Dospat’ın Brışten köyünden 400’den fazla mevsimlik işçisi geçimini, İngiltere’deki çiftliklerde sağlıyor. Orada çalışma statüsüne sahip olan köyden son üç kişi de Pazar günü gurbet yolunu tuttu. Geçimsiz kalan yüzlerce aile için demokrasi geçiş yıllarında, İngiltere’de mevsimlik işçilik bir kurtuluş yoluydu. 30 yaşındaki Erkim Curelov ve 39 yaşındaki Etem Kiçukov, 10 yıldan fazla İngiltere’de bir çiflikte çalışıyorlar.
Erkim Curelov, şöyle konuştu: “PCR testi için Gotse Delçeve’e gideceğiz. Önceden uçak biletlerimizi satın aldık, çünkü havaalanı girişine gelince belgelerle birlikte PCR testi de isteniyor. Çiftliğin, gelenler ve karantinaya alınanlar için ayrı bir kampüsü var, hatta negatif teste sahip olanlar bile 10 gün karantinada kalıyor ve 2. Ile 8. günde de yine test yapılıyor.
Etem Kiçukov da köyden diğer gurbetçi: “Ben 10 yıldır orada çalışıyorum ve oturma satüsüne sahibim. Orada devamlı olarak ikamet edebilirim. Pazar günü uçakla gidiyorum. Herşeyi yanıma aldım, PCR testi de dahil, karantinayı nerede geçireceğine dair adres isteniyor, iş veren ile aramızda imzalanan sözleşme de gerekiyor. Şöför olarak çalışıyorum.
Erkim Curelov da söüne şöyle devam etti: “Çalışma iznim 2025 yılına kadar geçerli. Bu kez az zaman kalacağım, çünkü küçük çocuklarım var. Şu anda 2 aylığına gidiyorum, yani sadece mevsimlik çalışacağım ve çilek ile böğürtlen toplama kampanyasına katılacağım. Burada, deriz ya “çabuk kazanılan para” diye. Işte onun gibi birşey. Yaz aylarında günler uzun olduğundan dolayı hayli fazla iş saati toplanıyor ve böylece iyi da para kazanıyoruz. “
Brışten köyü muhtarı Kemal Boşnakov, oradaki tarlaları hazırlamak amacıyla köyden ilk gurbetçilerin daha Ocak ayında gurbete gittiklerini, en fazla köylünün ise Nisan ayında gurbet yolunu tuttuklarını paylaşıyor ve gidenler açısından herangi bir sorununun olup olmadığı sorusu üzerine şu cevabı verdi:
“Sorun yoktu, sadece 2 kişide Covid-19 tespit edildi ve böylece onlar 10 günlük karantina dönemini burada geçirmek zorunda kaldılar ve daha sonra karantinanın ardından onlar da gittiler. Brıştenli köylülerin gittiği çiftlikte herangi bir sorun yok. Orada herşey yolunda. Gerek havalimanlarında, gerek Bulgaristan, gerekse Londra’da bugüne dek hiçbir sorun yaşanmadı.”
BNR Smolyan muhabiri Radostina Çernookova’nın, köy yavaş yavaş boşalıyor mu, sorusu üzerine muhtar Kemal Boşnakov şunları paylaştı:
“Köy, kışın dolup taşıyor, neredeyse 900 kişiyi buluyor. Şu anda köylülerin sayısı 500 çivarında. Yani çocuklar ve yaşlılar, emekliler kaldı. Istihdamdan söz olunca, ana okul ve okulda birkaç çalışanımız var, sayıları 10 ile 15 arasında. Köyde 4-5 dükkan var” dedi ve devam etti:
“Genelde Brışten köyünde 60’lı yıllardan sonra temel geçim kaynağı tarım, yani tütün oldu. Ama onu da yok ettiler. Şu anda tütün yetiştiren sadece 7 aile var, onlar da çaresizlikten ekiyorlar, çünkü İngiltere’ye gidecek durumda değiller veya isteseler de, onları orada işe alınmayacaklar. Oysa burada az da olsa ekmek parası çıkarabiliyorlar. Tütünün kilosu 7-8 leva arası. Yılda köyümüzde 500 kg kuru tütün çıkarılıyor.
Smolyan’ın Brışten köyünden son gurbetçilerle yapılan röportajımnıza devam ediyor ve sözü yine Etem Kiçukov’a bırakıyoruz:
“Orada hayat daha güzel, paralar da daha iyi. Işe gelince, iş o kadar da zor değil. Ailemden ayrı kalmam beni biraz üzüyor, ama ilerde onları da beraberimde götürmeyi ve orada yaşamayı planlıyorum. Çocuklarımızın birisi 12, diğeri 4 yaşında. Orada yaşamaya karar verdik.”
Bulgaristan’ı seviyor musunuz sorusuna Etem Kiçükov’un cevabu şu oldu: “Nasıl sevmeyeceğim. Tabii ki, seviyorum. Bulgaristan’da herşeyi özlüyorum. Ne demişler, “Taş yerinde ağırdır” diye. Bunda fazla söze gerek yok. Kardeşim, çocuklarıyla birlikte oraya yerleşti ve orada yaşıyor. Aynı şey kuzenler için de geçerli. Tüm hısım akrabalar orada, ama en yakınlarım, annem ve babam burada. Yani, burada tek başına ne yapabilirler ki? Aslında artık tek tük iş var, iş bulunuyor, ama eğitim seviyem yetersiz. Eğitim olsa da herşey “arkadaş veya akraba kayırma” işi. Tabii para söz konusu olunca, orada paralar daha iyi. İngiltere, İngiltere’dir ve bu konuda fazla söze gerek yok. Orada saat başına asgari ücret 8.50 pond, bunu 10 çalışma saatine çarparsan, günlük 80-90 pound demektir, yani 200 leva.
Bundan ötesini siz hesaplayın. Çiflikte uzun yıllardan beri çalışıp, işin kolayını bilenler var. Günde 100 pound kazananlar da var.”
Erkin ise, tam tersine ailesiyle birlikte Bulgaristan’da yaşamayı planlıyor:
“Buraya dönerim. Bizizm buraları dağlık bölgesi olduğu için kerestecvilik mesleği yaygın. Burada doğmuşum, burada büyüdüm. Atalarım da burada doğmuş. Yakındaki Gotse Delçev şehrinde bir daire satın almayı düşünüyoruz. Çocuklar biraz büyümesini bekliyoruz ve okullarına orada başlamasını istiyor.”
Kısa zamana kadar eşi Ayşe onunla birlikte İngiltere’de çalişmiş, fakat şimdi çocuklarla burada kalıyor :
“Ben Kuzey Bulgaristanlıyım ve anamın yanına gideceğim, o bana iki çocğumun bakımında yardımcı olacak, eşim geri dönünceye kadar. Umarım bu son gidişi olur. İngilizce biliyorum, Varna’da işletmecilik okudum ve yüksek lisans yaptım. Burada da iş bulmayı umuyorum. Bulgaristan’da da çalışma imkanları var, yeter ki istek olsun. Ücretler, İngiltere’ye nazaran daha düşük, ama en azından çocuklarının yanındasın ve onlara bakabiliyorsun. Burada erkeklerin bütün yıl boyunca İngilterede olup kadınların çocuklarını tek başına yetiştirdiği aileler var.”
Brışten köyü, yavaş yavaş boşalan birçok Rodop köytünden sadece bir tanesi. Köy muhtarı Kemal Boşnakov’a gore, göç eğilimi kalıcı:
“İngiltere’ye de yerleşenler var. Köyden en az 10-15 kişi, orada ev aldı ve ailelerini, çocuklarını da oraya götürdü. Ayni şey, Plovdiv, Blagoevgrad ve Sofya için de geçerli. Köyümüzde bir tarım kooperatifi var, orada baharda 20 kişi işe alındı. Tek sözle 10-15 yıl zarfında kalifiyeli kişiler ülke içine dağılacak.
Kaynak: BNR Smolyan muhabiri Radostina Çernookova
Çeviri: Şevkiye Çakır
Fotoğraflar: BNR- arşiv ve Facebook/brashten