Dr. Nedim BİRİNCİ
Tarih: 15 Temmuz 2020
- Birinci istek: Bu tip devlet istemiyoruz.
Öncelikte tek dilli, tek uluslu Bulgar milleti anlaşılmalıdır.
Öncelikle komünist kalıtın becerisizlerinin yönettiği bir devlet istemiyoruz anlaşılmalıdır.
Öncelikle halkımızın yarısını vatandan atan bir hükümet istemiyoruz anlaşılmalıdır.
Çocuklarımızın mutlu geleceğini güvence altına alacak bir hükümet ve düzen istiyoruz.
Hırsız, dolandırıcı, rüşvetçi, hazır oncu, obur, talancı kesimin politikadan çekilmesinde direniyoruz!
Sofya göstericileri 5. Direniş gecesinde Bakanlar Kurulu kapısını kırdılar, beşikte patlayan bombalarla açtılar ama binanın katlarına çıkamadılar. Polisin üzerine yanan çakmak atıldı, fakat yangın çıkmadı. Hatırlanacağı üzere Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) binası ateşe verilmişti. Bina yanarken totaliter rejimin arşivi de yanmıştı. Bu yangından “suçsuzluk” doğdu ve eski komünistlerin oğulları ve torunları 2009’da yeniden iktidar oldular. 10 yıldan beri “hiçbir şey olmamış” gibi ülkemizi, halkımızı sömürüyorlar. Açlar daha aç, cahiller daha cahil oldu. Göstericiler farklı tip devlet istiyorlar.
- Başsavcılığın görevinden alınması ne anlama gelir.
Bulgaristan tarihinde Halkın Baş Savcıya karşı ayaklanmasına rastlanmamıştı. 3 ay önce bu göreve atanan Baş Savcı İvan Geşev, halkın nefretini hemen topladı. Öfke patlaması yaşanıyor. 30 silahlı polisi Cumhurbaşkanlığına göndermekle şimdiki gösterileri patlatan o oldu. Halk, hükümetle senli benli, Cumhurbaşkanlığına ve öteki bağımsız kurumlara saldıran bir Başsavcılık istemiyor. Savcılığın yargı sisteminden de ayrılmasında direniyor.
Avrupa’nın en fakır, en geri kalmış, en cahil toplumu durumuna geldik. Toplum bilinci bu durumu kabul etmiyor ve isyan başladı.
Suçlular mutlaka ceza almalıdır. 1990’da “soykırım denemesi” suçlularının dosyaları Moskova’ya kaçırıldı ve mahkemelerde yığına dosyalar karara bağlanamadı. Devletimiz soyulmuştur, hırsızlar yargılanmalıdır.
- Bulgaristan şartlarında totalitarizm ne anlama geliyor?
Soyguncu, talancı zümreyi savunan totaliter düzendir. Halkın bu ayaklanması savcılık ve hükümetin birbirine kaynaşmasından doğan yeni totalitarizm ve diktatörlük tehlikesine kararlı tepkidir.
Totalitarizm, hükümetin (yürütmenin) savcılıkla bütünleşmesi, kanunları (yasaları) hiçe sayarak ülkeyi baskı yöntemleriyle birlikte yönetmeleri, kesip biçmeleri anlamına gelir. Bulgaristan’da totalitarizm ilk kez Çar III. Boris zamanında rejim biçimi oldu. Totaliter rejim meclis kararı ile resmen ilan edilmezken, anayasa ve yasaları rafa kaldıran bir yönetim biçimidir. Bulgaristan’da icat edildiğini ilk bizde uygulandığını söyleyemeyiz. Hitler Almanya’sından kopyalanmıştır. Hatta Musolini İtalya’sından alındığı iddia edenler var. Bulgaristan özelliğinde özellikle etnik azınlıkların baskı hedefi olduğunu görüyoruz. 1989’daki Türk toplumsal bilinciyle başlayan milli ayaklanmada komünist totaliter rejimin yıkılması, demokratik yasal düzene dönülmesi ve insan haklarının tanınması ve en başta da Müslüman Türklerin ve azınlıklarının isimlerinin, din ve dil haklarının ve özellikle de kültürel bağımsızlığının resmen tanınması vardı. Bu hedeflerde komünist savcılığın yargı sisteminin üstünde olmasına son verilmesi, yargı sisteminden çıkarılmasına ve 1990’dan sonra yürütülecek davalarda (kendisi suçlu olan savcılığa) asla yer olmaması istekleri vardı ve bugün de vardır.
- Bulgar savcılardan hesap sorma zamanı geldi.
Komünist totalitarizm yıllarından kapanmamış dosyalar var. Türk ve Pomak dosyaları hala açık. Davalar kısa zamanda karara bağlanmalıdır. Hiç kimse dokunulmaz değildir. Dokunulmazlık kanunu kaldırılması, suçluların hepsi mahkemeye verilmelidir.
Bulgaristan’da hangi devlet kurumlarının dokunulmazlık hakları olduğunu söylemek zor. Halkımız meclisin ve milletvekillerini, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanı ile Başbakanın dokunulmazlığı olduğunu bilirken, bu işte tamamen karışmış bulunuyor. Düşünebiliyor musunuz? Daire dolandırıcılıklarından dolayı Adalet bakanlığından alınan Bayan Ts. Tsaçeva 6 hıl için özel “Mercedes” araç, şoför ve koruma vermişler. Dünyanın tanıdığı en yeteneksiz ve avantacı kişilerden biri olan, her bulduğu kelepirin üstüne oturan HÖH “fahri” başkanına bile, Bulgaristan’a ve Bulgar halkına yaptığı kişilikler ortadayken, bilinirken, uykusu kaçmasın diye “korumalar” verilmesi bugünkü halk ayaklanmasını patlatan nedenlerden biri oldu. Gölgesinden korkanlara “koruma” verilsin yasası yoktur. Başsavcının korunması yasası da yok. Bulgaristan savcılarından hesap sorma zamanı geldi derken bunları düşünüyoruz. Komünist totalitarizm dosyalarının da açılmasını, bugünkü savcılık sisteminin mafya ve iri hırsız babalarından kurtarılmasını ve hukukun üstünlüğünü isteyenler sokaklarda gösteri yapıyorlar.
- Polis Akademisi bitirenlerin savcı ve yargıç olması yasaklansın!
Bugün Bulgaristan’da mahkemelerin, baştanbaşa yargı sisteminin tıkanmasına sebep olan gelişmelerden biri de, yargıçların hukuk fakültelerinden değil de, Sofya’daki “Simyonovo” polis akademisinden çıkan ve ek bir sınav sererek, avukat, yargıç, hukuk danışmanı veya noter olma hakkı elinde edebilmelerinde gizlidir.
Günümüzde Savcılıklar, Başsavcılık ile mahkeme başkanları arasında sıkı işbirliği kurularak yargı sisteminin felce uğratılmasının nedenlerinden en önemlisi de budur. Sofya mitinglerine çok etkin katılan Sofya “Kliment Ohridski Üniversitesi” ve diğer devlet üniversitelerinden öğrencilerin taşıdığı pankartlarda bu ayrımın yapılmasında ısrar ediliyor. Bu arada Bulgaristan’da yaşayan ve neredeyse nüfusun yarısını oluşturan azınlıklarla ilgili yeni kanınlar alınarak “anadilde konulma yasağının” kaldırılması isteği, il merkezlerindeki mitinglerde de dile getirildi. İlk kez olmak üzere Bulgaristan’da azınlık sorununun Makedonya Cumhuriyetinde çözülmesi de mitingde dile getirildi. Bu konuda HÖH milletvekilleri, DOST partisi ve HŞHP lideri Kasim Dalın bildiri yayınlayarak görüş ve tutum beyan etmesi bekleniyor.
- Azınlıklar bakanlığı kurulsun!
Esas olarak Anayasa değişikliği ve Adalet Reformu yapılmasını bunun için de önümüzdeki seçimlerin Büyük Millet Meclisi Seçimi olmasında direnen gece gösterilerine, “hukukun üstünlüğü” sağlanması konusunda Avrupa Konseyi Hukuk Komisyonundan destek geldi. Bu istekler arasında Bulgaristan’da bir Azınlıklar Bakanlığı olması. Azınlıklar sorunlarının milliyetçi, ırkçı, faşist ruhlu kesimin elinden alınması isteniyor. Azınlık hakları ve yükümlülükleri özel sorunlarının Azınlıklar Bakanlığında görüşülmesi, her azınlığın bu bakanlıkta Şubesi olması, ayrıca il merkezlerindeki Şubelerde ve karma bölgelerdeki 15 Belediye meclislerindeki özel yetkililer tarafından çözülmesine önem veriliyor. Azınlıklar Bakanlığı yalnız Müslüman Türklerin değil, Romenlerin, Makedonların ve Ulahların da etnik azınlık sorunlarını, kimliklerinin yasallaşmasını, kültür, eğitim ve sağlık sorunları ile sosyal meselelerini de çözme işlerini üslenmelidir. Bulgaristan Azınlıklar Bakanına Başbakan Yardımcısı yetkileri tanınmalıdır. Bulgaristan azınlıklarının yalnız mecliste ve bakanlar kurulunda değil, polis, ordu ve tüm diğer devlet kurumlarında temsilcisi olması zorunlu olmuştur. Bu Bakanlık Bulgaristan eğitim sisteminin azınlıkların isteklerine uyularak, zorunlu anadil eğitimini de yasallaştırarak örgütlemesi günde gelmiş ve sokaklarda dile gelmektedir.
- Gösterilerde ve medyada kışkırtıcılık yapanlara dikkat.
Halk ayaklanmasında yasal olmayan bir şey yoktur. GERB partisinin göstericiler için “örgütlü cinayet grubu” demesi meclisi ayağa kaldırmıştır. Hükümet partilerinin polisi ve orduyu kendilerinin sanması destek bulmuyor. Devlet organlarının bağımsız kalması birinci ödevleridir ve yasalarda öngörülmüştür. Kan dökülmesine yol verilmemelidir. Bulgaristan gençliği sokaklardadır. İktidara oyla gelenlerin sokağın baskısıyla görevden çekilmeleri yasaldır.
- Geri dönüş yok.
Bulgaristan Sosyalistleri Partisi (BSP) Boyko Borisov hükümetine sokakta da ana sorun olan rüşvet ve beceriksizlik konusunda gensoru vermiştir. Bu gensoru sokağa destek olması ve HÖH-DPS partisi de Gerb partisinin istifa etmesini desteklemelidir. Bu destek sağlanmaz ise, devletin, halkın ve hükümetin soyulması işlerinde HÖH partisi ile GERB mafyası arasında gizli işbirliği olduğunu halkımız görecektir. Şu da var. Halk Meclisi Başkan Yardımcısı, faşist ve ırkçıların başı Valeri Simyonov meclis başkanlığında yerini aldığında HÖH-DPS milletvekilleri meclis salonundan çıkıyor, gensoru oylaması esnasında bu durum dikkate alınmalı ve hükümetin istifaya zorlanmasına engelolmamalıdır.
- Komünizm kalıtı iktidardan çekilmelidir.
1993 yılında Demokratik Güçler Birliği (CDC) eski gizli polis ve BKP sisteminde görev almış olan kişilerin, demokratik Bulgaristan makamlarında görev almalarına, milletvekili, bakan, kurum başkanı ve başka olmalarının yasaklanmasını istemişti. O zaman HÖH-DPS bu isteklerin yasallaşmasına engel olmuş ve demokratik güçler birliğinin parçalanıp dağılmasına neden olmuştu.
Sokak gösterilerini yönlendiren bir politik güç ve halk lideri olmadığından provokasyon yollarının kapanması, halkın ısrarıdır.
Bulgaristan’da çözüm bekleyen sorunlar gerçekten de olağanüstü ağır. Ne ki yine de başta gelen sorun rüşvetçilikle, devleti talan edenlerle, devletin malı deniz yemeyen eşek kafalılardadır. 70 yıldan beri kor üstünde yürüyen halkımızın gerçekten de bir tatlı huzura ihtiyacı var. 50 bin kişinin bir ağızdan gece boyu adalet haykırışlarını duymayanlardan hesap sorma zamanı gelmediyse ne zaman gelecektir?
Biz Türkler bu yola uzaktan geldik.
1964-1973 yılları arasında Pomak kardeşlerimiz inim inim inlerken halkımız, Müslümanlarımız işitmesinler diye ne sert önlemler alınmıştı. “Pomaklara terör kesilsin!” diyen yakınlarımızın hepsi kürek sürgünü olmadı mı? 1980’lerin başından başlayarak Türk çekilerine başkaldıranlarımızdan 15 bin kardeşimiz zindanlarda yatmadı mı? Çürütülmediler mi?
Çocuklarımıza zorla domuz eti yedirerek Bulgarlaştırmak istediler mi? Askerde çektiklerimizi nasıl unutalım! Bulgaristan Türklerinin toplumsal bilincine sonradan damlatanlara çağrım var, tas-tarak toplayın ve def olun? Döneklerle, hainlerle, ajanlarla, para için ruhunu satmış yeni keleşlerle işimiz yok ve olamaz. Bulgaristan Türk iradesini pazarlamaktan, satmaktan, kötülemekten geçinenlere dava alanından çekilmeleri tavsiye ediliyor. Yediğiniz, içtiğiniz yanınıza kalsın, yalnız def olun! Bir daha gözümüz görmesin hiç birimizi. Ahmet Doğan ve hainler sayfası kapandı. Bulgaristan’da demokrasi sayfası açılıyor, çok yakında açılacak!
Paylaşınız!
Teşekkür ederim.