Düşmanı yanlış göstermek bir askeri oyundur.
Türkiye’den sığınmacı istilası bekleyenler artık Rus çizmesi altında.
Ras yayın araçlarının bildirdiği üzere, Başçık’dan Sozopol’a kadar memleketin % 80’i /daha fazlası da olabilir/ Rus istilası altına girmiş durumdadır.
Acil önmelerin lınması milli güvenlik sorunudur.
Kaynak Faktor. bg.
Birkaç gün önce, Rusya devlet televizyonunun Birinci Programında sunucu olan ve halen Vladimir Putin’ın “Birleşik Rusya” partisinden milletvekili seçilen Pyoter Tolstoy, Bulgar Ulusal TV (BNT) gazetecisinin yüzüne küstahça şöyle dedi: “Avrupa Birliği’nde kölü bir reform yapılmalıdır. Yönetimi değişmelidir. Rusya ulusal güvenlik alanına giren ülkeler AB’ye üye alınmamalıdır.”
Demek oluyor ki, Avrupa Birliği Rusya’nın etki alnında bulunan Bulgaristan adlı ülkeyi “haksız” olarak üye almıştır. Sanki bu ülkenin toprakları Bulgaristan’ın egemenlik alanı değil de, Rusya’nın etki alanıdır.
Üstelik. Bay Tolstoy, Bulgaristan’ın AB üyeliğine alınmasıyla işlenen “adaletsizlik” çok yakın bir zamanda “düzeltilecektir.”
Bu işin bir kanlı savaşla, saldırı ve ilhak etmekle yapılabilmesi pek öyle kolay olamayacağı için, çünkü Bulgaristan bir NATO üyesidir, bu iş klasik Rus yöntemiyle yapılabilir – az parayla elde edilemeyen, çok parayla kolayca elde edilebilir.
Rusya rüşvet verme ve şantaj yapma işlerinde büyük deneyim sahibidir.
1800’ün başlarında, o yıllar yüksek rütbeli bir İsveç subayına – alınmaz bir kalenin komutanına olan rüşvet yediren Ruslar, bugünkü Finlandiya’yı ele geçirmişti.
Rus politikacı bizim hakkımızda şöyle konuştu: “Bulgaristan’ı baştanbaşa satın alacağız. Karadeniz kıyısının yarısını artık satın aldık.”
Bu küstah beyanlarda şakadan eser yoktur. P. Tolstoy bütün Bulgaristan’ı satın alacalarını söyledi.
Rus seçmen P. Tolstoy’u milletvekili seçmekle ödüllendirdi.
Bulgar devletinin görevi, memleketimizin Rus parti kodamanları, zenginler, oligarşiler ve benzerleri tarafından satın alınmasını ve “son ve üçüncü ez olarak Kırım gibi kurtarılmasını” önlemektir. Bu planları gerçekleştirecek olanlar Varna ve Burgas’dan birkaç sat mesafede “kurtarılan Kırım’da” konuşlandırılmış ve aslı Rus ve olan ve Bulgar Karadeniz şehirlerine yerleşmiş olan nüfusun davetiyesini bekliyorlar.
Noterlerimizde en uygun ücret ve en ivedi şekilde kendilerine her hizmet sunulduğunu, Bulgar vatandaşlığı alırken kolaylıklar sunulduğunu övünerek anlatan Burgas GERB’li Belediye Başkanı D. Nikolov, yine aynı Rus vatandaşlara, onların çocuklarına Rusya’daki okul mevzuatına uygun Bulgar okullarında Rusça dilinde eğitim imkanları sağlandığını balandır pullandıra anlatmaya devam ediyor vb. vb..
*** Bak: (Burgas’da Rus Okulu açıldı. Putin Burgas Belediye Başkanını ödüllendirdi.) altta.
*** (Вж: Руско училище отваря врати в Бургас и Кметътна Бургас с награда от Путин ).
1878’de Bulgaristan’da ekmek elden su gölden yerleşip kalan Rus kurtarıcıları kovalayan Bismark gibi bir birisine tarihte yeniden rastlamak bir daha nasip olur mu Bulgar halkına? Pek sanmam!
Yolumuza bir daha bir M. Gorbçov’un çıkması mümkün mü?
Onun, 1989’da (sağlam Rus güçler onu görevden almazdan önce) Doğu Avrupa’da bulunan Rusya tanklarının “Rus etki ve çıkar alnını” bir daha “kurtarma” imanını elinde bulundurduğu geçici an bir daha belirir mi?
Tolstoy’un patavatsız şakası cahil, kör ve öngörüsüz Bulgar siyasetçiler tarafından dikkate alınmak istenmese de, korkutan bir gerçektir. Vatan tarihini bilmeyen ve şu dönem rakı ve meze derdine düşen Bulgar vatandaşları bu konuda sağır kalsalar da, gerçekte dehşet gizlidir.
Rus medyası bizimle alay ediyor. Kremlin’de ve bütün Rusya’da Bulgaristan’ın satın alınabileceğini bilmeyen yok. Üstelik Karadeniz tatil merkezlerimizdeki taşınmazların yarısı artık Ruslar tarafından satın alınmıştır. Romanya sınırından başlayarak, Balçık’tan Sozopol’a kadar, otel, daire, çok konklı tatil köyleri ve binaların % 80’i, hatta daha fazlası taşınmaz olarak Rusların mülküne geçmiştir. Fakat bunun için davul çalmaya ne gerek var!
Bulgar basını, Rusların satın aldığı dairelerin 500 bin olduğunu açıkladı. Demek oluyor ki, mülk sahibi olan Ruslar ve aileleri Bulgar vatandaşlığı alıp burada kolonilerini oluşturuyorlar. Karadeniz kıyı bölgemizde tamamen yasal yeni bir durum meydana gelmiştir ve devlet hukukuna göre bu Rus nüfus, mülkün daha fazlasının sahibi olarak o yörede egemenlik, otonom idare, Rusça dilinin birinci dil mamasını isteyebilir. Bu kanuni hakları uluslararası insan hakları yasalarından kaynaklanır.
Bu isteklerin başka ve yeni olan bir dayanak noktası daha var.
Kısa bir süre önce onaylanan bir Rus kanununa göre (uluslararası normlar aykırı olduğu iddia edilir) Rus nüfusun, Rusya menfaatlerinin ve Rusların mülkünün savunulması için Rus ordu birliklerinin başka bir ülkeye girmesi ve Rus askeri güçlerinin bu dış ülkede (örneğin Bulgaristan’da) operasyon yapmasın gerekçe olabilir.
Böyle bir saldırının gerçekleştirilmesi Bulgar Karadeniz kıyısının Rusya’nın yeni yeni ilhak edip bir askeri üs haline getirdiği Kırım yarımadasının çıkarma gemileri ve denizaltılar için 3 saat mesafede bulunmasından da kaynaklanıyor.
NATO savaş gemilerinin (yürürlükteki devletler arası yasalardan dolayı) devamlı Karadeniz’de kalmalarının imkânsızlığından dolayı ve NATO Akdeniz askeri güçlerinin Karadeniz’e çıkmasının Boğazlar Antlaşmalarına uyularak tamamen Türkiye Cumhuriyeti kontrolünde bulunmasının da dikkate alındığında, Kırımdaki Rus “yeşil adamların” Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısına şaşırtıcı bir hızla sıçraması halinde, dünya ve NATO Konseyi Bulgar Karadeniz kıyısının Rusya istilasından korunmasında (bunun nasıl yapıldığını Gürcistan’ın Güney Osetya bölgesinin, Transdnestır yöresinin ve kısa bir süre önce Kırım’ın ilhakında gördük) eli kolu bağlı kalacaktır.
Ruhlarını satmış Bulgarlar Ruslara mülklerini sattılar. Ruhlarını satmış Bulgarlar mülkleriyle birlikte devletin önemli bir kısmını da Rusya’ya sattılar. Ruhsuz Bulgar siyasetçiler buna yasal yollarla engel olmadılar. Bu hareketlerle Bulgar devletini çok kötü bir çukura itmiş oldular. Politikacılar ve gazeteciler tarafından yıllardan beri uyutulan Bulgaristan halkı da olup bitene ağzını açmış bakmaya devam ediyor.
Daha küçük ve rüşvetçilik almış yürümüş devletlerin “satın alınması” stratejisi Rusya ile birlikte Çin ve Arap Krallıkları tarafından da uygulanıyor. Fakat onların arasında Bulgaristan’a karşı en saldırgan olan Rusya’dır. Bulgaristan için anlamı yenilgi, hezimet olan başarı elde edebilmiştir.
Bu konuda Bulgaristan’da yapılabilecek bir şey kaldı mı ve kaldıysa nedir?
Uluslararası ve Bulgar hukukçuların bu konudaki önerileri şunlardır:
- Yabancı fiziksel ve hukuksal kişilerin Bulgaristan’daki mülkleri tespit edilmeli;
- Yabancıların Bulgaristan’dan mal mülk edinmesine sınır getirilmeli;
- Bulgaristan’da taşınmazı olan yabancı nüfus azaltılmalı.