Edebiyatın, sanatın, kültürün, aktüel konuların buluşma noktası olan İLESAM Genel Merkezi’nde 20 Mayıs 2017 tarihinde yeni bir etkinlik daha gerçekleştirildi.

İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan program Prof. Dr. Halil Buttanrı’nın
“Günümüz Eskişehir Şairleri ve Şiirleri”ni anlatması ile devam etti.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

 

Prof. Dr. Halil Buttanrı’ya konuşma notlarını bizimle paylaştığı için teşekkür ediyor; notlarından derlediğimiz metni sizlerle paylaşıyoruz.

“Şiir, en eski edebiyat türlerinden birisidir. Her toplumda ilk önce şiir meydana çıkmış, günlük hayatta kullanılan düzyazı, ancak yazının bulunmasından sonra sanat alanına giriş yapmıştır. Yani, düzyazıdan oluşan edebiyat türleri, şiire göre oldukça yenidir ve edebiyat şiirle başlamıştır diyebiliriz. Kelime manası olarak şiir: “edebi değeri olan nazımlı ve kafiyeli söz” olarak geçer.

Şiirin herkesçe kabul edilen belli bir tanımı yoktur. Şiir kavramının tek bir tanıma dayanmadığı, zaman zaman birbiriyle çelişen tanımlar yapılabildiği görülmüştür.

Yahya Kemal Beyatlı, şiir için şunu demiştir: “Şiir, nesirden bambaşka bir kimliktedir. Musikiden başka türlü bir musikidir.”
“Şiir yazılmış ve okunan değil, söylenmiş ve dinlenilen şeydir” der.

Melih Cevdet Anday ise, şiiri tanımlamaya çalışmanın boşuna bir çaba olduğunu düşünür. Çünkü “Tanım akıl işidir. Şiir ise akıl dışıdır.”

Hilmi Yavuz, “Şiir dil değildir, ‘söz’dür der. Şiirin “söz” olması, onun dilsel anlamlarından arınması demektir. Şiir şairin zihnindeyken kişiseldir, neşredildiği andan itibaren yoruma açık hale gelir, okuyanlarca farklı anlamlara kavuşturulabilir. Bu da söz’ün bir özelliğidir. Söz, söyleyenin zihninin eseridir. “Şiirin tarihi ‘dil’den ‘söz’e doğrudur.

Şair, “Şiir yapılır.” önermesiyle şiirin bilgiden yola çıkılarak yapılan bir “şey” olduğunu söylemek istemiştir. (Yavuz: 1999c, s.30).

Dil şiirin ana maddesi, özüdür. Yıllar, yüzyıllar boyunca işlenir. Şairin eline bu tecrübelerden sonra gelir. Şair, yılların şekillendirdiği “dil”i kişiselleştirerek kullanır.

Necip Fazıl’a göre şiir: “Mutlak hakikati arama işidir.”

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün… Bu kadar fazla şiir tanımının olmasını Ahmet Kabaklı şöyle izah etmekte: “Nesirde nasıl yazarın bir üslubu olursa, şiirin içinde de şairin bir sırrı olur. Ve şair adedince sır vardır ki bu da şair adedince şiir tanımının olduğunu gösterir.”

Kısaca, şiir için, “Dili kullanarak insan üzerinde en yoğun, en etkili ve en güçlü izlenimler yaratan sanattır.” diyebiliriz.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde verilmekte olan “Eskişehir Yöresi Şair ve Yazarları” isimli derste, öğrencileri araştırma ve inceleme yapmaya alıştırmak ve bunu tez olarak yazabilme yeteneği kazandırabilmek amacıyla “Mezuniyet Tezi” olarak çalışmalar yaptırdık. 2000 yılından itibaren sürdürdüğümüz çalışmalarda 131 adet tez çalışması yapılmıştır. Şairlerimizin yeni kitapları yayınlandıkça; şiir, roman, tiyatro gibi farklı alanlarda veya şiirin değişik türlerinde değişik eserler üretenleri, genellikle 5 yıl aralıklarla tekrar incelediğimiz olmuştur. Böylece Üniversitemizin, bulunduğu yöreye, bulunduğu şehre katkı vermesi amaçlanmıştır.

Eskişehir bu bakımdan şanslı bir şehirdir. Yunus Emre’nin diyarında şiiri seven ve emek veren, değişik türlerde yazan pek çok değerli şairlere, âşıklara ve yazarlara ulaştık. Onları tespit etmemizde, onları tanımamızda ve ulaşmamızda başta Eskişehir Şairler Derneği olmak üzere Eskişehirli Şairler, Ozanlar ve Yazarlar Derneği, Eskişehir Emirdağ Kültür ve Sanat Derneği, Eskişehir Sanat Derneği, gibi çok değerli sivil toplum kuruluşları yöneticileri yardımcı olmuştur.

Bu çalışmalara başladığımızda şairlerimizin pek çoğunun eserleri basılmamış haldeydi. Bunları basmaları gerektiğinin bu ülkeye bir borçları olduğunu her ay düzenledikleri toplantılarda yaptığımız konuşlarla teşvik ettik. İnsanlarımızın bu ülkenin, bu milletin imkânlarıyla edindikleri kültürel birikimi, çok değerli bir miras olarak milletine iade etmeden göçüp gitmemeleri gerektiğini telkin ettik. Bugün şairlerimizin hemen hepsini yayınlanmış kitapları vardır. Bazılarının birden çoktur.

Şairlerimiz şiirin tadını ve eğitimini Eskişehir Şairler Derneği’nde almışlardır. Dernek tanıtım dosyasında şöyle tanıtılmaktadır:

Eskişehir’de minicik bir tabelanın belirlediği büyük bir dernek var. Eskişehir Şairler Derneği 1992 yıllarının sonlarına doğru bir avuç şair tarafından kurulmuştur. Şairler arasındaki birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını geliştirmeyi, çeşitli etkinliklerle şiiri sevdirmeyi, genç şairleri teşvik edip, Türk Edebiyatı’na kazandırmayı, Eskişehir’in tanıtımına katkıda bulunmayı amaç edinmiştir.

Bu Dernekte sevginin, saygının en artısını bulursunuz. Burada aşklar, hüzünler, sevinçler, ayrılıklar, acılar kısacası bütün duygular anlatılabilecek en güzel şekilde anlatılır. Gönüllere duygular kelimelerle resmedilir. Resimler konuya göre renklenir. Bazen yeşerir bazen pembeleşir, bazen de sararır. Başka bir deyişle duygular önce kelimelere,  sonra renklere dönüşür.  Şiir işte bu olmalıdır.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, oturan insanlar ve kalabalık

Duyguların bu denli yoğun olduğu bu yerde büyükler büyük, küçükler küçüktür. Büyükler sever, korur, yol gösterir, örnek olur. Küçükler verilen doğruları alır saygı duyar,  saygı gösterir. Derneğe, derneğin adına layık olmaya çalışır. Bütün bunlar içten gelerek samimi bir ortamda cereyan eder. Burası yani Eskişehir Şairler Derneği büyük bir tezgâhtır. Başkan Sayın İbrahim Sağır’ın “Şairim Kafdağı Sırtımda Yüküm” mısraında belirttiği gibi,  Kafdağı’nı sırtına yüklenen herkes gelir oturur bu tezgâhın başına. Seçer iplerini, belirir renklerini İbrahim Sağır,  Muharrem Kubat, İsmail Çelik, Nedim Uçar, Rasim Köroğlu gibi ustaların destek ve katkılarıyla dokur gönlündeki desenleri ilmek ilmek, düğüm düğüm. Bir de bakarsınız öyle güzellikler çıkmış ki ortaya takdir etmemek, beğenmemek mümkün değil.

Bir üstadın dediği gibi şiir okuludur burası. Daha doğrusu şiir akademisi biraz şiirle ilgisi olan, biraz yeteneği olan o kadar çok kişi şair olmuş ki burada.

Yazılan şiirler birbirini takip etmiş, zamanla dernek üyesi şairler bölgesel, ulusal ve uluslararası şiir yarışmalarına katılmıştır. Kazandıkları ödüllerin sayısı her yıl biraz daha artmış.

Böylesine özel ve güzel olan dernek söz konusu etkinliklerin o kadar sessiz ve derinden yapar ki, şiirle çok yakından ilgisi olanlar dışında pek fazla kişiye duyurmaz sesini.

Şairler Derneği her ayın ilk Cuma günü “Porsuk Şiir Akşamları” adıyla şiir dinletisi düzenlenmektedir.

Bu çalışmada Eskişehir’in günümüz şairlerinden söz etmeyi planladık. Bunları sıralarken dernek başkanlarımızdan başlayarak bir sıra izledik. Çalışmamızda ağırlıklı olarak danışmanlığımda yapılan tezlerden yararlanılmıştır.”

Prof. Buttanrı, Şair Kenan Demirel,  Şair İbrahim Sağır, Şair ve Yazar Ahmet Urfalı, Şair Ertuğrul Şakar, Şair Muharrem Kubat, Şair Rasim Köroğlu, Şair Halil Gürkan, Şair Lütfü Kılıç, Şair Fikret Akın, Âşık Pervânî (İsmail Çelik), Şair Fikret Görgün, Şair Şerife Gündoğdu, Şair Burhanettin Çil, Şair Rabia Barış, Şair Nedim Uçar, Şair Aydın Çetinkaya, Şair Hilmi Can, Şair Mehmet Ali Kalkan, Şair ve Araştırmacı Yazar Ergün Veren, Yazar ve Şair Ayşe Çekiş Yaman hakkında bilgiler sunarak şiirlerinden örnekler verdi.

Prof. Dr. Halil Buttanrı’ya katılımlarından dolayı İLESAM Yönetim Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Nurullah Çetin tarafından bir Teşekkür Belgesi takdim edildi.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar

Program akışı içerisinde Eskişehir Şairler Derneği Başkanı Kenan Demirel de söz aldı.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, takım elbise

Kenan Demirel “Yunus Emre’nin, Nasrettin Hoca’nın, Battal Gazi’nin diyarından selam getirdim. Şehrimiz kültür başkenti. Sayın Parmaksız ile Porsuk Şiir Akşamları’nda tanışmış, girişken, çalışkan bir insan olduğunu orada hissetmiştim. Bizleri çok güzel karşıladınız. Teşekkür ediyoruz. Eskişehir Şairler Derneği 1992 yılında kuruldu. Yirmi beş yıllık bir geçmişimiz var. Eskişehir’in şiirinin güçlü olmasında akademisyenlerin bizlere yol göstermesi çok önemlidir.” diyerek Battal Gazi Barlas’ın “Yunus Emre” temalı fotoğrafını İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’a takdim etti.

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi

Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK Ankara Temsilcisi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı/Ms.C. İsmail CİNGÖZ tarafından BULTÜRK Genel Başkanı Rafet Ulutürk’ün “Türk Dünyasında Bir Bulgaristan Türkü:Rafet Ulutürk” isimli kitabı    İLESAM Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’a hediye edildi.

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, takım elbise

Prof. Dr. Halil Butttanrı ve Prof. Dr. Müzeyyen Butttanrı ise kendilerine ait pek çok kitabı Başkan Parmaksız’a sunarak İLESAM kitaplığına armağan ettiler.

İLESAM üyelerinden Ergün Veren’in sunumuyla devam eden  “Şiir Dinletisi” birbirinden güzel şiirlere ev sahipliği yaptı.
Eskişehirli şairler güne güzellik katarak katılımcıların İLESAM Kültür Evi’nde Eskişehir havası solumasını sağladılar.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

Kenan Demirel, Fikret Görgün, Ali Vafi, Ahmet Urfalı, Ahmet Mavilioğlu, Sevinç Doğancan Güven, Selahattin Çoban, Necibe Çetinkaya, Şerife Gündoğdu, Ersin Gündoğdu, Aşık Bayrami, Hilmi Can, Halil Sevindi, Halil Yazanel, Fevzi Daşkın, Ali Kemal Parıldar, Sibel Unur Özdemir, Sadiye Unur,  Necmi Dal, Fevzi Gökalp, Bayram Yelen, Arife Aslan, Seyfettin Çoban, Yasemin Doğan, Aşık Dudai, Tülin Hatun Şenel, Prof. Dr. Müzeyyen Buttanrı, Prof. Dr. Halil Buttanrı, Reyhan Özçiftçi, Saide Mersin ve Hamdi Mersin etkinliğe katılan isimler arasındaydı.

İstanbul, Eskişehir, evlat, anne,  sır, nasihat, su, Kerbela, Hak, dua temalı şiirler şairlerinin dilinde can buldu.

Güzel bir Cumartesi etkinliği daha yüreklerdeki yerini aldı.

İLESAM Şiir Dinletilerimize şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi- üyemiz olsun veya olmasın-bekliyoruz. Unutmayın!

Haber Metni Ve Fotoğraflar: Sibel Unur Özdemir

Reklamlar