Erdoğan geçen gün Bosna’daydı. Burada yaptığı konuşmada yaklaşık 6 küsur milyon Türkiye kökenlinin Avrupa›da yaşadığını belirten Erdoğan, Avrupa›daki Türklere birlik olmaları ve bulundukları ülkelerin vatandaşlıklarını almalarını söyledi.
Bakın, İsrail’in nüfusu 8,547 milyon. Dünya Bankası kayıtlarına göre bunların 1.6 milyonu Filistinli. İsrail’deki Yahudi sayısı Avrupa’da yerleşik Türkiyeli sayısı kadar.
Washington merkezli PEW araştırma merkezinin öngörülerine göre 2050’de bazı Avrupa ülkelerinde “Müslüman nüfus” üçe katlanabilir. Bunu da bir kenara not edin. Yani sadece 2023 hedefimiz yok, bir de 2050 hedefi var. Avrupa’daki Müslüman nüfus, sadece Türkler, Araplar, Afrikalılar ve Asyalı göçmenlerden oluşmuyor. Avrupalı nüfusun sayısında da ciddi bir artış var.
Dünyadaki azınlıklarla ilgili araştırma yapan kuruluşların verilerine göre, Avrupa’da yaşayan Müslümanların sayısını 45 milyonu aştı. İslam kaydı tek bir merkez tarafından tutulmadığı için bu rakamın 50 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Türkiye dışında en büyük yoğunluk Balkanlar bölgesinde.. Avrupa’da siyaset, ekonomi ve kültür alanlarda en etkili olanları ise İngiltere Müslümanları!
Dünyanın dört bir yanındaki azınlıkları savunma misyonunu üstlenen “Ayrımcılığa Karşı Herkes İçin Adalet Örgütü” tarafından yapılan araştırma Avrupa’da yaşayan Müslümanların sayısının sürekli artış halinde olduğuna ve yaşadıkları toplumda rollerinin ve etkilerinin önemli ölçüde yükseldiğine, bu sayede İslam’ın Avrupa ülkelerindeki resmi makamlarca resmi olarak tanınan “ikinci din” haline geldiğine işaret etti. Avrupa İslam’a yabancı değil. Endülüs 711-1492 yılları arasında İber Yarımadası’nda İslam’ın güçlü bir medeniyeti kuruldu. Batıda Rönesans’ın oluşmasında, bilim, sanat ve felsefenin yükselmesinde Endülüs’ün önemli bir etkisi vardı. Batıda Endülüs yanında, Doğu Avrupa’da 1500’lerde önemli bir İslami kanat oluştu. I. Viyana Kuşatması, 27 Eylül – 16 Ekim 1529 tarihlerindeydi.
Avrupa; Akdeniz ve Balkanlar’dan tam bir İslam kuşatması altında kaldı asırlarca.
Avrupa’da 50 milyon Müslümandan söz ediyoruz. Ve 2050’ye kadar önümüzdeki 30 yılda 3 katına çıkabilir. Artış hızına göre, batının kendi nüfusundaki gerilemeyi de hesaba katarsanız 150 milyonluk bir İslam toplumundan söz etmek mümkün.
Batılıların şuuraltındaki korkunun asıl sebebi bu. AB’nin bugünkü nüfusu 500 milyon. AB’nin nüfusu sabit kalsa bile 150 milyonu Müslüman olacak. Yani yaklaşık üç kişiden biri Müslüman olacak. Bu şartlarda Türkiye’yi nasıl üyeliğe kabul etsinler. Bunun anlamı Avrupa nüfusunun yarısının İslam olması demek. Aslında bugün Avrupa’da en büyük dini topluluk Müslümanlar. Katolik ya da Protestanlık artık bir din değil. Kültürel bir aidiyet. Kutsal ritüeller ve seremoniler içeren bir folklordan söz ediyoruz. Batılıların çoğu ya ateist ya da agnostik.
Rahmetli Osman Yumakoğlu, batının İslamlaşması ile ilgili olarak, 10 milyon bekâr genç Müslüman ciddi bir tebliğ faaliyetine girişsek, 1 yılda herkes kendine bir Avrupalı eş bulsa. Bir yıl sonra nüfusumuz 20 milyon olur. En az 3-5 yılda 3 çocuk, 50 milyonluk genç Müslüman bir kitleye sahip oluruz. Düşünsenize İngiltere’nin nüfusu 63,9 milyon.
AB ülkelerinin nüfuslarına bakarsanız Almanya’nın nüfusu 80,5 milyonla AB’nin en kalabalık ülkesi. Fransa’nın nüfusu 65,5 milyon. İtalya 59,7 milyon, İspanya 46,7 milyon, Polonya’nın nüfusu 20,1 milyon. Şu anda Avrupa’da yerleşik 50 milyon Müslüman olduğuna göre, sadece Almanya, Fransa ve İtalya bu rakamdan daha fazla bir nüfusa sahip. Müslümanlar 19 Avrupa ülkesinin nüfusunun toplamından daha fazla nüfusa sahip.
Diğer AB üyelerinin nüfusları şöyle: Hollanda: 16 milyon 780 bin, Belçika: 11 milyon 162 bin, Yunanistan: 11 milyon 63 bin, Çek Cumhuriyeti: 10 milyon 516 bin, Portekiz: 10 milyon 487 bin, Macaristan: 9 milyon 909 bin, İsveç: 9 milyon 556 bin, Avusturya: 8 milyon 452 bin, Bulgaristan: 7 milyon 285 bin, Danimarka: 5 milyon 603 bin, Finlandiya: 5 milyon 427 bin, Slovakya: 5 milyon 411 bin, İrlanda: 4 milyon 591 bin, Hırvatistan: 4 milyon 262 bin, Litvanya: 2 milyon 972 bin, Slovenya: 2 milyon 59 bin, Letonya: 2 milyon 24 bin, Estonya 1 milyon 325 bin, Kıbrıs Rum kesimi: 866 bin, Lüksemburg: 537 bin, Malta: 421 bin.
Bu arada Eurostat’a göre, Türkiye›nin nüfusu 80 milyon. Türkiye doğal nüfus artışında 500 milyonluk AB’yi 4’e katlamış durumda. Ve aynı anda ciddi bir şekilde göç alan bir ülke. Türkiye, nüfusuna göre dünyanın en fazla göç alan ülkelerinin başında geliyor. Bugün Müslümanlar AB’yi terk edecek olsalar, AB kitlenir. Hatta Müslümanlar paralarını çekseler ekonomi krize girer.
Müslümanlar bu gücü ile Almanya’nın yanında yer alsa AB’nin lideri Almanyaolur, Fransa’nın yanında yer alsa Fransa AB’nin lideri olur, İtalya’nın yanında olsa, lider İtalya olur potansiyel olarak. Eğer hepsi bir araya gelirse ana muhalefet Müslüman blok olur.
İslamofobya bir yandan Müslümanlara yönelik bir tehdit anlamı taşıyor ama bu tehdit öte yandan Müslümanları bir araya getiriyor. Onları daha diri tutuyor ve onları sürekli gündeme getiriyor. Bu da Müslümanlar için kendilerini, inançlarını ve tarihlerini öğrenme ve savunma anlamında itici bir güç oluşturuyor.
Erdoğan Bosna’da, Müslümanları bulundukları ülkelerde vatandaş olmaya, yerleşmeye ve kendi aralarında birlik olmaya çağırdı. Batıdaki Müslümanlar 20 yıl öncesine göre, eğitim seviyesi daha yüksek, ekonomik seviyesi de. Daha örgütlüler ve hem siyasette hem de bürokraside daha fazla rol alıyorlar. Dil biliyorlar, haklarının farkındalar.
Erdoğan’ın Bosna’da işaret ettiği bu noktanın detaylar arasında kaybolmaması için bu konuyu yazma gereği duydum. Bu kardeşlerimizin önünü açmamız, arkalarını toplamamız gerek. Daha güçlü olmamız için onların hızını kesen engellerin kaldırılması gerek. Şimdi onların bulundukları ülkelerde daha güçlü bir lobi gücü oluşturmaları için desteklenmeleri gerek. Selam ve dua ile.
Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit