Rafet ULUTÜRK
Halk Peevski’ye karşı yeniden ayaklanıyor. Sokaklar gösterici doluyor.
Seçmen HÖH / DPS listesine oy vermeyi topluca ret edebilir.
Peevski seçilirse Avrupa Birliği’nde sözümüz geçmez, alay konusu oluruz.
AB Liberalleri de Peevski’ye karşı tutum aldı.
Avrupa Birliği Parlamento seçimlerine katılacak 14 politik parti kaydını yaptırdı.
Daneil Peevski’nin HÖH / DPS partisi tarafından Brüksel parlamentosuna aday gösterilmek istenmesi Sofya’da protestocuları meydana topladı. 300 gün önceyi anımsayanlar aynı sloganları bağırıyorlar. “Peevski Mafya!” , “Doğan Mafya!” Köy ve kasabalarda istediğimizi seçemiyoruz. İş yapmayacak adamları dayatıyorlar. Oy pazarlıkları hoşnutsuzluğuna sebeptir.
Bir vekilin seçilmesine 160 bin oy gerek.
Sosyolojik araştırma sonuçları şimdilik yalnız 4 politik partinin yani Sosyalistler Partisi BSP, GERB, HÖH / DPS ve “Sansürsüz Bulgaristan” partilerinin milletvekili çıkaracağını açıklıyor.
Hiçbir vekil çıkaramazsa “ABV” ile “Reformcu Blok” un dağılacağı belli oldu.
Seçimi GERB kazanırsa hükümet kesin düşecek. Yani erken parlamento seçimine gidilecek.
HÖH / DPS partisinin, fahri Başkan A. Doğan’ın çok yakın dostlarından olan, kamuoyunda kabul edilmeyen, kavgacı genç bir tip olan 33 yaşındaki milletvekili D. Peevski’yi AB aday listesine koyma hesapları Bulgaristan’da olduğu gibi, Brüksel’de de ciddi tepkiler doğurmaya başladı.
AB Başkanlığı, “Rus ajanlarının burada işi yok” beyanıyla kesin tavır aldı. HÖH / DPS partisinin D. Peevskiyi aday listesinde ikinci yere koyma niyeti, Brüksel’de adayları inceleme komisyonu kurulmasına neden oldu. HÖH’ün bağlı olduğu AB Liberaller Grubu da endişesini gizlemedi.
Bulgaristan kamuoyunun rahatsızlığını ifade eden, 2009 – 2014 yılları arasında Sosyalistlerin AB milletvekili grup başkanı ve eski Diş İşleri Bakanı İvaylo Kalfin, Cuma sabahı “NOVA” TV konuşmasında, Peevski’nin aday gösterilmesi “Bulgaristan halkıyla alay etmek anlamında olur,” dedi.
Bulgaristan Türkleri arasında çok dürüst, aydın ve yabancı dil bilen hazırlıklı genç kadrolar olduğuna işaret eden deneyimli diplomat, Bulgaristan Türkleri kendi adaylarını kendileri göstersinler, diye konuştu.
Kalfin “ızbandutların babası” olarak bilinen bir kişinin Brüksel’e gönderilemeyeceğine işaret etti ve bu gibi olumsuz gelişmeler, “AB parlamentosunda Bulgaristan ile ilgili özel bir karar alınmasına vesile olabilir ve Genel Kurul’da karar alma sürecine katılma hakkımıza yasak getirilir,” diye konuştu.
Aynı konuda, basına demeç veren, kıdemli AB komiserlerinden Miglena Kuneva , “herkes AB milletvekili olamaz!” beyanında bulundu.
Öte yandan basında çıkan yorumlardan, yalnız fahri başkan Ahmet Doğan’ın değil, HÖH / DPS Genel Başkan Lütfrü Mestan’ın “Halkın istemediği ve kamuoyunda tepkiler uyandıran D. Peevski’den kurtulmak için, onu Brüksel’e göndermek istedikleri” öğrenildi.
Hafta sonunda, HÖH / DPS partisi yönetiminin AB listesini kesin açıklaması beklenirken, Parlamento Başkan Yardımcısı ve HÖH Yönetim Kurulu Üyesi Aliosman İmamov, AB seçimleri konusuna açıklık getirmek üzere “Presa”” gazetesine bir demeç verdi. Soydaşlarımızın AB seçimlerinde oy kullanabilmek için ”en az 3 ay aynı yerde yaşamış olma şartı getirildiğinden” 20 000 oy kaybedeceklerine işaret eden İmamov, HÖH / DPS ekiplerinin İspanya, Almanya, Belçika, Hollanda ve Büyük Britanya’da konuk işçi çevrelerinde istişareler yaptığını ve AB ülkelerinden önemli miktarda oy elde etmek için çalıştıklarına açıkladı.
Bulgaristan 2007’de AB üyesi oldu. Bu üyeliğe hazır değildi. Avrupa Birliği üyeliğini zor kucaklayan ülke, kenara itildi, en yoksul üye devlet durumuna düştü. Böylesi ağır ve bunalımlı bir durumda ekonomik kalkınma ve istihdam gibi bir iki ana konu üzerinde yoğunlaşacağına Batı yanlılığı ve Rusya taraftarlıları olmak üzere, ikiye ayrıldı. Totaliter geçmişten kurtulamayan ülke AB politikasına soğuk bakıyor.
Seçmenin % 46’sı AB ülkelerinin Rusya’ya yaptırım uygulamasına karşı çıkıyor.
Bu politikalarla ilgili HÖH / DPS partisi yönetimi hiçbir açıklamada bulunmadığından, seçmenler özgür hareket edemiyor, üzerlerine çullanan baskı mekanizmaları altında eziliyorlar. Hak ve Özgürlükler partisi seçmen kitlesine özgür olma, özgür yaşama ve özgürce seçme hakkını sunamadı ve yaklaşan seçimde de sunamayacaktır. Kimsenin tanımadığı, dayatılan adaylarla Bulgaristan Türkleri, Pomaklar ve Çingenelere AB üyeliğinin esaslı kazanımlar getirmeyeceği önceden biliniyordu. Bu durum seçmenleri rahatsız ediyor.
Zaten AB üyeliğimizden önce, HÖH partisi Başkanı olan A. Doğan, kimseyle görüşmeden, hiç kimseye danışmadan, kendi başına hareket ettiğinden, AB üyeliğimizle ilgili çok büyük yanlışlar yaptı. “Bulgaristan’da çözülmemiş etnik sorun yok”
Deklarasyonu vermekle haklarımızı genişletme ve yeni kazanımlara uzanma yollarımızı tıkadı.
Onun bu bireysel hareketiyle temel hak ve özgürlüklerimiz donduruldu.
Onları güçlendirme ve genişletme yolları tıkandı ve tüm umutlarımız kesin suya düşürdü.
Şimdi AB seçimlerinde HÖH adayı olarak gösterilen ama problemlerimizle, dertlerimizle hiçbir alakası olmayan, Bulgar kamuoyu tarafından da istenmeyen, savcılıkta dosyaları olan, ne işle meşgul olduğu bilinmeyen, ne geçmişi ne de geleceği hakkında herhangi bir bilgi verilen Daniel Peevski adında bir kişiyi Brüksel’e gönderme planları dayatılıyor ki, bu huzurlu bir gelişmeye işaret değildir.
Özellikle de, D. Peevsi’nin Rus sermayesi tarafından yaratılmış olması, bu göbek bağıyla Bulgar iletişim ortamı (medya) holding şefliğine yükselmesi, Moskova’nın Bulgaristan üzerinde gerçekleştirdiği inşaat tasarımlarının hemen hepsinde ortak görünmesi, sosyalist totaliter dönemden bir Bulgar istihbarat generalinin torunu olduğunun bilinmesi, Brüksel’de ciddi endişe uyandırırken, beklenmedik sertlikte yeni tepkilere neden oluyor.
Bulgar kamuoyunda, AB Genel Kurulu’nun Bulgaristan’la ilgili özel bir karar almasından korku var. Bu kararla, yatırımların bütünüyle dondurulabilir; yeni seçeceğimiz milletvekilleri AB Genel Kurul toplantılarından dışarıda tutulabilir; karar alma hakları geçersiz kılınır. Politik gözlemciler çok olumsuz gelişme ihtimallerine işaret ediyor.
Özellikle şimdi dünya yeni bir “soğuk savaşa” giderken, Kırım Yarımadasına el atan Moskova, Ukrayna’ya çok gergin günler yaşatıyor. Baskı politikası burnumuzun dibinde yeni bir cepheleşmeye neden olurken, gerginlik yaratıyor. Rusya Başkanı Putin, Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’da bu arada, tüm Batı Avrupa Başbakanlarına özel mektup göndererek, doğal gaz ve petrol sağlanması konularında uyarılarda bulundu. Rusya’ya olan 5.5 milyar US Dolar doğal gaz borcunu Ukrayna ödeyemezse, Bulgaristan’a olan sevkıyat da durabilir. Böylesi gergin bir ortamda, Hak ve Özgürlükler Partisi’nin inat edip, kendisinden kuşku duyulan ve onaylanmayan bir kişiyi Brüksel’e zorla seçtirip gönderme politikası, rüzgâra karşı koşmaktan başka bir şey değildir. Bulgaristan’da 2 milyon Türk var derken bir AB Parlamentosuna gönderebilecek kişi bulamaması ve Bulgarlardan da en kötüsünü seçmek istemesi düşündürücü.
Ülkedeki son gelişmeler HÖH partisine karşı ulusal cephe oluşturmayı gündeme gelmiştir. “Demokrasi, kulisten yönetilen bir düzen olamaz” diyenler çoğalıyor.
Peevski’ye karşı halk ayaklanıyor, Türkleri göremiyoruz!
Ayaklanma ızbandutların politik egemenliğine karşıdır.
Halk artık kendisiyle alay edilmesine tahammül edemiyor. Biz neden ve niçin susuyoruz…