Cumhurbaşkanı Radev, Bulgaristan’ın NATO ve AB’den bağımsızlığı için rol oynayabilir.
Rusya Stratejik Casusluk Daire Başkanı -Leonid Reşetnikov
BGSAM: Rusya’nın Bulgaristan üzerinde artan baskısına ışık tutan bir söyleşi. Çeviridir.
Ana başlıklar:
Doğan bir Bulgar yurtseveridir. Avrupa Birliği /AB/ ve NATO dağılacak.
Bulgaristan Sosyalist Partisi Başkanı K.Ninova bana “Radev ilginç bir kişidir,” dedi.
Bulgaristan Bulgaristan’a Rusya da Rusya’ya dönsün. O zaman iki ülke aralarında Sovyet zamanında olduğundan daha yakın olacaktır.Bu cümleler, Bulgar gazeteci Georgi Koritarov’un “Serbest Bölge” adlı TV programında eski Rus casusu ve Rusya Stratejik Araştırma Enstitüsü Başkanı Leonid Reşetnikov’la söyleşisinden alınmıştır.
Koritarov: Son günlerde bizde Rusya’nın tutucu devrim konsepti (genel düşünce) üstüne Rusların anlayışı konusu ciddi ilgi uyandırdı. Rusya’nın tutucu devrim konsepti hangi temeller üzerine bina edilmiştir.
Reşetnikov: Ben, Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı müdüriyetine ait bir Enstitü yönetiyorum. Bu kurum, tüm Avrupa ülkelerindeki süreçlerin, o ülkelerdeki süreçlerin analizini yapıyor. Avrupa’da tutucu güçlerin gücenmesi süreci var. Biz Rusya’da buna geleneksel güçlerin güçlenmesi süreci adını verdik. Bu eğilim son 2 -3 yılda büyüdü. Gelenekse güçler kavramının bizim için taşıdığı anlam nedir: Din, gelenek, vatan, aile, özel mülkiyet temelini ön plana çıkaran güçlerdir onlar. Rusya ve diğer Avrupa ülkelerinin gelişmesinde bu gelişmeler gelenekseldir. Biz, son 100 yılda, Rusya’ya dayatılan, sayıları iki olan liberal ve komünist yönden farklı bir yönelim istiyoruz.
Koritarov: Buraya açıklamalı bir soru sıkıştıralım diyorum. Bu geleneksel devrim konseptine Doğu Avrupa ülkelerinde, daha doğrusu Balkanlarda ve Bulgaristan’da bu potansiyel var mı?
Reşetnikov: Evet var. Mesela Macaristan’da neredeyse gerçekleştiğime şahidiz. Bulgaristan’da da böyle bir eğilim var. Bulgaristan’da cumhurbaşkanı seçimlerini izlerken, ikinci turda Radev’e Bulgaristan Sosyalist Partililerle birlikte, “Yurtsever Cephe” en, sağcılardan ve Reformcu Blok’tan seçmenin oy verdiğini gördük. Radev’in bütün seçim kampanyası bu yöndeydi ve Bulgaristan için gelenekler olan şeylere vurgu yaptı ve ideolojik görüşlere az değindi. Yani o Bulgar halkı için geleneksel olana büyük önem verdi. Bu da Bulgaristan’da böyle eğilimler olduğuna işaret ediyor.
Koritarov: Rumen Radev gibi bir kişinin ya da bu geleneksel konuşma biçimine sebep olan, bu yılın Ağustos ayında Moskova’da görüştüğünüz öğrenilen BSP Genel Sekreteri Kornelya Ninova ‘nın mesajları size samimi gelmiş olabilir mi?
Reşetnikov: Biz Bayan Ninova ile Moskova’da görüşmedik, Sofya’da görüştük. Yazın görüştük. Bayan Ninova bana Radev’in çok iyi bir aday olduğunu söyledi. Başka bir şey konuşmadık. Yorum da yapmadık.
Koritarov: Demek, bu görüşme Sofya’da oldu…?!
Reşetnikov: Radev’in ne kadar samimi konuştuğunu şimdi göreceğiz. Şimdi o Cumhurbaşkanı koltuğuna oturacak. Fakat bir şeyi o konuşuyorsa, demek oluyor ki, buna gerek var yani halkın bundan ihtiyacı var, halk ruhu bunu bekliyor, anlamındadır. O mesajlarıyla halkın özlemine yanıt veriyor. Böyle konuşmasının nedeni budur. Ben samimi olduğunu umut ediyorum. Bilemem. General Radev’ı tanımıyorum. Rusya’da onu tanıyan yok. Kornelya Ninova’yı sizde tanıyan çok az kişi var, o da partinin başına yakında geçti. Fakat seçim kampanyasının bu şekilde yürütülmesini seçen Radev’in kendisidir. Yani Bulgarlara hitap biçimini seçen o kendisidir.
Koritarov: Size şöyle bir soru sormak istiyorum. Bayan Ninova, General Radev’i iyi tanımıyor, fakat onun iyi bir Cumhurbaşkanı olacağını iddia ediyor, siz yıllarınızı istihbarata vermiş bir kişi olarak, bu sözlere işittiğinizde hayrete düşmediniz mi?
Reşetnikov: Önce şunu söyleyeyim ben artık 8 yıldan beri istihbarat görevlisi değilim. Ben Bayan Ninova ile bu adaylığın tartışılmaya başlandığı zaman görüştüm. Ben Bulgaristan’da tatil yapıyordum, bu fırsatla birkaç siyasi parti lideri ile görüştüm ve müzakerede bulunduk. Bu liderlerden kimisi Gen Radev’i tanıyor, bazıları da hiç bir şey bilmiyordu. Bayan Ninova bana şöyle dedi: “Kesin değilim. Fakat bu çok ilginç bir fikir! Olayın doğal olduğunu, çelişkili olan bir şey olmadığını gördüm.
Koritarov: İlginç, demek Bayan Ninova’ya bu fikri veren olmuş…
Reşetnikov: Bu görüşme geçen yılın eylülünde, ekiminde veya kasımında olmuş olsaydı, o zaman şaşkınlık yaratabilirdi. Fakat bu yaz görüşmüştük. Yanılmıyorsam Ağustostaydı.
Koritarov: Geleneksel konsepte dönelim öyleyse, adına tutucu devrim dediğimiz bu görüş, size göre, aralarında uzun zamandan beri ciddi çelişkiler olan, Rusya ile Batı arasında yakınlaşmayı sağlayabilir mi?
Reşetnikov: Şöyle bir durum oluştu. Birleşik Amerika’daki liberal güçlerin etkisiyle, Batı Avrupa’da oluşan elit etkinlik ömrünü dolduruyorsa, (gülümsüyor) kanımca bu artık oluyor. Orban tipi kişiler, Merkel gibiler ya da onlara benzeyenler için yarın bitti. Liberal değerli bu kişiler, onlar için halklara yalan söylendi. Onların gitmesi gerek. Clington da gitti. Amerika’daki savaşım sona ermemiş olsa da o artık gitti. Hepsi gidecek. Yenileri geliyor. Gelecekler. Milli tutucu (muhafazakâr), milli geleneksel geri dönüş (rövanş / İntikam) ya da sizin daha tam ifade ettiğiniz gibi devrim eğilimi Avrupa’da çok güçlü gelişiyor. Rusya da bu yolda gelişiyor. Biz de liberalizm ve komünizm konseptlerinden kopuyoruz. Biz de Rusya’nın doğal tarihsel yoluna, Rusya yoluna dönebileceğiz. Bu gidişle biz de Avrupa devletleriyle yeni bir sayfa aşmayı seçeceğiz. Birkaç gün önce Avrupa’da birkaç konservatif partinin liderleriyle görüşme imkânı buldum. Onlar arasında hiçbir konuda, pratik olarak hiçbir anlaşmazlık yok. Ve onlar bana Moskova’ya baktıklarını ve umutla beklediklerini söylediler. Onlar Rusya’nın tutucu yolu seçeceğine inanıyorlar. Bu, Rusya’daki halk ruhuyla örtüşen bir tutumdur. Bu reel bir perspektiftir. Bu yıl olması bir ihtimaldir fakat 2017-18’de gerçekleşe bilir. Bugün kendilerine biz Avrupalıyız diyen insanlar gidicidir.
Koritarov: Bazı söyleşilerin değişik yerlerinde Bulgaristan’ın NATO ve Avrupa Birliği’nde çıkma sinyalleri vereceğine işaret edildi. Bunun hesaba katılmasına gerçekçi bir taban var mıdır?
Reşetnikov: Benim kanaatime göre, Bulgaristan kendi başına AB’den çıkmak istemesinden daha önce Avrupa Birliği kendisi dağılabilir. A içindeki süreçler olumsuzdur ve eğilimler çok kötü gelişiyor.
Koritarov: NATO ile ne olacak?
Reşetnikov: NATO da sorun yaşayacak. Seçim kampanyasında Trump’un söylediklerinin ne kadar gerçekçi olduğuna bakacağız. Bekleriz görürüz. Şunu kesin söyleyebilirim: ABD ile Avrupa’yı çok ağır yıllar bekliyor. Ben bir Rus Bulgar severiyim ve Bulgaristan’ı sevdiğimi de söyleyebilirim, ayrılma ve bağımsızlık yoluna çıkacak devletlerarasında Bulgaristan’ın sonuncu olmasını arzu etmiyorum. Avrupalı fikrinden kurtulup Bulgaristanlı olma görüşüne bağlanmalısınız. Ben Bulgar halkının hala sağ sağlım olduğunu görebildim. İnsanlar Bulgar olduklarını unutmuyor. Kuşkusuz Bulgarlar bizim tutucu Ortodoks fikirlerimizin de taşıyıcısıdır.
Koritarov: Seçilen Cumhurbaşkanımız Rumen Radev, Bulgaristan’ın NATO dışında ve Avrupa Birliği dışında yolunu kendi çizme, kaderini kendi belirleme yolunda ilerlmeyi seçebilir mi? Siz kendisinden böyle bir şey bekliyor musunuz?
Reşetniko: Biz Gen Rumen Radev’i yakından tanımıyoruz. Böyle bir şey söylemek zordur. Cumhurbaşkanı kampanyasında gerçekçi biri olarak ortaya çıktı, bir Bulgar olarak, bir yurtsever olarak, akılı biri olarak, gerçekçi bir erkek izlenimi bıraktı. Fakat bu sonuçlarımız seçim öncesindendir. Şimdi bekliyoruz. Biz, siyasetçilerin bir şey konuştuğunu, ardından çok farklı hareket ettiklerini biliyoruz. Fakat sözüne sağdık kalıp bu çizgide yürümeye devam ederse o bu süreçte çok önemli rol oynayabilir. Aynı zamanda biz Bulgaristan’ın bir cumhurbaşkanı Cumhuriyeti olmadığını da biliyoruz. Cumhurbaşkanına bağlı olmayan birçok şey var. İş yalnız cumhurbaşkanında bitmiyor. Mesela, “Güney Akım” dan vaz geçmeyecek bir kesinlikte bir Bulgar hükümetine ihtiyaç var. Değil mi?
Koritarov: Siz şimdi parlamento seçimlerine mi bel bağlıyorsunuz? Planlarınız meclis seçimleri üzerine kurulmuş öyle mi?
Raşetnikov: Biz, Gen Radev’in seçim kampanyasında öne sürdüğü ve savunduğu dünya görüşünün ne kadar gerçekçi olduğunu görebilmek için erken seçimleri bekliyoruz. Erken seçim bunu doğrulamalıdır. Bulgaristan Sosyalistleri BSP ya da GER partisi General Radev’in seçim kampanyasında kullandığı taktikleri kullanır ve rövanş propagandası yaparsa seçimi kazanamayacağına eminim. Bu partiler Bulgar seçmeni yüreklendirecek, kazanacak fikirlerle ortaya çıkmalıdır. Bizim analizlerimizin e gösterdiği üzere, Bulgaristan’da pek çok kişi andığa gitmek istemiyor. Hükümet değişikliklerinden hiçbir şey çıkmadığını gördükleri ve buna inandıkları için seçime katılmayı umumiyetle istemiyorlar. Bu yüzden siyasi partilerin seçim meydanına nasıl fikirle çıkacağı çok önemlidir. Bu nedenle ben, Radev’in avunduğu idelerin doğru olduğuna inanıyorum.
Koritarov: İzninizle size bir şey hatırlatmak istiyorum. Geçen yıl siz şöyle demiştiniz.
Bir gazetecinin size sorduğu soru şuydu: “Kırım’ın ilhakından sonra ülkemiz uluslararası tecrit duruma düşmüşse, Güney Doğu’ya neden Va Bank oynamıyoruz? Biz ne kadar iki yüzlü oynayabiliriz?”
Sizin verdiniz cevap şu olmuştu: “Va Bank oynamamız için erkendir. “Avrupa’da kem gözlerden saklı bazı süreçlerin geliştiğini ve bunların bize çıkarlarımızı başka yöntem ve araçlarla savunmamız olanak verdiğini bilmeliyiz ve Rusya Cumhurbaşkanı’nın her konuda bilgi sahibi olduğunu gözden kaçırmamalıyız.”
Siz bu demeci İngiltere’de “breksit” yapılmazdan bir yıl önce vermiştiniz. Siz olayların “breksit” e gideceğini ve bir sürü başka gelişme izleneceğini yaptığınız analizlerde öngörebilmiş miydiniz?
Reşetnikov: Bizim enstitümüz çok iyi çalışıyor. Analizimiz tamdı.” Breksitte” yanlış yapmadık. “Va Bank” savaş demektir. Biz yanlış yapmadık.
Koritarov: Sayın Reşetnikov Avrupa’da gelişen hangi olaylar üstüne bilgi sahibisiniz?
Reşetnikov: Bilgi sahibi olanlar. İstihbarat örgütleridir. Bizim enstitümüz Batı haber araçlarından, TV, radyo, gazete, dergi vb kaynaklardan aldığımız bilgileri analiz ediyor. Politika bilimcilerinden, sosyologlardan bizim bilgi kaynağımızdır. Biz süreçleri analiz ediyoruz.
Koritarov: Yani siz aleni kaynakları kullanıyorsunuz. Onlar çok değerli tabii.
Reşetnikov: Evet bizim enstitümüz harkesin kullandığı kaynakları kullanıyor. İstihbaratın nasıl çalıştığını ben şu an bilmiyorum, fakat çok iyi çalıştıklarını tahmin edebiliyorum.
Koritarov: Şimdi sizi 1990’lı yıllara götürmek istiyorum. O zaman istihbaratta görevliydiniz. Bulgaristan’da çalıştınız. Bulgaristan’da Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin kuruluşunu hatırlıyorsunuzdur. Sizin HÖH-DPS hareketinde dostlarınız var mı?
Reşetnikov: Hayır, benim dostum yok. Ben Bulgaristan’a 1991’de geldim. HÖH hareketi artık kurulmuştu. Ne ki, Bulgar siyasi partilerinde benim tanıdıklarım ve dostlarım var tabii. Fakat onlar ulusal azınlık partilerinde değil. Tanıdığım Bulgaristanlı Türkler var. Siyasi bağlantılarım yoktur.
Koritarov: Parti olarak, politik araç olarak, bunlar analiz nesnesi olarak ilginç midir?
Reşetnikov: Biz Rusya’da HÖH gibi bir parti kuramayız. Anayasamız izin vermiyor. Pek bilemiyorum da, çok ilginç. HÖH partisi ve onun bayrağı olan, Ahmet Doğan gerçek Bulgar vatandaşı oldular. Ben sık sık onları yurtsever tavırlarından dolayı kutluyorum. Öteki parti, o başka, o Türkçü. HÖH Bulgar ruhlu eylemde bulunuyor. İz, bizim Çuvaş ve Tatarlarımızın da Rus yurtseverler olarak hareket etmesini arzu ediyoruz. Bizde böyle bir parti yok. HÖH sizin denemenizdir. Sizin deneyiminizdir. Ne kadar başarılı olduğunuzu bilmiyorum fakat HÖH üyeleri Bulgaristan’da kendi vatanlarını bulmuştur ve gözleri sınır dışında değildir.
Koritarov: Sonunda sizden Bulgaristan’ın geleceği üstüne görüşlerinizi öğrenmek istiyorum.
Reşetnikov: Umudumuz Bulgaristan’ın Bulgaristan olmasıdır. Bulgaristanlıların Bulgaristan’a dönmesidir. Biz Batı medeniyeti ile ilgilenmiyoruz. Ben Bulgaristan’dan Bulgaristan olarak ilgileniyorum. Bulgarlardan da Bulgar olarak ilgileniyorum. Milliyetçiler olarak değil Bulgarlar olarak ilgileniyorum onlardan. Bulgaristan beni ve bizi bu açıdan ilgileniyor. Bizi ilgilendiren Pirin Dağındaki dağ evi, Rodoplarda bir konak değil. Umudumuz budur. Aynı zamanda Rusya da Rusya’ya dönmelidir. Bulgaristan da Bulgaristan’a dönmelidir. Bu olursa ilişkilerimiz Sovyet zamanında ve Sovyet zamanında olduğundan çok daha yakın olacaktır. Çok daha yakın.
Biz Ruslar ve Bulgarlar ve Rumlar, Bulgar Fransızları, Amerikancı Ruslar vs olmaktan kurtulabilirsek. Bunu istemek bir aptallıktır. Allah bizi Bulgar, Rus, Rum ve Sırp vb yaratmışsa öyle kalmalıyız. Biz kimliğimizi korumalıyız. Bulgar, Bulgar kalmalı Ruslar da Rus kalmalıdır. Bu iyi bir perspektiftir. Bu olursa ilişkilerimiz çok daha iyi olur. Daha önce “Sovyetler Birliği – Büyük Kardeşimiz” havaları atıyorduk. Bundan vaz geçmeliyiz. Yeni ilişkiler, Bulgar oldukları için gurur duyan ve Rus oldukları için gurur duyan insanlar arasında samımı ilişkiler olarak gelişmelidir. O zaman bizim bu tip ilişkilerimiz eksiğimiz olunca fenalık geçiririz.