Levent RASİM
Konumuz: Kuşaktan kuşağa izlerin ortak adı ÖZGÜRLÜKTÜR.
Biz Bulgaristanlı Müslüman Türkler yeni ufuklara açılabilmek için geçmişimizden ışık alıyoruz. Bulgaristanlı Pomaklarımızın ve Türklerimizin ortak tarihsel geçmişi yaşıyor. Dedelerimiz geçen yüzyıl başında aynı cephelerde savaşmışlar. Aynı değerleri ve devleti savunmuştur. O yıllarda doğan kahramanlık destanlarımız, türkülerimiz, atasözü ve değimlerimiz ortak kültürümüzü oluşturuyor.
Buluşmanın özdeyişi “Dostu olan zengindir!”
Tarihte beraber olanların en yüce erdemi bugün de beraber olmaktır.
Canlanan tarih bize, Hiçbir şeyin korkunun kendisi kadar korkunç olmadığını gösterir.
Geçen yüzyıldan bize kalan en güçlü silah: Ne mutlu Türküm diyene!
Ataları Türk topraklarını kururken cephelerde birlikte savaşanların torunlarının 100 yıl sonra Sofya’da buluşması ortak tarihi olanların geleceği de ortaktır umuduna güç kazandırmıştır.
Bulgaristanlı Müslüman Türkler Kültürel Etkileşim Derneği 20 Ağustos Cumartesi toplandı ve Çanakkale kahramanlıkları dinledi. Karasu ırmağı (Mesta) boyu köylerinden Breznitsalı tarihi değerlendirme ve anıları yaşarma etkinlikleri – dernek korosu – ve Çanakkale Savaşına katılan Pomaklara adanmış türküler seslendirdi. Çanakkale şiirleri dinlendi.
Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı sırasında (1915 – 1916) yıları arasında Gelibolu Yarımadasında Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri (Antanta) arasında yapılan bir savaştır. Bu savaşa Osmanlı Ordusuna katılarak Batı ve Güney Doğu Rodoplar’dan Türk ve Pomaklar da yoğun olarak katılmıştı. Batı Rodoplar’da bulunan Müslüman Breznitsa köyü hanelerinin hepsi eli silah tutan erkeklerini cepheye göndermişti.
Birinci Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu ile Bulgar Krallığı Almanya tarafında yer almıştır. Tarihle buluşmada bu olaylar, Türkiye’de yaşayan Pomaklar arasında araştırmalarda bulunan Doktor Zelenegorov’un sunumunda dile geldi. Halkın tarih bilgisinin çok kıt olduğuna değinen araştırmacı, “Bulgaristan Müslümanlarının Kaderi” dizisinden Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Özellikle de Çanakkale Savaşı’na katılanlara yer verdi. Breznitsalı gönüllü erlerin resimleri gösterdi. Hayat yolları hikâyelendi. Olayların akışında 1912’de Batı Rodop Pomaklarının Çar, devler, ordu ve papaz ortak gücüyle Hıristiyanlaştırıldığına değindi. 250 bin kişinin isimlerinin zorla değiştirildiğini, camilerin kiliseye çevrildiğini, fesler toplatılıp yakılırken Pomak Müslümanlara kasket dağıtıldığını slâyt gösterimlerinde canlandırdı. Trajediyi, göçleri, aynı soyları bir asır sonra Anadolu’da bulduğu ayrıntılı anlattı. O zaman zulme dayanamayan Pomak nüfusun büyük bir kısmının Anadolu’ya göç etmişti. Yerleştikleri yerle henüz ısınamadan Gelibolu savaşına gönüllü girişlerini anımsattı.
Birinci Dünya Savaşı Cephelerinde Bulgaristan Müslümanları Osmanlı Ordusundaydı.
100 yıl öncesine ait olaylara ışık tutuldu. Bu arada 1914-1918 yılları arasında Birinci Dünya Savaşı’nda Bulgar Türk askeri ilişkileri anlatılırken, savaşta Bulgaristanlı 88 106 Müslüman şehit düşmüştü. Onlardan, 11 580 kişi Müslüman, 9 604 kişi Türk diğerlerin de Pomak’tı. Emperyalist güçlerin Osmanlı üzerinden kirli ellerini kırmak için verilen bu kurbanların günümüzde Bulgaristan topraklarında bir dikili anıtı olmaması acıyla anlatıldı. Breznitsa ve etraf Pomak köylerinden bir heyet bu yıl Çanakkale Şehitliğini ziyaret etmiş, ortak tarihimizin şanlı geçmişindeki beraberliğimizden ilham almışlardır.
Kültürel Etkileşim Derneği Başkanı Emine Bayraktar tarihçi Dr. Zelenegorov’dan sonra sözü, çocukluğunda anne babasından, yakınlarından, çevresindeki insanlardan dinlediği Çanakkale öykülerini anlatmak üzere aynı köyden Mehmet Büyüklü’ye verdi. Halk öykücüsü Breznitsa köy folklorunun özünü oluşturan bu olayların bir sözlü sanat dalı oluşturduğunu, büyük ilgi gördüğünü söyleyerek girdi konuya. Çanakkale Savaşı’nın köy toplumunun değer yargı sistemi yarattığına, vatan ve anavatan kavramlarının aynı dönemde doğduğuna ışık tuttu. Köy halkının kullandığı güncel dil olan Bulgarcada yaşayan bu değerler bir ahlak anlayışı ve dünya görüşü kıstası olarak milli uyanışın motoru olmaya devam ediyor. Gençler atalarının mezarının nerede olduğunu bilmek istiyor. Ninelerinin söylediği türküleri söylüyor. Anlattıkları efsane, atasözlerini ve masalları öğrenmek ve devretmek istiyorlar. O olaylar onların kimliğini damgalamıştır. Yerel yönetimlerin ilgisizliğine rağmen, XX. yy gölgesinden korkmayan bu insanlar, geçmişlerine dört elle sarılmış ve kahramanlarıyla yaşıyorlar.
Mehmet Büyüklü’nün sayılarının büyük olduğunu söylediği savaş kahramanları arasında, öne çıkardığı ilk isim, Osmanlı’nın İngiliz casusu Thomas Edvard Baurens’in kışkırttığı Araplarla Şam Ovası Savaşı’na, ardından da Çanakkale Savaşına katılan Recep Nuriev Nuriev’in örneklik hayat yolunu anlattı. Yerel koro grubu Şam Ovası şarkısını onun kahramanlığından ve vatan sevgisinden esinlenerek artık 100 yıldan beri söylüyor, dedi.
Aynı savaşa katılan ve köyüne el parmaklarını yitirmiş olarak dönen Şaban Groşarov – Aroma ‘un hikâyesini bölge halkı biliyor. Esir düşenlerin içine atıldığı açık bir kireç kuyusuna birkaç yaralı Pomak ile birlikte Şaban Groşarov da itilmiş. Parmakları o kuyunun içinde yanmış, gece kuyudan çıkmayı ve kaçmayı başarsa da sakat kalmıştır. Daha sonra aynı köyden Recep İbrahimov Çavuşev ve Tefik Muharrem birlikte Gelibolu Yarımadasında Azaklara karşı mücadeleye katılmışlardır.
Onlar ve daha birçok kahraman Batı Rodoplar’a döndükten sonra Makedon İç Devrim Örgütü’nün (VMRO) halk üzerindeki, devlet içinde devlet kurarak uyguladığı baskı, yargısız infazlar, eli tutan Pomakları kendi kirli işlerine alet etme baskıları anlatıldı.
Güney Doğu Rodoplar’dan Çanakkale Savaşına katılan sayıları 10 bine yakın olan Türklerin kahramanlıklarını ise D-r Sabri İbrahim Alagöz anlattı. O, sunumunda Bulgaristan Türeleri’nin şiir geleneklerinden seçme Çanakkale dörtlükleri okudu. Bu şiirlerde vatan-bir ve ana-vatan motiflerinin büyük bir ustalıkla işlendiğine dikkat çekti. Yine bu dönemde (1913) merkezi Koşukavak olmak üzere, Güney Doğu ve Batı Rodop Müslüman Türklerinin Doğu Rodop Müslüman Türk Cumhuriyeti kurulduğunu, çok kısa bir zamanda, bu Türk Cumhuriyetinin Eğiri Dere, Darı Dere, Kırcaali, Mestanlı, Nevrekop ve diğer bölge kazalarında iktidar olduğuna değindi.
Doçent Dr. İbrahim Yalamov ise, konuşmasında Balkan Savaşı ile Gelibolu Savaşını farklı bir yaklaşımla anlattı. Balkan Savaşı’na Deliorman köylerinden Bulgar Ordusu için asker toplandığını, Çanakkale’ye gidenlerinse gönüllü olduklarını söyledi. Bu savaşlara karılanların anlatımlarında ve halkımızın ruhunda vatan ve anavatan duyumlarının oluştuğunu ve güçlendiğini esaslandırdı. Çanakkale Savaşı’nda Bulgaristan ile Osmanlı Almanya cephesinde müttefik olsalar da, Bulgar askerleri bu savaşta Osmanlı cephesinde yer almamıştır, dedi.
Söz alan aydınlardan Hikmet Efendiev ise, doğup büyüdü Koşukavak’a bağlı Slivarka köyünden Çanakkale kahramanı, İngilizlere esir düşen ve 6 yıl Hindistan’da esir kamplarında kalan, Kamil Ahmedov’un öyküsünü ve Şam Ovası Savaşı Savaşı’ndan dönerken Ege Denizi dalgalarına yenik düşen yine aynı belediyeye bağlı Lale ve Çayka köylerinde 7 kişi hakkında dinlediği efsaneleri canlandırdı. Bölgede “Halilim” ve “Martinim” türkülerinde o yılların duygularının dile geldiğini ve dün olduğu gibi bugün de halkın ruhunda yaşadığını belirtti. Gelibolu kahramanlarından Mehmet Ağa öyküsünün, Rus yazar Radi Fiş’in “Nazımın Çilesi” kitabından, Nazım Hikmetle birlikte Bursa hapishanesinde yatan Şunmulu Mehmet Aga’yı anımsattı.
Breznitsa köy korosunun söylediği türkülerden birinde ise, yine Doğu Rodop Müslüman Türk Cumhuriyeti sınırlarına giren Yambol şehrinden Pomakların Balkan Savaşında yerlerinden sökülüp göçe zorlanmalarını dile getiren gönül yakan bir türkü de söylendi. Bu halk yaratıcılığında köylerinden ve mülklerinden kovulan Müslümanların Tunca nehri boyunca yeni vatan arayışı serüveni yaşatılıyor.
Çanakkale anılarında buluşma gecesini renklendiren Deliormanlı tambura ustası Musa Tınalı ise, Çanakkale Türküsünü katılan erkeklere beraber söyledi. Kahramanlık türkülerinden bir demet sundu.
Bulgaristan Türkleri ve Pomakların gözde sivil toplum örgütü olan Kültürel Etkileşim Gençlerimizi Tarihle Buluşturalım programını böylece tamamladı. Bu program çerçevesinde Sofya Şehir Kütüphanesi salonlarından birinde Bulgaristanlı Müslüman Türklerin hayatını görsele yen bir resim sergisi de açıldı ve büyük ilgi gördü.
Yaz aylarında süren son etkinliklere Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) ve tescil çalışmalarına adli tatil gerekçesiyle ara verilen Sorumluluk, Tolerans ve Özgürlük için Demokrasi – DOST partisinden katılan yetkili yoktu.