Tarih: 30 12 2018ntaş
Yazan: Şakir Arslantaş
Konu: 2018 geldiği gibi gitti. Değişen bir şey yok.
2018 Yılmazlar yılıydı
Bulgaristan’da 2018’de dünya gelen çocuklara en fazla YILMAZ ismi konmuş. 10 sene önce insanlarımız “Yaprak Dökümü” filminin etkisi altında kalmıştı ve erkek Çocukların hemen hepsine RIZA adı verilmişti. Bize adı YILMAZ kendi yılmaz gençler lazım. Çok mutluyuz bu sene halkımız bizi anladı. Hürriyet kavgasına yılmadan devam ediyoruz. Artık durumun vaziyetiyle razı değiliz ve Yılmazların yolu yoldur. Ylmazlara ninnilerde söyleyin zolun sonunda değil başındayız. Bizi dipten koparacak olan Yılmazlarımızın 2019 yılı kutlu olsun! Analı babalı büyüsünler. Tüm mutluluklara bayrak açsınlar.
Dibe nasıl yapıştık hatırlıyor musunuz?
1989’da göç yoluna düşerken, aman arkamızdan evimize bir şey olmasın diye, sigortasını yaptırıp elektrik ve su faturasını ödeyip çıkımıza sıkıştırırken arkada kalan öksüz memleketimizde tam 5 000 (beş bin) okul vardı. O zamandan beri okul kapısına kilit vuruyoruz. Okuma evimiz kalmadı. Kütüphanelerimize yeni kitap girmedi. Sadece son 15 senede 800 (sekiz yüz) okul kapandı. Önce kapanan 2 500 (iki bin beş yüz) okulun kapısı penceresi söküldü, döşemeleri yakıldı, duvarlarından tuğlalar ve çatıdaki kiremitler alındı. Bu okullarda açılıp kapanan kitaplarda “Osmanlı esareti” sözüne çok sık rastlanıyordu. Osmanlı döneminde Bulgaristan’da bir tek okul kapanmamış ve yıkılmamıştı. 2 000 Bulgar Okulu kurulmuştu.
Son 140 yılda memleketimizde yıkılan Türk okullarının sayısı ise 2 700 (iki bir yedi yüzdür) . Okul yıkma, cami yakma günahların en ağırı, köleliklerden köleliktir. Zaten cahilliğin kardeşi köleliktir. Cahil bir ülkeye hiçbir kimse yatırım yapmaz, ticareti keser. Okul yakan ve yıkan, kapayan devletler dünyaya “ben köleliğe hazırım” haberi verir. Bizdeki durum budur. İnsani kör cahil olan bir devlet ne hür, ne medeni ne de güçlüdür, ne de yüksek vasıflara sahip olabilir. Yeni totaliter geleceğimizin betonlaşan temellerine cahillik dökülüyor. Bunu yapan Bulgarların kendisi olduğundan yeni köleliği kabul etmeye hazırlık görüyorlar.
***
Yılın (2018) ilk 6 ayında Avrupa Konseyi Başkanlığı yaptık. Sofya’da otellerimiz Avrupalı yüksek misafirlerle dolup taştı. Misafirlerimizin aylıkları 4 500 (dört bin beş yüz) Avro’dur. Avrupa Birliği’nin en yoksul ülkesinde (bizde) 6 ay kalırken problem yüksek “uzmanlar” yaşamasınlar diye her birine günde 250 (iki yüz elli) Avro harçlık da verildi. 250 Auro 500 levadır. Bu dağılan DOST partisi “lideri” Lütfi Mestan’ın günlük harcamalarına endeksli belirlenmiştir. Bizim misafirpervere devletimiz de konukseverliğini gereği gibi gösterirken onlardan her biri için günde ortalama 400 (dört yüz) leva ek harcama yapmıştır. Aynı 6 ayda Bulgaristan’da 1 660 000 (bir milyon altı yüz altmış bin yaşlı vatandaş) 200 (iki yüz) leva yani 100 Avro ile ay geçirmeye çalıştı ve hayat törpüledi. Bu konuklar hiçbir Türk köyü, Türk okulu, Çingene GETTOSU, yolsuz Pomak köyü, yıl boyu içme suyu olmayan Haskovo kentinde bir daire görmeden geri döndüler ve çalışmalarına son derece yüksek değer biçildi, bazıları kapalı poşetlerle ödüllendirildiler…
***
Biz önümüzdeki yıllarda 3 defa daha AK Başkanlığı yapsak Avrupa Birliğinin bir uç beyliği sayılan en kenar ülkesini görünce not defterlerine “Bulgaristan Güney Doğu Balkanlarda bir GETTO olma durumundan asla koparılamaz” yazmışlardır. İyi günler propagandası yapılması için milyonlar harcandığı ülkemizde gerçekleri yazan gazete ve elektronik yayınlar ancak % 5 iken, halkımızın % 48’i sefillik çizgisi altında sürünmeye devam etmiştir. 2018’de ülkemizde 5 çocuktan 1’i okula gitmemiş ve çalışmamıştır.
***
Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı CİA (TsRU) Bulgaristan’da insanların savaş koşullarındaki gibi can çekişerek öldüğünü duyurdu. Kamuoyu bu çok önemli tespiti, kapısında BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR sözleri altın harflerle “Birleştik ama ölüyoruz!” yazılmasını ve Sofya meclisinin duvarlarından birine herkesin göreceği bir yere asılmasını istiyor: 2019’da yazılsa iyi olur. Çünkü hepimiz ölürsek yazacak adam bulunamaz.
***
Halkımızda yok olma korkusu ve geçen yılın karı gibi bir türlü kalkmıyor. Biz binlerce fidan diktik bu halkın çölüne, su vermediler, güneşi kapadılar ve hepsi kurudu. Yalnız yaşayabilme telaşı kaldı.
***
10 sınıf ders kitaplarında bir bölümü KOMÜNİZME ayrılmış. İçinde totalitarizm gizlediğini, özünde diktatörlük olduğunu, azınlıklara soy kırım uyguladığını ve düşünen insanları vatanlarından kovduğunu ve halka ışık verenleri kurşunladığını yazmayı ve lanetlemeyi unutmuşlar.
Kamuoyundan teklif gelmiş: Komünizmle birlikte Bulgaristan azınlıklarının trajik tarihi de okutulsun. Başka bir teklif ise komünizm tarihi ile birlikte olmayan Geçiş Dönemi tarihi de okutulmasına ilişkin. Komünizmin bir terör ortamında yaşadığı da yazılmamış, hatırlatma yapılıyor.
***
Bulgaristan’da anlatılmaya çalışılan ama anlaşılır bir şekilde anlatılamayan bir konu da SİBER SAVAŞ: 4 Bulgaristanlı çocuktan ve her 2 yaşlıdan biri açlık çekiyor. Bize karşı yürütülen büyük siber savaşın sonucu budur. Her saldırı savaşının hedefinden insan canı vardır.
***
Avrupa Birliği hürriyetlerinin Bulgaristan örneklerinden: 2018’de ilk doğan bebek Sliven’li Dinko oldu. Annesi 13’ünde babası da 15’inde İslimyeli Çingene gençler kendilerini adam yerine koydu. Ana babalı büyüsün dileklerimizi iletirken öğrendik, çocuğun babası anasını bir gofrete aldatmış. Bulgaristan ve AB nüfusuna katkıda bulunmak artık çok ucuzladı.
***
Karadayı Kabadayılık yapmaya başladı. Başkan olalı 1 yıl geçmeden bıyık sıvazlıyor. Geldiği gitti yerde insanlarımızın ayak kalkmasında ısrar ediyormuş. 1 dakikadan fazla alkışlanmak istiyormuş.
Düne kadar mikrofonu aldığında ne konuşacağını bilmeyen günün kabadayısı sınırları iyice aştı.
Razgrat’ta Türkçe öğretmenleri ve aydınlarla görüşmede konuşurken “Bulgar devletinden bir şey istemeyin, Türkçeyi evde öğretin, Bulgar okulunda hava bozulmasın”, demiş. Vay be bu patatesçi Doğan haininden de ileri gitti.
Yoğurtçular (Mogilyane) şehitlerimizi anma mitinginde ise, “benim elimde bir şey yok, iplerimi çekenler var, ne konuşacağımı bana önceden ezberletiyorlar” dememiş.
2019 hepimiz için sağlıklı ve başarılı olsun, çilelerimiz azalsın.
En iyi dileklerimi sunarken, yeni yılda birlikte olalım!