Oya CANBAZOĞLU
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Atatürk’ün kurduğu parti olarak tarihsel bir misyonu vardır. Ancak günümüzde yaşanan bazı olaylar, partinin bu misyondan sapıp sapmadığına dair haklı tartışmaları beraberinde getiriyor. Özellikle Bulgaristan Türkleri’ni devlete muhbirlik eden ve Türkiye’ye girişi yasak olan Ahmet Doğan’ın temsilcileriyle CHP’nin temas kurduğu iddiaları, ciddi şekilde sorgulanmayı hak ediyor.
CHP, Atatürk’ün Partisi Olmaktan Çıktı mı?
Atatürk’ün kurduğu CHP, ulusal bağımsızlık, laiklik, halkçılık ve anti-emperyalist bir çizgiyle şekillenmiş bir parti olarak bilinir. Ancak son yıllarda parti içerisinde yaşanan bazı gelişmeler, bu çizginin ne kadar korunabildiğine dair soru işaretleri yaratıyor:
1. Atatürk’ün İlkelerinden Sapma İddiaları:
CHP, Atatürk’ün milli çıkarlar temelindeki net duruşunu temsil etmesi gerekirken, dış politika ve iç siyasette tartışmalı figürlerle temas kurduğu iddiaları, bu çizgiden uzaklaşmış olabileceğini düşündürüyor. Ahmet Doğan’ın adamlarıyla yapılan görüşme, bu iddiaların ciddiyetini artırıyor.
2. İç ve Dış Politikada Tutarsızlık:
Türkiye’nin ulusal güvenliğine tehdit olarak görülen bir figürün temsilcileriyle temas kurulması, CHP’nin Türkiye’nin temel hassasiyetlerine aykırı bir duruş sergilediği algısını güçlendirebilir. Eğer bu görüşme bilerek yapılmışsa, bu, partinin ulusal çıkarları göz ardı ettiğini gösterebilir.
Ahmet Doğan’ın Adamlarına CHP’nin Desteği Ne Anlama Geliyor?
Ahmet Doğan, Bulgaristan Türkleri’ne karşı ihanetle anılan bir figürdür. Türkler’in haklarını savunmaktan ziyade, onları baskı altına almayı tercih eden, geçmişte devlete muhbirlik yaptığı bilinen bir liderin temsilcilerine destek verilmesi şu anlamlara gelebilir:
1. Milli Çıkarların Zedelenmesi:
Ahmet Doğan’ın adamlarına verilen destek, Türk Devleti’nin Ahmet Doğan’a karşı aldığı tavrın göz ardı edilmesi anlamına gelir. Bu, ulusal çıkarları tehlikeye atan bir hamle olarak görülebilir.
2. Bulgaristan Türkleri’nin Zarar Görmesi:
Bulgaristan Türkleri, Ahmet Doğan’ın politikaları nedeniyle yıllarca sıkıntı çekmiştir. CHP’nin bu figürle dolaylı bir ilişki kurması, Bulgaristan Türkleri’nin mücadelesine zarar verebilir ve onların haklı taleplerini görmezden gelmek anlamına gelebilir.
3. CHP’nin İç Çelişkileri:
Eğer bu görüşme bilinçli bir şekilde yapılmışsa, bu durum, CHP’nin ideolojik ve politik bir kriz yaşadığını gösterir. Eğer kandırılma söz konusuysa, bu da partinin yönetiminde ciddi bir zaaf olduğunu ortaya koyar.
CHP’nin Açıklama Yapması Gerekir
Bu tür tartışmalı durumlarda, CHP gibi bir partinin kamuoyuna açık, net ve tatmin edici bir açıklama yapması gerekir. Şu sorulara cevap verilmelidir:
Ahmet Doğan’ın adamlarıyla görüşme neden yapılmıştır?
Bu görüşmenin amacı neydi?
CHP, Türkiye’nin ulusal güvenlik hassasiyetlerini göz ardı mı etmiştir?
Bulgaristan Türkeri’nin yaşadığı sorunlar ve Ahmet Doğan’ın geçmişteki ihanetleri bilinirken, neden böyle bir temas kurulmuştur?
Sonuç: Atatürk’ün Çizgisini Korumak Zorunludur
Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk’ün mirasını taşıyan bir parti olarak ulusal çıkarlar konusunda tavizsiz bir duruş sergilemek zorundadır. Türkiye’nin çıkarlarını ve tarihsel hassasiyetlerini göz ardı eden temaslar, hem partinin hem de ülkenin itibarını zedeler.
CHP’nin Atatürk’ün partisi olmaktan çıkıp çıkmadığı sorusu, bu tür olaylarla daha fazla tartışılacaktır. Ancak parti yönetimi bu konuda şeffaf olmaz ve halkın hassasiyetlerini dikkate almazsa, bu tartışmalar derinleşir ve CHP’nin misyonu sorgulanmaya devam eder. Atatürk’ün mirasını yaşatmak, hem ulusal çıkarları hem de halkın güvenini korumayı gerektirir. Bu sorumluluk, hiçbir şekilde ihmal edilmemelidir.
Reklamlar