Tarih: 31 Mayıs 2019
Yazan: Ertaş ÇAKIR
Konu: Analizlerimiz:
Her şeyi dert eden halkıma 2014’te , “Ocaklarına incir ağıcını, kendi elleriyle diktiler, sonları yakındır!” demiştim. İşte o gün geldi!
1990’dan beri, her sabah ama hiç istisnasız her sabah açan Umut Çiçeğimizin yapraklarından çiği damlacıklarını çalan DPS, 26 Mayıs 2019 sabahı dallarımıza uzanamadılar.
“Kalemiz” dedikleri “Güzel şehir Kırca Ali’mizde” ancak 38 284 oy alabildiler. 4 191 vatandaş “size verecek oyumuz yok” dediler. Razgrad ve Tırgovişte aynı tepkiyi verdi. Türk kent ve köylerinde üç kişiden biri sandığa gitmedi. Teklif edilen paraları almadılar. Her yerde “boş vaatlere doyduk” sözleri işitildi. Son seçime kıyasla Silistre’de oylar % 10 azaldı. Smolyan (Paşmaklı), Pazarcık (Tatar Pazarcık) ve Blogoevgrad (Yukarı Cuma) yüz çevirdi. Türklerin DPS partisine güveni ve itimadı kalmadı. “Bir yalan 30 yıl uzar mı?” sorusu dolandı durdu. “Siz şerefimizle oyun oynadınız!” diyenlerin sesi sertti. Halkımız gerçekleri bilmezmiş gibi yapsa da, “sözlerin, vaatlerin boş olduğunu, aldatıldığını, onurunun satıldığını” kesin anladı ve kendi sezgilerine inandı. Bu bilinçlenme yolunda atılan yeni ve büyük bir adımdır. Hepimizi kutlarım.
Ahmet Doğan “aç sülük sürüsünün” kardeşlerimize karşı izlediği siyasi çizgi mutlaka yargılanmalıdır. 10 binden fazla Bulgaristan Türk aydınlarını ezerek yok etmiş, vatanımızdan kovmuş, zulüm uygulanmış, kabalığı sınır tanımamıştır. 8. Kongrede Doğan’ın kürsüden atılması, genç mühendis Oktay Yeni Mehmedov’un tepkisi, halkımızın tepkisiydi, susal ve dayanan kitle tarafından yüzde yüz desteklendi ve özendirildi. Doğan’ın ensesine yapışan Osmanlı Tokatı halkımızın bilinçlenme kapısını açtı, uyuyanlar uyandı ve değişim bilinci egemen olmaya başladı. Susan kitlemiz, Ahmet Doğan’ı parti ve siyaset sahnesinden indirdi, saray dedikleri kiralık “altın kafeslere” kapadı, nefes almasının 20 korumadan izin almaya bağladı. Fakat o kötülüklerine devam etti, külüstür “saraylarda” Ahmet Emin’in kurşunlanması, çocuklarının başka Türk aydının manen yara alması, partiden atılması, tartaklanması, cezalandırılması vs. keyfi hareketlerdir, adli suçtur, insanlar ve yakınları tehdit edildikleri için yardım aramamışlar, sorguya çekilmemişler, dava açılmamıştır. Zaman gelecek bir yandan “koltuk değneği” siyaseti, Bulgaristan Trükleri’nin hak ve özgürlük davasına ihaneti ve DPS yönetiminin tüm hareketleri mahkemelerin duruşma odalarında çok ciddi yargıçlar ve savcılar tarafından görüşülecektir. Suçlular hak ettikleri cezayı bulacaktır.
İzninizle bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum.
DPS her adımında, kör cahil, bilgisiz, siyasette gön surat gibi hareket ediyor. Halkımızın adalet davasıyla, dürüstlüğüyle alay etti ediyor. Soruyorum. 26 Mayıs AP milletvekili seçimlerinde sahnelenen bu trajik-komik oyun neydi? Mustafa Karadayı (ona da bundan sonra DPS Başkanı demeyeceğim, çünkü bu görevi hak etmediği gibi, kötüye kullanıyor, onurumuzu mafyaya pazarlıyor, bizimle alay ediyor, palyaçoluk yapıyor.
Bulgar Merkez Seçim Komisyonu 30 Mayıs günü M. Karadayı’nın Avrupa Parlamentosu milletvekili seçildiğini açıkladı. O da, hemen ardından “gitmeyeceğim” dedi. Herkes bu işin içinde ve ardında bir şeyler olduğundan haklı olarak kuşkulandı. Bu şahısın köyünde ve başka yerlerde 10 yıldan beri soygun, vurgun, rüşvet işleri bataklığında ördek gibi çırpındığı ortaya çıktı. Sosyal basın sülalesinin, uzak ve yakın akrabalarının şirketler ağı kurduğunu ve 10 milyon Avro’dan fazla dolandırıcılık ve kendilerinin olmayan paralara el atma gibi işler yaptığını resmi mali evraklar ve fotoğraflarla kanıtladı.
Şimdi “Karadayı ne yapıyor acaba?” diye sorsanız, “hiç kımıldamadan, ara sıra titreyerek ve korkudan karardıkça kararak soyadına uygun olan bir hal aldığını” söylerim. O kuşkusuz, görevinde son haftalarını ve sayılı günlerini geçiren Bulgaristan Baş Savcısı Tsatsarov’un gitmesini değil, yerine gelecek olan Baş Savcının kim olacağını, “halden anlar biri olup olmayacağını” öğrenmeye sabırsızlanıyor. Şu da var, son olaylardan sonra ve GERB partisinin bacasını birden bire ateş alınca Başbakan Borisov’a Brüksel’den “adalet reformu yapması için son şans verilmiş.” Oda, hiç gecikmeden, Amerikan ajanı olduğu ve partiyi içinden ele geçirme planı yapan GERB Başkan Yardımcısı Ts. Tsvetanov’tan kurtulduğu an, “adalet reformu yapacağız” dedi. Bu durumda, Karadayı’nın cevap aradığı ve bulamadığı soru şudur: “Adalet reform beni ve çetemi yakar mı?”
1978’de İvan Kostov hükümeti idaredeyken benzer bir olay yaşanmıştı. O zaman devlet güvenlik örgütü “DS” şefi Atanas Atanasov Başbakan İv. Kostov’a bir gizli rapor göndermiş ve bakanların % 10 rüşvetle çalıştığını kanıtlarla bildirmişti. Kostov, 5 bakanı birden görevden almıştı. Bakanlıktan düşen Biserov – çöpe atılmıştı – Ahmet Doğan ona sahip çıkmış ve DPS Politik Konseyine, Halk Meclisi milletvekili ve Halk Meclisi Başkan yardımcılığına kadar yükseltmiş, sonunda “para aklamaktan” yine tuzağa düşen politikacı, yargılanmıştı.
Sosyal medya – şimdi çöpe atılan – Ts. Tsvetanov’un da DPS partisine toplanması bekleniyor. Bu tahminde bulunanlar, 2 ay önce Ts. Tsvetanov ile M. Karadı’nın Birleşik Amerika’yı ziyaretine, birlikte Başkan D. Trumpla kahvaltı etmelerine hatırlatmada bulunuyorlar.
Son yıllarda yakın ilişki ve işbirliği içinde bulunan GERB ve DPS partilerinin rüşvet ağı ve siyasi dalavere sistemine örülmüş buz dağı olduğunu özellikle yorumlarken, Bulgar politik sisteminin dağıtılmasını ve şimdiki politikacıların siyasetten ve radyo, TV ve sosyal medyadan tamamen uzaklaştırılmalarında ısrar ediyorlar. Durum gerginliğini koruyor ve kıvılcım atmaya devam ediyor.
Karadayı’nın söylediği her söz gibi “Brüksel’e gitmeyeceğim” de yalandır. Yanlıştır. Paçayı kurtarma planıdır. Gene salladı! Bulgaristan Merkez Seçim Komisyonu onun “AP milletvekili” durumunu bozamaz. Bunu ancak Avrupa Parlamentosu Başkanlığı yapabilir. Ne ki, Peevski’nin beyan ettiği üzere hem AP milletvekili, hem de Sofya Halk Meclisi milletvekili olamazlar. Brüksel bu merakların hepsine “olmaz” da diyebilir. Bu, hukuksal bir durumdur. Kabul edilmiş yasa olmaması da, keyfi hareket etmeyi engelleyebilir. ve Delyan Peevski ve İlhan Küçük için de geçerlidir. 2014 yılında Sofya Yüksek Seçim Komisyonu üyelerinden üçü Peevski AP milletvekilliğinin fes edilmesine imza atmayınca olay Strasburg Yüksek Mahkemesine gitmişti. Sonu sonunda bu değirmenin suyunun başka yerden geldiği ve değirmende başkasının un öğüttüğü gün gibi ortadadır. Halkımız aldatılıyor. Göz göre göre bu defa da aldatılmak istendi. Bunlar dolandırıcı, egoist, aç, dalavereci, dalavereci ve rüşvetçi derken hiçbir kimse yanılmamıştır. Karadayı için “Brüksel meclisi” ve bu meclisin sağladığı “4 yıl dokunulmazlık” tek kurtuluş imkânıdır. Bu hesaplar önceden yapılmıştır. Parti merkezinden yeni yeni açıklamalar yapılıyor. Mustafa Karadayı. Delyan Peevski Brüksel’e gitmemeyi başarabilirlerse, yerlerine, Tarım Bakanlığı fonlarının kötüye kullanılmasında şampiyon olan Karadayı’nın köydeşi ve dolandırıcılıkta kankası olan Bayan Hatice Ali ve Başbakan Oreşarski hükümetinde Çevre Bakanı olan, aynı yıllarda eşi devlet yedekleri müdürü olan ve hakkında 10 yıl hapis istenen, davası devam eden, Bayan İskra Mihaylova’nın gönderileceği haber olarak yayınlandı. İşler öyle karışık ki, anlatmaya utanıyorum. Bu memlekette namuslu ve aydın kafalı ne kadar Türk varsa hepsinin hesabı görülünce meydan işte bu kalpazanlara kaldı. Ötesini siz düşünün…
DPS oylarını Vidin, Montana ve Vratsa şehir gettolarından ve köylerdeki kulübe mahal lalelerden satın almıştır. Türkler için demokrasi, adalet ve huzur için çalışacaklarına “oy tüccarı oldular.”
Bu defa seçilen ve “Brüksel’e kaçamayanlar, yakındır “koğuşa girecektir.”
Geçmiş olsun.
26 Mayıs seçimi memleketimizde deprem yaptı desek azdır.
Okuyun ve paylaşın.
Teşekkürler.