Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel’de gurbetçi vatandaşlara seslenerek, “İnşallah bundan sonra ister yurtdışında ister yurt içinde bir anne bir bacım, bir kardeşim evlat dünyaya getirdiğinde ilk evlatta 300 Türk lirası yani yarım altın, ikinci evlatta 400 Türk lirası yani 1 yarım altın 1 çeyrek altın, üçüncü evlatta 600 Türk lirası yani tam bir altın Türkiye Cumhuriyeti devletinden size hediye olarak gelecek” dedi.

Başbakan Davutoğlu Brüksel ziyareti kapsamında son olarak gurbetçi vatandaşlarla bir araya geldi. Başbakan Davutoğlu, halk için çalışmaya devam edeceklerini belirterek, “Kim ne yaparsa yapsın bizim arkamızda rabbimiz ve milletimiz varken kimse bizi durduramaz. Onun için bu başarı hikayesini devam ettirmek bizim için bir borçtur. Bir emanettir. İnşallah haziran seçimlerinde bu başarı hikayesini yeniden yeni bir seçim zaferiyle taçlandıracağız. Allah şahittir ki arkamızda sizler varken tek bir an dahi tereddüt etmeyeceğiz, tek bir an dahi durmayacağız. Çünkü artık Ak Parti hareketi sadece Türkiye Cumhuriyeti için, sadece aziz milletimiz için değil, Filistinliler için, evladı Fatihan olan Balkan Müslümanları soydaşlarımız kardeşlerimiz için, Afrikalılar için, sembol bir harekettir ve bu al bayrak artık bütün mazlumların onur bayrağıdır. Ve bu al bayrağın yükseldiği hiçbir yerden indirmeyeceğiz. Bizim davamız bu. Bugün bu al bayrak Gazze’de ızdırap halindeki bir Müslüman için Myanmar’da baskı altındaki bir Müslüman için, Orta Asya’daki kardeşlerimiz için, Irak’taki Türkmenler, Araplar, Kürtler için, Balkanlar için bir onur sembolüdür bir umuttur. Bu umudun sönmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

Yeni hükümetin birçok reform yaptığını ifade eden Davutoğlu, “Yeni hükümeti kurar kurmaz birçok çalışma yürüttük, birçok reform paketini açıkladık ama bir reform paketini açıklarken büyük bir mutluluk duydum. Ailenin ve dinamik nüfusun korunmasıyla ilgili paket. Berlin’de de bu müjdeyi verdim şimdi sizlerle de paylaşıyorum. Bu pakette nüfusumuzun genç ve dinamik kalabilmesi için, çalışan kadınlarımızın kardeşlerimizin aynı zamanda annelik de yapabilmeleri için kararlar aldık. 2 karar 1 müjde olarak yurtdışında da yankılandı. İnşallah bundan sonra ister yurtdışında ister yurt içinde bir anne bir bacım, bir kardeşim evlat dünyaya getirdiğinde ilk evlatta 300 Türk lirası yani yarım altın, ikinci evlatta 400 Türk lirası yani 1 yarım altın 1 çeyrek altın, üçüncü evlatta 600 Türk lirası yani tam bir altın Türkiye Cumhuriyeti devletinden size hediye olarak gelecek. Ve böylece her doğan çocuk güzel bir hatırayı bir sonraki nesle saklayacak. Ayrıca özellikle gurbette biliyorum çocuklar evlenme yaşına gelince tatlı bir telaş başlar. Acaba nasıl bir evlilik yapacağız diye. Bu telaşın etkisini azaltmak içinde çeyiz hesabı açtırıyoruz. Doğan her çocuk annesi ve babası isterse bir çeyiz hesabı açılacak ve 18 yaşından sonra evlenmesi halinde bu çeyiz hesabında ne kadar parası birikmişse onun yüzde 15’ini de devlet verecek. Yani anne baba 100 bin Türk lirası biriktirmişse devlet 115 bin lira yapacak onu. Aradaki fark nedir biliyor musunuz? 70’li yıllarda sizin babalarınız belki buralarda aramızda bulunan dostlarımız buraya geldiğinde biz hatırlıyoruz o zaman iktisat okurken hep Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Avrupa’dan gelecek dövize bakıyordu” dedi.

“AZİZ MİLLETİM TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE HİÇBİR YABANCILIK ÇEKTİRMEDEN MAZLUMLARA KUCAK AÇTI”

Davutoğlu konuşmasında, “Döviz biraz düşse büyük ekonomik krizin habercisi olarak görülüyordu. Hep buraya o tahta bavulla Anadolu yiğitlerini gönderenler gözlerini işçilerin dövizlerine dikmişti. Şimdiyse biz aksine Anadolu’dan doğan her çocuğa gurbette altın takıyoruz. İşte Yeni Türkiye bu. Sizlerden ricam bu dönemde özellikle bu kritik süreçlerde birliğinizi korumaktır. Beraberliğinizi muhafaza etmektir. Farklı kanaatlere, farklı etnik yapılara sahip olunabilir. Farklı siyasi görüşlere de sahip olunabilir ama buradan bir kere daha ilan ediyorum ki bizim için Türkiye Cumhuriyeti devleti için 77 milyon Türkiye’nin içindeki ve dışındaki bütün vatandaşlarımız birbirine eşit tarağın dişleri gibi hazreti Peygamberin söylediği gibi birbirine eşit ezeli ve ebedi kardeşlerdir. Aramıza fitne girmesine hiç izin vermeyin. Dilinizi, kültürünüzü, geleneğinizi koruyun ama Belçika toplumuna da buradaki her bir komşunuza da Ahi Evran’ın torunu olmak ne demek gösterin. Merhameti gösterin. Ve şunu hiç unutmayın ki artık sizden döviz bekleyen eski Türkiye yok. Artık arkanızda şefkatli ve kuvvetli Türkiye Cumhuriyeti var. Şefkatiyle dünyanın neresinde olursa olsun her vatandaşına ulaşan Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Şefkatiyle dünyadaki bütün mazlumlara ulaşabilen Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Ve kudretiyle de kendi vatandaşına bile el uzattığında onun haddini bildirecek Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Eskilerin güzel deyişiyle Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Allah sizleri Trakya’dan Anadolu’dan gönül olarak kurtarmasın. Allah bize öyle bir kudret, şefkat versin ki nerede bir mazlum varsa elimizi uzatabilelim. Nerede bir yetim varsa başını okşayabilelim” dedi.

Konuşmasında terör olaylarına da dikkat çeken Davutoğlu, “Bakın yakından hissedesiniz diye söylüyorum. Bugünlerde herkes değişik yorumlar yapıyor. İşte bu terör dehşeti dolayısıyla Müslümanlarla ilgili son derece olumsuz algılar oluşturulabiliyor. Bugün Avrupa Birliği görüşmelerinde de zikrettim. Bakınız Suriye’den 3 buçuk 4 yıl içerisinde 2 milyon Suriye ve Irak’tan kardeşimiz Türkiye’ye geldi. eğer bugün AB görüşmelerinde söyledim eğer 200 bin göçmen AB ülkesine gelseydi orada yer yerinden oynardı. Yabancı düşmanlığı artardı. Bunlar burada ne arıyor derlerdi ve sorgularlardı. Benim aziz milletim Gaziantep’te, Kilis’te, Adana’da Türkiye’nin her yerinde hiçbir yabancılık çektirmeden o mazlumlara kucak açtı. Böyle büyük millet olabilir mi? Ve o millete güvenen Türkiye Cumhuriyeti hükümeti de kucak açtı. Geçen gün AFAT’ın beşinci kuruluş yıldönümündeydik. Dünyanın her yerinden Türkiye’ye gelen çocukları getirdiler. Belki gördünüz küçük bir kız başımı çekti ve alnımdan öptü. Arap kültüründe alından öpmek ihtiramdır” dedi.

“TÜRKİYE’NİN MİLLİ SAVAŞ UÇAĞINI YAPMAK ÜZERE ÖN TASARIM TARİHİ VERDİK”

“Sonra sordum öğrendim kızın geçmişi Hamalı. Bir saldırıda annesi ölüyor. Babası Suriye’de şehrini savunmak için kalıyor” diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

“Bu babaannesiyle birlikte yürüyerek Türkiye’ye geliyor. Böyle bir çocuğa kapıyı kapatabilir miyiz biz? İşte bizim milletin büyüklüğü burada. Ve hamdolsun dünyaya vicdan dersi veriyoruz. Desten yazıyoruz kim ne derse desin Osmanlı torunları, Selçuklu torunları böyle bir durum karşısında sessiz kalmaz. Eski Türkiye neydi. Eski Türkiye Sakarya’da deprem olduğunda kendi vatandaşına ulaşamayan 3 gün 4 gün ulaşamayan başbakanların Türkiye’siydi. Yeni Türkiye Van’da 18 bin yeni konut inşa edip yeni bir Van inşa edebilen Türkiye. Eski Türkiye IMF geldiğinde hizaya dizilip görüşme talep ettiği Türkiye’ydi. Yeni Türkiye IMF’ye 5 milyar dolar borç veren Türkiye. Eski Türkiye neydi bakın 1 yüzyıl öncesinden bahsediyorum gibi gelmesin. Geçeli 15 yıl oldu. Eski Türkiye neydi? Avrupa’dan Amerika’dan envanterden düşen silahlarla ordusunu silahlandıran Türkiye’ydi. Tank eskidiğinde modernizasyon için İsrail’e gönderen Türkiye’ydi. Yeni Türkiye’yse kendi tankını yapan Türkiye. Altay tankını yapan Türkiye. Geçtiğimiz hafta Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde başınızı dik tutun diye söylüyorum Türkiye’nin milli savaş uçağını yapmak üzere ön tasarım tarihi verdik. Ve inşallah 2023 yılında yüzde yüz Türk yapımı savaş uçağı uçmaya başlayacak. Şimdi işte eski Türkiye’yle yeni Türkiye arasındaki fark” dedi.

Davutoğlu ayrıca, “Hanım kardeşlerime sesleniyorum size Ankara’dan başbakanlık mührü ile altın gelmesi sizi memnun edecek mi? İnşallah hep beraber yeni Türkiye’nin ayak seslerini duymayacağız, o yeni Türkiye’nin birlikte taşıyıcısı olacağız. Sizden en büyük ricamız Haziran seçimlerine giderken iyi örgütlenmeniz, iyi çalışmanız ve mutlaka her bir vatandaşımız genel seçimlerde oy kullanacaksınız. Dışişleri bakanı olarak daha önce Avrupa’ya yaptığım her seyahatte hep bizden belirli talepler gelirdi. Bir tanesi de seçme seçilme hakkını bize tanıyın diye. Beraber çalıştık, çözdük size bu hakkı tanıdık. Mademki bu hakka sahipsiniz bu haktan vazgeçmeyin. İnşallah oy verme oranlarını arttıracağız. Aksaklıklar varsa onu gidereceğiz. Ama sizin de haziranda sandıklara giderek milli iradeye sahip çıkmanızı talep ediyoruz. Şimdi buradan Ankara’ya geri döneceğim. Hepiniz haziran seçiminde oy kullanacak mısınız? Milli iradeye sahip çıkacak mısınız? Oy sandığı ne kadar uzakta olursa olsun oraya gidip oy kullanacak mısınız? Ve Avrupa’nın neresinde olursa olsun TC vatandaşı olmanın onurunu yaşayacak mısınız? İşte bizi memnun edecek olan budur. Buraya gelemeyen kardeşlerime selamlarımızı iletin.”

Reklamlar