Malumunuz, geçtiğimiz günlerde Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, Başbakan Plamen Oreşarski ve Hükümet ortağı parti liderleri Sergey Stanişev ile Lütvi Mestan’ı yanına alarak bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına, başbakan ve hükümet ortakları ile birlikte gelen Plevneliev basın mensupları ve tüm Bulgaristan halkını selamladıktan sonra şunları söyledi:
“Sosyalist Sistemi terk ettikten sonra Bulgaristan demokrasi yolunda büyük yol kat etti. Bugün yirmi yılı aşkın süre oldu ve biz demokrasi yolunda ilerliyoruz. 2007 yılında Avrupa Birliği’ne girmek suretiyle bu yolda çok önemli bir yol kat ettik. Ancak biz bunu hiçbir zaman yeterli bulmadık, ülkemizin siyasi istikrarı, ekonomik istikrarı ve demokratik gelişim ülkemizin ve halkımızın vazgeçilmez öncelikleridir. Bugün, burada Sayın Başbakan ve koalisyon hükümetinin iki lideri ile birlikte yeni bir demokrasi paketini açıklayacağız. Halkımızın daha ileri bir demokrasi ve daha ileri bir ekonomik refah düzeyine ulaşması için gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz ve çalışacağız. Açıklayacağımız bu demokratik reform paketine bazıları karşı çıkabilir, bazılarının da hoşuna gitmeyebilir. Ancak unutulmamalıdır ki demokrasi, farklı grupların karşılıklı tahammül ve hoşgörüsüne dayanan bir rejimdir.
Şimdi sizlere demokratik reform paketimizi açıklıyoruz.
1. Artık isteyen istediği dilde siyasi propaganda yapabilir, sözlü veya yazılı. Bu anlamsız yasağı kaldırıyoruz.
2. Hiçbir vatandaşımızın anadilini öğrenme hakkı engellenemez, her Bulgar vatandaşı ilk, orta okul ile lisede haftada altı saat ana dili eğitimi görecek. Bu, Bulgaristan totaliter rejimle yönetilirken bile böyleydi. Demokratik Bulgaristan bunun gerisinde kalamazdı. Bu da yetmez, isteyen ana dilde eğitimin verildiği özel okul açabilecek. Bu husus Avrupa Birliği müktesebatında zaten mevcut idi. Gecikmeli de olsak bu noksanımızı tamamladık.
3. Türk kökenli Müslüman Vatandaşlarımızın totoliter rejim döneminde devletleştirilmiş veya ellerinden alınmış tüm vakıf mallarını iade ediyoruz. Irkı, dini ne olursa olsun tüm vatandaşlarımız eşittir.
4. 1934 yılında kanunla değiştirilmiş köy isimlerinin tekrar eski halinin kullanılmasının önünü açıyoruz. İsmi değiştirilmiş vilayetlerin de kanun ile tekrar eski isimlerini almalarını mümkün hale getiriyoruz.
5. 1985 yılında isimleri zorla değiştirilen Türk kökenli vatandaşlarımızdan isimlerini geri alamamış olanlar için yeni bir imkân sağlıyoruz. Bu vatandaşlarımız liçna karta veya pasaportlarını değiştirmek için MVR’ye başvurduklarında resen eski isimlerini geri vereceğiz ve zorla verilmiş isimleri, hiç verilmemiş gibi kütükten sileceğiz.
6. Bulgaristan dışında yaşayan Bulgar vatandaşlarının seçme ve seçilme haklarının önündeki tüm engellerin kaldırılması için derhal çalışma başlatıyoruz.
7. Bulgaristan Kilisesinin arzu ettiği zorunlu din derslerini ilk ve orta dereceli okullarda, önümüzdeki eğitim-öğretim yılından itibaren müfredata ilave ediyoruz. Artık vatandaşlarımız mensubu olduğu dinini okul sıralarında öğrenebilecek.
Değerli basın mensupları, sevgili vatandaşlarım! Sizlere açıkladığım bu kısa fakat çok anlamlı demokratik reform paketinin Bulgaristan’a hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, saygılarımı sunuyorum.”
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev, başbakan ve hükümet ortakları ile birlikte bir basın toplantısı düzenlese ve yukarıdaki reformları açıklasa ne kadar güzel olurdu, değil mi? Hayali bile güzel, tereddütsüz söyleyebilirim ki tüm Bulgaristan halkı kazanır. Hayal olan bir gün gerçek olur ve bu gerçeklik Bulgaristan’ı tereddütsüz ileriye götürür. Sadece siyaseten, demokrasi bakımından değil; ekonomik olarak da ileriye götürür.
Unutulmamalıdır ki 1989 göçü, aynı zamanda Bulgaristan ekonomisinin de göçtüğü yıldır. Bugün halkını kendi siyasi sınırları içerisinde tutamayan, özellikle genç nüfusa sahip çıkamayan bir Bulgaristan söz konusudur. Hükümetlerin önündeki en önemli problemin de bu olması gerekiyor. Zira kamu yönetimi, siyaset, ekonomi hepsi insan varsa anlamlıdır. Aksi takdirde bu kavramlar da anlamını yitirir.
Bir yıl evvel Bulgaristan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu’nda Sayın Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev’e Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu adına Bulgaristan’da yaşayan Türkler ve Türkiye’deki göçmenlerin sorunları hakkında bir rapor sunmuş idik. Tabi ki bu raporun, Bulgaristan’ın demokratik gelişimi içerisinde dikkate alınmasını bekliyoruz.
Bulgaristan’ın geleceğinin, her iki tarafında kazanacağı, sıkı bir Türkiye ilişkisine bağlı olduğunu da bugün herkes görebiliyor. Zira AB tek başına reçete olamadı.
Dr. Bayram ÇOLAKOĞLU
b.colakoglu@balturk.org.tr