Hayvan yetiştiricileri birlikleri, binlerce ton yünün dere ve nehirlere çöp olarak atıldığına veya yakıldığına dair tehlike çanlarını çalıyor.
Yetiştiriciler, ülkede kimsenin, bir taraftan çiftçilere mali kayıplara mal olan ve diğer taraftan ise, çevre felaketi risklerini beraberinde getiren soruna çözüm aranmadığını iddia ediyor.
“Doğrudan etkilenenlerin dışında neredeyse hiç kimse sorunun boyutunun farkında bile değil” şeklinde konuşan Ulusal Sığır Yetiştiricileri Birliği’nden Mihail Mihaylov şöyle devam etti:
“Bırakın yünün satılmasını ve böylece çiftçiler ek gelir getirmesini, çiftliklerden bile atılamıyor. Bundan 4-5 yıl once yün alıcıları geçip, kilogram yünü 20,30,50 stotinkadan satın alıyordu, son 2 yıl ise yüne karşılık hiç para vermeden aldılar. Şimdi ise kümse ilgi göstermiyor ve satın almak istemiyor. Böylece yünler çiflik alanlarında kalıyor, miktarlar arttıkça artıyor, yer kaplıyor ve çifçilere engel oluyor. Herkes çareyi kendi başına bulmaya çalışırken bazen derelere, kuyulara, nehirlere atılıyor. Burada yılda 3 bin ton yün söz konusu. “
Çiftçiler, koyun kırkma sırasında da zarara uğruyor. Koyun kırkanlar bir koyunun kırkması için 2 leva 50 stotinka alıyor, ayrıca onlara yatacak yer ve yiyeceğinin de sağlanması gerek. Sonunda kırkılan yünün ne yapılacağı da baslı başına bir sorun.
Yıllar önce, büyük miktarlarda yüne ihtiyacı olan ve satın alan tekstil sanayisi olduğu için yünden kurtulmak için gayrimeşru yollar aramaya gerek yoktu.
Mihail Mihaylov’a gore, sorun sadece sanayide gizli değil:
“Ülkemizde yetiştirilen koyunlardan kalite yün elde edilemiyor. Bulgaristan’da ince yün tipine sahip yaklaşık 10 bin koyun var ve bu aslında en kaliteli ve en iyi yündür. Ayrıca 20 bin de orta (vasat) yün tipli ve 20 bin de kısa yünlü koyun var. Anlayacağınız üzere, söz ettiğim 40-50 bin koyundan yün alınabiliniyor ve onların yetiştirilmesine ağırlık verilebilir. Geri kalan 1 milyon koyun, yün açısından en kötü cins sayılır, çünkü bu yünü kimse istemiyor, ondan hiç birşey yapılamıyor ve bundan dolayı da bir şekilde yok edilmesi ve atılması gerek.”
“Tüm Avrupa ülkeleri aynı sorunu yaşıyor. Onlar da elde etikleri yünü ne yapacağına dair çözüm aramaktadırlar. Bundan birkaç gün once hayvancılığın son derece gelişmiş olduğu İrlanda’da, bu sorun Parlamento’nun gündemine taşındı ve milletvekilleri, 100 bin avroyu, yün piyasasının incelenmesi ve herangi bir ürüne dönüştürülmesinin yollarının araştırılması için ayırdı.
Gereksiz yünün gübre gibi bazı ürünlere dönüştürmenin bir yolu olduğu ortaya çıktı.
“Buna dair deneyimler var. Geçen yıl komşu Romanya’da ayda 50 ton gübre üretimi yapan bir fabrika açıldı. Yünden elde edilen gübre, çok güzel çünkü toprakta 6 ay saklanıyor ve kuraklığın yaşandığı bölgelerde kullanılması son derece faydalı. Ve ekonomik açıdan son derece karlı bir girişim. Gereksiz yün, yalıtım ve paketlemede, ayrıca sörf yapımında da kullanılabilir.”
Avrupa Birliği’ndeki mevzuata göre, yün bir atıktır. Bu, bir noktada çiftçilerin, atıktan kurtulmaları için ödeme yapmaya zorlanayacağına dair endişeleri artırıyor.
Hayvan yetiştirircileri ve ilgili branşlara göre, soruna çözümler aranmalı, ya yünün kullanımı için fikirlerin geliştirmesi için bilim enstitüleri görevlendirilmeli ya da çiftçilere finansal destek için bir fırsatın sağlanması gerek. “Aksi takdirde yünün istilasına uğrayacağız” dedi Mihail Miahylov.
Kaynak: BNR, “Horizont” Programı, Veselina Milanova
Çeviri: Şevkiye Çakır
Fotoğraflar: BGNES, BNR- arşiv ve noka.bg