Cumhurbaşkan Yardımcısı Margarita Popova:Çağımız, köklü değişiklikler çağıdır – SİYASET

Cumhurbaşkan Yardımcısı Margarita Popova, “Avrupa diplomasisinin geleceği ” konulu forumda “Çağımız,köklü değişiklikler çağıdır” dedi.”Dünün yöneticisi, bugün ne bilgi, ne deneyim, ne de ahlak açısından bügününkü tarihi günü görebilir ve toplumun bilincinde özgürlük, güvenlik ve demokrasi olarak sıralayabilirdir. Bugün asıl tartışma, kavramamız ve kaybedilen onyıllar boyunca silik basmakalıplarla ve  yönetmeğe çalıştığımız yeni dünyamızla ilgilidir, ki bu basmakalıplar bazılarının işine yaradı ve onları günahtan ve ahlaktan kurtatırken diğerlerin üzerine yük oldu.”

Çatışmalar sadece belirli topraklar çerçevesinde yürütüldüğü gibi görünüyor, ancak global olarak tahribata neden olabilir, deniyor analizde. Tepkiler yeterli değil. Entelektüel, bilgili ve tecrübe sahibi, kendini topluma adamış lider eksik. Cumhurbaşkan Yardımcısına göre, onlarca ve yüzlerce refah ve ekonomik büyüme stratejisiyle karşı karşıya bulunan uluslararası toplumun, şiddet, savaş, tahribat gibi en büyük kötülük karşısında uyanması gerekiyor.

“Maalesef insanlar, barışcıl bir uzlaşmayı kabul etmek için yeterince makul değiller, aynen Henry Kissinger ‘ın Ameriklılardan istediği gibi. Yine onun sözlerine göre, demokrasinin, barışın ve adaletin paylaşılmış bir hayale hatta ortak gerçeğe dönüşmesine rağmen. Henry Kissinger, Avrupanın devletleşme niteliklerine hala sahip olmamıştır. Dış politika ise, birbirine zıt olan ulusal amaçlar ile dünya düzeni arasında uzlaşmayı sağlamaya çalışıyor.”

Cumhurbaşkan Yardımcısı Margarita Popova’ya göre, ortak Avrupa fikri, Güneydoğu Avrupanın kabulenmesine ve tanınmasına dek, bu gerçek olmayacaktır. Margarita Popova “Çevre ve merkez dairelerine bölünmemiz için biraz acele davranılıyor – para birliği, göç, Schengen, ki bunlar bizi ve Romanya’yı da ilgilendiriyor. Güneydoğu Avrupa Yaşlı Kıtanın bir parçasıdır.” diye altını çizdi.

Foruma, tecrübeli diplomat Lübomir Küçükov de katıldı:

Снимка“Dört yıldır Amerikan Dışişleri Bakanı, kim olursa olsun, bugün Henry Kissinger’ın 30 yıl önce hayal ettiği komfora sahiptir. Kendisi, herangi bir konu hakkında AB’nin görüşünü ve tutumunu öğrenmek için elinin altında, her zaman Brüksel ile bağlantı kurabilecek bir telefona sahiptir. Avrupa Komisyonun Dış Politika ve Güvelikten sorumlu komiseri görevinin kurulmasıyla, AB üye ülkelerin dış siyasi tıutmunu koordine etmek amacıyla bir adım atmış oldu. Yani koordinasyon var, ama ortak dış politika yok. Analizcilerin büyük bir bölümü, hele hele ulsulararsı ilişkiler alanındaki güvenlik sorunlarına odaklananlar, bunu bir eksik olarak kabul ediyorlar. Bence eksiklikte de bir güç gizlidir. AB’nin tutumu hiç bir zaman aşırı değildir. Tartışmalar esnasında sivri köşeler törpüleniyor ve alınan kararalar “yumuşak” gücün olumlu tarafını ortaya çıkarıyorlar. Bazen, bu durum, problemlerin gerçek çözümünde yeterince efektiftir.Tecrübeli diplomat Lübomir Küçükov’a sorduk: Nedir Bulgaristan’ın bu son derece karmaşık durumdaki yeri?

“Maalesef son beş yıldır, bizler, katılmak yerine daha fazla iştirak ediyoruz. Bulgaristan AB partnerlerinin beklentilerini karşılamadı ve Balkanlar’da, Karadeniz bölgesinde ve Sovyetler Birliği sonrası ortamda, ortak tutumu belirlerken, bazı temaslarının temeli kurulurken, faal röl alamadı. Söz konusu bölgelere sırt çevirdik. Yani, bu konulara çözüm aranırken, AB’nin tutumu belirlenirken, bizler önemli bir unsur değiliz. Sonuç olarak, artık bizim tutumlarımıza kimse aldırmıyor, demokratik değişikliklerin ilk yıllarında olduğu gibi. Örneğin Batı Balkanlar’da, Kosova vs. sorunlarda olduğu gibi. Hatta ABD Devlet Başkanı George Bush, Sofya’ya geldiğinde “Kosova hakkında Bulgaristan’ın tutmunu merak ediyorum” dedi. Bu sadece bir gösteriş değildi. Belki de devrim, kendimiz hakkında “Onlar- AB” değil de, “Biz-AB”, olarak düşünmeye başladığımızda meydana gelecektir.

Reklamlar