Tercüme: Raziye ÇAKIR
BSP’den – ÇAĞIRI
Tarih: 16 02 2018
Konu: Başbakan Borisov’a Çağrı: Faşist Hortlamaya Yol Vermeyiniz!
13 Şubat 2018 tarihinde Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) Başbakan Boyko Borisov’a bu ay yapılması için hazırlık görülen, “Lukov Marş” (Lukov nümayişleri) adıyla bilinen, artık birkaç yıldan beri düzenlenen ve Bulgaristan’da faşizmin hortladığına bir kesin işaret olan hareketlenmenin durdurulması ve yapılmasına asla izin verilmemesi için bir çağrıda bulundu.
Lukov, Çar III. Boris’in bir Generalı’dır. Bulgaristan’ı Nazi Almanya’sının kucağına iten ve Bulgar Ordularının Hitlerin emrine verilmesinde ısrar eden bir Savunma bakanıdır. 1944 yılında öldürülmüştür. Yapılması öngörülen nümayişlerle onun itibarı ve hatırası canlandırılırken, Bulgaristan’a faşist zihniyetin yerleşmesine yol açılmaya çalışılıyor. Aynı zamanda bu eylemleri düzenleyenlere “faşist” deyen Avrupa Konsey bugün Sofyada dönem toplantısı yapıyor.
BSP’nin çağrısında aynen şöyle deniyor:
Sayın Başbakan,
Örgütleyicileri tarafından ”Lukov Marş” (Lukov Nümayişleri) olarak adlandırılan ve son yılların Şubat aylarında şaşmadan her yıl düzenlenen siyasi kışkırtmalar Size işbu Çağrıyı göndermemize vesile oldu.
Daha 1941 yılında, Atlantik Bildirisinde Büyük Britanya ve Birleşik Amerika hükümetleri, Nazi zulmünün kesin sona erdirilmesinden sonra dünyada barış kurulacağı umudunu ifade etmiştir. Bu bildiri, 1 Ocak 1942’de Üçlü Mihver’e karşı savaşan 26 devlet temsilcisiyle imzalanan Birleşmiş Milletler Deklarasyonuna ve daha sonra imza altına alınan BMT Hartasına esas oluşturmuştur. Anlaşılan, son 15 yıldan beri Sofya sokaklarında General Hristo Lukov portreleriyle nümayişleri edenler, faşizmin bir zulüm rejimi olduğunu düşünmek bile istemiyor ve bu gerçeği kabul de etmiyorlar.
Bulgaristan Milli Lejyonları’nın (BML) gerçek tarihini bilmeyenler varsa, yanılabilir ve BML tarihinde onurlu ve yürekli yurtseverlerinin örgütü olduklarını düşünebilirler. Biz sosyalistler, bugünde, Neully Antlaşmasının (1919) Bulgaristan’a dayattığı kararların kabul edilir olmadığını biz de düşünüyoruz ve ülkemizi ulusal felakete sürüklediğini biliyoruz. Bu felakete Bulgaristan halkı ikinci “milli çöküş” dedi. Bulgaristan Milli Lejyonerleri, ülkemizde ırkçı, ötekini düşman bilen ve anti-semitist konumlara açık olarak yerleşen bir örgüttür. Bulgaristan Milli Lejyonları düşmanlık ve şiddet uygulama fikirleriyle kurulmuştur. Bu bir faşist örgüttür. Birinci Dünya Savaşından sonra Bulgaristan’da oluşan birkaç faşist örgütten biridir. 1947 yılında, Parist’e, anti-Hitler koalisyonunda birleşen halklar ile Bulgaristan bir barış antlaşması imzalamıştır. Bu Antlaşmanın 4. maddesi gereği, Bulgaristan ülkemizde kurulan faşist tip örgütlerin dağıtılması ve gelecekte bu tip örgütlenmeye yol vermemesi için yükümlülük altına girmiştir.
Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) son 15 yılda defalarca olmak üzere, her yıl Lukov gösterilerinin düzenlenmesine ve onların yasaklanmasına karşı protestosunu duyurmuştur. Günümüzde Bulgaristan’da yaşayan gençlerin bazıları en yeni Bulgaristan tarihi üstüne genil ve ayrıntılı bilgi sahibi olmamasından hareketle, bu konuda Bulgaristan hükümetinin, Sofya Belediye Başkanı Yordanka Fındıkova’nın makamı ardına gizlenmesine göz yumamayız. “Lukov nümayişleri” sorunu Bulgar hükümetinin problemidir.
Sayın Başbakan,
Bu faşizan kalkışmanın sizin döneminizde olması dikkatinizi çekmiyor mu?
Sizin yönetiminiz döneminde Bulgaristan’da aşırı sağcı radikkalerin faşizme açıktan açığa saygı duymaları dikkatinizi çekmiyor mu? Hitler’cilik kurbanlarının anıtlarına resmi ziyarette bulunup, saygı gösterilmesi, çelenk ve çiçek konması bu olayın özünü değiştiremez. Siz Faşizm hortlamasına yol veriyorsunuz. Yakın geçmişte “Lukov marş” örgütleyicileri ve fikirsel yandaşları, Sofya’yı Avrupa Nazilerine saygı gösterilen genel merkeze yapma niyetlerini açıkladılar. Bu tırmanmanın önlenmesinden İç ve Dış işleri Bakanlıkları, Adalet Bakanlığının da olduğu kadar, Bulgar hükümeti Başbakanı olarak en fazla sorumlu olan öncelikle ve şahsen sizindir. Bugünkü aşamada, Bulgaristan’da faşist, Nazici ve başka anti-demokratik idelerin yayılmaya çalışıldığı gün gibi ortadadır. Faşist rejimlerin yerleşmesinde anahtar olan tek kişilik dikta rejimleri dayatmasıdır. Günümüzde Doğu Avrupa’da ve ülkemizde tırmanan otoriter eğilim faşizmin, yeni Naziciliğin bir belirtisi olarak, demokratik düşünceli vatandaşlar ve bütün demokratik kamuoyunda endişe uyandırıyor. Bugün faşizmi yeniden yeşertip diriltmeye çalışanlar, Birleşik Amerika, Büyük Britanya ve Sovyetler Birliği gibi büyük devletlerin, Bulgaristan’da ve ülkelerini Hitler faşistlerine yamamakla suçlanan devlet ve hükümet adamlarının hepsinin yargılanması için askeri mahkemeler kurulması kararı olduğu gerçeğini halktan gizliyorlar. 1945 Halk Mahkemelerinin savaş döneminde gerekli görülerek kurulan bir adalet mahkemesini olduğunu sanki anlamak istemiyorlar. İkinci Dünya Savaşında Bulgaristan’ın yenilen ülkelerden biri olduğunu ve imzaladığı Barış Anlaşması, Hitler kampından bir ülke olarak devletimize bu Askeri Mahkemeleri kurmayı zorunlu kıldığını hatırlamak da istenmiyorlar. Paris Barış Antlaşması’nın imzalanmasından sonraki 10 yılda Bulgaristan Birleşmiş Milletler Örgütüne Roma, Berlin, Tokyo faşist mihverine katılmış olan bir faşist ülke olarak ayak basamadı.
Sayın Başkan,
Bugün siz faşizmin yeşermesine yol verme ya da faşizm yolunu kesme seçeneği önünde bulunuyorsunuz!
Biz Bulgar hükümetinin ülkede faşizmin dirilmesine destek verme davasına karılacağına inanmadığımız gibi, bu düşmanca ve köhne siyasi olayın kökünün kazınması için gerekli olan tüm önlemleri alacağınıza umut besliyoruz.