Raziye Çakır

Tarih: 02 Mart 2017

Böyle bir okulumuz ne zaman olacak?

Bir Avrupa ülkesi olan ve hatta dünyada en yaratıcı millet olarak ün yapan Almanların 16. yüzyıllarda yazılmış kitaplarında şöyle cümleler okunabilir:

Türkler disiplin bakımından model tutulabilir!”

Bir yerde de şu cümle kullanılmıştır:

Türkler bizim prenslerden on misli akıllı ve zühd ve takva sahibidirler.”

Zühd – dince yasak şeylerden sakınmadır.

Takva – Allah’an korkan ve günahlardan çekinendir.

Yılların ve asırların geçmesiyle onlar dünyanın en disiplinli ulusu olurken, o kadar çok buluş yaptılar ki, dünya onların akıl üstünlüğünü kendiliğinden tanıdı.

Geçen yüzyıl Türklüğümüz Almanlardan ordu işlerinde ve üniversitelerimizde birçok şey öğrenmeye çok zaman ayırdı. Alman liseleri Türkiye’ye olduğu gibi Balkan başkentlerine kondu. O okullar Güney Doğu Avrupa ülkeleri kadrolarını bugünlere hazırladı.

Türkiye, bazı istisnalar hariç, İngilizce üzerinden dünyaya yayılma programını FETO’ya devrederek, emperyalizme köle yetiştirmeye gönül verdi ve bugün zihnimizden başka elimiz kolumuz da pansumanlıdır.

Biz Bulgaristanlı Müslüman Türkler olarak ülkemizde birkaç Türk Okulu açılmasını çok özledik, fakat nasip değildi. Bizimle ilgili düşünenler bizim gibi düşünmedikçe bu işin olmayacağına inanmaya başladık.

Bugün Bulgar bakanlıklarındaki kadroların çoğu ülkemizdeki İngiliz liselerinden mezundur.

İspanyol Liseleri de çok aktifleşti.

Rus liseleri çalışmalarını sürdürüyor.

İtalyan Lisesi binlerce kadro yetiştirdi.

Alman Liseleri dışında, Goethe Dil ve Kültür Merkezleri de çalışmalarından meyve topluyor.

Sofya günlük gazetelerinden “Standart” 28 Şubat 2017 tarihli / yıl 14, sayı 8630’da

Bulgaristan’da En Büyük Uluslar arası Okul Kapılarını Açıyor

başlığı altında yeni kurulan “Victor Hugo” Fransız lisesini detaylı bir şekilde anlatıyor:

Bay Paskal Muro, kısaltılmış adı AFOÇ olan, dünya eğitim öğretim ağından olup Bulgaristan’daki dört yabancı okuldan birinde, Sofya “Victor Hugo” Fransız okulunda müdürdür. Kendisinden yönettiği okulu anlatmasını rica ettik.

Biz, Fransa dışında, Fransız eğitim ve öğretim sistemi programına tamamen uygun çalışan, 137 devlette etkin, 495 ana-okulu, ilkokul, kolej ve liseye bağlı olan bir programla, Bulgaristan’da 740 öğrenci eğitiyoruz. Okullarımızda uluslar arası değerlere dayanılarak Fransızca eğitim veriliyor. Bu değerler, hoşgörü, insan sevgisi, eşit şans, entelektüel ilgi, eleştirel bilinçtir. Ana-okulundan başlayıp lise sonuna kadar bu temeller üzerinde ders görülüyor.

Şunu önemle belirtmek isterim. Okulumuz bir özel okul değildir. Fransa Eğitim Bakanlığı tarafından tanınmış olan bir okul sistemidir. Sofya’daki Fransız Okulumuzda eğitim görmekle, Fransa’da bir devlet okulunda ders görmek arasında hiçbir fark yoktur. Bulgaristan’daki okullarımız Sofya’daki Fransa Büyükelçiliği yönetimi altındadır.

Fransız Lisesindeki öğretmenleri anlatır mısınız?

Öğretmenlerimizden çoğu Fransız vatandaşıdır. Yarışmalarda ve sınavda seçilmişlerdir. Dış ülkelerdeki okullarımızda derse giren en yetenekli öğretmenlerimiz Sofya’da da ders veriyor.

Okulunuza kayıt işlemleri nasıl yapılıyor?

3–4 yaşındaki çocuklar ana-okulumuza kaydedilebilir, boş yer varsa kayıt yapıyoruz. 5 yaşındaki çocuklar Fransızca sınavından geçiyor. 11 Martta “Açık Kapılar” günümüz var ve isteyen anne ve babalar gelip istedikleri bilgiyi alabilirler.

“Açık Kapılar” günü için bizi biraz daha bilgilendiriniz lütfen. Eve beyinlere ne söylemek istiyorsunuz?

Törende 2017 – 2018 ders yılı için kayıt yapılacak. Anne ve babalar Bulgaristan’daki bir okulumuzun öncelikleri, okulumuzu bitirdikten sonra gençlerin yüksek öğrenim imkânları vb üstüne ayrıntılı bilgi alacaklar. Personelimizle tanışacaklar. Okulumuzu en iyi tanıyanlar öğrencilerimizdir. Onlar ziyaretçilere sınıf odalarını, kütüphanemizi, özel donatılmış kabineleri, laboratuarları, bilgisayar odalarını, dil öğrenme tesislerimizi, spor salonlarını gezdirecekler.

Ana babalara kayıt koşulları, istemlerimiz, okulun taşıt araçları, okul kantin ve yemekhanemiz ve ders dışı eğitim ve ilgi alanları üzerine bilgi sunulacak.

Anaokulunuza “Küçük Okul” demişsiniz. Neden?

Sıradan kreş ve anaokulları daha fazla eğlence merkezleridir. Bizim okulumuzda çocuklar daha 3 yaşında Fransa Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen ders programına göre eğitiliyor.

Anaokulumuz 3 yıllıktır. Çok yüksek istemli olan okulumuzda öğrencilerin başarısını güvence altına alan bir yere kadar anaokulumuzdur. Anaokulumuzda çocuğun aile ortamından okul ortamına geçişi gerçekleşiyor. Bilmece ve ödev çözmek ve bellemek gibi yöntemlerle başarı sağlıyoruz. Bilgileri tamamlayan ve eğelendirici olan ise değişik oyunlardır.

“Küçük Okul” çocukların birlikte olmayı, beraber yaşama ilkelerine doğru ilk adımları attığı ve grup içinde bağımsız kişilik sahibi olmanın öğrenildiği yerdir.

Liseden sonra öğrencilerinizi hangi üniversitelere yönlendiriyorsunuz?  12. sınıftan sonra herhangi bir özel sınavdan geçiyorlar mı?  Okulunuzun diplomaları nerelerde tanınıyor?

Öğrencilerimiz Baccalaureat – matura- sınavlarını yüzde yüz başarılı verebiliyor. Hatta Fransa’daki okullardan daha başarılıyız. Öğrencilerimizden % 95’in not ortalaması % 95 aladır. Onlar, İngiltere, Amerika, Fransa, İsviçre ve Kanada’nın en prestijli okullarında okuma imkânı bulabiliyorlar. Bilgisayar, iletişim, tıp, ekonomi, tarih ve sanat okumak isteyenler ağırlıklıdır.

Bu okulda okuyan öğrencilerden % 25’i Bulgaristan’daki Fransa vatandaşlarının çocukları, % 65’i Bulgar Kültürel ve mali üst tabakanın ve % 25’i de diğer milletlerden öğrencilerdir.  Okul Müdürü Muro, Fransız devleti tarafından gönderilmiş ve Fransız eğitim programının uygulanmasını gözetliyor.

***

Biz Bulgaristan’da Diyanet tarafından yönetilen İmam Hatip Okulları dışında, normal Türk okulları ve meslek liseleri açılmasını rica ediyoruz. İl ve Belediye merkezlerimizde tedrisatı Türkçe olan anaokulları açılmasını istiyoruz. 1950’li yıllarda Türk ilkokul, ortaokul ve liselerinin olduğu şehir ve büyük köylerimizde Türk okullarının yeniden açılmasında direniyoruz.

Ne yazık ki, arkada kalan 27 yılda bu yolda bir tek adım atılamadı. Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS), yeni kurulan Sorumluluk, Hoşgörü ve Özgürlükler için Demokrasi (DOST) partisi ve Bulgar ordusundan bir subay olan Orhan İsmailov tarafından yönetilen HŞHP partisi ve 26 Mart 2017 seçimleri arifesinde kurulan DOST – Birliği Türkçe ana-okul, Türkçe ilk ve orta okul, meslek okulu ve lise sorunlarını programına almıyor ve halka öncülük etmekten korkuyor. Çok yoksullaşan insanlarımız bu ulusal sorunları kendi maddi imkânlarıyla çözebilecek durumda değildir. Ülkemizdeki sosyo-ekonomik ve mali bunalım en fazla azınlıkları vurmuş ve Avrupa Birliği fonlarından gelen paralar da halka inmediği, temel sorunlarımızdan olan eğitim ve sağlık alanlarında halkı kucaklamadığı için Türkiye Cumhuriyetindeki soydaşlarımızdan, derneklerden, federasyonlardan ve devletten bu konularda sorun çözen yardımlar bekliyoruz. Türklüğümüzün yok olmasına ilk kaleyi eğitim alanında kurmak zorundayız. Fransız örneği ortadadır. Su akar yatağını bulur kafasıyla devam edip acil çözüm bekleyen sorunları ele almazsak, yok olmayı kabul etmiş oluruz. Bu gidişle Bulgaristan yeni büyükler arasında paylaşılacak ve suyu çekilmiş gölde balık gibi çırpınıp kalacağız. Kendi okullarımızı kurmadan kimlik davamız için kadro yetiştiremeyiz. Türklük davamız Türk okullarında kadro yetiştirmeden zafere açılamaz.

Konumuz devam edecektir.

Reklamlar