Dobruca’nın kuzeyi Babadağ ve çevresinde etkili olan Saru Saltuk Baba ekolüydü. Bu öğreti “Dünyevi İslam”ı, hoşgörüyü savunuyordu. Uluğ Türkistan coğrafyasından gelen ve o günkü Bektaşi akidesini yaşayan bir kimse idi.
Saru Saltuk Baba
Asıl adı Mehmet Buhari olan Seyyit Battal Gazi’nin torunu Saru Saltuk, her ne kadar Babadağ’ın kurucusu da olsa, geldiği topraklarda kolonizatör bir Türk dervişi olarak Bizans Ortodoksluğuna bağlı olan çevresindeki insanlarla birlikte yaşamak zorundaydı. Bu da ona hoşgörülü, insancıl, dinlere ve kültürlere saygılı olmayı gerektiriyordu. Bir arada yaşamak şarttı. Ulus devletlerin ortaya çıkışına kadar da bölgede birlikte yaşandı.
İmparatorluklar çağı hızla kapanıyordu ve sahneden çekilen son imparatorluk ise Türk İmparatorluğuydu. İmparatorluklar giderken, farklı dil, din ve kültürleri bir arada tutma güzelliklerini de yanlarında götürdüler.
Saru Saltuk öğretisini en iyi anlatan Karpat’ın “ateş böcekleri hatırası”dır. “On yaşında çocuktum, yağmur yağıyordu. Yağmur bizi köyden uzakta tarlalarda yakalamıştı, sırılsıklam bir şekilde at arabasına doluşmuş köye dönüyorduk. Arabayı, Bulgaristan’dan gelmiş, Nuri Ağa isminde bizim “amca” dediğimiz biri sürüyordu. Yağmurdan sonra yoldan geçerken baktım etrafta ateş gözüküyor. Kıvılcımlar parlıyor. Nuri Ağa’ya sordum: Nuri Ağa bunlar nedir? Nuri Ağa bana dönerek “Allah’ın şehitlerimize yaktığı kandillerdir” dedi. Ben sarsıldım. Nuri Ağa sıradan bir adamdı. Ateşböceği deyip geçebilirdi. Ama halk bir mana yüklemiş: bizim burada şehitlerimiz yaşıyor”.
Dünyevi İslam“hakiki ruhani dinle” irtibatını kesmeden dünyada yaşadığını da bilmek olarak tanımlanabilir. Bu İslam aynı zamanda Türklere ülkü yükleyen İslam’dır.
Yine Baba Saltuk öğretisinin yansıdığı aileler ataerkildi. Ama eşe karşı saygı vardı. Çocuklara karşı adaletli davranılırdı. Müslüman ailelerde o döne mde kadınlar okula gitmezdi. Ama aile içi eğitim önemliydi. Romanya’da Türklük ve Müslümanlık aynıydı. Müslüman sözcüğünden daha çok da Türk kelimesi kullanılmıştır.
Türkiye ve Romanya arasında 1995’te imzalanan bir protokolle Gazi Ali Paşa Camisi ve Türbesi ile Sarı Saltuk Türbesi aslına uygun bir şekilde Türkiye tarafından restore edilmiştir.