Tarih: 02.04.2019
Yazar: Nadina Cavadova
Çuvaşların geçmişi, nereden geldikleri merak ve tartışma konusu olmuştur. Bu konu ile ilgili çeşitli kaynaklardan araştırmalar da mevcuttur. Araştırmalara göre Çuvaşların ataları Bulgar ve Suvarlar, diğer Türk halkları gibi, bugün yaşadıkları bölgeye Orta Asya’dan gelmişlerdir. Çuvaşlar bir Türk topluluğudur, köken olarak Volga(İdil) Bulgarlardan gelmektedirler. Tarihi M.Ö II. Yüzyıla kadar dayanan bir geçmişleri vardır.
Çuvaşlar hakkında en derin bilgiler Çuvaş Türkoloji uzmanı ve dilbilimcisi Aşmarin’in eserlerinden ve Arap din bilgini ve gezgini İbn Fazlan’ın seyahatnamesinden ulaşılır. Rusya Federasyonu içinde olan Çuvaşistan’ın başkenti Şupaşkar, nüfüsü ise yaklaşık 2 milyondur. Sovyetler Birliği döneminde, 24 Haziran 1920’de Çuvaşistan Rusya’nın içerisinde Özerk bölge olarak kurulmuştur. 1990 yılında Çuvaşistan Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Çuvaş halkının tarihinin benzersizliğine dair ifadeler yeniden XX. Yüzyılın başında ortaya çıkmaktadır. Geçmişi yeniden araştırarak bazı tarihçiler Volga ve Kama bölgesini ilk dolduranların Çuvaş halkı olduğunu ve onların Volga (İdil) Bulgaristan’ın kökeninde yer aldıklarını söylemeye başladılar.
Çuvaşlar Türk kökenli bir halktır.
Çuvaş dilinde iki lehçe bulunmaktadır: Viryal Çuvaşistan’ın kuzey bölgesinde yaşayan Çuvaşların konuşması, Anatri – Güney bölgesindeki Çuvaşlar. Çuvaşlar çalışkan ve sabırlı bir millet olmuşlardır Çuvaşların atasözüne göre: ‘’Allahtan ekmeği herkes kendi dilinde istiyor, neden kendi dininde de istemesin ki’’ Çuvaşlar geleneksel inanışlarına Çuvaş dini demektedir. Tek tanrıya inanan Çuvaşlar Hristiyan dinine karşı saygılı olmuşlardır. Hristiyan ailelerden gelin alırken, hiçbir zaman dinlerine karışmamışlar hatta ibadet etmesine bile izin verilmiştir. Çuvaş halkın dinine göre günah işlemek – en büyük suçtur. Eğer Hristiyanların dininde işlenen günah tövbe ettikten sonra affediliyorsa, Çuvaşların dininde bunun affı yoktur. Bu yüzden günah işleme diyor Çuvaş dini. Çuvaşlarda aile bağları çok şey ifade ediyor Çuvaşlar için. Akrabalar aile içi bütün kutlamalara davet edilir. Misafirler için söylenen şarkılarda şöyle denir: “Akrabalarımızdan daha iyisi kimse yok.” Düğün törenleri çok özel bir kutlama ile yapılmaktadır. Misafirler yalnızca yakın akrabalar ve özel davetlilerdir. Cenaze ve ölüleri anma törenlerinde de akrabaların rolü büyüktür. Rahmetliyi anarken zengin sofra kurulmaktadır, en az 41 kişi davet edilir ve bunlara ikramlarda bulunulur. Bunun için mutlaka kurbanlık kesilir, kuzu ya da inek. Çuvaşlar için giyim kuşam, süslenme çok önemlidir. Bu durum sadece üste giyilenler olarak kalmamış, baş süslemelerine de yansımıştır.
Kimin sözlü, kimin nişanlı, kimin dul olduğu başlığından, giydiği renklerden anlaşılmaktadır. Bayramlarda kadınlar başına ‘’Huşpu’’ genç kızlar ise küçük gümüş veya metal paralarından oluşan ‘’Tuhya’’ takmaktalar.
Çuvaşlar insanların birbiriyle görüşüp konuşmalarına, toplum halinde yaşamalarına büyük bir önem vermişlerdir.
Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü, açık kalpli olmak bunların başında gelir. Büyüklere karşı sevgi ve saygı, tevazu, sadelik, hayırseverlik Çuvaşlar için esastır.
Çuvaşlar’da Kul hakkını gözetmek, güler yüzlü olmak çok önemlidir.
Aile büyüklerine karşı saygı, onların duasını ‘’Pehil’’ almak gençler için esastır. Anaya-babaya fazlasıyla hürmet etmek bunun bir örneğidir. Büyüklere hürmet – Çuvaş halk müziğinin ana temalarından biridir.
Çuvaş halkın milli marşı ‘’Asran Kaymi’’ bu sözlerden başlıyor: ‘’Unutulmaz Atam ve Anam’’. Çuvaşların bir özelliği daha var. Aile birliğinin kurulması olan evlenme tüm toplumlarda olduğu gibi Çuvaş toplumunda da her zaman önemli sosyal olaylardan biri olarak görülmüş ve benimsenmiştir. Çuvaşlarda evlenme ve yuva kurma, karşılıklı fedakârlık gerektiren bir durumdur. Bunun için eşler üzüntüde ve sevinçte birlikte olmak, iyi günlerini bölüşmek, kötü ve zor günlere birlikte katlanmak yani bir yaşlıkla kocamak için evlenirler. Bu yüzden Çuvaş ailelerinde boşanmalar yok sayılacak kadar azdır. Bu konuda Dünya Çuvaş ailelerini örnek alması gerektiğine inanıyoruz.