Musa VATANSEVER
Bugün derneğimizde, Vizrajdane Partisi Genel Başkanı ve ekibini ağırlamanın onurunu yaşıyoruz. BULTÜRK Derneği olarak, Bulgaristan’ın toplumsal sorunlarına dair önemli konuları konuşma fırsatı bulduk. Ancak bu vesileyle, Bulgaristan siyasetinin temel sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm önerilerimizi dile getirmek istiyorum.
Seçimler ve Gerçekçilik
Bulgaristan’da seçim dönemleri, özellikle yurt dışındaki vatandaşlarımız açısından büyük önem taşıyor. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki, seçim döneminde parti liderlerinin ve temsilcilerinin asıl amacı, yalnızca oy toplamaktan ibaret. Bu durum, uzun vadeli bir vizyon eksikliğini ve vatandaşlara dair samimi bir yaklaşımın olmayışını gözler önüne seriyor. Biz BULTÜRK olarak, Bulgaristan’ın geleceği için adil, eşitlikçi ve kapsayıcı bir siyasi yapının savunucusuyuz. Ancak, bugünkü siyasi atmosferde bu tür bir anlayışı görmek zor.
Türk ve Müslüman Vatandaşlara Yönelik Ayrımcılık
Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman vatandaşların yıllardır karşı karşıya kaldığı ayrımcılık, sadece toplumumuzun değil, Bulgaristan’ın tamamının geleceğini tehdit eden bir sorundur. Parti başkanlarının, yönetim kadrolarına Türk veya Müslüman isimleri dâhil etmemesi, ülkenin demokratik ve eşitlikçi bir yapıya ulaşmasına engel teşkil ediyor. Bulgaristan’daki vatandaşların tamamını eşit görmeyen bir yaklaşım, ülkenin bütünlüğüne zarar verir ve toplumsal uyumu bozar.
Birlikte Kurtuluş: Bulgaristan’ın Tek Çıkış Yolu
Bulgaristan, ciddi bir yok oluş tehdidiyle karşı karşıya. Siyasi liderler, hâlâ bireysel çıkarlarını ve parti menfaatlerini ülkenin geleceğinin önüne koyuyor. Ancak içinde bulunduğumuz çağ, bireysel ve grup çıkarlarını değil, birlik ve dayanışmayı ön planda tutmayı gerektiriyor. Gelecek, ayrımcılığın değil; kapsayıcılığın ve bütünleşmenin olduğu bir dünya olacak. Bulgaristan da bu değişime ayak uyduramazsa, tarihte yok olan diğer devletlerin arasına katılabilir.
Parti liderlerine buradan çağrıda bulunuyorum: Bulgaristan’daki her vatandaşı eşit kabul eden, ayrım yapmadan kucaklayan bir anlayışı benimsemek zorundasınız. Bu, yalnızca siyasi bir strateji değil, Bulgaristan’ın varoluş meselesidir. Eğer Bulgaristan’ı kurtarmak istiyorsak, Türk’ü, Bulgar’ı, Müslüman’ı, Hristiyan’ı ayrım yapmadan bir araya gelmek zorundayız. Bu anlayış, partiler üstü bir yaklaşımla mümkün olabilir.
Adalet ve İş Birliği
Biz Türkler, Bulgaristan’a değer katmak, ülkenin bütünlüğünü korumak için her zaman iş birliğine hazır olduk. Ancak bu iş birliği için temel şartımız, eşit vatandaşlık ilkesinin benimsenmesidir. Bulgaristan’da yaşayan Türk ve Müslümanlar, hiçbir zaman ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek istemiyor. Tüm vatandaşların birinci sınıf olarak kabul edildiği bir Bulgaristan hayalimiz var.
Bugün burada dile getirdiğimiz eleştiriler, bir suçlama değil, bir çağrıdır. Gelecekte Bulgaristan’ın kötü günler yaşamaması için bugünden önlemler alınmalıdır. İlahi adaletin er ya da geç kapıyı çalacağına inancımız tamdır. Gerçek anlamda Türk ve Müslüman olanların, yaşadıkları devletleri yok olmaktan kurtaracaklarına inanıyoruz. Ancak bu kurtuluş, sadece Türklerin veya Müslümanların değil, tüm Bulgaristan vatandaşlarının ortak mücadelesiyle mümkündür.
Birlikte Güçlü Bir Bulgaristan
Bugünkü ziyaretiniz ve karşılıklı fikir alışverişimiz, bu yolculuğun başlangıcıdır. Bulgaristan’ın geleceği için ortak bir irade ortaya koymamız gerekiyor. Tüm vatandaşların eşit haklara sahip olduğu bir Bulgaristan inşa etmek, sadece Türklerin veya Müslümanların değil, her kesimin yararına olacaktır.
BULTÜRK Derneği olarak, bu konuda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu almaya hazırız.
Ancak bir elin uzatılması yeterli değildir; diğer elin de sıkması gerekir. Biz iş birliği ve dayanışma için her zaman hazırız. Umarım bugün bu adım, Bulgaristan’ın daha adil ve güçlü bir geleceği için bir başlangıç olur.
Ziyaretiniz için tekrar teşekkür ediyor, birlikte daha güzel bir Bulgaristan hayaliyle herkesi selamlıyoruz.