Tarih: 03 Eylül 2019
Yazan: Rafet ULUTÜRK
Konu: Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev gurbetçilerin ve çifte vatandaşların seçme ve seçilme haklarını savundu ve meclisten yasallaşmasını istedi.
4 Eylül 2019 tarihinde 44. Bulgaristan Parlamentosu güz dönem toplantılarına başladı. Meclis salonuna Cumhurbaşkanı Rumen Radev ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yotova ve 10 kişilik danışman ekibi katıldı.
Meclis kürsüsünden halka hitaben konuşan Cumhurbaşkanı şöyle dedi:
“Bulgaristan’da güvenlik ve istikrar yok, fakirlik, dolandırıcılık ve kara cahillik var.”
Radev’in konuşmasından bu cümlenin medyada ve basında manşet oldu:
- Dış ülkelerdeki vatandaşlarımız, çifte vatandaş olmuş, Bulgaristan vatandaşlarına milletvekili, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcılığına aday olma hakkı tanınmalı ve yasaklar kaldırılmalıdır.
- Meclis önerilen yasal değişiklikleri onaylayıp demokrasi ve adalet yolunu açmazsa sokak statükoyu süpürecek.
- Sizi ağır bir çalışma dönemi bekliyor. Bütçeyi ve yerel seçim yasasını onaylayacaksınız.
Başkan Radev, Sofya meclisinin ödevlerini 7 maddede özetledi ve önce şöyle konuştu:
“Yürütme üzerinde bütünsel parlamenter denetim yoksa devletin verimli yönetildiği sağlanamaz.” Dedikten sonra ülkenin ve halkın sıkıntısı en fazla arttıran problemlerin öncelikli olarak güvenliksizlik ve istikrarsızlık olduğu gün ışığına çıktı. Güvenlik probleminin kaynakları içseldir. Temelinde işsizlik ve yoksulluk vardır. Asgari ücretin çok düşük olması, emekli maaşları ve sosyal yardımlarla geçinmenin imkansızlığı temel nedenlerin başında gelir. Yalnız çalıp kapmayla geçinenler ordusunun büyümesi huzursuzluk ve güvensizliği şiddete dönüştüren etkendir.
Bir defa hırsızlık, dolandırıcılık ve rüşvetçilik devleti işlemez duruma getirmiş, kamudan istenen her hizmet için peşin ödeme yapıldığı, devletin tüm düzeylerde 400 bin kişi çemberi içine kilitlendiği ve “bizim adamların” aileleri dışında kalanların gurbetçi yakınlarından gelen havalelerle iki ucunu bağlamaya çalıştığı bir de cumhurbaşkanının ağzından açıklanmış oldu.
Hayat pahalılığına en kesin kanıt ise bu yoksul tabakanın 5 yıl önce dış ülkelerdeki yakınlarından gelen 800 milyon Euro ile geçinebilirken, bugün artık bu güncel ihtiyaçların ancak 1 260 milyon Euro ile karşılayabilmesinin çok zor olmasıdır. Köylerde ve küçük kasaba ve şehirlerde mal mülk ve can güvenliği kalmamıştır. Her gün kesilmiş, parçalanmış ve bidonlara doldurulmuş insanların bataklıklar, gölet ve baraj kenarlarındaki sazlıklarda bulunduğu, aile şiddetinin alıp yürüdüğü, babanın eşini çocuklarının gözü önünde satırla parçaladığı haberleri toplumu sarsıyor. Toplumu felç eden duruma dolandırıcıların katılması ise, insan kaçırma, sınırdan sınıra sığınmacı maceraları, gizli mafya gruplarının dalavereleri ve devlet güçlerinin bunlarla başa çıkamaması veya işbirliği halinde olması dikkat çekicidir. Okuryazar olmayan genç kuşaktaki kalabalıkla birlikte okul görmüş ve mürekkep yalamışlardan % 42’sinin okuduğunu anlayamaması, kendisine anlatanları kavrayamaması yalnız memleket içinde değil, dış ülkelerde de basın sayfalarına ve makam raporlarına yansımış ve düşündürücü olmuştur.
Cumhurbaşkanı, Avrupa’da en fakir ve en cahil ülke ve halk oluşumuza böylece vurgu yaparken, 2009’dan beri iktidar olan GERB hükumetinin sorun çözme çaresizliğine işaret etti. Hükümletin denetlenmesini istedi. Başbakan Boyko Borisov’un ayda en az bir defa meclise gelip aktüel politik durum, güvenlik, ekonomik ve sosyal sorunlarla ilgili açıklamada bulunarak soruları yanıtlamasına ısrar etti.
İkinci olarak Radev, değişik yollardan oluşturulan bütçe fazlasının tüketilmesinde meclisin tüm etkinlikleri ve harcamaları kontrol etmesini önerdi.
Cumhurbaşkanı Rumen Radev Halk Meclisinde konuşurken
Cumhurbaşkanı Radev ülkede kontrol olmadığını, kontrolden vaz geçmek demokrasiden ödün vermektir, meclis kontrolünün yeniden sağlanmasıyla iyi pratikler dönemine dönebiliriz ve dolandırıcılıkla mücadelede başarılı olabiliriz şeklinde konuştu.
Radev şöyle dedi: “Kuralları açık, düzeni belli, halk için çalışan ve halkın refahını sağlayan güçlü bir devlete ihtiyacımız var. Ülkede güvenlik denen bir şey yok, ilerlemeyi hisseden yok, fakirlik ve yoksulluk, dalavere ve kör cahillik almış başını gidiyor, bunların önlenebilmesi değişiklikler yapılmasını gerektiriyor. Bu değişikliklerin anlamı şu olmalıdır: Halkın, vatandaşların yönetim, zerindeki kontrolü arıtmalıdır, kurumlar şeffaf çalışmalıdır ve yaptıkları işlere hesap verebilmelidir. Bulgaristan vatandaşlarının sosyal yaşam kontrolü yaygınlaşmalı ve önem kazanmalıdır.”
Radev konuşmasında, vatandaşlarının devlet ve belediye yönetimlerinden ve işlerin denetiminden uzaklaştırıldığına işaret ederken, ötekileştirilen vatandaşların memleketi terk etme süreci devam ediyor, diye konuştu ve 2017’i Martından sonra kurulan III. Borisov hükumetinin politik ve ekonomik yönetim programını Mecliste tartışmadığını ve ülkenin bazı kişilerin keyfine göre idare edildiğini belirti ve şöyle dedi:
“27 Ekimde yerel seçimler yapılacak. Kayıtlar başladı. 27 Eylülde seçim kampanyası başlayacak. Belediye ve muhtarlıkların merkez idarenin mali baskısından kurtarılması ve yerel organların mali bağımsızlık ve inisiyatif sahibi olması zamanı çoktan geldi geçti. Bu yönde atılacak olan adımlar, bölgelerdeki halkın aktifliğin-in artmasına neden olacaktır.”
Bu yöndeki örneklere, Başbakan Borisov ile Meclis Başkanı Karayançeva’nın Krumovgrad (Koşukavak) Belediyesinde “Ada Tepe” altın maden ocağının işletmeye açılması vesilesiyle yaptıkları ziyarette, kamuoyunun Kırca Ali’ye yeni bir Stadyum yapılması isteğine yanıt verirken, “GERB yerel seçimleri kazanırsa” demesi, çok gönül kırıcı oldu.
Bu durumu yorumlarmış gibi konuşan Cumhurbaşkanı Radev, “yönetim işleri giderek halkın elinden alındığında ve küçük ve dar bir gruba devredildiğinde, bu grup işleri kişisel ekonomik ve mali çıkarlarına bağlı görmekte ve iktidarı avucunun içinde hızla sıkmaya devam etmektedir. Bu küçük grup ekonomik iktidarını taş gibi elinde tutuyor. Tehlike burada gizlidir.” dedi.
Vatandaşların aleyhinde kanun değişikleri yapılmasına son verilmelidir.
Yerel seçimlerin Bulgaristan’ın yakın geleceği için olağanüstü önem taşıdığını açıklayan Cumhurbaşkanı Radev, “ Bugün Bulgaristan’da belediyelerin kaderi hükumetin keyfine bağlıdır. Uygulanan ölçütler dar parti kıstasıdır. İşlerin sonuçlarından halka kıymık kaymıyor.” Dedikten sonra şu vurguyu yaptı: “Halk Meclisi vatandaşların yönetim işlerine direk katılması yolunu açacak kanun değişiklikleri yapmalıdır. Vatandaşların aleyhinde kanun değişikleri yapılmasına son verilmelidir.
Benim görüşüme göre, ülkedeki durum “bataklık” andırıyor ve biz en değerli varlığımız olan insanlarımızı kaybediyoruz, dış ülkelere göç devam ediyor. Bulgarisan vatandaşlarından büyük bir kısmı kendi devletinden yabancılaşıyor. Devlet yönetiminin ana faktörleri olan şeffaflık, sorumluluk ve hesap vermenin olmadığı yerde kimse yaşamak ve çalışmak, faydalı olmak istemiyor.
Bulgaristan Cumhuriyetinin Bulgaristan vatandaşlarının hepsinin vatanı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Radev şu görüşlerini açıkladı.
Diş ülkelerde çalışan gurbetçilerimizin, çifte vatandaşlığı olan Bulgaristan vatandaşlarının, öğrencilerin ve diş ülkelerde geçici bulunan vatandaşlarımızın “hepsi seçimlere aktif katılma, seçme ve seçilme hakkını kullanma, milletvekili, cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olma” hakkından yararlanabilmelidir. Halk meclisi bu sorunları görüşüp kanun değişikliği yaparak yasallaştır-malıdır. Halkın yönetime direk katılma engelleri kaldırılmalıdır.
2019’da seçime katılma hakkı olan 3 milyon Bulgaristan vatandaşının dış ülkelerde bulunduğu bir gerçektir. Bu vatandaşların yarısı Avrupa Birliği ülkelerinde, öteki yarısı da Türkiye’de ve Birleşik Amerika, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Körfez ülkeleri ve diğer devletler-dedir. Bu ülkelerle Bulgaristan arasında ilgili ülkede bulunan Bulgaristan vatandaşlarının seçime katılması sorunlarını kapsayan özel antlaşmalar yoktur.
Örneğin 86 bin Bulgaristanlının ikamet ettiği
Almanya’da ancak Konsolosluklarda ve ticaret temsilciliklerinde seçim bürosu açılabiliyor. 60 bin seçmenin bulunduğu İngiltere’de şimdiye kadar en fazla 5 seçim sandığı açılabildi. Bir büroda bir günde ancak bin kişi oy verebilir.
1 milyonun üzerinde çifte vatandaş ve seçmenin bulunduğu
Türkiye Cumhuriyetinde halen en fazla 36 seçim sandığı açılmasına izin verilmiştir.
KKTC’deki soydaşlarımız ise oy kullanmak için Güney Kıbrıs’taki Bulgar Konsolosluğuna gitmek zorunda kalıyorlar.
Körfez ülkelerinde seçim sandığı açılmıyor.
Bu durum, Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK başta olmak üzere, Türkiye’deki soydaşlarımızın çıkarları ve seçimlere aktif katılma haklarını savunan dernek ve federasyonların “posta ile oy kullanma” önerilerine katılma önerilerinde birleşmesi yolları böylece açılmış olmuştur.
Meclis açılışında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Rumen Radev bu konuya vurgu yapmasa da, öneriler Sofya meclisindedir. Alman, İngiliz ve Avusturya seçim pratiği analiz edilerek hazırlanmış ve Sofya aydın ve avukat çevrelerinde destek bulmuştur.
Çifte vatandaşların ve gurbetçilerin seçilme hakkı yasallaşırken, bugünkü seçim kanununda da değişiklikler yapılarak “posta ile oy kullanma” usulünü kabul edilerek yasallaştırılmasına mutlaka gidilmelidir.
Halen majoriter seçim sistemine geçmeyi kabul etmeyen, Bulgar parlamentosunda zamanı dolmuş komünist dikta uygulamalarına son verilmesine götürecek en kısa ve isabetli yol bu olacaktır.
Bulgaristan dışında bulunan gurbette kalmak zorunda kalan Bulgaristan çifte vatandaş soydaşlarımızın aktif katılımıyla önce meclis bileşimi değişirken, daha eğitimli, uluslar arası deneyimli, becerikli, dürüst, Bulgar ırkçılığını silkilmiş yeni kuşak kadrolar göreve davet edilmesi, uluslar arası seçim kampanyaları düzenlenmesi olanakları açılmış olacaktır. Seçilen Milletvekilleri Mecliste şahıslar Parti Başkanlarına değil Bulgaristan devleti için çalışmaya başlamış olacaklardır. Bu çalışmalarda en fazla iş sivil toplum örgütlerine düşecek, seçmenle yönetim arasında sağlam bir doku oluşacaktır. Bulgar toplumunun komünizm uzantısı partilerden, ajan, muhbir, kreminal geçmişi olan, cezadan kaçan kadrolardan kurtulmasına doğru ilk hamleler de başlayacaktır. Bu bakıma Cumhurbaşkanı Radev’in önerilerini, şimdiye kadar verdiğimiz hak arama mücadelesi doğrultusunda bulup tam destek sağlamayı ödev biliyoruz. Komunist uşaklar sonuna geldiğini hissetmişlerdir. Özellikle muhbirler bu halkın en zararlı maluklarıdır, herşeyden önce bunlardan kurtulmak gerekir. Bulgar Türk Roman önemli değil kimin eski DC’de muhbirliği varsa devlet kademelerinden uzaklaştırılmalıdırlar. Ancak böyle Bulgaristan düze çıkabilir…
Meclis uyumaya devam ederse ve 16 Kasım 2016’daki halk oylamasında 2 500 000 (iki milyon beş yüz bin) seçmen vatandaşın oyunda ifade bulan, politik sistem değişikliği, zorunlu seçim, seçimlerde devlet yemliklerinin kapatılması, majoriter seçim sistemine geçilmesi gibi istekleri rafa kaldırıldığı günlere bir daha dönülmesine asla imkân tanınmamalıdır.
Cumhurbaşkanı Radev’in belirttiği gibi, milletvekilleri meclis bekçiliği yapmaya devam ederse, sokak Bulgaristan’daki statükoyu silip süpürecektir. 30 yıl gecikmeyle de olsa temizlik başlamıştır. Yerel seçimlerde Türk-Bulgar değil bu şehirde insanlara imkan fırsat ve daha iyi yaşam verebilecek olanları ahlaklı, dürüst ve bu şehir için düşünenler. Yeni yeni fikirler üretebilen insanlar arasında irk, din ayrımı yapmayana oylarınızı vermelisiniz. Bu da halkın görevidir, halk da bu görevini sandıkta yapmalıdır.
Bizi izlemeye devam ediniz.
Paylaşanlara teşekkürler.