyor. Tandans, ana-babaların ve öğrencilerin Bulgaristan’dan başka bir ülkede işe yaramayan, kullanılmayan Kiril alfabesiyle eğitim almak istememesinde gizlidir.

Bulgaristan yeni bir döneme girmeye hazırlanıyor.

Ülke nüfusunun çok yaşlanmış olmasından ve halkın çok küçük bir azınlık tabakası dışında yoksulluk içinde ömür törpülemeye itildiğinden, umutlar dış ülkelerdeki vatandaşlara çevrilmiştir.

Ülkedeki Müslüman Türk düşmanlığının açılması sonucu, bu yeni atılıma soydaşlarımızın da etkin bir güçle katkıda bulunmaları bekleniyor.

Kanımca, bu atılımlara BOŞ FİŞRK diyenler yanılıyorlar.

Bizi izleyiniz.

Lütfen paylaşınız.

Davamız daha iyi yaşama davasıdır.

Reklamlar