Avrupa Birliği’nin (AB) en yoksul üyesi Bulgaristan’ın nüfusu, komünist rejimin sona erdiği 1989’da 9 milyon civarındayken, düşük doğum oranları ve ekonomik sıkıntılardan diğer ülkelere göç nedeniyle 28 yılda 7 milyona geriledi.
Bulgaristan Ulusal İstatistik Enstitüsünün (NSİ) verilerinden derlenen bilgiye göre, AB üyeliğine 2007’de kabul edilen ülkede doğum oranının düşüklüğü ve ekonomik sıkıntıların yurt dışına göçe yol açması sonucu komünist rejimin sona erdiği 1989’dan 2017 sonuna kadarki dönemde ülke nüfusu 2 milyon civarında azaldı.
Devlet Sağlık Sigorta Kurumunun verilerine göre 2018 yılında Bulgaristan’da 60 bin bebek dünya gelirken, 110 bin kişi hayatını kaybetti. Son 20 yıldır kalıcı olarak ölüm oranın doğum oranını aşması, ülkedeki nüfusun azalmasında ek bir faktör olarak öne çıktı.
Gençlerin daha iyi bir eğitim almak amacıyla diğer AB üyesi ülkelere gitmesi de nüfusun düşmesinde önemli bir unsur oldu. Devlet Yurtdışı Bulgarlar Ajansının raporuna göre, 2018 yılında farklı ülkelerdeki akademik kurumlarda öğrenim gören Bulgar öğrenci sayısı yaklaşık 36 bini buldu.
Nüfus daha da azalacak
Ekonomik sıkıntıların neden olduğu ülke dışına göç akınının sürmesi ve düşük doğum oranının devam etmesi halinde Bulgaristan nüfusunun 2050 yılına kadar 5,2 milyona gerileyeceği öngörülüyor.
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Yardımcısı İliyana Yotova, konuya ilişkin yaptığı bir açıklamada, AB’de ölüm oranı en yüksek olan ülkede nüfusun azalmasının her ay bir köyün haritadan silinmesi anlamı taşıdığına dikkati çekmişti.
Batı’ya göç
Bulgaristan’da komünist rejimin etnik temelde “homojen” bir toplum yaratma çabasıyla 1985’te başlattığı ve çöküşü olan 1989’a kadar devam ettirdiği Türk ve Müslümanlara yönelik asimilasyon politikası, ülke nüfusunun azalmasının başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
Son yıllarda ise Bulgaristan halkı, ülkedeki ekonomik sıkıntılardan dolayı daha iyi yaşam koşulları elde etmek için gelişmiş ülkelere göç ediyor.
Özellikle AB ülkeleri, Bulgarların ilk tercihleri arasında yer alıyor.
Halihazırda, Almanya’da 416 bin, Türkiye’de 350 bin, Yunanistan’da 300 bin, İspanya’da 250 bin ve Fransa’da 80 bin ve ABD’de 300 Bulgaristan vatandaşının yaşadığı tahmin ediliyor.
Türklerin yaşadığı bölgeler de göçten etkileniyor
Bulgaristan Türklerinin yoğun yaşadığı Kırcaali kentine bağlı Kirçevsko (Sarıköy), Beli Plast ve Samodiva (Gocamısır) köyleri ile Yunanistan sınırına yakın Mandritza köyünde göçün etkisi yoğun hissediliyor.
İşsizlik oranının yüksek seviyelerde seyrettiği Türkiye ve Yunanistan sınırlarına yakın köyler giderek “hayalet” bölgelere dönüşüyor.
Diğer yandan, Bulgaristan’daki köylerin yüzde 5’inde halihazırda hiç kimse ikamet etmezken, yüzde 13’ünde ise köy sakinlerinin sayısı 20 kişiyi geçmiyor.
‘İş yok, para da yok’
Ülkedeki göç sorununa ilişkin değerlendirmede bulunan Karıköy’ün son sakinlerinden Fahrettin Salih Ali, “Herkes Avrupa’ya gitti. Burada iş yok, para da yok. Millet ne yapsın?” diye konuştu.
Gocamısır’daki Zülfiye Hasan da “Köydeki gözü gören kimse burada durmuyor. Burada yaşamak artık çok zor oldu. Gençlere iş yok, geçim yok. Sadece ihtiyarlar kaldı. Köyümüzde 5 genç ya var ya yok. Bizim çocuklarımız da Türkiye’ye, Hollanda’ya gittiler.” ifadelerini kullandı.
Beli Plast Köy sakini Rüştü Galip, geçmiş dönemlerde bin hanenin yaşadığı köyde bugün 350 evin kaldığını belirterek, Türk köylerinde yaşanılan göçü özellikle ekonomik nedenlere bağladı. Galip, ekonomik göç yüzünden parçalanan ailelerin yeniden birleştirilmesinin zor olduğunu da kaydetti.
AA