Bulgaristan’ın AB Konseyi dönem başkanlığına ilişkin ulusal program taslağı, Haziran ayına kadar hazır olmalı. Bunu Başbakan Yardımcısı Denitsa Zlateva, Sofya’da “Friedrich Ebert” vakfı, Bulgaristan Diplomasi Derneği ve Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü tarafından düzenlenen bir konferansta açıkladı. Belgenin kesin şekli ise önümüzdeki yılın Ocak ayında başlayan başkanlığın arifesinde hazır olacak. Bulgaristan için önem taşıyan konulardan biri Karadeniz bölgesi olmakta.
Karadeniz bölgesinin AB, NATO ve Rusya menfaatlerinin kesiştiği bir nokta olması, bölgeye özel önem verilmesi gerektiğini kendiliğinden ortaya koyuyor. Avrupa’nın bu bölgesi, büyük güçlerin jeopolitik ilgisini hep çekmiştir, bundan 10 yıl önce Bulgaristan ve Romanya’nın AB’ye katılmasının ardından ise bölgeye duyulan ekonomik ilgi de büyük ölçüde arttı.
AB Konseyi dönem başkanlığını ilk defa yapacak olan Bulgaristan’da yürütülen başkanlık hazırlıklarından sorumlu Başbakan Yardımcısı Denitsa Zlateva, Karadeniz bölgesinin önemine ilişkin şunları söyledi:
“Karadeniz bölgesinin AB için stratejik önem taşıdığı herkesçe bilinmekte, ki bu husus 2007 yılında Bulgaristan ve Romanya’nın kabul edilmesi ile de teyit edildi. Böylece Karadeniz Birlik için kısmen iç deniz haline geldi.”
Bulgaristan’ın eski dışişleri bakanı, halen AP vekili olan Georgi Pirinski de aynısını öne sürdü. Sözlerine göre AB, gittikçe daha çok ortak savunma politikası üzerinde duruyor. Pirinski, NATO’nun savunmaya yönelik bütçe harcamalarının artırılması planı ile yanı sıra bunun gerekli olduğu kanısını paylaştı ve bölgedeki çatışmalara çözüm getirilmesinde diplomasiden yana çıktı:
“Karadeniz bölgesinde artan gerginlik ve zıtlaşmanın üstesinden gelinmesine yönelik diplomatik inisyatiflerin geliştirilmesine temel oluşturacak yeterince önkoşul mevcut. Bulgaristan’ın dönem başkanlığı sırasında Karadeniz bölgesinin AB’nin gündemine getirilmesinin Avusturya ve 2019’da başlayacak Romanya’nın dönem başkanlığı sırasında da devam edeceğine inanıyorum. Çünkü fazlası ile güncel olan bu konu ile şimdi meşgul olmamız gerekiyor”.
Ekonomik ve Uluslararası İlişkileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Lübomir Küçükov, Karadeniz bölgesinin her daima çeşitli düzeylerdeki temasların kesiştiği nokta olduğunu vurguladı ve çatışmalara çözüm aranırken tartışmanın ender durumlarda suçlunun aranması dışına çıktığını öne sürdü. Küçükov bölgenin özelliklerini şöyle anlattı:
“Büyük sayıda dondurulmuş ikili çatışma, birçok çatışma alanı, büyük miktarda silah ve her şeyden önce Soğuk savaş tipinden doğrudan cepheleşme çizgisi. Rusya ile sınırı bulunan ülkelerden farklı olarak Bulgaristan ve çoğu Güneydoğu Avrupa ülkesi kendi güvenliği ile ilgili riskleri, doğudan gelebilecek doğrudan saldırılarda değil, Rusya ve NATO arasındaki cepheleşme sonucu genel güvenlik ortamının kötüleşmesinde görüyorlar, ki bu Güneydoğu Avrupa ülkelerini terör, radikal İslam, Ortadoğu’daki istikrarsızlığın bu yönde yayılması ve mülteci baskısı gibi güvenlik tehditleri karşısında daha hassas duruma getiriyor” diyen Lübomir Küçükov, devamla Rusya’nın Güneydoğu Avrupa ülkelerine alternatif sunma potansiyelinin bulunmadığını öne sürdü ve Avrupa liderlerine tarihe göz çevirmeleri tavsiyesinde bulundu, çünkü tarih Rusya ile savaşmaktansa müzakere etmenin daha iyi olduğunu kesin bir şekilde ortaya koyuyor.
Fotoğraflar: “Friedrich Ebert” vakfı ve BGNES
Çeviri: Tanya Blagova