İlhan ANDAY

Ne haftalar yaşadık ama! Daha da ilginç günler bizi bekliyor.

Delian Pevski, Ahmet Doğan’a karşı öne geçti, hem de ilk beş dakikada. Yani 2 Eylül’de gece yarısından 300 saniye sonra, koalisyonu elektronik olarak kaydettirerek.

Saraylarından olan filozof, şimdi de partisiz kaldı. Nerede olduğu belirsiz, ancak çevresindeki adamları onu korumaya devam ediyor.

Bu sırada Boyko, uzaktan olan biteni izliyor ve gözünü Bulgaristan’daki Müslümanlara dikmiş durumda; onları GERB için oy vermeye çağırıyor.

BSP’de ise “Korneliancılık” devam ediyor, orada da türlü türlü dramlar var…

Kiro, eski Kanadalı, adeta “Usta ve Margarita”nın sayfalarında yaşıyor, ama orada ne aradığını henüz anlamış değil…

Genel olarak oldukça ilginç seçimler yaklaşıyor. Yıllardır böylesine dramatik bir ortam olmamıştı. Her şey, eski bir kavalın melodisi gibi.

Söz kavaldan açılmışken, Barakov aklıma geldi. Onun da kariyeri böyle başlamıştı: belinde kemer, elinde kaval, Johnson’a ve maymunu Chita’ya (Plovdivli bir restoran sahibi, hayvanı kafeste tutardı) hayranlıkla.

Şimdi o da sahneye çıktı. Doğan’ın saraylarını koruma görevinde; olayları “haberleştirme” bahanesiyle. Ama esasen kalabalığı kışkırtıyordu. Eskiden ne kadar da sevimliydi, hatırlıyor musunuz? Ondan hep bir haber çıkardı. Özellikle 6 Temmuz 2009’da, Bansko’daki Boyko’nun evinin önünde bir demet çiçekle ortaya çıktığında. Kıvork Kıvorkyan, o anı “en büyük gazetecilik dalkavukluğu” olarak tanımlamıştı. Tabii, Plovdivli bu hevesli çocuk, bu tanımdan hiç rahatsız olmadı.

Sonradan anti-Boyko oldu, Kostinbrod skandalını patlattı, ardından KTB’den alınan paralarla bir televizyon kanalında yönetici oldu ve yine fikrini değiştirdi. Bir programda Boyko ile karşılaşınca, fitnessta geliştirdiği kaslarını göstermek için canlı yayında soyunmaya bile kalktı. Boyko ise ona alaycı bir bakış atarak, “Boş ver bu kasları” dedi.

KTB destekçisi siyasete atılmaya karar verdi. Kaçak banker Tsetso’nun parasıyla en pahalı kampanyalardan birini düzenledi, ülkeyi bir sirk gibi dolaştı. Üzerine pislik atıldı ama yine de meclise girdi. Fakat milletvekilleri onu terk etti. Ancak bir şekilde Avrupa Parlamentosu’na girmeyi başardı. Beş yıl boyunca Brüksel’de vakit geçirdi ve sonra…

Şimdi ise saray savunuculuğu yapıyor. Ama Doğan’dan para almadığını, hatta Doğan’ın parası olmadığını iddia ediyor. Hatta Nikito arabasını bile satmış! Ahmak! Bay Ahmed’in belki parası yoktur, ama etrafındakilerin çok var, anladın mı?

Hadi bakalım, zaten bu sürekli değişim geçiren Niki’ye fazla zaman harcadık.

Ama ne yapalım, sonuçta biri kavaldan diğerine, her biri bir köfte için her türlü gösteriyi yapmaya hazır!

Reklamlar