Dr.Nedim BİRİNCİ
Tarih: 25 Nisan 2017
Konu: Artık Dipten tepeye yenilenme yolundayız.
Davamızı kim oldukları belli olmayanlara kaptırmayalım!
BULTÜRK yeni kurultaya gidiyor. Yeni yelkenler açıyor.
16 Nisan’dan beri Türk halkında büyük bir kıpırdanma var. Referandum heyecanı henüz dinmedi. Biz soydaşlar ise, bir de 26 Mart seçimlerinde aldığımız yaraları unutamadık. Yenilenme, silkinme, yeniden buluşup kenetlenme yoluna girdiğimizi kitlemiz fark ediyor. Referanduma katılan siyasi partileri bir daha gözden geçirenler, son günlerde “herkes suya gider” fakat “dolu desteyle dönmez!” deyiminde birleştiler.
Bazı partilerin 7 – 8 defa siyasi sahneye çıkması, fakat bir türlü kara kemeri kapamaması, “bu defa çalımdı da, olmadı işte” diyenleri de yere baktırdı.
Türkiye’deki halk oylaması (referandum) yorumculuğuna soyunanlar, evlerinde aspirin olduğu için, kendilerini doktor sanıyorlar. Olayların nedenleri çok daha derindir.
Referandumdan sonra derneklerimizde bir durulma süreci başladı. Bu defa iyice bölündük.
BULTÜRK – Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet derneğinin etkinlik merkezi ve daimi adresi Yıldırım / Bayrampaşa / İstanbul’dur. 350 binin üstünde nüfusu olan Bayrampaşa semti anakentin büyük beledîlerinden biri ve çok büyük bir göçen kalesidir. Burada Bayrampaşa’nın %16.2’sı Bulgaristanlı Türk soydaş ve Rumeliden gelenler ise %50’yi aşmış durumda. Çalışıyor, barınıyor, kültürel ve sosyal etkinliklere katılıyor.
Yakın komşularımız Bosnalı, Makedonyalı ya da Kosova’lıdır. Hepsi biz gibi göçmendir. BULTÜRK derneğinin 5.866 (beş bin sekizyüz 66) kayıtlı üyesi var. Bizimle gönül bağı olanlar 10 binin üzerindedir. Hafta sonu Kurultay’da buluşacağız. Semtte heyecanlı günler yaşanıyor. Burada bizi küçümseyenlere önümüzde yerel seçimlerde cevabımızı vereceğiz, hiç kimsenin şüphesi olmasın artık yeni sistemde halkın istediği yerine gelecektir.
AK Parti ile akran olan, 2002’den beri bir sivil toplum örgütü olarak kültürel, sosyal ve siyasal sahnede yer alan BULTÜRK otoritesi Bayrampaşa’yı ve İstanbul’u bile aşan bir dernektir. Hiçbir konuda insan ayrımı yapmadan, herkesle soydaşça, kardeşçe, eşitle eşit gibi davranarak kitleye inmiş ve sosyal dalgalanmalar içinde dümeni kendi elinde tutan bir STK’dır.
Dernek üyeleri Genel Başkan Rafet Ulutürk’ü anlatırken rüzgârın nereden eseceğini bilir diyorlar, Baba vanga gibi geleceği soyleyen Başkan bizim başkan diyorlar. Sadece Soydaşlar değil tüm Türk Dünyası R.ULUTÜRK’le gurur duyuyorlar. Başkanımız cesur çıkışlıdır, diye belirtmeden edemiyorlar. Kitabını okuyan biri Moldova’da bile Komunistleri halleden biridir diyor.
Türkiye’de Göçmen ezikliğini söküp atarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma gururunun aşılanmasında ve artık Bulgaristan Türklerinden her birinin “Ne mutlu Türküm diyene!” demesinde BULTÜRK ve Başkanının olağanüstü emeği var.
Bu gerçekliği bu hafta sonu çağrılan dernek kurultayı hazırlıklarında görebiliyoruz.
Yolda meydanda “Selam Başkanımız” diyenler çoğalırken, herkesin sesinde sıcaklık, gözlerinde umut, gönüllerinde bağlılık var. Yine haklı çıktın Başkanım diyenler çoğalmaya başladı.
Genel Başkanımız Rafet Ulutürk ve yönetim ekibi 15 yıldan beri güç yenileyerek insanlar arasındadır. BULTÜRK Peygamberimizin dedi gibi “iki günün aynı geçmemesi gerekir” her seçimde yeni yeni yollar buluyor, hiç kimsenin beklemediği, düşünmediği, cesaret dahi edemediği yollara girmekten çekinmiyor. En önemlisi de hep seçimden önce konuştuğu herşeyi yerine geldiğini görebiliyoruz. Biz yönetimde olmamıza rağmen biz bile şaşırıyoruz, her seçim öncesi tutuğu yoldan gitmemek için garanti istiyoruz, olmaz ise ne yaparız dediğimizde hemen beyaz kağıda imzasını atıyor işte bu benim istifa dilekçem alın sizde kalsın seçim geçtiğinde işleme koy diyebiliyor. Onu öyle gördüğümüzde karşı tarafta olanlar bile onun yanına geliyorlar. Bazı arkadaşlar yoruluyorlar ve yenilerle devam ediyoruz, amma hiç vazgeçmiyor her şeye rağmen yoluna birinci günde olduğu gibi devam ediyor. Yorulmak nedir bilmiyor, durmak yok zamanımız ise hiç yok haydi bismillah deyip aynı şevkle yoluna devam ediyor.
Soydaşlarımız Türkiye’ye geldiğinde değişenleri, değişmeden kalanları, yerli sakinlerle kaynaşma yollarını açan, ilerlerken güçlük çekenleri elinden tutup ileri çeken hep BULTÜRK oldu. Dernek yönetimi 24 saatin 24’ünde de insanlarımızla birlikte olma yollarını aradı ve buldu.
Soydaşlarımızın bilgiye susamışlığını hissedince, toplantılar, toplu çalışmalar, konserler, açık oturumlar, yemekli geceler düzenledi. Basını, radyo ve TV programlarından faydalandı. Dernek gecelerinde 3 telli sazla, Rodop, Deliorman ve Dobruca türküleriyle soydaşlarımızı coşturdu.
Liderlik, ister dernek, ister parti, ister devlet lideri olsun, vasıf meselesidir. Bir kişinin lider olabilmesi için halkın arasından yetişmesi, halkının alın terinden aldığı suyla boy atması ve her nerede olursa olsun davaya ve hiçbir kimseye ihanet etmeden temsil ettiklerinin önünde yürümesi ve onları yönlendirmesi gerekir. BULTÜRK Genel Başkanı Sayın Rafet Ulutürk halktan geldi, Bulgaristan Türklerini Türk Dünyasına taşıdı, her yerde halkı temsil ediyor, halkın önünde yürürken kitleye yol gösteriyor, yeni yeni yollar açıyor. Önce halkın çıkarları dediği için pek uyuşamıyor amma hiç mi hiç yolundan ve halkından geri adım atmıyor.
Onun cesur, fedakâr ve dirençli şahsiyetini 15 Temmuz gecesi sokaklarda ana-vatanımıza el kaldıran ve darbe yapıp Türkiye’mizi yok etmeye çalışanlarla BULTÜRK bayrağı altında çatışırken gördük. Başka da dernek pek görmedik. Türk halkının yeni ruhunun oluşmasına açılan gece nöbetlerinde, YENİKAPI mitinginde beraberdik. Türklüğün, Büyük Türkiye’nin, yeni Türk ruhunun doğuşunda ve topluma yerleşmesinde, aynı şekilde 16 Nisan halk oylamasında da beraberdik, yenilgi tehlikelerini birlikte göğüsledik, zaferleri birlikte kucakladık. Yine bizim oralardan balkanlardan dernek olarak tektik, yine açık destek verdik. Başkanımız her zaman her yerde hepimizle beraberdi. Gerek Yenikapı mitinginde, gerekse Beştepe’de Balkan Göçmenleri Dernek ve Federasyon başkan ve heyetlerinin Başkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’la görüşmesinde hepimizi temsil etti, dilek ve temennilerimizi, halkın problemlerini kendisine iletti.
Soydaşlarımız için o, onları “doğuyor bir insan gibi, dönüyor pehlivan gibi, isteksizce tepiniyor, doğduğuna pişman gibi” durumundan kurtarıp aydınlanma yoluna çekti.
Bu çalışmalarda ömrünün büyük kısmındaki yıllarını bu işlere veren Genel Başkanımız Rafet Ulutürk, Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği (BULTÜRK) ile Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi BGSAM ortak yayınlarını başlattı. Herkese her yerde ulaşma ve hepimizin her konuda bilgilenme yolunu seçti. “Bulgaristan Türklerinin Sesi” gazetesi-https://issuu.com/bulturk , bghaber.org aktüel haber ve yorum siteleri böyle kuruldu. Gazeteci ve köşe yazarı ekipleri oluşturuldu. Bir yandan Türkiye’deki demokratik parlamenter düzenden demokrasinin daha yüksek bir aşaması olan anayasa değişikliği ile Başkanlık sistemine yasal geçiş sürecini açıklarken, öte yanda Bulgaristan konusu da elden düşmedi.
100 şairli, onlarca kültür, bilim ve sanat adamı olan Bulgaristan Türk aydınları ordusuyla kaynaşarak bugün artık sayıları bir milyonu bulan soydaş kitlemize aktı. Vatan ve ana-vatan konusu yeniden işlendi. “Ne mutlu Türküm diyene!” bayrağı daha yüksekte dalgalandı. Okuma seferberliği başladı. Uyananlar dirildi ve hepsi kendilerini Büyük Türkiye davası saflarında buldu.
BULTÜRK – BGSAM yayınları bu uzun yolda elde edilen dönüşümlere aktif katıldı. Süreçleri yönlendirdi. 10 ciltlik bir külliyatla Bulgaristan’da totalitarizm-den demokrasiye geçişi mercek altına alındı. Geçiş Dönemini, ekonomik, sosyal ve kültürel çöküşü, 2 milyondan fazla yurttaşımızın vatan topraklarını terk etme nedenlerini, 4. teknolojik devrim yaşayan dünyada yerimizi, bugün ve yarınlarımızı anlatırken, olaylara hep Bulgaristan Müslüman Türkleri, soydaşlarımız, demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, vatandaşların hak eşitliği açısından hoşgörülü yaklaşımla baktı.
Bulgaristan’ı ve Türkiyeyi Analiz etti. Sonuç çıkararak yol gösterdi.
Bu yıllarda, 1989 Mayısında hepimizin katılımıyla gerçekleşen Halk Ayaklanmamız unutturulmadı. Kahramanlara anıtlar dikildi. Anma geceleri ve “Türkan Çeşme” törenlerinde beraber olduk. Hak ve Özgürlükler Partisi halk davasına sadık kalmaya çağrıldı, davamıza ihanet kınandı. Partiden koparak halkımı bölme ve daha da parçalama çabaları eleştirildi. 27 yılda 10 binden fazla aydınımızın vatandan sökülüp atılmasına en sert şekilde karşı duruldu.
En büyük değerimizin insan sevgimiz, vatan sevgimiz olduğu anlatılırken, vatanın kutsallığı vurgulandı. Bu çalışmaların başında bilinçlenen bir kitleyi yöneten Genel Başkanımız Rafet Ulutürk vardı.
Yakın geçmişimizin en büyük olaylarından biri Bulgaristan’da yapılan erken genel seçimlerdi. BULTÜRK, Rafet Ulutürk’ün girişimiyle bu seçimlere katılmama kararı aldık. Bayrampaşa / İstanbul’da seçim sandığı açılmadı. Buradan otobüsler kalkmadı. Soydaşlarımız sınır kapılarında tartaklanmadı. Bu bakıma kararımız öngörülü ve isabetli oldu.
Hak ve Özgürlükler Partisi’nden (DPS) kişisel yetersizlik ve kitleleri sürükleyen önder vasıfları gösteremeyen Lütfi Mestan ve arkadaşlarının programsız, strateji ve taktiksiz “DOST Birliği” köşe kapma ortaklığına oy vermemeye çağırdı. İşte böyle bir durumda bunu söyleyebilen yine tekti. Fakat bu çağrıya kulak verenler çok oldu. Bulgaristan’da birçok köyden boş sandık toplandı. 175 bin kişi öz davamıza ihanet eden DPS’ ye oy vermedi, ama oyunu “DOST Birliği” ortaklığına da vermedi. BULTÜRK’ ÜN sesi duyuldu. Seçilmeye katılmayanların, boş oy atanların sayısı, uygulanan siyaseti bütünüyle ret edenler, şu ya da bu partiye oy veren seçmenlerden fazlaydı.
Bu gelişmeler ışığında birçok olumsuzluklar yaşandı.
Bulgaristan Türklerini, onların davasını, ruhunu, iradesini tanımayan, seçimlere bir loto-toto olarak bakan ve tutarsa hesaplarıyla yola çıkanlar, ortalığı karıştırdı. Baskın çıkmak için siyaset üstü yöntemler seçtiler. Bulgar milliyetçilerinin ağzına bal sürüldü. Kitle hareketlerinin halkın bilinçli hareketlenmesiyle başlayıp geliştiğini bilmeyenlerin seçimlerde oyun kurucusu olamayacağı ortaya çıktı. Böbürlenenleri değerlendirenler, halkın nabzını tutmanın bambaşka bir şey olduğunu gördü. Öte yandan yenilginin acısı sert oldu. Yenilgiyi kabul etmeyenler yan çizdi. Maçtan sonra gol atılmaz, diyenler, hor görüldü, saldırı hedefi oldu, tehdit edildi. Bu arada kişisel prestij hırsı ile, Bulgaristan Müslüman Türkleri varlığının karıştırılması da esasız yeni yorumlar doğurdu. Seçim sonrası da açık açık hesap verilsin diye gazetelere beyanat verdi. Bizim neslimiz yok oluyor bu hesap er veya geç verilecektir dedi. Etraf sustu ağızları bıçak açmaz oldu…
BULTÜRK derneği kurultaya bu konuları bir daha değerlendirmek için gidiyor.
BULTÜRK’ÜN 26 Mart 2017 seçimlerinde soydaşlarımızı ve Bulgaristan’daki kardeşlerimizi kandıranlardan, yalandır-anlardan, hezimete uğratanlardan, parçalayıp ortada bırakanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu. Bu çağrı “sesimiz kesti” havalarına girenleri kudurttu.
Biz, BULTÜRK olarak tam da bu konuları tartışmak için kurultay topluyoruz.
Doğru ile yanlışı bir daha harmanlayacağız. Yolumuzu daha geniş açmak istiyoruz. Yol haritamız Bulgaristan’da huzurlu yaşamamızın güvencesi olan Büyük Türkiye yoludur. Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Recep Tayip Erdoğan önderliğinde ilerliyoruz.
STK’ların siyasetin demokrasinin dayanağı olduğu Türkiye Cumhuriyetinde Bulgaristan seçimlerinde yenilenlerin “faturayı” bize ödetmeye çalıştıkları dikkati çekti.
Oy kullanmak veya kullanmamak özgür bir irade ifadesidir.
Demokratik toplumda insan haklarımızın başında gelir. Ödün veremeyeceğimiz, bir de onun bunun hatırı için asla heba edemeyeceğimiz bir hakkımızdır. Neslimiz tükenirken sessiz kalamayız. Bizi tanımayanlar bizi temsil edemez. Hatır için lider olunmaz. Ömründe hiç bir konuda başarılı olamayanlar bizimle denemelerine devam edemezler. Buna müsaade edemeyiz. Davamız şans oyunu değildir. Davamız Bulgaristan’da Türk-Müslüman davasıdır.
Hayat yolunu “50 Yıllık Mücadele” kitabında delillerle anlatan ve Bulgaristanlı Türk kimliğimizi 24 ülkede Dünya Türk Gençler Birliği Kurultaylarında şerefle savunan, yok olmuşluğumuzu var edenlerden biri olan Genel Başkanımız Rafet Ulutürk’e dış güçler kışkırtmasıyla baş kaldırıldığı, tuzaklar kurulmaya çalışıldığı dikkat çekiyor.
Beyler, seçim kaybınız hesapsız kitapsız siyasetinizin sonucudur. Hesabı verilmelidir!
“Todor Jivkov’un torunu” gibi kişisel suçlama ve karalamada bulunanlardan, BULTÜRK yönetim kadrolarına kişisel gözdağı verenlerden ve bazı örgütlü gruplardan gelen tehditlerle derneğimizi ele geçirme hesapları yapanların yolu buraya kadar olmalı. Türkiye Türklerindir, Dış Türklerin Hepimizin anavatanımızdır, Sayın R.T. Erdoğan önderimizdir. Ezilmedik. Ezilmeyeceğiz! Kurultayımız sinsilerin yolunu kesin kesecektir. İğrençliklerini yüzlerine vuracaktır. Bu konuda Yetkilileri ve ilgili siyasi ve kamu makamlarını göreve çağırıyoruz, Bulgaristan’da bir hezimet yaşandı bunun hesabı sorulmalıdır.
Eğer bir dernek meyve veren bir ağaçsa, BULTÜRK bizim baş tacımızdır.
Bu gün yol göstericimiz, gurur kaynağımız, Genel Başkanımız Rafet ULUTÜRK’tür.
Gerçekleri görelim, Hak yolundan ayrılmayalım, Birlik olalım, güçlü olalım kardeşlerim.
Paylaşalım bilgilendirelim çevremizi, sağ-olun var olunuz, kendi neslimizi kendi ellerimizle yok etmeyelim. Bunun yolu bilgilenmek gerçek bilgilere ulaşmaktır. Kalın sağlıcakla.