BGSAM
Blagoevgrad iline bağlı Gırmen belediyesindeki Çingene Ayaklanması Bulgar politikasına nefes kestirdi. Gırmen Hak ve Özgürlük Hareketi (DPS) partisinin Pomaklık bölgesindeki kalelerinden biridir. 1972’den buyana devrimci geleneklerle demokrasi savaşı veren bölgede 43 yıldan sonra yeni bir halk isyanı patlak verdi.
Satırlı bıçaklı Çingene nüfusun hareketlenmesi şişmiş bir çıbanbaşı gibi patladı. Aynı sorunlarla mücadele eden Petriç’li Çingeneler de ateşlendi. Yardıma koştu. Karşılarına çıkan jandarma ve polis birlikler 9 kişiyi tutukladı.
Sert çatışmanın nedeni Çingene hanelerin Gırmen’de kurduğu, son 12 yıldan beri yıkılmayan ve kimsenin asla dokunmadığı için sayıları artan evlerin ve kulübelerin kanunsuz olduğu gerekçesiyle yerle bir edilmesidir. Gırmen bir HÖH kalesidir. İsyan Çingeneler ’den oy alan partinin bölgedeki kontrolü birdenbire kaybetmesinden sonra, etnik azınlıklardan rahatsız olan güçlerin saldırıya geçmesi sonucudur.
Geçiş Dönemi’nde Gırmen’de değişen bir şey olmamıştır. Pirin bölgesindeki bu belediyeye giden dağ yoludoğru dürüst döşenmemiş, güvenli köprüleri kurulmamış olduğundan, bölgedeki ulaşım sorunu 2015’te her zamankinden daha ciddidir.
Yerli halk tütün üreticiliği, şifalı bitki ve yaban meyve toplayıp satma ve orman işletmeciliğinden elde ettiği gelirle kıt kanat geçinmeye çalışırken, gençler başta olmak üzere İngiltere, İrlanda, Hollanda gibi ülkelerde tarım işlerinde çalışıp yakınlarına yardım ediyor. Bu insanlarımızın yaşam kaynakları bunlardır. Roman mahallesindeki gençlerin bir kısmı da Avrupa Birliği ülkelerinde yabancı işçidir. Söz konusu olan ve yasa dışı oldukları iddia edilen evler de AB’de ülkelerinden, genelde İspanya’dan gönderilen paralarla dikilmiştir.
Basında adına “GETTO SAVAŞI” denen bu olayın altındaki çıplak gerçek nedir?
Bulgaristan’da Azınlıkları ve Kültürler Arası İlişkileri Araştırma Uluslararası Merkezi Başkanı Prof. Dr. AntoninaJelyaskova’nın basın açıklamasında, ülkemizde Çingene nüfusu egemen ulusla ya da azınlıklarla kaynaştırma siyaseti çökmüş ve Romlar ile ana ulus ve etnik azınlıklar arasında çok ciddi yüzleşme ve çatışmalara gebe bir döneme girildiğine işaret ediliyor.
Profesörün inceleme sonuçlarından ortaya çıkan tabloda, “Bulgaristan’da alt sınıf tüm diğerlerine karşı baş kandırmıştır.” Alt sınıfa öncelikle Geçiş Dönemi’nde doğan ve okul görmeden, eğitimsiz yetişen en yoksullar, hiçbir üretim aracı ve işi olmayanlar, perspektifsiz genç kuşak omurga kemiği olarak katılıyor. Şu gerçek çok acıdır. “Bulgar Etnik Modeli” gibi bir saçmalıkla Romların entegre edilmesi 10 yıllığı gibi bir tasarımla Brüksel’den büyük miktarda para alan HÖH partisinin iktidar ortağı olan LübenBerov ve SergeyStanişev hükümetleri, Çingene mahallelerinde bir okul ve bir poliklinik kurdurmadı. Çingene çocukları eğitimsiz, okulsuz, sokaklarda sürüdü.
Başkalarının tecrübesinden örnek alacak kadar okur yazar olmayan ve spontane (bendi kopmuş sel gibi) hareket eden alt katmanda – Romen kitlesinde – sabır diye bir şey yok. Gırmen’e yığılan coplu, silahlı polisler karşılarına dikilince “Barış İstiyoruz” sloganı yükselttiler. Evleri yıkılmak istenen insanların “barış istemesine” anlam vermek de çok zor.
Şu günlerde Çingene kitlesi, birkaç yıl önce Plovdiv (Filibe) iline bağlı yerleşim yerlerinde Çar Kiro’nun evlerinin yıkıldığını, fabrikasına el konulduğunu, birçok kişinin tutuklanıp yargılandığını ve birkaç kişinin de öldürüldüğünü unutmamıştır. O olaylardan kaçan gençlerin bir kısmı o zaman Gırmen’e sığınmış ve şimdi yıkılmak istenen mahalledeki evlerde aylarca saklanmışlardı.
Bulgar nüfusunun % 24’ünü oluşturan bu yoksul tabaka yasaları bilmiyor. BoykoBorisov’un GERB hükümetinde bir bakan ve birkaç bakan yardımcısı tarafından temsil edilse de, kitle üzerinde politik egemenlik sağlamış olan HÖH-DPS partisi 2014 Ekiminden sonra aşırı milliyetçi “Ataka” ve “PF” partileriyle parlamento içi ve dışında sert çatıştığı için kabaran milletçi Bulgar dalgasına ezik düşüyor. Onların elinde “Alfa” ve “Skat” gibi TV programları, radyolar ve basın var. Şu da çok önemlidir:
2014’te Plovdiv il mahkemesi Baş Müftülüğün azınlığımızın dini ve vakıf taşınmazlarını geri almak için açtığı hukuk davalar sürerken hortlayan aşırı milliyetçi ve ırkçı hortlamada kendini göstermişti. Bulgar aşırı milliyetçi gençler “Rocker” motorlu grupları ve “futbol takımlarının fen grupları” şeklinde hareketlendi. Yargı sisteminin bağımsız ve tarafsız karar vermesini engellenmek istendi. Plovdiv ve Karlovo, SrtaraZagora kentlerinde gövde gösterileri, miting ve camilere saldırılar düzenlediler. Şimdi bu olay “PF” partisi Başkanı V. Simyonov’un mecliste yaptığı bir konuşmada “azınlıklara karşı kullanılacak “gönüllü silahlı vurucu gençlik grupları” oluşturma şeklinde yasallaştırılmak isteniyor.
Çingeneler okul görmedikleri ve askerlik yapmadıkları için yasal duruma uyma eğitimi almamıştır. İnsan bilmediği ve tanımadığı hiçbir şeyi kavrayamaz, saymaz ve ilk anda kendilerini savunma içgüdüsüyle hareketlenerek satırlara, tırpanlara, bıçağa sarılıp sokağa fırlar. Durum budur. Polisin karşında bulduğu kişiler medeniyet açısından vahşileşmiş güçlerdir ve ateşin patlamalı ve sıçramalı büyümesi tehlikesi ortadadır, azalmamıştır hatta daha şiddetli bir hal almıştır. Şu da var. 2014 güzünde ve bu yılın ilk aylarında Pazarcık, Plovdiv ve Haskovo illerinde yapılan DANS – maskeli ve silahlı komandolarının baskısı, tutuklamalar ve devam eden davalar da gerginlik tablosunda derin bir çizgidir.
Aslında bu çok yoksul katmanı yönlendiren sivil toplum örgütü yoktur. HÖH partisinin yazın başlamasıyla görüşme ve mitingler şeklinde başlattığı “azınlıklara karşı öfkeye tepki” kampanyası halk katmanlarında anlaşılamadı. Algılama açısından aşılamayan bir durum meydana geldi. Basit insanlara olayları basitçe açıklamak ve anlatmak varken, işi yokuşa sürmenin anlamı da bir gizemdir.
Bugüne kadar en az 20 defa yazmamıza rağmen, Parti Başkanı Lütfü Mestan cahil ve söz dağarcığı sınırlı azınlık temsilcileri önünde anlaşılmayan bir dille konuşuyor. “Dinleyici bilincine inmeyen sözlerle, içi yabancı söz dolu bir dille, yabancı sözler ve kavramlarla, kimsenin bilmediği terimlerle, okul görmemiş ya da eğitim düzeyi pek yüksek olmayan insanlarımızın karşısında onların lügatinde olmayan, işitmedikleri deyimlerle konuşuluncasöylenenler anlaşılmadan, etkisiz ve havada kalıyor.
Hele hele yerli devlet organlarında kaydı olmayan, illegal yaşayan geçler, anlatılana kulak bile kabartmıyor. Durumun kaotik nitelik almasının temelinde bir yere kadar böyle bir gerçek de var.
HÖH Eski Başkan Yardımcısı ve halen TV programlarında politik gözlemcilik yapan Osman Oktay, “Roman Ayaklanmasının ulusal nitelikli” olduğunu açıkladı.
Yerli basında çıkan yazılarda, durumun gerginlik derecesi, Güney Afrika’daki siyah deri gettolarında ya da Amerikan anakentlerindeki zenci elektriklenmesini anımsatıyor. “Gözü dönmüş insanların isyanı” söz konusudur.
Bulgaristan’da 1978’den beri kızıştırılan ve üzerine devamlı ateş püskürtülerek yakılmaya çalışan etnik çatışma süreci 2014 genel seçimlerinde, bir yandan Rusçu aşırı milliyetçi “Ataka” Partisi ile aşırı sağ, ırkçı bir politik oluşum olan “Yurtsever Cephe” (PF) partisinin meclise girmesiyle alabildiğine şiddetlendi.
Çingene nüfus,“Ataka” Başkanı Volen Siderov’un Sofya’nın “Malaşevtsi” semtinde Çingene kitleye hitaben yaptığı bir konuşmada “hepinizden sabon yapacağım” demesi unutulmadı.
Çingene sorunlarını gözetleyen Ulusal Kurmayın açıklamasında, olayların 15 yıldan beri aynı şekilde devam ettiği, Çingenelerin yoksul köylerden büyük şehirlere ya da zengin yerleşim yerlerine kaydığı izleniyor, dedi.
Dikkati çeken süreçte, aç, eğitimsiz ve işsiz Çingene seli hareketlenirken, karşı cepheyi oluşturan Bulgarlardan % 80’nin hırsızlık ve yolsuzluk olaylarına tahammülümüz kalmadı sloganı yükseltmesi gün gibi ortadadır.
Eğitim, iş ve istihdam sorunlarından hiçbirisi çözülmemiş olan bir etnik topluluğa karşı “şpits komando” (vurucu güç) birlikleri oluşturulması ülkede ciddi çatışma ateşi yakabilir.
Sözün kısası, Bulgaristan’da etnik sprunlar “saray kurdunun” icat ettiği “Bulgar Etnik Modeli” ebediyen gömülmeden, aşiri ırkçılar iktidar katlarından indirilmeden, halkın temsilciliği yapıyoruz havalarına giren ve Marks’tan düşmüş gibi kimsenin anlamadığı dille konuşanlar politik sahneden inmeden ve özel bir yasayla “şpits komando birlikleri” kurulması kesinlikle yasaklanmadan asla ve asla çözülemez.
Bulgaristan halkının birlik ve beraberliği barıştan, güvenden, huzurdan ve hoşgörüden geçer. Eşit haklı vatandaşlar ülkesinde haklar ve adalet herkesin hakkı ve herkesin adaletidir. Adalet olmayan yerde huzur olmaz. Getto Savaşlarından Ulusal Çatışma patlarsa şaşırmayalım. Gerçekleri göremeyenler, algılamayanlar, anlatamayanlar, yazamayanlar, sorun çözemez.