BULTÜRK Genel Başkanı Rafet ULUTÜRK, Azerbaycan’ın Bakü temsilcisi Mehseti HÜSEYNOVA’nın daveti üzerine Bakü şehrine bir ziyaret gerçekleştirdi.
Dünyanın buluşma noktası Yeni İstanbul Havalimanından Bakü’ye gitmek için uçağa bindik; bu özel yolculuğumuzu, belgeselcilik alanında öncü ve bilge isimlerden biri olan hocamız İsmail Kahraman’la birlikte başladı.
Uçak İstanbul’dan kalktı, Uçuş sırasında, bulutlar, gizemli dokusunu kaybeder ve ulaşılamazlıklarının etkisi azalır. Bulutlara karşı beslediğimiz hayranlık da biraz olsun sönükleşir. Ama şimdi bulutların üzerinde havayla dans etmiş bir şövalye olarak bulutların öyle çok yüce şeyler olmadığı hissine kapılırsınız. Aynı zamanda, kuşlar gibi özgürce uçma yeteneği, uçağa binen insanlardan daha fazla özgürlüğe sahip oldukları düşüncesini pekiştirir.
Uçaktan inmenin, özgürlüğün kesilmesi gibi bir etkisi olmadığını anlarsınız. Uçaktan inseniz de hürriyet bıçakla kesilir gibi kesilmez, tekrar kalkacağını bilmek teselli eder insanı. Ama her şeye rağmen yine de uçaktan inmek her şey için yeni bir başlangıçtır. Dilerim uçağa yeniden binişim her şeyin bitişi olmaz.
Bakü’ye gerçekleştirdiğimiz ziyaret, Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı’na inişimizle başladı. Uçaktan indiğimizde bizi, güler yüzüyle karşılayan Azerbaycanlı kardeşimiz Anar Bey, kapıda bizi bekliyordu. Birbirimizle kucaklaştıktan sonra, şehir merkezine gideceğimiz yere, Bakü Şehir Merkezi Gençlik Bölgesi’ne Anar ESODOV kardeşimizin rehberliğinde kalacağımız yere doğru yola koyulduk.
Bakü, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başkenti olup Hazar Denizi’nin kıyısında yer alır ve Kafkasya bölgesinin en büyük şehri konumundadır. Endüstriyel açıdan da önem taşıyan Bakü, Hazar Denizi’ndeki en önemli limana ev sahipliği yapar.
Ziyaretimiz sırasında, Türk Dünyası’nın gönüllerinde özel bir yeri olan Türk Dünyasının her yerinde kısa bir ömrüne rağmen gönülleri fetheden 48 yaşında hayatını kaybeden Türk Dünyasının Sultanı Ganira PAŞAYEVA’nın kabrini ziyaret ettik. Bu ziyaret sırasında dualarımızı ettik ve saygılarımızı sunduk.
Akşam otele geçtik. Sabah kalktığımda, balkona çıktım ve Hazar Denizi’nin ayaklarımın altında uzandığını gördüm. Bu büyüleyici manzarayı seyrederek, tarih ve doğanın güzelliklerini düşünmeden edemedik. Bu büyük Türk gölüne neden “deniz” olarak adlandırıldığını düşünerek, geçmişin izlerini sorguladım.
Azerbaycan ziyaretimiz sırasında, BULTÜRK’ün Azerbaycan Temsilcimiz Mehseti Hüseynova hanımefendi tarafından çok sıcak bir karşılamasından duyduğu memnuniyeti ifade ettik. Hazırlamış olduğu gençler ile toplanmış salona geçtik.
Mehseti Hüseynova’nın, “KIRCAALİ EFSANESİ-DESTANI” belgeselini Azerbaycan’da gençlere gösterime sunmak için gösterdiği çaba ve BULTÜRK’ün bu topraklarda tanıtılması için yapmış olduğu çalışmalar, etkinliklere olan desteği büyük takdiri hak ediyor. Ayrıca “Ulu Önder Haydar Aliyev ve Bulgaristan Türkleri adına Azerbaycanlı gençler ile bir konferans düzenledi.
“KIRCAALİ DESTANI – EFSANESİ” filmini izleme olanağı sağlaması bizleri çok memnun etti. Bu film sadece Bulgaristan ve Azerbaycan için değil, aynı zamanda tüm Türk Dünyası gençleri için de önemlidir, çünkü bu film köklerine inen tarihi hatırlatan önemli bir eserdir.
Mehseti Hüseynova, konuşmasında;
Öncelikle Başkanımıza hoş geldiniz sefalar getirdiniz. “Bu belgesel, sadece Bulgaristan Türkleri için değil, aynı zamanda Azerbaycan gençleri için de büyük bir fırsat sunmaktadır. Bu etkinlik, yalnızca bir film gösterimi olmanın ötesinde, kültürel bağları güçlendirme amacını taşır. Kültürel miraslarımızı koruma, hatıralarımızı canlandırma ve genç nesillere aktarma, toplumlar arasında anlayışı, kardeşliği ve dayanışmayı artırmanın önemli bir yoludur.” “Tarih boyunca Türk Milleti büyük işleri gerçekleştirmiş ve bizler de bu mirası sürdüreceğiz. Zaman, mekân ve yöntem değişebilir. Günümüzde silah, son teknoloji, beyin gücü ve üst düzey zekâ önemlidir. Gelecek ise neyi gerektirirse ona göre şekillenecektir. Kim ne derse desin, bütün Dünya bunun karakter meselesi olduğunu er ya da geç anlayacaktır..”
“Artık Türk Dünyası gençleri, geleceklerinin belirlenmesini beklemiyor; aksine, geleceği şekillendirme yarışına giriyorlar. Türk gençleri artık dünya standartlarında oyun kurucudur. Bu düşüncelerle konuşmasına son verdi.
Rafet ULUTÜRK konuşmasında:
Bu güzel ve anlamlı tarihi ziyaretin gerçekleşmesinde emeği geçen, Türk Dünyasında iz bırakan BULTÜRK temsilcimiz Mehseti HÜSEYNOVA’yı yaptığı çalışmalar için yürekten tebrik eder ve hepinizin huzurunda kendisini kutlamak istiyorum. BULTÜRK temsilcisi olarak yaptığı büyük işlerle, Türk Dünyası’nın küçük Sultanı Mehseti HÜSEYNOVA, bu tarihi anı ve ilişkileri güçlendiren çalışmalarıyla büyük bir etki yaratmıştır. O, sadece tarihi Kırca Ali Efsanesi filminin tanıtımıyla değil, aynı zamanda Türk Dünyası’nın köklerini canlandırmak ve onları gelecek nesillere aktarmak adına yaptığı çalışmalarla da büyük bir vizyon sahibidir. Bu özel ziyaretin gerçekleşmesinde Bakü’de Mehseti HÜSEYNOVA’nın liderliği ve özverisi büyük bir övgüyü hak ediyor. Kendisine teşekkürlerimi sunuyor, yaptığı bu anlamlı çalışmalar için kendisini yürekten tebrik ediyorum.
Mehseti Hüseynova’ya “Kırca Ali Destanı – Efsanesi Belgesel” film ödülü
Mehseti Hüseynova’nın Azerbaycan’da yaptığı çalışmaları ve Kırca Ali Efsanesi belgeselini tanıtmasına devam edeceğine inanıyor ve bundan dolayı onur duyduğumu ve Mehseti Hüseynova’ya “Kırca Ali Destanı – Efsanesi Belgesel” film ödülünü kendilerine takdim etmek istiyorum. Bu ödül bu hareketimiz Türk Dünyasında bir örnek olur inşallah. Bu ödül, filmi Azerbaycan gençlerine tanıtarak, Kırca Ali’nin sadece Bulgaristan’daki Türklere değil, tüm Türk Dünyası’na ait kökleri ve onların canlanmasını anlatması nedeniyle verildi. Yani köklerden beslenmeye başladık.
“Büyük Lider Haydar Aliyev ve Bulgaristan Türklerine Yaptığı Tarihi Hizmetler”
Ben Bakü’ye ilk gittiğimde, takvimler 2000’li yılları gösteriyordu 10. Türk Dünyası Kurultayı’nda Ulu Önder Haydar ALİYEV ile tanışma ve elini öpme fırsatı bulmuştum. Kendisine şunları söylemiştim; O eski dönemde, 1984 yılında Bulgaristan’da bizim isimlerimiz Slav isimleriyle değiştirilirken siz, Moskova’da Bulgaristan Trükleri’nin yanında yer alarak Gorbaçov’a karşı dik durmuştunuz. O günlerde, “Bulgaristan Türkleri, vatanlarını seven ve namuslu, çalışkan insanlardır” diyerek kararlı bir duruş sergilemiştiniz. Bu cesur destek, biz Bulgaristan Türkleri için unutulmaz bir destek olmuştur. Size minnettarız.
Kendisinden Bulgaristan’a 1950 yılında Bulgaristan’a gönderilen akademisyen öğretmenlerden kalan var mı diye sormuştum. Hatta ertesi günü iki kişi göndermişti o Bulgaristan’da öğretmenlik yapanlardan. Bu kişiler ile Bulgaristan’da o dönem orada bulunanları bir araya getirmek düşüncesindeydim amma öyle kaldı. İnşallah bunu ileriden bunu BULTÜRK temsilcimiz Mehseti Hüseynova devam ettirecek ve yakın bir zamanda Azerbaycan-Bulgaristanlılar bir araya gelecek.
“Değerli gençler, özgüveninizi her zaman yüksek tutun ve umutsuzluğa asla kapılmayın. Gerçek güç, fiziksel kuvvetle değil, zihinsel güçle ölçülür. Gerçek güç, kaslarda değil, zihinlerdedir. Güçlü kolları olanlar değil, güçlü zihinlere sahip olanlar dünyayı yönlendirir. Fiziksel gücü olan bir kişi birkaç kişiyi dövebilir, ancak güçlü bir zihne sahip olanlar toplumları inşa edebilir veya dönüştürebilir. Bu nedenle zihinsel güce gereken önemi vermelisiniz. Hedefleriniz, sınırlarınızı aşmayı ve daha büyük bir bakış açısı benimsemeyi içermelidir. Sağlıklı düşünce ve güçlü beyinlerle, geleceğinizi şekillendirebilirsiniz. Sağlıklı, mutlu ve başarılı bir yaşam sürdürmenizi diler. Bu bakış açısını benimseyin ve hayatınızda ilke edinin. Her zaman Allaha emanet olun.”
Ertesi günü BULTÜRK temsilcimiz Mehseti Hüseynova, bizlere Bakü şehrini tanıttı;
Sonrasında Bakü’yü keşfettik. Burada Azerbaycan’ın bağımsızlık savaşında kahramanca mücadele veren şehitlerini ziyaretiyle başladık. Ardından Bakü’nün tarihi merkezi olan İçeri Şeher bölgesine geldik. Bu bölge, zengin kültürel mirası ve tarihi yapılarıyla ünlüdür. Haydar Aliyev Kültür Merkezi, Şirvanlar Sarayı, Latif Kerimov Halı Müzesi, Ateşgah, Bakü Hayvanat Bahçesi, Minyatür Kitap Müzesi, Güzel Sanatlar Müzesi, Gobustan Milli Parkı, Yanardağ, Ulusal Tarih Müzesi, Türk Şehitliği, Bulvar Park, Teze Pir Camii gibi önemli yerleri ziyaret ederek bu muhteşem şehri daha yakından tanıma fırsatı bulduk.
Bakü, gelişmişliği ve batı dünyası ile bütünleşmiş hatta onların üzerinde bir moderniteye sahip. Devasa gökdelenler, geniş yeşil alanlar, tarihi meydanlar, dar sokaklar, çeşitli müzeler ve eşsiz Hazar Denizi kıyılarıyla bu şehir, büyüleyici muazzam güzellikleri barındırıyor.
Azerbaycan’da geçirdiğimiz süre, benim kişisel olarak uzun yıllar boyunca ulaşamayacağım bilgilerle ve deneyimlerle dolu oldu. Bu topraklarda öğrendiklerim, geçmişle bağ kurmamı ve geleceğe daha geniş bir pencereden bakmamı sağladı. Ayaklarımızı geçmişin üzerine koyup kollarımızı geleceğe uzattık. Gezimizin her anı, yüzyıllar boyunca şekillenen bu toprakların hikâyelerini ve mirasını keşfetme fırsatı sundu. Bu coğrafya, farklı dönemlerde gelişen ve değişen, farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bir mozaiğe benziyordu ve aslında insanlık tarihini anlatıyordu. Her sokak, her yapı, geçmişten gelen bir öyküyü anlatıyordu ve bu öyküler, tarihin sesini yükseltiyordu.
Hepsinin kendine özgü bir hikâye taşıyordu; bu hikâyeler bize tarihin yankısını duyuruyordu. Bakü’de hissettiğimiz sıcaklık ve karşılaştığımız samimiyet, bu toprakların kültürel zenginliğini ve insanların misafirperverliğini yansıtıyordu ve bunu gözler önüne serdi. Yeni dostluklar kurmak, yeni bağlar oluşturmak adına gerçek bir fırsat sunuyordu.
Gezi sonunda, bu coğrafyadan ayrılırken içimizde yanan bir umut ve özlem taşıyorduk. Çünkü bu deneyimler ve edinilen yeni dostluklar, sadece bir gezi anısı değil, aynı zamanda insanlığın ortak hikâyesini hatırlatan, farklılıkların zenginlik olduğunu öğreten ve dostluğun ne kadar değerli olduğunu vurgulayan bir serüvendi.
Azerbaycanlı kardeşlerimiz, uğurlamak için havalimanına kadar eşlik ettiler. Bu seyahati düzenleyen ve bizleri davet eden, özellikle BULTÜRK temsilcimiz Mehseti HÜSEYNOVA’ya, Çingiz BAYRAMOV kardeşimize ve bu buluşmanın gerçekleşmesine katkı sağlayan herkese derin teşekkürlerimi sunmak isterim.
Yolculuğumuzun sonunda, uçağın kalkışıyla birlikte, Hazar Denizi’ne el sallayarak dönüş yoluna geçtik Bizi uğurlayan dalgalar yükseldi ve Hazar’ın dalgaları coşkuyla karşıladı. Dilerim Tanrı, Türk Dünyasını daima korusun ve yüceltsin. Size teşekkür ederim ve sonsuza kadara var olun. Siz bu topraklarda yaşamayı hak ettiniz.
Hazar Denizi’nin dalgalı suları arasında, Türk Dünyası’nın daima yücelmesi ve korunması dileğiyle. Dilerim Tanrı, Türk Dünyasını daima korusun ve yüceltsin. BULTÜRK Bakü temsilcimiz Mehseti HÜSEYNOVA’ya tekrar bu güzel günleri bizlere yaşatığı için teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.
Tüm Azerbaycanlı kardeşlerimiz Sağ olsunlar ve sonsuza dek var olsunlarn. Allaha emanet olun…